Haberler

Erdoğan: O Leke Hiçbir Zaman Çıkmayacak

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Salı Akşamı TBMM Kürsüsünde Sergilenen Densizlik Türk Siyasi Hayatına Olduğu Kadar MHP'nin Tarihine de Kara Bir Leke Olarak Kazınmıştır ve O Leke Oradan Hiçbir Zaman Çıkmayacaktır' Dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Salı akşamı TBMM kürsüsünde sergilenen densizlik Türk siyasi hayatına olduğu kadar MHP'nin tarihine de kara bir leke olarak kazınmıştır ve o leke oradan hiçbir zaman çıkmayacaktır'' dedi.

Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen partisinin Kadın Kolları Eğitim Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, toplumun yüzde 52'sinin kadın olduğunu, kadının siyasette, sosyal yaşamda yer almasının sinerjiyi doğurmakla kalmayacağını, AK Parti'nin konumunu da güçlendireceğini söyledi.

''Bu topraklar, 'cennet, annelerin ayaklarının altındadır' diyen bir medeniyetin hayat suyuyla sulanmıştır'' diyen Erdoğan, "bu topraklarda annelik ezelden beri kutsaldır, ebediyen de kutsal kalacaktır. Anaları hor görmek yoktur. Analardan istihza ile söz etmek yoktur. Hele hele anaları kirli siyasetin seviyesiz üslubuna malzeme edecek densizliğe bu ülke hiç şahit olmamıştır. Bu ülkenin kutsal değerleri, bu ülkenin hassasiyetleri, bu ülkenin gelenekleri, örfü, ananesi bu kadar ayaklar altına alınmamış, milliyetçilik iddiası hiç bu kadar pespaye bir seviyeye düşürülmemiştir.

Esasen o gün orada, TBMM'nin kürsüsünde maske bir kez daha düşmüştür. 'Ürkek değil erkek parti' diye yola çıkanlar, daha Meclis kapısında iken U dönüşü yapmış, bugün ise bu ülkenin kadınlarına dil uzatacak, bu milletin peygamberiyle istihza edecek, baş örtüsünü ayaklarının altında çiğneyecek kadar izansızlık abidesine dönüşmüştür. Peygamber Efendimizi siyasi polemiklerin malzemesi haline getirmek kimin haddinedir? Partimin içerisinden herhangi bir tanesi, sürçülisan ile böyle bir ifadeyi kullanmış, bunu yakalamak suretiyle buradan kalkıp şahsıma böyle bir izafede bulunmayı sen hangi hakla, hangi salahiyetle söyleyebilirsin? AK Parti'nin kuruluşunda, şahsında tabu yaratmak yoktur, tabuları yıkmak vardır. Biz onun için bu yola çıktık''

Erdoğan, ''O gün Meclis'i yöneten Hanımefendi, buradaki sınırsız yanlışlara ne yazık ki fırsat vermiştir. Başbakan Yardımcımız'ın, 'Başbakan Yardımcısı' sıfatıyla değil bir 'milletvekili' sıfatıyla o mecliste iki dönem başkanlık yapmış olmanın kendisine sağladığı bu noktadaki deneyim ve tecrübeyle Hanımefendi'ye gidip, 'Yaptıklarınız yanlış, adeta CHP'nin bir militanı gibi yönetiyorsunuz, siz tarafsız olmak durumundasınız, bu şekilde giderse bu sıkıntı doğuracak' demesinden Sayın Deniz Baykal rahatsız olmuş ve tabii Hanımefendi de yürütmenin yasamaya baskısı olarak gösteriyor. Sen onu öyle gösterme. Senin ifadelerin yasamanın yürütmeye baskısıdır, bunu böyle gör'' dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin dün yaptığı açıklamayı da değerlendiren Erdoğan, 'Sayın Bahçeli, senin gücünü bilmem, ne olursan ol. Ama bu tehditlerle AK Parti'yi sindireceğini zannediyorsan şunu bil, bizim verilecek tek can borcumuz Allah'adır. Hiçbir zaman bu tehditlerin bize tesir etmez'' diye konuştu.

''MHP'nin iktidar olduğu üç buçuk yıllık dönemde 21 bankanın battığını, bunun faturasının yaklaşık 45 milyar dolar olduğunu'' söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Kim ödedi millet, sizin şahsınızda devlet. Bu mu milliyetçilik, bu mu vatanseverlik? MHP o gün DSP'nin ANAP'ın kuyruğuna takıldı. Bugün de CHP'nin kuyruğuna takılmış, CHP gölgesinde, CHP'nin kanatları altında geçinip gidiyor. O gün milliyetçi harekete, MHP'ye verilen oyları, DSP'nin ANAP'ın hizmetine peşkeş çekenler bugün de yine benim MHP'ye oy vermiş vatandaşımın iradesini CHP'ye teslim ediyorlar.

Sayın Bahçeli ile Sayın Baykal'ın ruh ikizi olduğunu söylüyordum. Bunu söylediğimde de hop oturup hop kalkıyorlar. Eksik söylemişim, şimdi daha iyi anlaşılıyor ki bunlar ruh ikizi değil bunlar tek yumurta ikizi."

Baykal'ı eleştiren Erdoğan, "Salı günü Sayın Baykal çıkıyor 'Bazı davalar vardır ki o davalarda savcı olmaktansa bırakın davanın avukatı olmayı, sanık olmak tercih edilir' diyor. Seni tutan yok Sayın Baykal, zaten milletvekillerin gidiyor Silivri'ye, avukat sıralarına oturuyor. Madem sanık olmak tercih edilir. Sen de git Silivri'de Danıştay saldırganının, katil zanlısının yanında otur. Eğer içine sindirebiliyorsan Danıştayda yüksek yargıcı katleden saldırganla orada poz ver" diye konuştu.

Demokratik standartları en yüksek seviyeye ulaştırmak için kararlı bir duruş sergilediklerini belirten Erdoğan, ''sivil siyasetle bağdaşmayan'' EMASYA Protokolü'nü kaldırdıklarını dile getirdi.

Erdoğan, Tekel işçilerinin eylemini de değerlendirdi. Tekel işçilerinin tamamının değil bir kısımının eylem yaptığını Erdoğan, "Buradan Tekel işçilerine yeniden seslenmek istiyorum, şu an itibarıyla Tekel'de iş akdi fesh edilen 8 bin 237 işçiden 6 bin 294'ü dün itibarıyla hesaplarına yatan kıdem ve ihbar tazminatlarıyla ilgili tasarrufta bulunmuşlardır. Bu ne demektir? Tekel işçileri dediğiniz olay bakın 2 bine inmiştir. Şimdi birkaç gün içerisinde daha da iner merak etmeyin. Bir defa burada olanların hepsi maaşını şu anda alıyor. Ocak ayı itibarıyla hepsi maaşlarını aldı. İhbar ve kıdem tazminatları da 1 Şubat itibarıyla bankadaki hesaplarına yattı. Bunların içinde 20 milyar alan var, 80 milyar alan var, ortalaması 41 milyar, böyle bir durum, nerede açlık sefalet, para ortada. Şimdi '4/c, bir kölelik anlayışı' diyorlar. Kusura bakmayın burası yol geçen hanı değil burası Türkiye Cumhuriyeti Devleti" diye konuştu.

Erdoğan, işçilerin ay sonuna kadar başvurarak, 4/c'den istifade etmelerini istedi. Erdoğan, ''Bu ay sonuna kadar istifade ettiniz ettiniz, etmediğiniz takdirde ay sonu itibarıyla bu iş bitiyor. Ondan sonra biz de yasal olmayan bu tür eylemlere müsaade etmeyiz bunu da açıkça söyleyeyim. Efendim 'açlık grevine başladık' bu senin tasarrufundur ve bunun da suçlusu tamamıyla sendikalardır. Biz hiçbir vatandaşımızın açlık grevi yapmasını arzu etmeyiz. Yaptıkları iş insani değildir, yasal da değildir. Ancak sorumlusu sendikalardır'' değerlendirmesinde bulundu.

Sürekli olumlu adımlar attıklarını anlatan Erdoğan, şimdi sıranın Tekel işçilerinde olduğunu söyledi. Tekel işçilerinin kendilerini yanlışa sevk eden sendika yöneticilerine uymaması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Onların mağduriyetini yarın o sendika temsilcileri gidermeyecek, onun da haberini vereyim kendilerine. 4/c'ye girdi girdi. Girmediği takdirde o sendika temsilcileri, onların şu anda düştükleri durumu düzeltmeyecekler. Yani işsizliklerini gidermeyecekler. Biz çözüm önerdik bu kadar, bu çözümden istifade edenler edecek.

Bu ülkenin işsizleri benim ne kadar sorunumsa Tekel işçilerinin de sorunu olmalıdır. Şöyle başını iki elinin arasına almalıdır, 'yahu ben bunu buldum' hamdolsun. Ama bunu hiç bulamayan benim işsiz kardeşim var. Bunu düşünmesi lazım. Ama bunlarda bu yok. Ben bir kez daha bu eylemin sona erdirilmesini kendilerine rica ediyorum. Şunu da söyleyeyim, şu andan itibaren bir adım daha bu iş oynamaz. Bitti bu iş. Çünkü Tekel eylemi Tekel işçilerini aşmış, hak arama gayesinden uzaklaşmıştır. Muhalefetin, medyanın ve marjinal örgütlerin istismar mekanizması haline gelmiştir. Tekel işçileri kendilerini kullandırmasın. HÜkümete karşı bu sinsi operasyonun aleti olmasın.''

Kaynak: AA / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title