Haberler

DHA YURT ÖZEL GÜNDEM

Depremzedelere iki koyununu gönderdi Erzurum'da, evli ve 5 çocuk babası Metin Yanar (45), Elazığ'daki depremzedelere gönderilmek üzere toplanan yardımlara iki koyunu ile destek verdi.

Depremzedelere iki koyununu gönderdi

Erzurum'da, evli ve 5 çocuk babası Metin Yanar (45), Elazığ'daki depremzedelere gönderilmek üzere toplanan yardımlara iki koyunu ile destek verdi.

Elazığ'ın Sivrice ilçesinde meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremden etkilenen vatandaşlara yardımda bulunmak için Erzurum halkı seferber oldu. Havuzbaşı Kent Meydanı'nda Erzurum Büyükşehir Belediyesi Macera Off-Road ve Doğa Sporları Kulübü'nce battaniye toplama kampanyası başlatıldı. Hayvancılıkla uğraşan Metin Yanar da 2 küçükbaş hayvanını deprem bölgesine göndermek için kulüp üyelerine teslim etti. Küçükbaş hayvanlarını teslim eden Metin Yanar, "Adak kurbanı satıyorum. Elazığ'daki depremi duyunca çok üzüldük. Allah, ulusumuzu, milletimizi, vatanımızı afetlerden korusun. Ben de 2 tane koyun getirdim, arkadaşlarıma teslim ettim. Biz dadaşlar olarak, gakkoş kardeşlerimizin devamlı yanındayız. Onların üzüntüleri bizim üzüntümüzdür" dedi.

Erzurumlu vatandaşların çok duyarlı olduğunu söyleyen Kulüp Başkanı Lokman Toptaş ise, "Çok sayıda yardım geldi. En ilginci ise Metin ağabeyimiz 2 koyununu Elazığ'daki vatandaşlarımız için paylaştı. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Elazığ ve Malatya'daki kardeşlerimizin her zaman yanlarında olacağız. İki aracımız yola çıktı. Pazartesi günü 3 aracımız daha deprem bölgesine hareket edecek. Bir nebze olsun yaraları sarmaya çalışacağız" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Metin Yanar'ın koyunlarını getirmesi

-Koyunlarını aracıdan indirerek teslim etmesi

-Metin Yanar ile röp

-Lokman Toptaş ile röp

-Toplanan yardımlardan detay

Haber-Kamera: Zafer KUMRU / ERZURUM,

============================

4 yıl önce hazırlanan gerilim haritası, Elazığ depremini işaret ediyor

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölümü Yer Fiziği Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mustafa Toker, 4 yıl önce hazırladıkları Kıta Kabuğu Deformasyon Gerilim Haritası'nın, Elazığ'da meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremi işaret ettiğini söyledi. Doç. Dr. Toker, "Elazığ'da meydana gelen 6.8'lik deprem, bizim 4 yıl önce hazırladığımız kabuk gerilim haritasıyla tam anlamıyla uyumluluk gösteriyor" dedi.

Van YYÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü Yer Fiziği Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mustafa Toker, 4 yıl önce Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Jeomatik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Şenol Kutoğlu ile Kıta Kabuğu Deformasyon Gerilim Haritası hazırladı. Türkiye'de Harita Genel Komutanlığı'nın birçok noktada GPS istasyonlarının bulunduğunu belirten Doç. Dr. Toker, "Bu GPS istasyonları, Türkiye kıtasını bir kıta olarak hem kuzey-güney yönde, hem doğu-batı yönde, hem de dikey yöndeki, milimetrik düzeyde yer değişimlerini ölçmektedir. Biz Harita Genel Komutanlığı'nın GPS istasyonlarının ölçmüş olduğu hız değerlerini kullanarak yani kuzey- güney (y) doğu-batı (x) hem de derinlik ekseni (z) olmak üzere buradaki kıta hareketinin hızdan kaynaklı gerilimlerini tespit ettik. ve bu gerilimleri ülkemiz haritası üzerinde belirledik. Bu bize kıta kabuğundaki gerilimleri ve rahatlayan bölgeleri göstermektedir. Yani kırmızı bölgeler, deprem potansiyelini gösteriyor. Maviler ise nispeten daha rahat olan kısımları gösteriyor" dedi.

ELAZIĞ DEPREMİ HARİTADA

Elazığ'da meydana gelen 6.8'lik depremin de 4 yıl önce hazırladıkları gerilim haritasıyla tam anlamıyla uyumluluk gösterdiğini anlatan Doç. Dr. Toker, "Hazırladığımız haritada kırmızı renkler kabuktaki birikmiş gerilimleri, yani milimetrik düzeydeki hızların biriktirmiş olduğu gerilimleri gösteriyor. Mavi alanlar ise bu gerilimlerin daha rahat olduğu yerleri gösteriyor. Yapmış olduğumuz bu çalışma, 2016 yılında SCI dergide yayımlandı. Elazığ'da meydana gelen 6.8'lik deprem de bizim 4 yıl önce hazırladığımız kabuk gerilim haritasıyla tam anlamıyla bir uyumluluk gösteriyor. Yine güneybatıya ilerlediğimizde kabuk geriliminin burada maksimum olduğunu görüyoruz. Van Gölü'nün doğusunda kırımızı bir alan görüyoruz" diye konuştu.

'DEPREMLE YAŞAMAYI ÖĞRENMELİYİZ'

Doç. Dr. Toker, "Bu haritalar bize şunu gösteriyor. GPS hızlarından elde ettiğimiz kabuk hareketlerinin milimetrik düzeydeki yer değiştirmelerinin deformasyona dönüşümü sonucu elde ettiğimiz bu haritalar, ülkemizi oluşturan fayların zaman zaman kabuk gerilimlerine maruz kaldığını ve faylanmaları tetiklediğini söyleyebiliriz. Haritada ayrıca ok işaretleriyle göstermiş olduğumuz kırmızı alan Tekirdağ Havzası ile Çınarcık Havzası'nda yüksek gerilim biriktiğini gösteriyor. Bir deprem ülkesiyiz ve depremle yaşamayı öğrenmek zorundayız" ifadelerini kullandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

---------------------------

-Harita üzerinden fay hatlarını anlatan Van YYÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü Yer Fiziği Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mustafa Toker

-Fay hatları

-Doç. Dr. Mustafa Toker ile röportaj

Gülay KUYUCU/VAN,

============================

Maaşını biriktiren muhtar, mahallesine 15 taş fırın yaptırdı

Zonguldak'ın Alaplı ilçesine bağlı Tepeköy Mahallesi'nin Muhtarı Turan Özmen, biriktirdiği 12 aylık muhtarlık maaşı ve hayırseverlerden topladığı paralarla elde ettiği toplam 85 bin TL ile mahallesine 15 taş fırın ve 70 piknik masası yaptırıp, halkın kullanımına sundu. Mahalleli kadınlar, taş fırınlarda ekmek ve pide yapmaya başladı.

Türkiye Taşkömürü Kurumu'ndan emekli Turan Özmen, yaşadığı Tepeköy Mahallesi için 31 Mart 2019'da muhtar adayı oldu. Özmen, mahallede seçim propagandası yaparken seçilmesi halinde muhtarlık maaşını mahalleye hizmet etmek için kullanacağı vaadinde bulundu. Özmen, 2 bin 500 kişinin yaşadığı mahallede 336 oy alarak muhtar seçildi. Muhtarlık maaşını biriktiren Özmen, hayırseverlerin de desteğiyle mahallesine 15 taş fırın ve 70 piknik masası aldı. Özmen, taş fırın ve masaları mahallenin birçok noktasına kurarak halkın hizmetine sundu. Evlerinde hazırladıkları ekmek, pide ve lahmacun gibi yiyecekleri taş fırınlarda pişiren kadınlar, muhtarın hizmetinden memnuniyet duydu.

'VATANDAŞIMIZ ÇOK MEMNUN'

Seçimlerden önce devletin verdiği muhtarlık maaşını millete harcayacağı sözünü verdiğini ifade eden Özmen, "31 Mart seçimlerinde biz seçim çalışmaları süresince vatandaşlarımıza özelikle şunu söyledik. Seçilirsek yapacağımız faaliyetler içinde taş fırınlardan ve ormancı piknik masalarından mahallemize alacağımızın vaadinde bulunduk. Bunlar maddiyata dayalı şeylerdi. Vatandaşlarımızın birçoğu buna inanamadı. Seçimleri kazandıktan sonra ilk işimiz muhtarlık maaşını 2 aylık parasıyla taş fırın almaya başladık. Sonra birazda biz fedakarlık yaparak 12 aylık maaşı da ekleyerek 85 bin TL harcama yaparak 15 taş fırın ve ormancı piknik masalarını mahallelerimize dağıttık. Vatandaşlarımız çok memnun" dedi.

Taş fırında ekmek pişiren Gülhan Sevim de muhtar Özmen'e teşekkür ederek, "Muhtarımızdan Allah razı olsun. Muhtarımız sözünü tuttu. Onun sayesinde mahallede fırında ekmek yapıp komşularımızla birlikte çay demleyerek yiyoruz. Kadınlar bir araya gelerek imece usulü emekte yapıyoruz" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-Muhtar Turan Özmen'in taş fırında çalışması

-Ekmek yapması

-Kadınların ekmek yapması

-Muhtar ve kadınların taş fırında çalışması

-Muhtar Turan Özmen ile röp.

-Gülhan Sevim ile röp.

Haber-Kamera: Cem SÜRMENELİ/ALAPLI(Zonguldak),

============================

Anne karnındaki bebeğin tıkanan idrar kanalı lazerle açıldı

Antalya'da, 40 gün önce dünyaya gelen Muhammet Asaf bebeğin, anne karnında 28 haftalıkken tıkanan idrar kanalı, idrar torbasından kamerayla girilerek lazerle açıldı.

Hatay'da oturan 1 yıllık evli Emine ve Abdullah Dönmez çifti, bebekleri olacağı haberiyle büyük heyecan yaşadı. Bebeğin kontrollerinde idrar yollarında tıkanıklık tespit edildi. Doktorları aileye, anne karnındaki bebeğin idrarını yapamadığı için, bu durumun yol açacağı hastalık ve sonrasında gelişecek böbrek yetmezliğinin ölümle sonuçlanabileceğini, gebeliğin sonlandırılabileceğini söylendi. Bu duruma çare bulmak için araştırma yapan çift, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Selahattin Kumru'ya yönlendirildi.

TIKANIKLIK LAZERLE AÇILDI

Kente 3.5 ay önce gelen aile, muayene için Prof. Dr. Selahattin Kumru'ya geldi. Gerekli tetkiklerin ardından anne karnındaki bebeğin idrar torbasına kamerayla girilerek, idrar kanalındaki tıkanıklık lazerle giderildi. Henüz 28 haftalıkken anne karnında geçirdiği operasyonla hayata tutundan ve 40 gün önce normal doğumla dünyaya gelen bebeğe, Muhammet Asaf adı verildi.

MÜDAHALE HAYAT KURTARDI

Prof. Dr. Selahattin Kumru, bebeklerde, idrar yollarının alt kısmındaki obstrüksiyonun (engellemeler) yaklaşık 5 binde 1 veya 10 binde 1 sıklıkta görüldüğünü belirterek, "Kendi haline bırakılırsa bu bebeklerin yüzde 75'i anne karnında veya doğduktan birkaç gün sonra kaybediliyor. Bebeğe anne karnındayken müdahale edilir, idrar pasajı düzeltilebilirse yaşama şansları yüzde 75'lere kadar çıkıyor. Daha önce idrar yollarında tıkanıklıkların olduğu gebeliklerde tedavi için bebeğe anne karnında kateter takıyorduk. Ancak kateterlerde tıkanma yer değiştirme gibi sorunlar yaşandığı için artık dünyada bizim de anne karnında uyguladığımız gibi, kamerayla bebeğin idrar torbasına girilip, tıkanıklığın açılması işlemi lazerle gerçekleştiriliyor" diye konuştu.

TÜRKİYE'DE İLK KEZ YAPILDI

Ülkemizde böyle bir uygulamanın henüz yapılmadığını açıklayan Prof. Dr. Kumru, "Bizim de bilgilerimize göre bu operasyon ilk olarak tarafımızca gerçekleştirildi. Muhammet Asaf bebeğin idrar torbasının içine anne karnındayken kamerayla girdik. Tıkanıklığı görüp lazerle tahrip ederek pasajı açmış olduk. Muhammet Asaf şu anda 40 gününü doldurdu ve sağlıklı. Anne bize geldiğinde aslında biraz da geç kalmış, böbrek fonksiyonlarında bozulma ortaya çıkmıştı. Fakat şu an diyaliz ihtiyacı yok, takipleri yapılacak" dedi.

'ANNE KARNINDA AMELİYAT OLABİLECEĞİNİ ÖĞRENDİK'

Hatay'da henüz 24 haftalık hamileyken karnındaki bebeğine böbrek genişlemesi tanısı konulduğunu söyleyen Emine Asaf, "Biz bu telaşı yaşarken çocuğumun yaşamasını sağlayan karnımdaki suyun azaldığını öğrendim. Doktorlarımın tavsiyesiyle Antalya'ya geldik ve Prof. Dr. Selahattin Kumru hocamızı tanıdık. Anne karnında ameliyat edebileceğini öğrendik. 28 haftalık hamileyken, bebeğime karnımda lazerle ameliyat yaptı. İdrar kesesini açtı ve idrar çıkışını sağladı. Şu an 40 günlük olan bebeğimin durumu çok iyi. Hocamıza çok teşekkür ediyoruz. Buradaki tedavi sürecimiz bitti, memleketimize dönüyoruz" ifadelerini kullandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------

Operasyondan görüntüler

RÖP: Prof. Dr. Selahattin Kumru

Operasyondan detay

Anne ve bebeğinden detay

HABER- KAMERA: Erol AKKIR/ANTALYA,

============================

Şair başkandan hurda yolsuzluğu iddialarına şiirli tepki

ERZURUM'un İspir İlçe Belediye Başkanı Ahmet Coşkun, hakkındaki hurda yolsuzluğu iddialarına şiirli tepki gösterdi. Kendi yazdığı şiiri okuyan Coşkun, "Birtakım ucuz düşünenlere buradan sesleniyorum. Bir avuç paslı tenekenin hesabını ve kavgasını vermesinler, çok küçük düşünüyorlar" dedi.

31 Mart 2019 tarihinde yapılan Mahalli İdareler Seçimi'nde Cumhur İttifakı MHP kanadından İspir Belediye Başkanı seçilen Ahmet Coşkun, 10 ayda yaptığı çalışmaları anlattı ve hakkındaki hurda yolsuzluğu iddialarına cevap verdi. Aralarında MHP'li meclis üyelerinin de bulunduğu bir grubun panayır yapılan alandaki hurdalarla ilgili Cumhuriyet Savcılığı'na şikayet edildiğini belirten Başkan Coşkun, iddialarla ilgili kendisinin de karşı dava açtığını söyledi. İspir Belediyesi'nin bir hurda envanteri olmadığına dikkat çeken Başkan Coşkun, panayır yapılacak alanda bulunan 3 römork, hurda ve pisliğin temizlenmesi için talimat verdiğini kaydetti. Bayburtlu bir usta tarafından dönüştürülerek oyun parkına konulacak hale getirilen 3 römorku gösteren Coşkun, hurdaların da yapılan işler karşılığında ustaya verildiğini kaydetti. Bir kısım malzemelerden ilçede asılan panoların yapıldığı bilgisini veren Başkan Coşkun, hakkındaki iddialarla ilgili kendisinin de hukuka başvurduğunu kaydetti.

'BAŞKANLIĞIM DÜŞSÜN DİYE DEDİKODU ÇIKARDILAR'

Seçildikten 2 ay sonra hakkında dedikodular üretildiğini belirten Başkan Coşkun, şunları söyledi:

"Seçildikten 2 ay sonra başkanlığım düşmesi için hakkımda dedikodular üretilerek gensoru verilmiştir. 2 ayda bir belediye başkanı düşürülecek kadar nasıl bir kanunsuz ve yanlış bir iş yapmış olabilir ki? Burada amaç tamamen art niyetlidir. Eski yönetim döneminde elden çıkarılmış malzemeleri Hurda Komisyon Raporu'na sokarak sorumlusu Ahmet Coşkun'muş gibi basına yansıtmışlardır. Hurdaların akibeti konusunda kurulmuş komisyonun raporunda tespit edildiği belirtilen bütün araçlar, traktör römorklarının akibeti konusunda hiçbir soru işareti kalmamasına rağmen halen panayır alanında bulunan ve tamiri yapılmış römorklara rağmen ortada bir suç varmış gibi hareket etmişlerdir."

Görevde oldukları süreçte İspir halkına hizmet için çalıştıklarını ifade eden Başkan Coşkun, hakkındaki iddialara kendi yazdığı 'Biz Türkiye'yiz' şiiriyle cevap verdi.

"Ben Türkiye'yim, / Gönül Türkiye. / Ben, /Yunus'daki dil / Hünkardaki yol/ Mevlana da gel çağrısı; / "Gel, ne olursan ol yine gel" / Dervişim, deliyim, veliyim /Ahi Evran eliyim / Ben, / Türkiye'yim ... / Yaran Türkiye.

Ben, / Seherle savrulan bozlak yangını.../Barakta, hoyratta, ağıttaki ben. /Meydanlardan tanır tanıyan beni. / Horonum, halayım, barım, çayda çırayım... / Ben harmandalı, sarı zeybeğim. / Ben Türkiye'yim. / Taşan, coşan Türkiye... mısralarını okuyan Coşkun, "Hiç bir dönemde ihtiyaç duymadığımız kadar birlik beraberliğe ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde büyük Türk medeniyeti refleksini mavi vatanda tüm dünyaya hissetirmek adına gayret ortaya koyarken birtakım ucuz düşününlere burdan sesleniyorulm; bir avuç paslı tenekenin hesabını ve kavgasını vermesinler, çok küçük düşüyorlar" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-İspir ilçesinden görüntü

-Belediye başkanının çalışmalarını anlatması

-Başkanın gazetecilere çalışma alanlarını gezdirmesi

-Başkanın konuşması ve şiir okuması

-Başkanın gazetecileri ilçede gezdirmesi

Haber-Kamera: Salih TEKİN / ERZURUM,

======================================

Rum çocuklarının eğitim gördüğü tarihi okul hükümet konağı oldu

KOCAELİ'nin Darıca ilçesinde zaman içinde çıkan yangın ve meydana gelen depremler nedeniyle harabeye dönen 1882 yılında Rum çocuklarının eğitim gördüğü İskoliye Mektebi, restore edildi. Tarihi bina, şimdi Hükümet Konağı olarak kullanılıyor.

Darıca'da, Osmanlı vatandaşı Rumlar tarafından 1875 yılında temelleri atılan ve 1882 yılında Rum çocuklarının eğitim ve öğretimine açılan İskoliye Mektebi, yılların ardından geçirdiği yangın ve deprem felaketleri sonrası duvarlarının çatlaması ve binanın büyük oranda zarar görmesi nedeniyle 1962 yılında kullanılmaz hale geldi. Bu tarihten itibaren terk edilen bina, 1990 yılındaki yangın sonrası büyük ölçüde tahrip olurken, 17 Ağustos 1999 depreminde ise kolonlarının yıkılması üzerine çöktü.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Darıca Belediyesi'nce 2017 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları sonrası harbe durumundaki bina, aslına uygun olarak restore edilmeye başlandı. Geçen ay restorasyon ve peyzaj çalışmalarının tamamlanmasının ardından yeniden kullanılabilir hale gelen bina, Hükümet Konağı olarak hizmet vermeye başladı.

Tarihi yapının metruk durumdan kurtarılıp yeniden kazandırılmasından duydukları mutluluğu dile getiren Darıca Kaymakamı Ömer Karaman, "Darıca 2008 yılında ilçe oldu, tabii o tarihlerde kaymakamlık binası olarak önemli olmayan binalar tercih edildi. Bizim kullandığımız eski bina bir iş merkezi havasındaydı, biz de bu tür tarihi bir binaya geçişle ilgili bir çalışma başlattık. Tarihi ve metruk durumda olan bir binayı yeniden ayağa kaldırmak için bir kampanya başlattık. 7,5 milyon TL değerinde bir ihale yaptık. Burasının daha önceki hali tamamen terk edilmiş, metruk ve uyuşturucu bağımlılarının meskeni haline gelmiş bir binaydı. İnsanlar o zamanlar bu binaya korkarak yaklaşıyordu, bizler de ne yapabilir diye düşünerek bu binayı yeniden kazanmak istedik" dedi.

'ÇALIŞANLARIMIZIN MOTİVASYONU YÜKSELDİ'

Hükümet Konağı'nın tarihi bir bina olması nedeniyle çalışanların motivasyonunun da artığını ifade eden Ömer Karaman şöyle konuştu:

"Memnuniyet derecesi de çok yüksek oldu. Çalışanlarımızın motivasyonlarından tutun da buraya gelen vatandaşların hizmet almasındaki memnuniyete kadar gerçekten Darıca'nın önemli bir hizmet binası haline geldi. Buraya gelen vatandaşların daha önceden kamu ağırlığını diğer binalarımızda hissetmiyordu ama buraya girerken buraya farklı bir bakış açısı olduğunu hissediyoruz ve genelde çok iyi olduğunu söylüyorlar. 'Devletimize yakışır bir ağırlıkta bina olmuş' diyorlar. İç yapısını da tarihi yapıya uygun mobilyalarla doldurmaya çalıştık. Hem çalışanların bakış açısında ve iç hacmindeki moralini arttı hem de vatandaşlarımızın olumlu tepkilerini aldık."

'EĞİTİME KATKI SUNMAYI DA AMAÇLADIK'

Tarihi binanın, Hükümet Konağı olarak kullanılmasının dışında alt katlarda bulunan yerlerin eğitim merkezi olarak kullanıldığını ifade eden Darıca Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık, "İskoliye Mektebi, Darıca'nın yaşayan bir tarihi. 1800'lü yılların ikinci yarısında Osmanlı döneminde yapılmış bir eser ama son yıllarda harap haldeydi. Bunu biz valilik ile yaptığımız protokol dahilinde aslına uygun bir şekilde restorasyonunu yaptık. Burası eskiden okul olarak kullanılıyormuş, bizler de eğitime katkı sunması adına üst katını kaymakamlık olarak alt katların tamamını da eğitim amaçlı özellikle tiyatroyu sevdirici, dramayı sevdirici kültür ve sanat dersleri yapılan bir alan haline getirdik. Gençliğe katkı sunmak ve gençleri buraya çekmek adına hem tarihi hem de gelecek açısından dikkat çekici olsun diye bu çalışmayı yaptık" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-Tarihi binanın drone görüntüler

-Tarihi binadan aktüel görüntüler

-Darıca Kaymakamı Ömer Kahraman ile röportaj

-Darıca Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık ile röportaj

-Detaylar

Haber: Ergün AYAZ-Erol Polat-Kamera: Alişan KOYUNCU/DARICA(Kocaeli),

======================================

Marmaris'te apart oteller apartman oldu

Marmaris'teki küçük çaplı otel, pansiyon ve apartların bir kısmı, sahipleri tarafından göç dalgası ile birlikte yaşanan nüfusu artışı sonrasında, apartmana çevrildi. Çevresi deniz ve ormanlık alanla kaplı ilçe merkezindeki 150 apart otel ve pansiyondan 80'i, sahipleri tarafından kat mülkiyeti alınarak apartmana dönüştürüldü.

Marmaris'te merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın girişimleriyle 1990'da gelişmeye başlayan turizm, ilk olarak arazilerin ve apartmanların apart otellere çevrilmesiyle, büyümeye doğru gitti. 2000'li yıllarda gelen zengin turistlerin tercihi olan 10 ile 30 odalı apart oteller, 2013 yılı itibarıyla özelliğini kaybetmeye başladı. Marmaris'te, kente 13 kilometre mesafedeki, Aksaz Deniz Üssü Komutanlığı'nda rütbesiz ve rütbeli askeri personelin artması ve turizm sektörünün ekonomik gelişmesiyle nitelikli tabir edilen 3 yıldız ile üzeri konaklama tesislerine çalışmaya gelenlerle nüfus artışa geçti. İlçe merkezinde resmi kış nüfusu 2014'te 88 bin 621 iken, 2019'da nüfus artışıyla 94 bin 247'ye ulaştı. İlçe merkezinde ev bulmak zorlaşırken kira ile satılık ev fiyatları da arttı. Bu fırsatı gören 10 ile 30 odalı apart otel-pansiyon işletmecileri harekete geçti.

İlçe merkezindeki 150 apart otel ve pansiyondan 80'i, kat mülkiyeti alarak binalarını apartmana çevirdi. Son 5 yılda apart otellerin apartmanlara dönüşmesinde en çok etkili olan nedenlerden biri de çevresi deniz ve ormanlık alan olan ilçe merkezinde ev yapılacak arazi kalmaması. Apartmana çevrilen yerlerdeki daireler de kiralanmaya başlandı. 1+1 daireler özelliklerine göre 1400 ile 1700 TL arası 2+1 ve 3+1 daireler ise 1800 ile 2 bin 500 TL arasında fiyatlarla kiralandı.

EV YAPACAK ARAZİ KALMADI

Marmaris Emlakçılar Derneği ve İstanbul Emlak Müşavirleri Federasyonu Başkanı Zülfikar Soyvural, "İlçe merkezinde maalesef son beş yılda 80'e yakın apart otel konuta çevrildi. Marmaris'te arsa üretemiyoruz. Çalışmayan veya randımanlı olmayan apart otelleri yıkıp müteahhit aracılığıyla kaliteli konut yapılmaya başlandı. Marmaris'in önü deniz ve çevresi ormanlık alan. İlçe merkezine yakın Armutalan gibi mahallerde imara kapalı olması da yer sorunu yaşattı. Arsa üretilmemesi nedeniyle böyle bir çıkış yolu bulundu" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Marmaris nüfus tabelasından görüntü

Hakim iki noktadan çeşitli açılardan Marmaris görüntüsü

İnşaata başlanılan apartmanlardan görüntü

Apartmana dönüştürülmüş aart otellerden görüntü

Marmaris Emlakçılar Derneği ve İstanbul Emlak Müşavirleri Federasyonu Başkanı Zülfikar Soyvural ile röp.

Haber-Kamera: Ali GÜNDOĞAN / MARMARİS (Muğla),

======================================

Zigana Kayak Merkezi'nde geleceğin milli sporcuları yetişiyor

Gümüşhane Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, geleceğin milli sporcularını yetiştirmek amacıyla 100 öğrenciye, Zigana Kayak Merkezi'nde eğitim veriyor.

Torul ilçesi sınırlarında bulunan, Türkiye ve Doğu Karadeniz Bölgesi'nin en önemli kayak merkezlerinden biri olan Zigana Kayak Merkezi'nde, yaklaşık 100 öğrenciye kayak eğitimi veriliyor. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesindeki antrenörler tarafından verilen eğitimler kapsamında öğrencilere, kayak malzemeleri, ulaşım ve yemek imkanları da sağlanıyor.

'YENİ MUZAFFER'LER YETİŞTİRMEK İSTİYORUZ'

Türkiye'yi temsil edecek sporcular yetiştirmeyi hedeflediklerini belirten Gençlik ve Spor İl Müdürü Mücahit Atalay, çok başarılı kayak antrenörleri tarafından eğitimler verildiğini anlattı. Yarıyıl tatilinin başlamasıyla birçok tesiste yoğunluğun da arttığını ifade eden Atalay, "Çocuklarımızı servislerle alıyoruz, kayak merkezine getiriyoruz. Kayak eğitimlerini antrenörlerimiz veriyor. Öğlen yemeklerini de biz karşılıyoruz. Akşam da servislerimiz çocukları tekrar evlerine bırakıyor. Çok başarılı kayak antrenörlerimiz var. Gümüşhane; kayak potansiyeli olan bir il. İnsanlarımızın kayağa olan sevgisi ve merakı bizleri de memnun ediyor. Gümüşhane, kayak branşında milli sporcumuz Muzaffer Demirhan ile ismini duyurdu. Bizim istediğimiz yeni Muzaffer'ler yetiştirilebilmek. Şehrimizin adını duyuracak ve ülkemizi temsil edecek sporcular yetiştirmeyi hedefliyoruz" dedi.

'SPOR HAVUZUNA YENİ İSİMLER KATMAK İSTİYORUZ'

Kayak eğitimi alan öğrencilerin içerisinde profesyonel kişilerin olmadığına dikkat çeken Atalay, amaçlarının sporcu havuzuna yeni isimler kazandırmak olduğunu söyledi. Atalay, "Antrenörlerimiz, ilk önce çocuklarımıza kayakta kullanılan malzemelerin tanıtımını yaptılar, çocuklara riskler anlatıldı. Daha sonra belirli eğitimlerin ardından antrenörlerimiz nezaretinde pistte pratik uygulamalara geçildi. Çocuklarımız da çok ilgili ve gayretli. Son 15 yıl içerisinde çok ciddi spor yatırımları yapıldı. Şehrimiz de bu yatırımlardan nasibini aldı. Bir tesisi değerli kılan insanların kullanmasıdır. Ne kadar çok insan onu kullanırsa, o tesis kuruluş amacına hizmet etmiş olur" diye konuştu.

'BİLGİSAYAR BAŞINDAN KALKIN VE KAYMAYA GELİN'

Kayak eğitimlerine katılan 6'ncı sınıf öğrencisi Tuna Kerem Kızılet, "Yarıyıl tatiline girdik, tatili bilgisayar başında değil kayarak ve eğlenerek geçiyoruz. Hocalarımız eşliğinde kayak eğitimi alıyoruz. Yarışmalara katılan arkadaşlarımız da oldu. Tüm arkadaşlarımızı bilgisayar başından kalkarak kaymaya davet ediyorum" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-Zigana Kayak Merkezi Görüntüleri

-Kayak Eğitim Görüntüleri

-İl Müdürü Mücahit Atalay röportajı

-Öğrenci Tuna Kerem Kızılet röportajı

-Genel ve Detay Çekimler

Haber/Kamera: Sinan UÇAR / TORUL(Gümüşhane),

=============================

2'nci Dünya Savaşı'nın sessiz tanığı, Akdeniz'de 75 metre derinlikte

İkinci Dünya Savaşı'nda Meis adasındaki İngiliz üstlerini bombalarken düşürülen İtalyan yapımı Savoia-Marchetti SM 79 Sparviero bombardıman uçağı, Akdeniz açıklarında Kaş ile Meis adası arasında 55-75 metre derinlikte tarihe sessiz tanıklık ediyor.

Akdeniz'e 640 kilometrelik sahili bulunan Antalya, dünyaca ünlü plajlarının yanı sıra su altındaki birçok tarihi batık ve doğal güzellikleriyle de öne çıkıyor. Akdeniz suları antik çağlardan Birinci ve İkinci Dünya savaşlarına kadar birçok tarihi batığa ev sahipliği yapıyor. Bu batıklardan birçoğu bugün dalış turizmine açılarak, yerli ve yabancı birçok turisti ağırlarken bazı batıklar ise hem devam eden su altı kazıları, hem de sportif dalışa uygun olmadığı için pek bilinmiyor.

İTALYAN BATIĞINA DALDI

Antalya'nın Kaş ilçesi ile sadece 2 kilometre mesafedeki Yunan adası Meis arasındaki, İkinci Dünya Savaşı batığı 3 pervaneli 1935 model İtalyan yapımı Savoia- Marchetti SM 79 Sparviero bombardıman uçağı da dalış turizmine uygun bir noktada olmadığı için pek bilinmeyenler arasında yer alıyor. Balıkadam olarak da bilinen Su Altı Görüntü Yönetmeni Tahsin Ceylan, Antalya'nın su altı envanterinin çıkartılması çalışmaları kapsamında bu İtalyan batığını da dalış gerçekleştirdi.

1991 YILINDA BULUNDU

İtalyan bombardıman uçağının 1991 yılında bir araştırma dalışı sırasında dalış eğitmeni Uğur Eroğlu tarafından bulunduğunu belirten Tahsin Ceylan, "Kaş ile Meis adası arasında Meis adasına yakın bir noktada, ancak bizim karasularımızda. Flying Fish dalış noktası olarak adlandırılan bu nokta, zengin fauna ve florasının yanı sıra derinliklerinde bir dönemin sessiz tanığını da saklıyor" dedi.

55-75 METRE DERİNLİKTE

İkinci Dünya Savaşı sırasında Meis adasındaki İngiliz üslerini bombalarken karadan açılan uçaksavar ateşiyle yara alan uçağın 55- 75 metre derinliklerde sessizliğe gömüldüğünü anlatan Ceylan, "Uçak 21 metre kanat ve 16 metre gövde uzunluğunda, 610 HP güç üreten üç motorlu ve beş mürettebatlı. İkinci Dünya Savaşı sırasında Ege Denizi semalarında yaşanan yoğun hava savaşının kurbanlarından biri. 3 MG 12.7 ve 2 MG 7.7 milimetre makineli tüfeklerini kendini korumak için kullanırken, altındaki bomba kızaklarında taşıdığı muhtelif bombalarla müttefik kuvvetlerinin yer hedeflerine saldırılar düzenliyormuş" diye konuştu.

UÇAKSAVARLA VURULMUŞ

Bu uçağın İkinci Dünya Savaşı'nın en başarılı bombardıman uçaklarından biri olarak kabul edildiğini kaydeden Ceylan, şöyle devam etti:

"Altında taşıdığı torpilleriyle de Ege Denizi'nde rastladığı müttefik savaş ve destek gemilerine ciddi zayiat vermeyi başarmış. Muhtemelen Rodos'taki bir hava üssünden havalanmış ve verdiği mücadeleden yenik ayrılarak Meis açıklarında sulara gömülmüştü. Kaşlı yaşlı balıkçıların anlattığına göre, o zamanlar yaklaşık 14 bin kişinin yaşadığı Meis Adası'ndaki İngiliz üslerini bombalayıp Meis Limanı'ndaki İngiliz gemilerini torpidolamaya çalışırken açılan uçaksavar ateşi sonucu düşen üç uçaktan biriymiş."

SPORTİF DALIŞ LİMİTLERİNİN ÜSTÜNDE

Uçaklardan birinin Kaş'ın dağlarına düştüğü ve Türk makamlarının enkazı kaldırdığını anlatan Ceylan, "Diğeriyse Meis Limanı girişinde sulara gömülmüş. Aldığı hasar sonucu düşmekte olan bu uçaktan paraşütle atlamayı başaran pilot, Meis'ten açılan uçaksavar ateşiyle havadayken öldürülmüş. Uçaktan kurtulan olmamış ve pilotun Kaş'a gömülen naaşı, sonraki yıllarda İtalyan askeri yetkilileri tarafından İtalya'ya götürülmüş. Dalış noktası bir dönem lahos ve orfozların sürü halinde görüldüğü bir nokta iken genel ekolojik fakirlikten bu bölge de nasibini almış. Uçak batığı, sportif dalış limitlerinin dışında teknik dalış disiplini gerektirmektedir" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------

Batıktan görüntü

Haber-Kamera: Mehmet ÇINAR/ANTALYA,


Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title