DTP'nin Anayasa Mahkemesi'ne Sunduğu Ön Savunma

Demokratik Toplum Partisi (DTP), Anayasa Mahkemesi'ne sunduğu ön savunmasında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın, iddianamenin birçok yerinde DTP'nin kapatılması gerektiğini hukuk dışı talepleriyle ifade ettiği, bunun da davanın siyasi bir anlayışla açıldığını ispatladığı iddia edildi.

DTP yüksek mahkemeye bugün sunduğu ekleriyle beraber 150 sayfalık ön savunmasında, partinin Türkiye Devleti'ni tehlikeye atacak hiçbir somut eyleminin olmadığı ileri sürüldü. Dağlıca'daki terörist saldırıdan sonra irtibat kesilen 8 askerin Türkiye'ye getirilmesine değinilen savunmada, "DTP, sadece insan hayatına verdiği değer itibariyle, üstüne düşen görevi yerine getirmiştir" denildi. DTP'nin AB'ye tam üye olmuş bir Türkiye hedeflediği kaydedilen savunmada, Kürt sorununun Türkiye'nin çözüm bekleyen en

önemli mesele olduğu ve bu sorunun da hukuki yollarla çözüleceği ifade edildi. Tüm siyasi partilerin bu konuda çözüm projesi geliştirmek zorunda olduğu belirtilen savunmada şu ifadelere yer verildi:

"DTP, Kürt sorunun demokratik-barışçıl temelde çözümünü programında açıklamıştır. Parti, Kürt sorunun çözümünde Türk ve Kürtlerin tarihsel olarak birlik ve kardeşlik ilişkilerini temel alan güncel bir yaklaşımın çözüm yolunu açacağına inanmaktadır. Türkiye'de Kürtler, Türklerden sonra ikinci büyük halktır. Sayıları 20 milyonu aşkın yurttaşımız bulunmaktadır. Kürt halkının, Türk halkından tarih, dil, kültür, gelenek, coğrafi bölge gibi etkenler itibariyle farklı bir topluluk, yani bağımsız bir halk olduğu

konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Kürt halkı bugün nüfus yoğunluğu olarak Doğu ve Güneydoğu Bölgesi'nde, yarısından fazlası da metropol kentler başta olmak üzere batı ve diğer bölgelerde yaşamaktadır. Ulusal Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetin kuruluş felsefesinde, Lozan görüşmelerinde Atatürk'ün birçok söyleminde ve Meclis'in tutanaklarında, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucu asli öğesi olarak Türk ve Kürt halkı gösterilmektedir. Bu nedenle Kürtlerin Türk kardeşleri ile eşit yaşamayı isteme hakları

vardır."

Kürt sorununun askere havale edilerek, asayiş ve kriminal bir sorun olarak, baskı yöntemleriyle çözülemediğinin görüldüğünün ileri sürüldüğü savunmada, "Bugüne kadar uygulanan politikaların devamı sorunu derinleştirir ve bir iç savaşa doğru sürekler" iddiasında bulunuldu.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın siyasi saiklerle hukuk oluşturmaya çalıştığı iddia edilen ön savunmada, "Ceza hukuku açısından suç sayılamayan bir fiili ya da filleri, parti kapatma açısından delil olarak göstermeye çalışmıştır. Bu mantık, tüm çağcıl hukuk kriterlerini altüst etmektedir. Bu olsa olsa, antidemokratik siyasi bir norm yaratmadır. Sayın Başsavcı, bir suçun işlenmesini partinin kapatılması için yeterli görmektedir. Suçun ya da eylemin yargı sürecini beklemeye gerek olmadığını

savunmaktadır. Bu saptamanın hukuka aykırı olduğunu, bırakın hukukçuları, konuya duyarlı tüm vatandaşlar da bilmektedir. Sayın Başsavcının bunu hangi mantıkla talep ettiğini gerçekten anlamakta zorluk çekiyoruz" denildi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının, iddianamenin birçok yerinde DTP'nin kapatılması gerektiğini hukuk dışı talepleriyle ifade ettiği, davanın siyasi bir anlayışla açıldığının da ispatlandığı iddia edilen şu ifadelere yer verildi:

"Kapatma isteminin dayandırıldığı kanıtların başında, Demokratik Toplum Partisi kurulmadan önce Abdullah Öcalan'ın avukatlarıyla yaptığı haftalık olağan görüşmeleri yer alıyor. Bilindiği üzere Abdullah Öcalan'ın da her siyasi tutuklu ve hükümlü gibi avukatlarıyla görüşme hakkı vardır. Bu hak, yasal bir çerçevede gerçekleştiği gibi, devletin yetkili organları tarafından da bilinmekte ve takip edilmektedir. Bu görüşmelerde, avukatları ile kendisi arasında geçen diyalog ve görüşmeler sonrasında avukatların

yapmış oldukları açıklamalar ya da söylemler DTP'nin bilgisi dışındadır. Hukuken herhangi bir nedensellik bağı da oluşturmamaktadır."

Ön savunmanın son bölümünde ise davanın reddedilmesi istenirken terör örgütü lideri Öcalan'ın bulunduğu İmralı Cezaevi Müdürlüğü'nden görsel ve yazılı görüşme kayıtlarının istenmesi talep edildi.

(EDA-NÇ-ÖK-Y)

Haberler