Diyarbakır anneleri bayramda da evlatlarının yolunu gözlüyor (1)

Dağa kaçırılan çocuklarına kavuşma ümidiyle HDP il binası önünde oturma eylemi yapan Diyarbakır anneleri, evlat özlemiyle karşıladıkları Ramazan bayramına hüzünlü girdi.

Terör örgütü PKK tarafından HDP aracılığıyla dağa kaçırıldığını iddia ettiği oğlu Mehmet Akar'ı geri almak için 22 Ağustos 2019'da HDP İl Başkanlığı binası önünde başlattığı eylem sonucunda yavrusuna kavuşan Anne Hacire Akar'ın mücadelesi, evlat hasreti çeken onlarca anneye umut oldu.

Fevziye Çetinkaya, Remziye Akkoyun ve Ayşegül Biçer ile devam eden ve 3 Eylül 2019'da HDP il binası önünde başlayan eyleme yurdun dört bir yanından her geçen gün katılım oldu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın başta olmak üzere yurt içi ve yurt dışından gelen binlerce ziyaretçinin desteğiyle daha da güçlenen ve evlatlarının özlemiyle umut dolu bekleyişleriyle 265'inci güne giren anneler, bir bayramı daha evlatlarından ayrı karşılamanın kederini yaşıyor.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında uygulanan sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle bayramı evlerinde karşılayan anneler, kendilerine verilecek müjdeli haberi bekliyor.

Oğlu Mustafa için eyleme katılan anne Ayşegül Biçer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 3 Eylül 2019'da HDP İl Binası önünde evlatları için haklı bir mücadele başlattıklarını belirtti.

Biçer, "Ben sadece kendi evladım için değil, gelecek ve gidecek bütün evlatlar için orada oturdum. Oturmaya da devam edeceğim. Eyleme başladığımda 'Ya zafer, ya ölüm' demiştim. Sonuna kadar da kararlıyım. Evlatları kazanmadan geri çekilmeyeceğim." dedi.

"PKK illeti yüzünden Türkiye'de 40 yıldır annelerin gözyaşları dinmedi, dinmiyor. Buna son vermek için bu mücadeleyi sürdürmek zorundayız." diyen Biçer, HDP'ye tepki gösterdi.

Biçer, "Halkların Demkoratik Partisi' olduklarını söylüyorlar. Hayır, halkların demokratik partisi değilsiniz. Bizi savunmuyorsunuz, tam aksine 40 yıldır sizin zulmünüzün altındayız. Çekilin, kendi haklarımızı devlet bize vermiş zaten, çok şükür kendi arsamızı sürebiliyoruz, evimizde oturuyoruz. Dalgalanan Türk bayrağı altında mutlu mesut yaşıyoruz. Onlar çekilse biz daha rahat yaşayacağız." diye konuştu.

Bayram günü oğlunun en sevdiği yemeği yaptı

"Oğlum bayramda sabaha kadar hiç uyumazdı. Erkenden kalkar giyinir o sevinci, mutluluğu birlikte yaşardık. Çocuğumun her yerde hatırası var. Oğlum gittiğinden beri onun sevdiği yemekleri, meyveleri yiyemiyorum." ifadelerini kullanan Biçer, bayramın ilk günü oğlunun çok sevdiği biber dolması yaptığını, ama kendisinin oğluna olan hasreti nedeniyle yemeyeceğini belirtti.

Oğlunun en son giydiği gömleği de yıkamadığını belirten Biçer, şöyle devam etti:

"Hala oğlumun kokusu son giydiği gömleğin üstünde. Gömleği kokladığımda oğlumun yanımda olduğunu hissediyorum. Üç bayramdır çocuğumuzun yerine kıyafet ve fotoğraflarına sarılıyoruz. Artık oğlumdan ayrı kalmak istemiyorum, kıyafetlerine, fotoğraflarına değil, kendisine sarılmak istiyorum. İçimdeki bu yangının dinmesini istiyorum. Bizi evlatlarımızdan ayıranları Allah'a havale ediyorum. Rabbim, Kahhar ismiyle onları kahretsin."

Oğluna seslenen Biçer, "Oğlum, Allah rızası için geri dön. Ben bu gömleklere, fotoğraflara değil sana sarılmak istiyorum. Gel de bu özlemi bitirelim. Bugün bayram ama büyük bayramı seninle yaşayacağım. Oğlum, sen gittiğinden beri bayram nedir bilmiyoruz. Sen yoksun diye kardeşlerin yeni kıyafet giymedi." ifadelerini kullandı.

Baba Rauf Biçer de oğluyla birlikte geçirdikleri son bayramda bayram namazına gittiklerini söyledi.

"Üç bayramdır perişan durumdayız. Oğlumuzu çok özledik. Bu bayram bizim için bir yas gibi. Sevinç yok, burukluk var, sürekli boğazımız düğümleniyor. Oğlumun arkadaşlarını gördüğüm zaman içimden ağlıyorum." diyen Biçer, annesinin kanser hastası olduğunu, ilaçlarla ayakta kaldığını bildirdi.

Çok zor günler yaşadıklarını dile getiren Biçer, Oğlumuz için doğru dürüst yemek yemiyor. Hatta düşündüğü ölüm orucunu engelliyorum. İki kız evladımız daha var." ifadelerini kullandı.

Biçer, şu ifadeleri kullandı:

"Köy basıyorlar Kürtleri öldürüyorlar, odun toplamaya giden Kürtleri şehit ediyorlar. Bu nasıl bir Kürtlük davasıdır. Bir evin tek erkek evladını götürüyorsun bu nasıl bir Kürtlüktür. Bütün kaçırılan ve kandırılan gençlere sesleniyorum. Hepiniz gelin devletinize teslim olun, sığının, devletimiz şefkatlidir, merhametlidir. Silahları bırakın, gömün gelin. Bütün Türkiye ve aileler olarak bayram yaşayalım."

Anne Fatma Akkuş ise kızı Songül'ün 6 yıl önce 15 yaşındayken kandırılarak dağa götürüldüğünü belirterek en büyük dileğinin kızına bir an önce kavuşmak olduğunu söyledi.

-"12 bayramdır kızımı görmüyorum"

Kızını çok özlediğini aktaran Akkuş, kızından ayrı 12. Ramazan bayramına hüzünlü girdiğini belirtti.

En büyük dileğinin Ramazan bayramında evladına kavuşmak olduğunu belirten Akkuş, şunları konuştu:

"HDP kızımı kandırarak götürdü. Kızım HDP tarafından götürüldü. Kızım Suriye'ye tek başına nasıl gidebilir? 50 yaşında bir kadınım tek başıma bu halimle oraya gidemem. Kızım Diyarbakır'ı gezmeyi bile bilmiyordu. Hiç bir yere gitmemişti Diyarbakır'ı hiç gezmemişti. Onu kandırarak götürdüler. Eminim HDP aracı oldu kızımı gönderdi."

Akkuş, "HDP diyor ki biz Kürtleri temsil ediyoruz. Bunlar Kürtleri temsil etmiyorlar. Kürtleri temsil etseydiler ben Kürt'üm annem, babam Kürt'ür hepimiz Kürt'üz 40 senedir PKK ve HDP Kürtlerin kanı üzerinde besleniyorlar. Kürtlerin çocuklarını kandırıp dağa götürüyorlar ve şimdiye kadar hiç bir şeyde elde etmemişler. İnşallah elde etmeyecekler. Hiç bir amaçlarına ulaşmayacaklar. Bunlar ne yapsalar da amaçları boştur."şeklinde konuştu.

"Ben kızıma hasretim. 6 senedir kızıma hasretim." diyen Akkuş, 7 ay boyunca HDP İl Binası önünde eylem yaptığını anımsatarak bu süre zarfında HDP yöneticilerinin kendilerine bir açıklamada yapmadığını sözlerine ekledi.

Yen kronavirüs (Kovid-19) salgını başladığından beri eylemine ara verdiğine işaret eden Akkuş, salgının bitmesinin ardından tekrar kaldığı yerden eylemine devam edeceğini kaydetti.

"Bize yapılan zulüm nereye kadar sürecek? 6 senedir bu hasretle dayanamıyoruz. 12 bayramdır kızımı görmüyorum. Kızıma hasret kaldım." diyen Akkuş, kızına seslenerek " Kızım bir sesini duyur. Seni çok özlemişim. Neredeysen bir sesini duyur bize. Baban hastadır. Allah için kızım neredeyse bize haber versinler. Bu bayramda çifte sevinç yaşamak istiyorum. Kızımı görmek istiyorum. İnşallah kızım gelecek ve bu sevinci yaşayacağım." diye konuştu.

Oğlu Ramazan için oturma eyleminde yer alan anne Mevlüde Üçdağ,, oğlunun kandırılarak dağa kaçırılmasının ardından 12 bayram oğlundan ayrı yaşadığını söyledi.

Evladı yanında olmadan bayramların hiçbir tadı olmadığını anlatan Üçdağ, "Onsuz dünya bize zindandır. Bizim bayramımız yok, perişanız." dedi.

Oğlunun hasretiyle yanıp tutuştuğunu dile getiren Üçdağ, oğlunun kendisine sarılışını, kokusunu özlediğini belirtti.

6 yıldır oğlundan hiçbir haber alamadığını söyleyen Üçdağ, şöyle dedi:

"Oğlum kapım sonuna kadar sana açıktır, gel artık bu hasret bitsin. Güvenlik güçlerimizi nerede görürsen onlara teslim ol. Geri dönenler aileleriyle mutludurlar, sen de gel bu bayram bize aynı mutluluğu yaşat. Artık dayanamıyorum. Oğlum ile bayramlarda bayramlaşıp birlikte aile ziyaretlerine giderdik. Mutluyduk ama o gittiğinden beri perişanız. 6 yıldır dünya bize zindan oldu."

Üçdağ, oğlundan geriye kalan elbise, fotoğraf ve okuduğu Kur'an-ı Kerim ile hasret giderdiğini belirterek, "Artık cansız fotoğraflarına, elbiselerine sarılmak istemiyorum. Biliyorum sen küçük yaşta kandırıldın. Bana bir telefon aç yada mesaj at. Senin gelmeni istiyorum, orası sana göre bir yer değil. Sor bakalım bir milletvekilinin çocuğu da orada mıdır? Sizi kandırıp götürdüler. Kürt, Türk dediler ama bizler kardeşiz." ifadesini kullandı.

Oğluna kavuştuğunda onun yanından hiç ayrılmayacağını söyleyen Üçdağ, bayramları oğlu ile geçirmek istediğini aktardı.

Halkların Demokratik Partisi kızım dizisi Diyarbakır Güncel Haberler