Haberler

Erdoğan, "40 Okula 40 Spor Salonu" Toplu Açılış Törenine Katıldı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Sahip Olduğu Genç Nüfusun İyi Değerlendirilmesi Gerektiğini Belirterek, "Gençlerimizi İşsiz, Amaçsız Sokağa Saldığımızda, Bu Nüfus Bizim En Büyük Kabusumuz Haline Dönüşecektir" Dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin sahip olduğu genç nüfusun iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, "Gençlerimizi işsiz, amaçsız sokağa saldığımızda, bu nüfus bizim en büyük kabusumuz haline dönüşecektir" dedi.

Başbakan Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin ''40 Okula 40 Spor Salonu'' toplu açılış törenine katıldı. Darüşşafaka Ayhan Şahenk Spor Salonu'nda gerçekleştirilen açılış törende Erdoğan'ın yanı sıra Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu, Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, milletvekilleri, İstanbul Valisi Muammer Güler ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da hazır bulundu.

Açılış konuşmasını yapan Başkan Topbaş, eğitimde kalitenin yükseltilmesi için imkanlar dahilinde çalışmalar yaptıklarını belirterek, "Günümüzde spor, şehirleri ve ülkeleri uluslararası alanda bir araya getirme açısından en önemli araçlardan biridir. İmkanlarımız ölçüsünde spora ve sporcuya destek veriyoruz. Verilen destekler ve yapılan çalışmalarla, geleceğin sporcularını yetiştireceğimize inanıyorum" dedi.

Bakan Murat Başesgioğlu ise, eğitim ve spora katkılarından dolayı İstanbul Büyükşehir Belediyesine teşekkürlerini sunarak, "İstiyoruz ki, İstanbul spor şehri olarak da dünyanın sayılı şehirleri arasında saygın yerini alsın. Dileğimiz 2020 Dünya Olimpiyatlarına İstanbul'un ev sahipliği yapmasıdır" diye konuştu.

Daha sonra kürsüye gelen Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin sahip olduğu genç nüfusun iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, "110 okulumuzu spor salonuna kavuşturduk. Spor salonları okullarımızda çok fonksiyonlu bir şekilde en üst verimle kullanılıyor. Bu salonları inşa edildikleri okulun ve bölgenin sportif, sosyal ve kültürel hayatına canlılık katan eserler olarak görmek gerekiyor. Bu salonların öğrencilerimize ve eğitim camiamıza hayırlı olmasını diliyorum. Türkiye olarak genç bir nüfusa sahip

olmakla övünüyoruz. Gelişmiş ülkelerle ve o ülkelerdeki nüfusun hızla yaşlandığı göz önünde bulundurulduğunda, tabii ki genç nüfus bir övünç kaynağıdır. Bu genç nüfusu bize büyük sorumluluklar yüklediği için de gayet iyi değerlendirmek, onlarla ilgilenmek mecburiyetindeyiz. Çocuklarımız yeterli eğitim verebilir, onları milli ve manevi değerlerle donatabilir, gerekli yaşam şartlarını oluşturabilirsek genç nüfus bizim en büyük avantajımızdır, bunu böyle bilmeliyiz. Gençlerimizi için bu dediklerimi

yapamadığımızda onları işsiz, amaçsız sokağa saldığımızda, bu nüfus bizim en büyük kabusumuz haline dönüşecektir" dedi.

Erdoğan, eğitimsiz, milli ve manevi değerlerden yoksun her gencin bir kısım sorunlara kaynaklık edeceğini ifade ederek, "Genç nüfus söylemimizdeki övünme payını bu çerçevedeki sorumluluklarımızı yerine getirme şartıyla ifade etmek durumundayız. Kurtuluş Savaşı, son nefesine kadar mücadele eden bir milletin eseridir. Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında destansı bir mücadele ortaya konmuş, ciddi bir kalkınma seferberliği başlatılmıştır. Maalesef daha sonraki dönemlerde aynı gelişme trendini sürdüremedik.

Dünyadaki gelişmelere baktığımızda, asıl büyük fırsatın 1960'lar, 70'ler ve 80'lerde karşımıza çıktığını görüyoruz. II Dünya Savaşı batı devletleri için büyük yıkım olmuştur. Bizim Kurtuluş Savaşı sonrasında yaptığımız gibi, onlar da pek çok alanda sıfırdan kalkınma çabasına girmişlerdir. Nitekim bu yılların istatistikleri incelendiğinde 5-10 devletin dışındakilerle aramızda bir fark olmadığı görülmektedir. Biz ülke olarak o yılları siyasi krizlerle geçirirken, diğer ülkeler hızla nüfuslarına nitelik

kazandırmışlar, sanayilerini kurmuşlar, altyapılarını oluşturmuşlardır. Rahmetli Özal'ın geniş vizyonuyla başlatılan kalkınma hamlesi hem kısa sürmüş, hem de aradaki farkı kapatmaya yetmemiştir" diye konuştu.

Türkiye'nin, 1980'lerin ortasında İngiltere ile eş zamanlı olarak özelleştirme hazırlıklarına başladığını belirten Erdoğan, İngiltere'nin bu süreci 10 yılda tamamlamasına rağmen, Türkiye'nin 25 yıl sonra hala özelleştirmeyi tam olarak bitiremediğini söyledi.

Erdoğan, "Adeta arada 15 yıllık koca bir boşluk ortaya çıkmaktadır. Bu örneği pek çok alana yaymak mümkün. Eğitimi bu çerçevede düşünüp değerlendirmek durumundayız. Övünç kaynağımız olan gençlerimize eğitimle nitelik kazandırmak önemli, bunu geciktirdiğimiz takdirde diğer alanlarda yaptığımız işlerin anlamı da ortadan kalkacaktır. Hükümetlerimiz döneminde önceliklerimiz arasında birincilik eğitim, ikinci öncelik sağlık, üçüncü öncelik adalet, dördüncü öncelik emniyettir. Türkiye'yi bunun üzerinde

yükselteceğiz" açıklamasında bulundu.

Kamuda yeni alınan personelin yarısının Milli Eğitim Bakanlığı ve üniversitelere tahsis edildiğini belirten Erdoğan, bütçeden en büyük ödeneklerin de eğitim için ayrıldığını söyledi. Erdoğan, kapalı köy okullarının açılması, 113 bin yeni derslik yapımsı, okullardaki öğrencilerin internetten yararlanabilir hale getirilmesi, ders kitaplarının ücretsiz verilmesi, okullara bilgisayar dağıtılması gibi hizmetlerin gerçekleştirildiğinin altını çizerek, şunları ülkelerdeki nüfusun hızlasöyledi:

"Şimdi çıtayı daha da yükselterek gençlerimizi hayata donanımlı hazırlamak için yeni projeler üzerinde çalışıyoruz. Bir yandan istihdamı artıracak tedbirleri hayata geçirirken, diğer taraftan da gençlerimize nitelik kazandıracak çalışmalar yapıyoruz. Mesleki eğitimin önündeki engellerin kaldırılmasını fevkalade önemsiyoruz. Bugün batı olsun, Amerika olsun, uzak doğu ülkeleri olsun ağırlıklı olarak mesleki okulların oranı yüzde 70'tir, hatta yüzde 75. Düz lise yüzde 25'tir. Bizde ise tam tersi. Batıda

mesleki liselerden mezun olanlar bir meslek edinerek mezun oluyorlar. Eğer üniversiteye devam edecekse devam ediyor ama üniversiteye devam edememesi halinde en azından bir meslek sahibi olduğu için gidip devlet ya da özel sektörde kendine yer bulabiliyor. Türkiye böyle bir açıkla karşı karşıya. Biz bunu gidermenin gayretindeyiz. Küreselleşen dünyada bu eğitimli nüfus, sadece bizim ihtiyacımızı karşılamakla kalmayacak, pek çok ülkenin yetişmiş eleman talebine de cevap vererek en değerli ihracat unsurumuz

haline dönecektir."

Başbakan Erdoğan, gençleri sokağa, kahvehaneye, internet kafeye değil, üretime yönlendirecek mekanizmaların süratle kurulması gerektiğini söyledi. Bu konuda belediyelere seslenen Erdoğan, "Belediyelerimize, 'gelin bu internet kafelerdeki olumsuzluklar karşısında bizler bilgi evlerini kurmak suretiyle internetten nasıl istifade edeceğimizi, gençlerimizin yetişmesi için nasıl istifade edeceğimizi hem internet ortamında, hem kütüphanelerle, cezbedici alternatif eğitim unsurlarıyla bilgi evlerini

zenginleştirelim' diyoruz. Bu konudaki hazırlıklarımız sonuçlanmak üzere. Önümüzdeki dönem, mesleki eğitimle ilgili sorunlara çözümler getirdiğimiz bir dönem olacaktır" dedi.

Erdoğan, eğitimin sadece klasik anlamda derslerden ibaret olmadığını söyledi. Çocukların zihinlerini beslerken, fiziki gelişimlerinin de ihmal edilmemesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan, "Türkiye'de spor altyapısının geliştirilmesi yönündeki çabalarımız, uluslararası alanda da meyvesini vermeye başladı. Türkiye bir çok uluslararası yarışmaya ev sahipliği yaptı. Bu ev sahipliği önümüzdeki yıllarda da devam edecek. Bunlar spor bakımından olduğu kadar, Türkiye'nin tanıtımı açısından da önemli

etkinliklerdir" diye konuştu.

Erdoğan, gençlere seslenerek, şunları söyledi:

"Biz de sizin çağlarınızda öğrenimimizi görürken, eğitim alamıyorduk. Bizim beden eğitimi derslerimiz, okullarımızın bodrum katlarındaki alçak tabanlı solunum yapamayacağınız yerlerdeydi. Biz bu tür imkansızlıklar içinde maalesef öğrenim gördük ama adı beden eğitimiydi, beden eğitimi yapamadık. Bu tür kapalı spor salonlarını göremedik. O yıllarda İstanbul'da şu anda Lütfi Kırdar'ın olduğu yer sadece İstanbul'da bir kapalı spor salonuydu. Orada da ne yazık ki öğrencilerin istifade etmesi mümkün değildi.

Ama şimdi İstanbul'da sadece okullarımızın bahçesinde 110 adet kapalı spor salonuna bugün kavuşmuş oluyoruz. Yüzme ile ilgili o zamanlar İstanbul'da sadece bir tane yüzme salonu vardı ama şimdi bu sayı arttı. Belli bir elit gençliğin istifade ettiği kapalı spor salonları değil, bu milletin her bir ferdinin rahatlıkla istifade edebileceği bu tür kamu hizmet alanlarını bizler halkımızın hizmetine sunuyoruz".

Erdoğan sözlerinin sonunda, ülkelerdeki nüfusun hızlalisansiyer sporcu açısından en zengin kulübün, İstanbul Büyükşehir Belediyesi olduğunu da ifade etti.

Konuşmaların ardından spor salonlarının açılışı, telekonferans yöntemiyle gerçekleştirildi.

(İST-EY-EY-ÖK-Y)

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title