Dünya Ülkelerinde Barış İsteyen Kadınlar Kongresi

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Afrika Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Türk-Mısır İş Konseyi Başkanı Zuhal Mansfield,  "Bir toplumun geçmişini silmek, geleceğinde de yok olmasını istiyorsanız kadınlarını okuldan uzak tutarsınız. Çünkü dünyanın en etkili silahı eğitimdir" dedi.

Entelektüel Bakış Derneğince, Borsa İstanbul sponsorluğunda gerçekleştirilen Dünya Ülkelerinde Barış İsteyen Kadınlar Kongresi'nin "Arap Baharı Kadınlar İçin Ne İfade Ediyor?" başlıklı oturumunda konuşan Mansfield, savaşların doğal afetler olmadığını söyledi.

Mansfield, "Savaşta ölenlerin yüzde 80'i siviller. Sivillerin de yüzde 75'i kadınlar ve çocuklar. İnsanlar değil aslında ölenler, insanlık ölüyor. Biz hala bunun farkında değiliz" dedi.

Arap Baharı'yla bir devrin kapanıp başka bir devrin açıldığını vurgulayan Mansfield, "Arap Baharı'nda en zor şey anne olmaktır. ya erkeklerinizle, babanızla, ağabeyinizle, oğlunuzla beraber sokakta olacaksınız ya da  onların dönememe ihtimaliyle bekleyeceksiniz. 2013 yılı yine isyanlarla geçti. İnşallah 2014 yılı barış ve uzlaşma yılı olur" diye konuştu.

Mansfield, eğitimin önemine işaret ederek, "Bir toplumun geçmişini silmek, geleceğinde de yok olmasını istiyorsanız kadınlarını okuldan uzak tutarsınız. Çünkü dünyanın en etkili silahı eğitimdir. Siz eğitimi sağlamazsanız önce aileler, toplumlar ve ülkeler yok olur" ifadelerini kullandı.

Kadın olmazsa barışın da olamayacağını vurgulayan Mansfield, kadın ve barış için daha gidilecek çok yolları olduğuna inandığını kaydetti.

Nasser: "Politika bazen daha fazla sorunlara yol açabilir"

Amerika'da yaşayan ve birçok kez Yemen'e giden Yemen asıllı aktivist Summer Nasser da Tunus'ta bir kişinin kendisini ateşe vererek attığı bir adımla Arap Baharı'nın başladığını hatırlattı.

Arap Baharı'ndan birçok ülkenin etkilendiğini kaydeden Nasser, Yemen'deki Arap Baharı olaylarında kadınların ön saflarda yer aldığını belirterek, "Kadınlar, Yemen'in ilerlemesinde rol oynamaya devam ediyorlar" dedi.

Barış için çağrı yapmanın yetersiz olduğuna ve çözüm sunmak gerektiğine işaret eden Nasser, dönüşümün gerçekleşmesi için uluslararası suç mahkemelerinin faaliyete geçmesi, kurumsal reformların yapılması ve insan hakları ihlallerinin gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etti.

Ortadoğu'da birçok problem olduğunu ve problemlerin eğitimle çözülebileceğini vurgulayan Nasser, şunları kaydetti:

"Eğitim, ekonomik dönüşmeyi ve kadın-erkek arasındaki eşitliği getirecektir. Eğer eğitimi önemli görmezsek, 2012'den beri gerçekleşen bütün çabalar, Arap Baharı, boşa gitmiş olabilir. İstatistik vermem gerekirse Yemen'de okuma-yazma oranları yüzde 88. Ancak esas sorun, eğitimin kalıcı olup olmadığıdır. Değişimin her zaman politikadan gelmesi öncelikli değildir. Politika bazen daha fazla sorunlara yol açabilir."

Ekmen: "Türkiye'de çok güzel örnekleri var"

AK Parti Batman Belediye Başkan adayı, Akil İnsanlar Heyeti üyesi eski milletvekili Mehmet Emin Ekmen ise Türkiye'nin, Avrupa ve Ortadoğu'nun tam ortasında yer alan bir coğrafyada olduğunu belirtti.

Türkiye'nin, Ortadoğu'daki ülkelerden çok farklı bir yapıya sahip olduğunu aktaran Ekmen, Ortadoğu'ya bakıldığında Türkiye'nin ileri durumda bulunduğunu söyledi. Ekmen, Avrupa'ya bakıldığında da temel demokratik hak ve özgürlükler, yaşam kalitesi açısından daha alınması gereken mesafeler olduğunu anlattı.

Son 10 yılda birçok reform yapıldığını kaydeden Ekmen, Çözüm Süreci'nin öncesi ve sonrasında yaşanan olaylardan örnekler vererek, "Kadınların daha fazla inisiyatif alması, öne çıkması, bugün karar alma mekanizmalarının bir parçası değillerse bile karar alan mekanizmalar üzerinde çok ciddi toplumsal bir baskı oluşturmaları mümkündür. Türkiye'de bunun çok güzel örnekleri vardır" şeklinde konuştu.

- Yıldız: "Kadın istihdamında çok ciddi politika ve çalışmalar yürütüldü"

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdür Yardımcısı Banu Tuncay Yıldız da bugüne kadar kadın ve kadın hakları denildiğinde en çok üzerinde durulan konunun ayrımcılık, eşitsizlik ve şiddet gibi kavramlar olduğunu söyledi.

Bakanlık olarak, verilecek kararlı mücadeleyi desteklediklerini anlatan Yıldız, "Ümit ediyoruz ki yerel seçimlerde karar alma mekanizmasına katılan kadın sayımız aratacak ve kadınlarımızla birlikte katkımızı uygulanan politikalarda da göstermiş olacağız. Son yıllarda kadın istihdamında da çok ciddi politika ve çalışmalar yürütüldü. 2004 yılı ile günümüzü kıyasladığımızda istihdam oranının 2004'te yüzde 20,8 iken, Temmuz 2013 itibariyle yüzde 27,6'ya yükseldiğini görüyoruz" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin, uluslararası alanda örnek alınan bir ülke olduğunu aktaran Yıldız, deneyimlerini İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi diğer ülkelerle de paylaştıklarını aktararak, Bakanlığın, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu ve İslam İşbirliği Teşkilatı'yla bir çalışma gerçekleştirmeyi hedeflediğini dile getirdi.

Amin: "Zihinsel değişim için köklü eğitim reformuna ihtiyaç var"

Mısırlı gazeteci-yazar Shahira Amin de ortak tarihi, dini ve kültürel değerlere sahip Mısır ve Türkiye'nin, kadının toplumdaki konumunda da bazı konularda benzer sorunlar yaşadığını söyledi.

Her iki ülkede de sosyal, siyasi ve ekonomik hayatta kadınların hak ettikleri yerlerde olmadığını belirten Amin, aile içi şiddet, çocuk yaşta evlilik, cinsel istismar gibi sorunların da ortak olduğunu ifade etti.

Yasal önlemlerle kadın haklarının geliştirilmesinin yeterli olamayacağına dikkati çeken Amin, zihinsel değişim için köklü eğitim reformuna ihtiyaç duyulduğunu bildirdi.

Ülkesinde de kadınların eğitim, sağlık, iş hayatı gibi alanlarda dezavantajlı konumda olduğunu dile getiren Amin, "Mısır'da toplumsal barış için tüm taraflar diyalog içinde yer almalı, kadınlar da bunun bir parçası olmalı" dedi.

Mısır'daki darbe yönetimine karşı çıkan kadınlara ağır cezalar verilmesini eleştiren Amin, ülkesindeki kadın ve erkeklerin el ele vererek, birlik ve beraberlik içinde yeni, barış içinde yaşanacak bir Mısır yaratabileceklerini vurguladı.

Amin, hoşgörü ve saygının bir kültür olarak yayılmasının bölge barışı açısından çok önemli olduğunu sözlerine ekledi.

-  Dalaman: "Sürekliliği olan bir barış düşünüyorum"

Sosyolog ve siyaset bilimci Zeynep Banu Dalaman ise barışın sadece Ortadoğu için değil, tüm dünya için gerekli olduğunu kaydetti.

Ak güvercin, zeytin dalı, gökkuşağı gibi sembolleri aşarak barışın yeniden tanımlanması gerektiğini belirten Dalaman, "Adalet ve eşitlik içinde yaşayacağımız ve sürekliliği olan bir barış düşünüyorum" ifadesini kullandı.

Küreselleşen dünyada eğitim ve sağlık konularında birçok yerde belli bir noktaya ulaşıldığını anlatan Dalaman, farklılıklara rağmen güven ve özgürlük içinde yaşayabilmenin önemine değindi.

Dalaman, "İnsan güvenliği için bizim daha az polise, daha az orduya, açıkçası daha az silaha ihtiyacımız var. Bizi güvenli yapan şeyleri yeniden tanımlamalıyız. Silahlar aslında bizim en büyük düşmanımız" diye konuştu.

BM'nin bin yıllık kalkınma hedeflerinde yoksulluk, çocuk ölümü, küresel ısınma, bebek ve anne ölümü gibi konuların yer aldığını hatırlatan Dalaman, barışa katkıda bulunulacaksa kadınlar olarak bu hedefin içinde yer alınması gerektiğini ifade etti.

Savaşı, "erkeklerin bir oyunu" olarak tanımlayan Dalaman, hayatı devam ettirenin kadınlar olduğunu dile getirdi.

Kurtuluş Savaşı'nın kazanılması ve Cumhuriyet'in kurulmasında kadınların büyük çabalar verdiğine değinen Dalaman, kadınların elde ettiği hakların mücadeleler sonucu olduğunu kaydetti.

Dalaman, kadınların emek vermesi, yaratıcı ve aktif vatandaş olması gerektiğini sözlerine ekledi.

Konuşmaların ardından Saadet Partisi GİK Üyesi Elif Erbakan, konuşmacılara plaket takdim etti. - İstanbul

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Afrika Yemen Politika Güncel Haberler