Dünya Talasemi Günü

Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esat Yılgör, Türkiye'de 2 milyondan fazla talasemi hastası bulunduğuna dikkat çekerek, "Aileler, talasemi hastası olan çocuklarını sıkmasınlar. Bıraksınlar onları, çocukluklarını yaşasınlar. Yoksa, çocuk geleceğinden endişe duyar" dedi.

Dünya Talasemi Günü nedeniyle Mersin Hemoglobinopati Derneği (MERHEM) tarafından, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Konferans Salonu'nda bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Toplantıya Vali Hüseyin Aksoy'un yanı sıra MEÜ öğretim üyeleri, talasemi hastaları ve yakınları katıldı.

Toplantının açılışında konuşan MERHEM Başkan Vekili Ali Tamam, halk dilinde Akdeniz anemisi olarak bilinen talasemi hastalığının, dünyada çok sık görülen ve önlenmesi de en kolay olan kalıtsal bir grup kan hastalığı olduğunu söyledi. Akdeniz anemisi taşıyıcılarının tamamen sağlıklı bireyler olup, ancak kendileri gibi taşıyıcı bir bireyle evlendiklerinde her gebelikte yüzde 25 olasılıkla doğacak olan çocuğun da aynı hastalığı taşıyabildiğini ifade eden Tamam, bu hastaların yaşam boyu hastaneyle bağını

sürdürmek durumunda olduğunu kaydetti. Akdeniz anemisinin tedavisinin pahalı ve bir o kadar da hasta ve ailesi için zor bir hastalık olduğunu dile getiren Tamam, "Ancak hastalığın önceden önlem alarak önlenebileceği akıldan çıkarılmamalıdır. Hastalarımıza uygulanan ek tıbbi tedavi yöntemleriyle birlikte yıllık maliyet 12-15 bin YTL civarındadır. Oysa ki bu maliyetle 2 bin kişi taranabilir ve doğum öncesi tanı yöntemleri kullanılarak yaklaşık 25 hasta bebeğin doğumu önlenebilir" diye konuştu.

Mersin Valisi Hüseyin Aksoy ise, bu hastalığın bölge halkı açısından önemli rahatsızlıklardan birisi olduğuna dikkat çekerek, "Özellikle taşıyıcıların birbirleriyle evlenmemeleri ve bu bilincin toplumun tüm kesimlerine benimsetilmesi, hastalığın önlenmesine çok önemli katkı sağlayacaktır" dedi.

Evlilik öncesinde bütün çiftlerin test yaptırmasının zorunlu olduğunu hatırlatan Aksoy, bunun bir angarya olarak görülmemesi gerektiğini, doğacak çocuğun sağlığının her şeyden önce geldiğini vurguladı.

Daha sonra MEÜ öğretim üyelerinden Prof. Dr. Esat Yılgör başkanlığında Doç. Dr. Sema Ünal ve Doç. Dr. Naci Tiftik tarafından, talasemi hastalarına ve yakınlarına hastalık hakkında detaylı bilgi verildi.

Talasemi hastası bir annenin, "9 yaşındaki taşıyıcı çocuğuma neler yedirmeliyim, nasıl davranmalıyım?" sorusuna cevap veren Prof. Dr. Esat Yılgör, Türkiye'de 2 milyonun üzerinde insanın talasemi hastası olduğunu hatırlatarak, "Bunların çoğunluğu da çocuk. Bu çocuklara farklı davranırsanız, iyileşsin diye farklı yiyecekler yedirirseniz, çocukta 'hastayım' diye bir bilinç oluşur ve geleceğinden endişe duyar. Onları sıkmayın, bırakın çocukluklarını yaşasınlar" diye konuştu.

Talaseminin, hayatın ilk 4-12 ayı içinde belirtilerini gösteren bir hastalık olduğunu belirten Yılgör, "Talasemi hastalığı daha çok 'demir' eksikliği anemisi ile karıştırıldığı için muhakkak uzman ekiplerce yapılmalıdır. Demir eksikliği anemisi tanısı konulan bir talasemi hastasına yanlış tedavi sonucu hastayı geri dönülmez yan etkilere sürükleyebilir, hatta ölümüne sebebiyet verilebilir. Bu konuda aileler kendilerini tedavi etmeye çalışmak yerine, mutlaka uzmanlara başvursunlar" şeklinde konuştu.

(ÖT-MT-SN-SN-Y)

Haberler