Diyanet, Alevi-bektaşi Klasiklerinin İlk Üçünü Kitap Haline Getirdi

Diyanet İşleri Başkanlığı, Alevi-Bektaşi kültürünü yansıtan klasiklerden ilk üçünü kitap haline getirdi.

Hacı Bektaş-ı Veli'nin 'Makalat' ve 'Besmele Tefsiri' ile Kitab-ı Dar'ı kitaplaştırdıklarını açıklayan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, "Alevi Bektaşi klasiklerini toplumu din konusunda aydınlatma, kucaklayıcı din hizmeti sunma görevmizin bir parçası olarak görüyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı, 70 milyonun Diyanet İşleri Başkanlığı'dır. Diyanet meşrep ve mezhep esasına göre değil, İslam dininin aydınlık bilgisine, güvenli bilgisine göre hizmet veren bir kamu kuruluşudur. Vatandaşlık esası bizim için önemlidir" dedi. Bardakoğlu, Diyanet'in daha önce 'Sırlar Dünyası' gibi dizilerle ilgili RTÜK'e görüş bildirmesinin ardından yaşanan tartışmalara da açıklık getirdi. Diyanet'in bu konuda sadece bilgilendirme görevini yerine getirdiğini, bunun fetva anlamına gelmediğini vurgulayan Bardakoğlu, "Biz insanların veya kurumların ne yapacaklarına karar vermiyoruz. Biz sadece onları doğru bilgilendiriyoruz. Ancak bizim dinen doğru ve yanlışı belirtmemiz, dini bilgi açısından iyi ve kötüyü belirtmemiz insanların özgürlüklerine ve kurumların karar mekanizmalarına müdahale değildir" diye konuştu.

'FETVA' TARTIŞMASI

Bardakoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında, RTÜK'ün 'Sırlar Dünyası' gibi dizilerle ilgili Diyanet'ten görüş istemesinin fetva gibi yansıtılmasından duydukları rahatsızlığı dile getirdi. Diyanet'in Anayasal bir kurum olduğunu ve görevinin toplumu din konusunda aydınlatmak ve bilgilendirmek olduğunu kaydeden Bardakoğlu, "Hangi kurum, hangi şahıs olursa olsun biz toplumu din konusunda aydınlatmak zorundayız, bu bizim görevimizdir. Böyle olduğu için de bizim kendi alanımızda, kendi yetkili olduğumuz, bilgili olduğumuz alanda toplumu aydınlatma görevimiz yasal bir görevdir. Bu her zaman fetva olarak algılanmamalıdır, bu bir fetva değildir. Biz insanların veya kurumların ne yapacaklarına karar vermiyoruz. Biz sadece onları doğru bilgilendiriyoruz. Dinin doğru bilgisini toplumlara aktarıyoruz. Diyanet'in herhangi bir konuda, dini konuyla alakalı güncel meselelerde konuya din açısından açıklık getirmesi, bilgi vermesi fetva değildir" diye konuştu. Diyanet'in Dünya Kadınlar Günü nedeniyle gerekli açıklamaları yaptığını, paneller düzenlediğini, toplumu kadın hakları konusunda aydınlattığını, kız çocuklarına yönelik ayrımcılığın sona erdirilmesini ve kadına yönelik şiddete yer olmadığını vurguladığını hatırlatan Bardakoğlu, bunun da fetva anlamına gelmediğini sadece toplumu bilgilendirdiklerini kaydetti. 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin yıldönümü dolayısıyla da şehitliğin, bayrağın, vatanı korumanın ne kadar kutsal olduğunu vurgulayacaklarını anlatan Bardakoğlu, Diyanet'in organ nakli konusunda da görüş bildirdiğini hatırlattı. Organ nakline açıkça destek verdiklerine dikkati çeken Bardakoğlu, şöyle konuştu: "İhtiyacı olan bir şahsa kan, organ bağışında bulunmak ibadettir. Dinen engelin olmadığı bir tarafa, dinen caiz görülmediği gibi yanlış anlayış bir tarafa dinen teşvik edilen bir durumdur. Bunları hemen fetva formatına oturtup tartışmak yerine Diyanet'in ne demek istediğini anlamaya çalışmak daha doğru olacak. Biz kendi alanımızda insanlara yardım ediyoruz. Dini bilgi vererek toplumun birlik, dirliğini, insanlarımız barış içinde yaşamasını güçlendiriyoruz. Gerek resmi kurumlar, gerek sivil kurumlar gerek şahıslar kim bizden dini konuda aydınlanma bilgilenme talep ederse biz onlara yardımcı olmayı yasal ve dini görevimiz olarak görmekteyiz." Bardakoğlu, zaman zaman hutbelerle ilgili tartışmaların da yapıldığını ancak Haziran ayından itibaren hutbelerin hazırlanmasının illere bırakıldığını, illerde imam hatiplerin hazırladığı hutbelerin okutulduğunu anlattı. Her ilin sorunlarına göre hutbe hazırlandığını, Türkiye genelinde daha çok sosyal konulara öncelik verildiğini belirten Bardakoğlu, dinin aynı zamanda sosyal içerikli bir din hizmeti gerektirdiğini söyledi. "Din deyince sadece camide kılınan namazı, Ramazan ayındaki orucu kastetmiyoruz" diyen Bardakoğlu, dinin insan hayatını güzelleştirdiğini ve insanların huzur içinde yaşamasını sağladığını ifade etti. Toplumsal sorunların çözümünde din görevlilerinin de aktif görev alması gerektiğinin altını çizen Bardakoğlu, "Din görevlileri de sosyal hayatta iyileştirici adımlar atması gerekir. 2007 yılı sosyal içerikli din temasının öne çıkacağı yıl olacak" dedi. Bardakoğlu, Diyanet'in aile dini irşad ve rehberlik bürolarını da savunarak, sözkonusu büroların başka bir kurumun alanına müdahale etmediğini sadece toplumdaki aile huzurunun sağlanmasına yönelik çalışmalar yaptığını söyledi. Bardakoğlu, 16-22 Nisan'da Kutlu Doğum Haftası'nın görkemli ve toplumun her kesimini kucaklayacak şekilde kutlanmasını arzu ettiklerini de bildirdi. Bardakoğlu, Kutlu Doğum Haftası'nın ana temasının 'Hz. Peygamberi Anma, İnsan Sevgisi ve İnsan Hakları' olacağını açıkladı.

DİYANET, ALEVİ-BEKTAŞİ KLASİKLERİNİN İLK ÜÇÜNÜ KİTAPLAŞTIRDI

Bardakoğlu konuşmasında Alevi-Bektaşi kültürünü yansıtan klasiklerden ilk üçiak algılanmamalıdır, bu birünü kitap haline getirdiklerini de açıkladı.

Hacı Bektaş-ı Veli'nin 'Makalat' ve 'Besmele Tefsiri' ile Kitab-ı Dar'ı kitaplaştırdıklarını anlatan Bardakoğlu, bu yayınların devam edeceğini, 10'un üzerinde klasiğin daha neşredileceğini kaydetti. Bardakoğlu, klasikleri orjinal şekilde, anlaşılır dile çevirerek neşrettiklerini belirterek, görevlerinin din konusunda aydınlatmak ve İslam'ın kendi içindeki zenginliğini gözler önüne sermek olduğunu söyledi. Bu yayınların Diyanet'in toplumu din konusunda aydınlatma görevinin bir parçası olduğuna dikkati çeken Bardakoğlu, şunları söyledi: "Bunun için de Alevi Bektaşi klasiklerini toplumu din konusunda aydınlatma, kucaklayıcı din hizmeti sunma görevmizin bir parçası olarak görüyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı, 70 milyonun Diyanet İşleri Başkanlığı'dır. Diyanet meşrep ve mezhep esasına göre değil, İslam dininin aydınlık bilgisine, güvenli bilgisine göre hizmet veren bir kamu kuruluşudur. Vatandaşlık esası bizim için önemlidir. Başkanlığımız dün olduğu gibi bugün de, yarın da Anayasa ve yasaların verdiği toplumu din konusunda aydınlatma görevini yerine getirecektir. Herhangi bir ayrım yapmaksızın tüm vatandaşlarımıza dinimizin, kültürümüzün, tarihimizin farklı zenginliklerini tanıtmayı görev olarak görüyoruz. Bu tür eserler din görevlilerimizin Alevi kültürünü, Bektaşi zenginliğini daha yakından tanımasına imkan verecektir. Bu konuya ilgi duyanlara da doğru bilgiler verecektir. Metinlerin orjinalleri de vardır. Bilimsel esasa bağlı kalmak zorundayız. Bu yayınların devamının toplumun dini bilgilenme açısından büyük ihtiyacını karşılayacağına inanıyorum".

'KURUMLARA MÜDAHALE ETMEYİZ, GÖRÜŞ BİLDİRİRİZ'

Bardakoğlu, Diyanet'in daha önce RTÜK'e görüş bildirdiği 'Sırlar Dünyası' ile ilgili dizilerle ilgili ne düşündüğünün sorulması üzerine, hangi kamu kurumu dinle alakalı bilgi isterse gerekli bilgiyi verdiklerini söyledi. RTÜK'e bu konularda açıklamayı 5-6 ay önce gönderdiklerini hatırlatan Bardakoğlu, bunun bir bilgi alma faaliyeti olduğunu, fetva olmadığını vurguladı. "Lütfen dini konularda sağlıklı bilgilenme yollarıın kapatmayalım" diyen Bardakoğlu, tartışmalarla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

"Diyanet İşleri Başkanlığı dini alanda ne kadar çok toplumu bilgilendirirse, o kadar çok görevini yerine getirmiş ve insanaları da sağlıklı bilgi ile donatmış oluruz. Düşündüğümüzü söyleriz. Siz sorarsanız size de söyleriz. Bireyler sorar onlara söyleriz. Basın kuruluşları bilgi istiyor kendilerine cevap veriyoruz. Verdiğimiz bu bilgilendirme insanların neye karar vereceklerini belirleme değildir. İnsanlar hür iradesi ile ne yapmaları gerektiğine kendileri karar verirler. Kurumların ve şahısların bağımsız çalışmalarından özgürce hareket etmelerinden rahatsız değiliz. kendi bildiklerini onlar yapacaklardır. Biz de kendi açımızdan doğru bildiğimizi söyleyeceğiz".

Bardakoğlu bir gazetecinin 'Televizyonlarda toplum ahlakını bozan bazı dizi ve programlar konusunda da RTÜK, Diyanet'ten görüş istedi mi?' yönündeki sorusuna da, şu karşılığı verdi: "Onları taahhüt edemem. Ama bize göre televizyonda, basında bize göre gayri ahlaki, manevi değerlerimizi tahrip edici görünt7iak algılanmamalıdır, bu birüler örnekler varsa, bu durumdan elbette rahatsız oluruz. Bize kim sorarsa orada bu tür teşriklerin, telkinlerin örneklerin doğru olmadığını rahatlıkla söyleriz. Bizim görevimiz dinen doğru ve yanlış olanı belirtmektir. Ancak bizim dinen doğru ve yanlışı belirtmemiz dini bilgi açısından iyi ve kötüyü belirtmemiz insanların özgürlüklerine ve kurumların karar mekanizmalarına müdahale değildir. Hiçbir dini kurumumuz il müftümüz , ilçe müftümüz, din işleri yüksek kurulumuz hiçbir zaman İslam ilkelerine aykırı bir görüntü, teşrik telkin terkin varsa buna onay vermez. Bunun yanlış olduğunu söyleriz. Kişiler bu bilgiyi aldıktan sonra nasıl değerlendirileceğine karar vermekte serbestir." Bardakoğlu, Cebeci Asri Mezarlığı'nda 10 bin mezarın kıbleye ters şekilde olduğu yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine de, bu konuda toplumu aydınlatma görevinin Din İşleri Yüksek Kurulu'nda olduğunu anımsattı.

VAN'DAKİ ERMENİ KİLİSESİ

Bardakoğlu, 29 Mart'ta Van'daki Akdamer Kilisesi'nin açılış törenine katılıp katılmayacağının sorulması üzerine, "Akdamar Kilisesi'nin restarosyonu sadece gayrimüslimlerin değil bizim de eserimizdir. Biz öyle bir tarihe ve geleneğe sahibiyiz ki, bugüne kadar bu coğrafya üzerinde bulunan bütün zenginlikleri korumuşuz. Bunu batılılarda biliyor. Bizim geleneğimiz bir hoşgörü medeniyetidir. Biz özgüvene sahibiz. Farklı din mensuplarının mabetlerini korumak da bizim görevimizdir. Keşke diğer medeniyet mensupları da sahip oldukları farklı zenginlikleri bizim gibi koruyabilse. Hiçbir din ve diyanet mensubu ülkemizde bulunan kiliselerin restarosyonundan rahatsız olmaz. Bırakalım insanlar kendi dinlerinin geleneklerini yerine getirme özgürlüğüne sahip olsunlar. Müslümanlar, Hıristiyanlar, Yahudiler olsun biz ataistlerin de kendi tercihlerini yapma özgürlüğünü anlayışla karşılarız. Onaylamak anlamına gelmez. Biz özgürlüklerden yanayız. Din özgürlüğünü önemseriz" dedi. Bardakoğlu, şu an programında Akdamar Kilisesi'nin açılış töreninin olmadığını da bildirdi. Diyanet'in imam açığıyla ilgili bir soruyu da cevaplayan Bardakoğlu, bu yıl yaklaşık olarak 3 bin 400 kadroya atama yapılacağını, böylece din görevlisi olmayan cami sayısının 10 binlere ineceğini söyledi. Din görevlisinin olmadığı camilerde sorunlar çıktığına işaret eden Bardakoğlu, yanlışın ürettiği sorunlarla boğuşmak zorunda kaldıklarını kaydetti. Hükümetten sürekli kadro istediklerini anlatan Bardakoğlu, "Kadrolara açıktan atama istiyoruz. Bu konunun herhangi bir siyasi zemininde değil, ülkemizin birliği ve dirliği din hizmetinin sağlıklı bir şekilde yürümesi mantığı ile ele alınması gerektiğini söylüyoruz. Hangi siyasi parti olursa olsun Diyanet ile ilgili konuları siyasi mülahazadan ayrı tutarak uzakta tuturak ele almaya çalışıyorlar. Din ve diyanet bu kurumda çalışan 80 bin kişiye ait değildir. Din ve Diyanet kurumu sizin de diyanetinizdir. Siyasetin de Diyaneti'dir. Böyle olunca da din görevlisi ihtiyacını gidermek hepimizin ortak görevi olmalıdır" diye konuştu.

(DA-ÖK-ÖK-Y)

Haberler