Haberler

Erdoğan: "Kredi Notumuz Daha İyi Noktalarda Olmalı"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Ülkemizin Sağlam Ekonomik Yapısı, Son Yıllarda Gösterdiğimiz Üstün Makro Ekonomik Performans ve Krizde Sergilediğimiz Güçlü Duruş Gözönünde Bulundurulduğunda, Ülke Kredi Notumuzun Daha İyi Noktalarda Olması Gerektiğine İnanıyoruz' Dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Ülkemizin sağlam ekonomik yapısı, son yıllarda gösterdiğimiz üstün makro ekonomik performans ve krizde sergilediğimiz güçlü duruş gözönünde bulundurulduğunda, ülke kredi notumuzun daha iyi noktalarda olması gerektiğine inanıyoruz'' dedi.

Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası Finans Enstitüsü'nün (IIF) Çırağan Sarayı'ndaki gala yemeğinde yaptığı konuşmada, kredi derecelendirme kuruluşlarının finansal sistem üzerindeki rolünün gözden geçirilmesi girişimini çok önemli gördüğünü söyledi.

Erdoğan, ''İdeolojik yaklaşımlarla, özel ilişkilerle derecelendirme yapılmaz. Ama ne yazık ki dünyamızda bunların yapıldığını görüyoruz. Nitekim bunun için bazı derecelendirme kurumlarının ciddi manada kredilerini kaybettiğini görüyoruz'' diye konuştu.

Kredi derecelendirme sürecinde şeffaflığın, kalitenin artırılmasının ve çıkar çatışmalarının azaltılmasının finansal sektörü açısından önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu tedbirlerin, başlangıçta sadece finans sektörü lehine görünse de uzun vadede sadece finans sektörüne değil, ekonominin bütün kesimlerine fayda sağlayacağına dikkati çekti.

Erdoğan, son krizin de kanıtladığı üzere, sağlıksız bir yapıda elde edilen kazanımların, ancak bir sonraki krize kadar elde edilmiş geçici kazanımlar olduğunu dile getirerek, dolayısıyla gerçekleştirilmeye çalışılan reformların amacının, finans sektörünün, hem sağlıklı ve sürekli bir biçimde faaliyetlerini sürdürmesini, hem de ülke ekonomilerine ve küresel ekonomiye katkı yapmasını sağlamak olması gerektiğini ifade etti.

Hükümet olarak, finans ve bankacılık sektöründe çok köklü ve cesur reformlar gerçekleştirdiklerini, özellikle finans sektöründe oluşabilecek riskleri çok yakından denetlemek için gereken kurumsal yapılanmayı tamamladıklarını anlatan Erdoğan, bu son krizde, bankacılık sektörünün çok iyi bir sınav verdiğini ve gerçekleştirdikleri reformların ne derece isabetli olduğunu görme fırsatı bulduklarını kaydetti.

Türkiye'nin, son 7 yıl içerisinde karşılaşılan farklı büyüklükteki dalgalanmaları asgari etkiyle atlattığını ifade eden Erdoğan, son dönemde uluslararası fon hareketlerindeki daralmaya rağmen, hazinenin iç ve dış finansmanda sorun yaşamamasının, bankacılık sektörünün ve özel sektörün dış finansman sağlamaya devam edebilmesinin, büyük ölçüde uyguladıkları bu politikaların sonucu olduğunu vurguladı.

-YÜRÜRLÜĞE KONULAN ÖNLEMLER-

Erdoğan, yaşanan krizin Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerini en aza indirmek amacıyla kısa vadede bir dizi tedbiri de yürürlüğe koyduklarını anımsatarak, ekonomideki talebi canlandırmak amacıyla kilit sektörlerde vergi indirimleri gerçekleştirdiklerini, reel sektör yatırımlarının ve istihdamın artırılması yönünde kapsamlı teşvik paketleri hazırladıklarını söyledi.

Yine bu dönemde, Merkez Bankası'nın da başta üç aya kadar vadeli repo imkanları olmak üzere çeşitli enstrümanlarla piyasalardaki likidite imkanlarını artırdığını, ayrıca ekonomik faaliyetleri canlandıran ve finansal kurumlar arasındaki fon akışlarını destekleyen aktif bir para politikası izlediğini anlatan Erdoğan, söz konusu tedbirler ve son 7 yılda gerçekleştirilen yapısal reformlar sonrasında edindikleri kazanımlar sonucunda, Türkiye'nin benzer ülkelere kıyasla krizden daha az etkilendiğinin söylenebileceğini belirtti.

Erdoğan, orta vadeli programdaki temel hedeflerinin, büyümeyi kademeli olarak potansiyel seviyesine yükseltmek, istihdamda nispi bir artış sağlamak, enflasyondaki düşüş trendini devam ettirmek ve kriz nedeniyle bozulan kamu dengelerini yeniden tesis etmek olduğunu anlattı.

-İSTANBUL'UN FİNANS MERKEZİ OLMASI PROJESİ-

Orta vadeli programda öngördükleri önemli bir yapısal alanın da İstanbul Finans Merkezi projesinin hayata geçirilmesi olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

''Bu kapsamda hedefimiz İstanbul'u öncelikli olarak bölgesel, daha sonra da küresel bir finans merkezi haline getirmektir. Bunu süratle hayata geçireceğiz. İstanbul'daki canlılığın, hareketliliğin çok daha farklı olduğunu inşallah hep birlikte göreceğiz. Kısa bir süre sonra 2013 itibariyle boğazın altında raylı sistem bitmiş olacak. Ve Marmaray projesiyle artık İstanbul'da finans merkezleri arasındaki iletişimin her türlü kolaylığı sağlanmış olacak. Bu kapsamda hedefimiz, İstanbul'u öncelikli olarak bölgesel, daha sonra da küresel bir finans merkezi haline getirmektir. İstanbul ve Türkiye böylesine büyük ve iddialı bir proje için hazırdır. Türkiye'nin son dönemde finansal derinleşme alanında attığı adımlar, bu konudaki yüksek potansiyeli, finansal düzenlemeleri çok ileri düzeylere taşımış olması ve kurumsal altyapının iyi tesis edilmiş olması İstanbul'un finans merkezi haline getirilmesinde önemli avantajlar sağlıyor. Bu özelliklere, ülkemizin genç ve dinamik nüfusu, yetişmiş insan gücü, jeopolitik avantajları, hızlı büyüyen ve gelişen ekonomisi, sağlam bilişim altyapısı, zengin kültürel ve tarihi geçmişi eklendiğinde, uluslararası finans camiasının İstanbul'un sunduğu avantajları görmezden gelemeyeceğine inanıyorum.''

Kaynak: AA / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title