Haberler

Erdoğan'dan Muhalefetin Eleştirilerine Grafikli Yanıt

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın 2009 Yılı Bütçesi Üzerine Yaptığı "Grafikli Eleştiriye" Grafikler ve Gazete Kupürleriyle Yanıt Verdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın 2009 yılı bütçesi üzerine yaptığı "grafikli eleştiriye" grafikler ve gazete kupürleriyle yanıt verdi. Krizin Türkiye'yi teğet geçeceğine ilişkin sözlerine de açıklık getiren Erdoğan, "Bu, ülkemize de az veya çok zararını verecek, bunu söyledik. "Teğet geçer' dedim. Bunu size ezberlettiğim için de çok mutluyum, bunu öğrendiniz. Burada geometrik bir ders almanız lazım. Teğet geçmek de bir dokundurmaktır. Orada bir zarar verecek zaten, bunu da bilmeniz lazım" dedi.

Başbakan Erdoğan, TBMM Genel Kurulu'nda 2009 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi üzerinde, Hükümet adına eleştirilere yanıt verdi. Hazırladıkları bu bütçenin de önceki 6 bütçe gibi Türkiye'nin potansiyelini, zenginliğini, dinamizmini, imkanlarını, kaynaklarını, fırsatlarını ortaya çıkaran bir bütçe olduğunu söylen Erdoğan, 2009 yılı bütçesinin, "küresel finans krizini Türkiye için fırsata dönüştürme bütçesi" olarak değerlendirdi.

Ekonomi alanında 6 yılda yaptıklarını anlatan Erdoğan, bazılarının bunları gözleri olduğu halde görmediklerini söyledi. Erdoğan, siyasete ve siyasetçiye güveni yeniden tesis ettiklerini belirterek, "Bu ülkede siyasetçi evladı olmak çileydi. Bunu ortadan kaldırdık. Artık siyasetçilerin evladı da huzurlu bir şekilde okuluna gidiyor, çarşı pazara gidebiliyor" dedi.

Başbakan Erdoğan, attıkları her adımda engellerle karşılaştıklarını, haksız ve insafsız eleştiriler yapıldığını, her türlü yöntemi kullanarak önlerini kesmek isteyenler olduğunu savunarak, "Biz, ekonomiyi, Türkiye'yi adeta şaha kaldırırken, bizim bu mücadelemize destek vermesi gerekenler, tam tersine yolumuza engeller çıkarmanın mücadelesi içinde oldular" diye konuştu.

-"TEĞET GEÇMEK DE DOKUNDURMAKTIR"-

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı eleştiren Erdoğan, şöyle dedi:

"Az önce burada Baykal, bu yükselen dönemlerde dünyadaki likiditede olayı, olumlu istikamette seyrediyor, bundan dolayı da Türkiye büyümede hedefin üstünde bir neticeye vardı. Şimdi ise dünyada likidite sıkıntısı var, Ama bunu demiyor. Ne diyor? "Şimdi ulusal anlamda Türkiye'de kriz var' diyor. Dürüst ve samimi olalım. Büyümeyi bir hedef olarak koyarsınız, ama bunun üstünü de yakalayabilirsiniz, altında da kalabilirsiniz. Bu dünyada değişen şartlarla bağlantılı olan konulardır. 2007'de başlayan şu küresel finans krizini nasıl görmezlikten gelirsiniz? Kriz, 2008'de başlamadı, 2007'in ortalarında başladı. Bu ekonomik kriz değildir, finans krizidir. Bu, ülkemize de az veya çok zararını verecek, bunu söyledik. "Teğet geçer' dedim. Bunu size ezberlettiğim için de çok mutluyum, bunu öğrendiniz. Burada geometrik bir ders almanız lazım. Teğet geçmek de bir dokundurmaktır. Orada bir zarar verecek zaten, bunu da bilmeniz lazım."

-"RUH ÇAĞIRIR GİBİ KRİZ ÇAĞIRIYORLAR"-

Dünyanın her yerinde finans krizi süreci devam ederken, morallerin bozuk, güven ve istikrarın kaybolduğu, geleceğin belirsizleştiği bir ortamda hiç kimsenin yatırım yapmadığını, üretime ve tüketime yönelmediğini, ekonomide de bir durgunluk yaşadığını anlatan Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:

"Her an kriz bekleyenler oldu, adeta ruh çağırır gibi kriz çağıranlar oldu, kriz tarihi verenler bile çıktı. Çok şükür Türkiye, sağlam, sağlıklı, dirençli, korunaklı ekonomik yapısıyla artık bu tür spekülasyonlara pabuç bırakmıyor. Son 6 yılda, yanı başımızdaki savaşa, terör saldırılarına, küresel ölçekte ve ulusal ölçekte dalgalanmalara rağmen ekonomimiz her türlü badireyi başarıyla atlattı ve yoluna devam etti. Şimdi, bütün dünya, yeni ve tarihi ölçekte büyük bir küresel krizin içinden geçiyor. Ve dalga, dalga gelişmekte olan ülkeleri de kendi türbülansı içine almanın hedefi içinde. Bütün ülkelerde büyüme oranlarında gözle görülür bir yavaşlama yaşanıyor."

Bu tür küresel bir krizin elbette Türkiye üzerinde de etkilerinin olacağına ziyaret eden Erdoğan, "İlk günden itibaren 'öldük, bittik, tükendik, mahvolduk' havasına girenler oldu. Yapılan açıklamalar, analizler, yorumlar sağduyudan uzak, sorumluluktan uzak, serinkanlılıktan uzak bir şekilde ve pervasızca ortaya kondu. Alıştıkları şekilde, hemen Hükümetimizi sorumlu tutmaya kalkıştılar; akla, insafa, vicdana sığmayan isnatlarda bulunmaya başladılar. Şunu, altını çizerek bir kez daha ifade etmek istiyorum: Bu kriz Türkiye'nin krizi değil, küresel ölçekli bir krizdir. Hükümeti bu krizin sorumlusu olarak göstermeye çalışanlar, küresel krizi kendileri için siyasi ya da başka türlü ranta çevirmeye çalışanlar çok büyük bir yanlışın içindedir ve millet de bu numaraları artık yutmuyor" dedi.

-"IMF'YE ÜMÜĞÜ SIKTIRTMAYIZ"

IMF ile görüşmelere de değinen Erdoğan, şunları söyledi:

"Şimdi IMF konusu adeta sadece Recep Tayyip Erdoğan konusuymuş gibi gündeme geliyor. Biz IMF ile bildiğiniz gibi bir kez stand-by anlaşması yaptık. Sayın Baykal, geçenlerde bir televizyon kanalında, IMF ile ilgili bir soruya "IMF ile anlaşmayı bunlar çok geciktirdiler. Ekonomiyi bu noktaya getirdikten sonra yapacak bir şeyleri yok. Şimdi de bunlar bu arayışa girdiler. Ama ne yazık ki geç kaldılar. Geç kaldıkları için IMF'nin maliyeti de arttı. Bu geldiğimiz noktada artık uluslararası dayanışma şarttır' karşılığını verdi. Uluslararası sistemin güvenini kazanmak gerektiğini vurgulayan Baykal, 'Çok ciddi bir sorunla karşı karşıyayız. Bir an önce Türkiye'nin bir atılım yapması lazımdır' diyor. Burada Sayın Baykal sağolsun, IMF ile bizim bir anlaşma yapmamız gerektiğini ve geç kaldığımızı da tespit ediyor ve böylece bir tavsiyede bulunuyor. Teşekkür ederim. Bakın, konuyla ilgili olarak Mayıs'ta anlaşmanın yapılması gerekiyordu. Biz, Mayıstan buyana acaba niye anlaşmayı yapmadık? Görüşmeler devam ediyor. Bu, karşılıklı çıkara dayalı bir olaydır. Ülkemizin menfaatini biz, kimseye yedirtmeyiz. Böyle bir derdimiz bizim asla olmamıştır, olamaz da."

Göreve geldiklerinde IMF'ye 26,5 milyar dolar borç devraldıklarını belirten Erdoğan, bugün Türkiye'nin IMF'ye borcunun 8,5 milyar dolar olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, IMF'nin uluslararası camiadaki akreditasyon gücünü, Türkiye'nin kullanması gerektiğini ifade ederek, "Ama bunu kullanırken o gün de söyledim, ondan dolayı mutluyum. Ümüğü sıkmayı da öğrendiler. Ama biz Türkiye'nin ümüğünü sıktırmayız" dedi.

Kriz karşısında alınan tedbirleri madde madde sıralayan Erdoğan, "hükümet adım atmıyor", "hükümet önlem almıyor", "hükümet paket açıklamıyor" şeklindeki eleştirilere saydığı önlemlerle yanıt verdi. Erdoğan, "30'ya yakın attığımız adımla ilgili paketi açıkladım. Yani siz herhalde ambalajını görmek istiyordunuz ama o ambalajı da biz gereksiz bulduk. Ambalajsız olarak bunu hayata sokalım dedik. Hükümet en başından beni önlemleri alıyor" dedi.

-CHP'LİLERLE ATIŞMA-

Ekonomik krizle ilgili değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, kendisine laf atan CHP'lilerle de sık sık tartışmaya girdi. CHP İstanbul Milletvekili Esfender Korkmaz'a "Sen çarşı pazardan anlamazsın, sen kitaplardan konuşursun" diyen Erdoğan, başka bir CHP'liye ise "Çok ayıp, şık değil bunlar. Lütfen şu kubbenin çatısına yakışan şeyleri konuşun. Çirkin laflar atarak bir yere varamazsınız" dedi.

Erdoğan, konuşmasının ilerleyen bölümlerinde CHP Genel Başkanı Baykal'ın eleştirilerine yanıt vermeyi sürdürdü. Kürsüye getirdiği çantadan çıkardığı tabloları milletvekillerine gösteren Erdoğan, 1980 öncesinin akaryakıt, yağ ve gıda kuyruklarını konu alan gazete haberleriyle de muhalefetin eleştirilerine yanıt verdi. (ANKA)

(İG/TT/BÜN)

Kaynak: ANKA / Politika

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title