Haberler

Diyarbakır: Töre ve Namus Cinayetleri Diyarbakır'da Masaya Yatırıldı

Diyarbakır'da, Bölgede Artan Töre ve Namus Cinayetlerinin Önüne Geçmek Amacıyla "Kadına Yönelik Şiddet Hareketleriyle Töre ve Namus Cinayetlerinin Önlenmesi" Konulu Çalışma Toplantısı Düzenlendi.

Diyarbakır'da, bölgede artan töre ve namus cinayetlerinin önüne geçmek amacıyla "Kadına Yönelik Şiddet Hareketleriyle Töre ve Namus Cinayetlerinin Önlenmesi" konulu çalışma toplantısı düzenlendi.

Diyarbakır başta olmak üzere bölgede son zamanlarda artan töre ve namus cinayetleri sonrası, Diyarbakır'da biraraya gelen resmi kurum ve kuruluş temsilcileri, sivil toplum örgütleri ve konuyla ilgisi olan uzmanlar, töre ve namus cinayetlerinin önüne geçebilmek amacıyla çalışma toplantısı düzenledi. Dedeman Otel'de gerçekleştirilen toplantıya, Vali Yardımcısı Canan Hançer Baştürk, 13 ilçe kaymakamı ve Diyarbakır Kadın Merkezi (KA-MER) sorumlusu Nebahat Akkoç, emniyet ve askeri yetkililerle çok sayıda uzman katıldı. Toplantıda konuşan KA-MER sorumlusu Nebahat Akkoç, Diyarbakır ilçe ve köylerinde yapılması gerekenlerle ilgili çeşitli öneriler hazırladıklarını belirterek, "Bugüne kadar bu tür organizeleri sivil toplum örgütleri olarak önerdik. Ancak şimdi bu önerilerimizin bir dayanağı vardır. Bütün bu önerilerimiz bugüne kadar ilçeler ve köylerle süren bağlantılarımızdan ve nerelerde tıkandığımızı tespit edip, önerilerimizi o tıkanıklıklar üzerine 4 başlığa ayırarak hazırladık. Bunlar, ilçelerde şiddet ya da ölüm tehlikesi yaşayan kadınların başvuru yapabilecekleri birimler yok. Bu birimler olmadığı gibi kadınların seyahat özgürlükleri de olmadığı için şehre gelmekte zorlanıyorlar. Ancak bize ulaşabilirlerse telefonlarla destek olabiliyoruz. Bu konuyla ilgili 2 önerimiz var. Birincisi eğer mümkünse kaymakamlıklarda birer kadın memur görevlendirilmeli. Biz bu yöntemle şiddet başvurusu yapacak kadınlara ya da ölüm tehlikesi içinde olan kadınlara destek olabiliriz. Eğer bu mümkün değilse her ilçede mutlaka çok tanıdık ve bildikleri birer birim oluşturmak gerekiyor. Bunun illaki bir kadın danışma merkezi olması gerekmiyor. Sadece kaymakamlıkların eğer var ise destek fonlarından yararlanıp kadınlar için küçük bir işyeri açmak ve o işyeri üzerinden diğer kadınlarla bağlantı sağlamak. İlçe ve köylerdeki evlerde telefonlar var, ancak kadınlar kolaylıkla telefon açamıyorlar. Bunları dikkate alarak bu önerileri hazırladık. Biz bugüne kadar kadınların şiddet yaşayıp bize başvuracakları günü beklemedik. O gün çünkü kötü bir gün oluyor ve telafisi çok zor oluyor. Dolayısıyla şiddeti bilince çıkartacak bir takım çalışmalar yapmak gerektiğini düşünüyoruz ki, KA-MER bunu şu anda 23 ilde yürütüyor. Bu öneriler yaşadığımız zorluklardan ortaya çıktı. Bizim büyük gönüllü ağımız ilçelerde çalışmaya hazırdır. Ayrıca bu gruplarımız şu an 5 ilçede çalışıyor" dedi.

Dicle Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aytekin Sır, Hollanda televizyonlarında ve okullarda Güneydoğu'daki töre ve namus cinayetlerinin ders olarak gösterildiğini ifade ederek, "Böyle yetişmiş kişi ve toplumu düşündüğünüzde o kişi Türkiye'ye nasıl bakabilir. AB'ye girmeye çalışan ülkeye nasıl bakabilir. Bunları değerlendirmemiz gerekiyor. Bu olaylar birkaç küçük vaka gibi değerlendirilmemelidir. Bu her olayın teker teker ele alınması gerekiyor" diye konuştu.

Töre, namus ve şiddet olaylarından dolayı kaçarak sığındıkları Diyarbakır Kadın Sığınma Evi'nden alınan 2005 ve 2006 yılı istatistiklerinde ise bölgede artan töre ve namus cinayetlerini gözler önünü serdi. 2005 yılında 32 kadının sığınma evine başvurduğu, bu kadınların 20'sinin eşi tarafından şiddete maruz kaldığı, 4'ünün tecavüze, 5'nin aile içi şiddete ve diğer kadınların ise çeşitli nedenlerden dolayı Diyarbakır Kadın Sığınma Evi'ne başvurduğu öğrenildi. 2006 yılında ise sığınma evine 52 kadının başvurduğu, bu kadınların 26'sının eşi tarafından şiddete maruz kaldığı, 5'nin tecavüze, 11'inin aile içi şiddete, 9'unun ise diğer illerden sığınma evine nakil olarak geldiği bildirildi. 2006 yılında kadın sığınma evine 51 kadın müracaat ettiğini, bu kadınlardan 5'nin ölüm tehlikesi olduğu için başka illere nakil edildiği, 14 kadının kendi isteğiyle evden ayrıldığı, 4 kadının işe yerleştirildiği, 18 kadın ise tekrardan ailesinin yanına gönderildiği ve şu an itibariyle halen 13 kadının sığınma evinde kaldığı öğrenildi.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel

Haberler

Bakmadan Geçme

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title