Haberler

Dha Yurt Bülteni-9

1)BAKAN EROĞLU: AMERİKA, MEKSİKA YANINDA BÖYLE BİR TERÖR DEVLETİ KURSA BUNA RAZI OLUR MU?ORMAN ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, 'Zeytin Dalı' harekatı ile ilgili olarak, "Amerika acaba Meksika yanında böyle bir terör devleti kursa buna razı olur mu? Kusura bakmasınlar.

1)BAKAN EROĞLU: AMERİKA, MEKSİKA YANINDA BÖYLE BİR TERÖR DEVLETİ KURSA BUNA RAZI OLUR MU?

ORMAN ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, 'Zeytin Dalı' harekatı ile ilgili olarak, "Amerika acaba Meksika yanında böyle bir terör devleti kursa buna razı olur mu? Kusura bakmasınlar. Bu bizim bekamız açımızdan fevkalade önemli bu konuda kararlıyız" dedi. Eroğlu, tartışmalar nedeniyle iptal edilen Gölcük Tabiat Parkı ihalesi ile ilgili olarak da, "İhale iptal edildi. Belediye ile konuşup tekrar yapılıp yapılmayacağını değerlendireceğiz" diye konuştu.

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, kente yapılan yatırımları ve yapılması planlanan projeleri anlatmak için Bolu'ya geldi. Bakan Eroğlu, ilk olarak Bolu Valiliği'ni ziyaret etti. Eroğlu, daha sonra Bolu Belediye Başkanlığı ve Ak Parti İl Başkanlığını ziyaret etti. Bolu Valiliği'nde gazetecilere açıklamalarda bulunan Bakan Eroğlu, "Kahraman ordumuz şu anda önemli merkezleri ele geçirdi. Biz terör örgütünün koridor oluşturmasına asla izin vermeyeceğiz. Amerika acaba Meksika yanında böyle bir terör devleti kursa buna razı olur mu? Kusura bakmasınlar. Bu bizim bekamız açımızdan fevkalade önemli bu konuda kararlıyız. Bu mesele bir beka meselesi. Gönül coğrafyamızın son kalesi Türkiye'dir. Dolayısıyla ülkemizi dimdik ayakta tutmamız gerekiyor. Ne gerekiyorsa yapacağız. Kimse bizden bu harekatı sonlandırmamızı istemesin. En son terörist etkisiz hale gelinceye kadar bu operasyon devam edecek. Bu oradaki Kürtlere karşı bir operasyon değil. Oradaki Kürtler bu harekattan çok memnun. Öyle haberler geliyor ki, oradaki Kürt kardeşlerimiz iyi ki geldiniz diyor. 'Sizi bekliyorduk. Bu hainlerin, imansızların zulmünden bizi kurtardınız' diyor. Oradaki insanlar katil, özellikle batının uşağı, ajanı, piyonları. Batıdan özel silahlı insanlar da geliyor bunlara destek vermek için. Ama kahraman ordumuz her şeyin üstesinden gelecek güçte ve kuvvettedir. Oraya betonarme kuleler yapmışlar. Gözetleme kuleleri yapmışlar. Bunlar onların yapabileceği işler değil. Kilis'e oralardan füze gönderiyorlardı. Bunları kim yaptı? Milletimizin takdirine sunuyorum. Bu harekat büyük bir zaferle neticelenecektir. Bizim hiçbir ülkenin toprağında gözümüz yok. Biz sadece huzur ikliminin oluşması için çalışıyoruz" dedi.

GÖLCÜK TABİAT PARKI İHALESİNİN İPTALİ

Bakan Eroğlu, Bolu'nun doğa harikası Gölcük Tabiat Parkı'na 25 bungalov ev, dağ köşkü ve kır gazinosunun yapımı ile ilgili ihalenin iptaline ilişkin soruya ise şöyle cevap verdi:

"Gölcük'ün içerisinde gölün su toplama alanı içinde bir şey yapılacak sanıldı. Halbuki böyle bir şey değil. Bu konu istismar edildi. Yapılacak şey özellikle orman evi dediğimiz, ağaç kesmeden yapılacak. Biz bunu Uludağ'da yaptık. Hiç ağaç kesmedik. Ağaçlar arasında vatandaşların gelip oturacağı mekanların yapılması isteniyordu. Belediyemiz ihale yaptı. Bir plan üzerine yapılacaktı. Bütün kurumların görüşünün alındığı bir plan vardı. Ama bunu ağaç kesilecek, orası mahvedilecek, Gölcük elden çıkacak gibi bu şekilde kasıt olarak bazı gruplar ele aldı. Biz ona müsaade etmiyoruz. Bunun örnekleri var. Orman köşkü deyince bunlar büyük köşkler sandılar. Buna bungalov diyorlar yani kır evi. Ben, bungalov kelimesini sevmediğim için orman köşkü diye söylemiştim. Köşk dediğimiz öyle büyük köşk değil. 2 odalı içinde tuvaleti yatacak yeri olan ağaçlar arasında küçük evlerdir. Dünyada bunun örnekleri zaten var. Yapacağımız buydu. Belediyemiz bunu iptal etti. Birlikte konuşup karar vereceğiz. Bir tek ağacın kesilmesi söz konusu değil. Gölcük'teki o gölü de tahrip edecek bir alan değil. Oradaki yoğunluk baskısını biraz dışarı atmak için yapıyoruz. Ben geçenlerde geldim. Baktım oturacak yer yok. İğne atsan yere düşmüyor. Sosyal bir takım imkanlar yeterli olmuyor. Oraya insanlar geliyor. Kuyruk oluyor. Gerçekten gelen insanları ağırlamak için böyle bir ihtiyaç olduğunu düşündüm. Orman içinde sosyal donatılara, tuvaleti, oturacak mekanları, çay içeceği bir yer veya kalacaksa orman içinde küçük bir kır evi ihtiyacı var. Bunu ihtiyaca binayen yapıyoruz"

Bakan Eroğlu, ihalenin yeniden yapılıp yapılmayacağı ile ilgili soruya da, "İhale iptal edildi. Belediye ile konuşup tekrar yapılıp yapılmayacağını değerlendireceğiz" diyerek cevapladı.

Görüntü Dökümü

-----------------------

Bakanın gelişi

Bakanın açıklamaları

Murat KÜÇÜK/BOLU, -

==============================================================

2)AFRİN'E GİTMEK İÇİN CİMER'E MEKTUP YAZAN DOKTOR: İKİ MEHMETÇİĞİN YARASINI SARSAM BENİM İÇİN MUTLULUK

AFRİN'deki 'Zeytin Dalı' harekatında gönüllü görev almak için CİMER'e mektup yazan Dr. Dursun Bostancı, "Orada iki Mehmetçiğin yarasını sarsam benim için çok büyük mutluluk olur" dedi. Adapazarı'nda emekli olduktan sonra özel bir hastanede çalışmaya başlayan Genel Cerrahi Uzmanı 68 yaşındaki Op. Dr. Dursun Bostancı, 'Zeytin Dalı' harekatı sonrasında Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi(CİMER)'e harekata gönüllü katılmak istediğini belirten bir mektup yazdı. Konuyla ilgili sosyal medyada paylaşım yapan Dr. Bostancı'ya, Afrin'de görev yapan askerler tank atışı yaparak teşekkür etti. Mehmetçik tank atışı yapılırken 'Bu onurlu hareket için size minnettarız' ifadelerini kullandıkları videoyu sosyal medyada paylaştı.

17 Ağustos 1999'deki depremde enkaz altından çıktığında kendisine ihtiyaç duyulan her yere yardıma gitmek için bir söz verdiğini belirten Dr. Bostancı, "Aile olarak biz iki büyük olay yaşadık. Bunlardan birisi 17 Ağustos depremiydi. İkincisi de 2010 yılında diş hekimi kızımı kaybettim. Enkazdan çıktıktan sonra kendi kendime bir söz verdim ben. Dedim ki bundan sonra bana dünyanın neresinde ihtiyacı olan olursa ben orada olmalıyım diye söz verdim. Bundan önceki doğudaki olaylarda da ben CİMER'e yazı yazdım, 4 kez. Türk Kızılayı'nda çalıştım, Kızılay başkanlığına yazı yazdım. Yeryüzü doktorlarına üyeyim, onlara da yazı yazdım.  Benden istifade edin, bir şeyler yapmak istiyorum dedim. Şu ana kadar bana herhangi bir cevap gelmemişti. Bu son olaylardan sonra inanılmaz duygulandım. Bu duygularımı paylaşmak için Cumhurbaşkanına mail atarak görev almak istediğimi söyledim. Bunu da sosyal medya hesabımda paylaştım. Sınırdaki Mehmetçiğimizden bana gelen o videolar inanılmaz duygulandırdı. Bundan sonra da bana ithiyaç duyulduğunda asla bir maddi beklentim olmadan her zaman hazır olduğumu buradan bir kez daha ifade etmek isterim" dedi.

Sosyal medyada kendisi hakkında yapılan üzücü yorumlara 'Benim siyasi veya ikbal beklentim yok' diyerek cevap veren Dr. Bostancı, şöyle dedi:

"Cumhurbaşkanlığına yazdığımda, ben 70 yaşına yakınım, beni almayacaklarını bilmeyecek kadar da aptal değilim. Türkiye Cumhuriyeti'nin benim gibi bir emekli doktora belki asla ihtiyacı yok ama safımı belli etmek istedim, duygularımı belli etmek istedim. Mensubu olduğumuz Türk Tabipler Birliği'nin inanılmaz açıklamasından sonra, yurt içinden ve yurt dışından bu yapılan harekatı itibarsızlaştırma yönünde sosyal medyada dolaşan ifadeleri duyduktan sonra ben de açıkçası tarafımı belli etmek istedim. Vatanseverliğimiz bir kez daha dile getirmek istedim. Başka hiç bir duygum olamaz. Cumhurbaşkanlığına yazarken, orada da ifade ettim, bu yaştan sonra asla bir siyası beklentim yoktur. Maddi beklentim, bir ikbal beklentim yoktur. Bu haberlerle ilgili beni üzen bazı yorumlarla karşılaşıyorum. Ben mesleğimin yanında yerel mütevazi bir gazetede köşe yazarlığı da yapıyorum. Neden Cumhurbaşkanlığı'na müracaat ettim bunu orada açıkladım. Umarım tüm meslektaşlarım da benim yanımda olurlar"

Dr. Bostancı, Afrin'deki askerler tarafından kendisine yollanan videoyu izlediğinde duygulanarak ağladığını söyleyerek, şöyle konuştu:

"70 yaşıma yaklaştım ama kendimi dinç hissediyorum. Orada aktif görev yapan meslektaşlarımı bir saat, iki saat bile dinlendirmenin onlara faydası olacağı kanaatindeyim. Orada iki Mehmetçiğin yarasını sarsam benim için çok büyük mutluluk olur bu. Sözün bittiği yer denir ya, o sözün bittiği yerdi. O videoyu telefonla bana verdiler. İlk izlediğimde erkekler ağlamaz derlerdi ama inanın ağladım orada. Orada ağlamayacak bir vatan evladının da vatan sevgisinden şüphe etmek lazım. Orada gerçekten ağlanırdı yani. Son mesajım şu. Bir insanın kutsalı nedir, hayatıdır, canıdır. Mehmetçiğimiz şimdi orada canını ortaya koyarak mücadele ediyor. Bu mücadeleyi itibarsızlaştırmak isteyenler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olamaz. Başka söyleyecek lafım yok"

Harekatta gönüllü olarak görev almak için hazır olduğunu ifade eden Dr. Bostancı, mektup yazdığı yetkili birimlerden cevap bekliyor.

Görüntü dökümü

----------------------

-Doktorun röportajı

-Videoları izlenmesi

-Detaylar

Haber-Kamera: Aziz GÜVENER/ADAPAZARI(Sakarya),

===========================================================

3)SURİYELİ MUHALİFLERDEN 'ZEYTİN DALI HAREKATI' İÇİN BİRLİK ÇAĞRISI

ŞANLIURFA'da toplanan Suriye Demokratlar Birliği üyeleri, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Afrin'e yönelik başlattığı 'Zeytin Dalı Harekatı'na karşı ortak hareket edilmesi için birlik çağrısında bulundu.

Suriyeli muhalif gruplar, aynı çatıda mücadele etmek için Türkiye Arapları Yardımlaşma ve Kültür Derneği'nin ev sahipliğinde Şanlıurfa'da toplandı. Bir otelde düzenlenen toplantıya, aralarında üst düzey rütbeli eski askerler ile aşiret liderlerinin de bulunduğu muhalif grup temsilcisi yaklaşık 50 kişi katıldı. Suriye Demokratlar Birliği üyeleri, Haseke bölgesinde bulunan Kürt, Arap, Sünni ve Şii kanat önderlerinin katıldığı toplantıda birlik çağrısı yaptı.

Muhalif grupların temsilcilerinin bir araya geldiği toplantıda konuşan Muntasir El Halit, "Bu toplantımızın amacı, Haseki ilinde bulunan kanaat önderlerimizle birlikte Kürtler, Araplar, Süryaniler, Hristiyanların birlikte yaşamanın bilincini oluşturmak, bu kardeşliğimizi pekiştirmektir. Farklı terör gruplarına biz karışıyız. Bu bölge ve bu topraklar hepimizin. Biz buradaki toplantıyı nizama ve zulme karşı yapıyoruz. Bu toplantı sadece Haseki kentiyle sınırlı değildir. Bu toplantıyı Suriye'de tüm kentlerde yapacağız. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Afrin'de yürüttüğü 'Zeytin Dalı Harekatı'na bizler de destek veriyoruz. Suriye'deki kardeşlik ruhunu yeniden tesis edeceğiz" dedi.

Görüntü dökümü

-------------------

Otelde düzenlenen toplantı

Toplantıya gelen Suriyeliler

Suriyeli kanaat önderlerin gelmesi

Toplantıda konuşan kanaat önderleri ve komutanlar

Genel ve detay görüntüler

(Haber- Ali LEYLAK-Kamera: Ömer ŞULUL-ŞANLIURFA-DHA)

(401 MB)

===========================================================

4)AFRİN'DEN İDLİB KIRSALINA GELEN AİLELERE YARDIM

TERÖR örgütü PKK/PYD'nin bulunduğu Afrin'den kaçarak, İdlib kırsalına sığınan ailelere, İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı tarafından yardım ulaştırıldı.

İHH Suriye Çalışmaları Medya Sorumlusu Selim Tosun, Afrin'den sivillerin çıkışına terör örgütü PYD/PKK tarafından izin verilmediğini, bu nedenle ailelerin kaçak yollardan daha güvenli olan İdlib kırsalındaki Kefer Dael ile çevre köylere göç ettiğini söyledi. Göç eden sivillere insani yardım ulaştırdıklarını anlatan Tosun, "Afrinli Kürt aileler, göç ederken, yanlarında hiçbir şey getirememişler. İçinde bulundukları zor durumun ortadan kalkması için ailelere gıda kolisi, battaniye, kilim, halı, çocuk bezi ve çeşitli ürünlerin bulunduğu insani yardım paketleri ulaştırdık" dedi.

Görüntü Dökümü

----------------------

İHH Suriye Çalışmaları Medya Sorumlusu Selim Tosun'un açıklaması

Görevliler malzeme dağıtırken

Haber-Kamera: Ferhat DERVİŞOĞLU/REYHANLI(Hatay),

(36.6 MB)

===========================================================

5)BAYRAKÇI DEDE'DEN 'ZEYTİN DALI HAREKATI'NDA GÖREV YAPAN MEHMETÇİK'E ÇORAP VE BERE

AFYONKARAHİSAR'ın Sandıklı ilçesinde, topladığı çakıl taşlarıyla şehitler, gençler ve çocuklar için tepe yamacına Türk bayrağı yapmasıyla tanınan ve 'Bayrakçı Dede' olarak bilinen Turan Kaplan (65), emekli maaşıyla aldığı çorap ve bereleri 'Zeytin Dalı Harekatı'nda görev yapan askerlere gönderdi.

Sandıklı Hüseyin Develi Huzurevi'nde yaklaşık 3 yıldır kalan işçi emeklisi Turan Kaplan, 2015 yılında Dağlıca- Yüksekova yolunda 16 askerin şehit olduğu saldırı nedeniyle büyük üzüntü duyarak, şehitler anısına Timurlenk Tepesi'nin yamacına çakıl taşlarıyla 220 metrekarelik Türk bayrağı yaptı. Kaplan, daha sonra 2016 yılında çocuklar ve gençler için aynı tepeye 217 metrekarelik ve 300 metrekarelik bayraklar yaptı. İlçede 'Bayrakçı Dede' olarak tanınan Turan Kaplan, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Afrin'e yönelik başlattığı 'Zeytin Dalı Harekatı'na katılan askerlere ulaştırmak için emekli maaşıyla 150 çift çorap ve 10 bere aldı. Sandıklı Askerlik Şubesi'nden adres bilgisi alan Kaplan, çorap ve bereleri Afrin'de görev yapan askerlere teslim edilmek üzere PTT şubesinden Osmaniye Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü'ne gönderdi. Kaplan, gönderdiği kolinin içine askerlere başarı dilediğini yazdığı bir de mektup koydu.

'40 YILLIK PKK BELASINI BİTİRECEĞİZ'

Turan Kaplan, asker ve bayrak sevgisini dile getirerek, "'Zeytin Dalı Harekatı'na giden askerlerimize bir şeyler yapmak istiyorum. Askerlerimizin Allah'tan kaza ve bela vermeden bu işi bitirmelerini istiyorum. 40 yıllık bu beladan kurtulmamızı istiyorum. İnşallah 40 yıllık PKK belasını bitirerek, sona erdireceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı'm, büyük komutanımın emriyle bu işi bitireceğiz" dedi.

'İÇİMDEN GELEN ARMAĞANI ONLARA GÖNDERMEK İSTİYORUM'

Devletin askerlerin çorap ve kamuflaj başta olmak üzere her şeyini tedarik ettiğinin farkında olduğunu söyleyen Kaplan, "Ama benim de elimden gelen bir şey var. Maaşımla üç kuruşla çorap aldım. Bunları askerlerime ulaştırmak istiyorum. Bizim için çarpışıyorlar. Bu vatan, bu ezan için çarpışıyorlar. Ben de içimden gelen bu armağanı onlara göndermek istedim" diye konuştu.

'İNŞALLAH ASKERİMİZE ULAŞIR'

Askerlik şubesinden adres aldığını da aktaran Kaplan, "Osmaniye Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü'ne gönderdim. İnşallah askerlerimize ulaşır, ben de mutlu olurum. Biz gidiciyiz, inşallah bu operasyon ile bizden sonra gelenler rahat eder. İnşallah o PKK bitecek. Bugün bitmese de yarın yine bitecek. Allah, askerimizi daima korusun" dedi.

Görüntü dökümü

--------------------

Turan Kaplan'ın çorap ve berelerle postaneye gelişi ve içeri girişi

Turan Kaplan PTT içinde çorap ve bereleri paketlerken

Turan Kaplan'ın hazırladığı çorap ve bereler poşet içerisinde ve askerlere hazırladığı mektup ile masa üzerinde

Turan Kaplan çorap ve bere paketlerini PTT görevlisine teslim ederken

Turan Kaplan adres yazarken

RÖP: Turan Kaplan

(HABER- KAMERA: Ahmet DAĞLI/SANDIKLI (Afyonkarahisar),

160 MB /// 02.37"

===========================================================================

6)İKİNCİ KATTAKİ EVİNİN BALKONUNDAN ATLADI

İZMİT'te, psikolojik sorunları olduğu iddia edilen 55 yaşındaki N.Y., evinin balkonundan atladı. Yaralanan kadın tedavi altına alındı.

Olay öğle saatlerinde, Bekirdere Mahallesi Ozan Sokak'ta meydana geldi. Psikolojik sorunları olduğu iddia edilen N.Y., 2'nci kattaki evinin balkonunda durduğu sırada aniden kendisini korkuluklardan aşağı bıraktı. Beton zemine düşen kadını görenler 112 Acil'e haber verdi. N.Y. olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından Kocaeli Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. N.Y.'nin hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenilirken, polis olayla ilgili soruşturma başlattı.

Görüntü Dökümü

-----------------------

-Yaralının ambulanstan indirilmesi,

-Detaylar

Haber-Kamera: Dinçer AKBİR/İZMİT(Kocaeli),

=============================================================================

7)BABA OĞULUN KATİL ZANLISI, ORMANDA YAKALANDI

GAZİANTEP'in Nizip ilçesinde 3 yıl önce Şeyho Ölmez ile oğlu Saadin Ölmez'i tüfekle öldürüp kaçtığı iddia edilen Müslüm Korkmaz, Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesinde, ormanlık alanda güvenlik güçleri tarafından yakalandı.

Nizip ilçesi Karşıyaka Mahallesi'nde 27 Mayıs 2015'te meydana gelen olayda, Müslüm Korkmaz, tüfekle Şeyho Ölmez ve oğlu Saadin Ölmez'i tüfekle vurarak öldürdü. Olayın ardından kaçan Korkmaz için yakalama çalışması başlatıldı, ancak sonuç alınamadı.

Güvenlik güçleri, Müslüm Korkmaz'ın Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesinde bulunduğunu belirledi. Nizip İlçe Emniyet Müdürlüğü ile Halfeti İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, düzenledikleri ortak operasyonla Korkmaz'ı ormanlık alanda yakaladı. Gözaltına alınarak Nizip'e getirilen Müslüm Korkmaz'ın ifadesinde, suçunun itiraf ettiği belirtildi.

İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Korkmaz, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Görüntü dökümü

-----------------------------------------

İlçe Emniyet Müdürlüğü

Şüphelinin araca bindirilmesi

Genel ve detay görüntüler

(Haber-Kamera: Metin İLİKSOY-GAZİANTEP-DHA)

(32 MB)

===============================================================================

8)SESİYLE HAKKARİ'NİN AHMET KAYA'SI OLDU

VAN'da, çeşitli eğlence mekanlarında sahne alan Hakkarili  30 yaşındaki  yerel sanatçı Cihan Dinçer, seslendirdiği şarkılar ve okuduğu şiirlerle halk arasında 'Ahmet Kaya ve Yusuf Hayaloğlu' olarak anılıyor.

Hakkari'den Van'a göç eden ve bir süredir Van'daki çeşitli eğlence mekanlarında sahne alan yerel sanatçı Dinçer, ses benzerliği ile Ahmet Kaya'yı andırıyor. Geçen yıl bir GSM şirketinin müşteri temsilcisiyle yaptığı telefon görüşmesi ve söylediği şarkı ile sosyal medyada dinlenme rekoru kıran Hakkarili yerel sanatçı Cihan Dinçer, çeşitli gazete ve televizyonlarda da haber olunca Van'da ve Hakkari'de bir anda sosyal medya fenomeni oldu. İnternet ortamında tanıdığı veya tanımadığı yerel sanatçıların söylediği şarkıları indirdikten sonra  bilgisayar ortamında düet yapıp bunları da sosyal medya hesbında paylaşan Dinçer, Van'da ve Hakkari'de Ahmet Kaya, okuduğu şirleriyle de Yusuf Hayaloğlu olarak anılıyor.

Müzik hayatına 8 yaşında başladığını anlatan Dinçer, "Ahmet Kaya ve Kıvırcık Ali'den şarkılar  söylüyorum.Ses tonum itabariyle halk arasında beni Ahmet Kaya ve Yusuf Hayaloğluna çok benzetiyorlar. Bu da beni çok mutlu ediyor.Çünkü onların söylediği şarkıları söylemek bana zevk veriyor. Onların müziklerini seslendirmek için uğraşacağım. Ben Türk Halk Müziği ile başladım ve böyle devam edeceğim." dedi

Görüntü dökümü

--------------------------

-Bir eğlence merkezinde şarkı söyleyen Cihan Dinçer

-Dinçer'in şarkılarıyla halay çeken vatandaşlar

-Detaylar

-Cihan Dinçer, Ahmet Kaya'ya ait şarkısı seslendirmesi

-Dinçer ile röportaj

-Şair Yusuf Hayaloğlu'nun şiirini okurken

-Dinçer'in konuşması

-Söylediği şarkılar

Haber-Kamera: Behçet DALMAZ/VAN,

================================================================

9)AYSUN KAYACI'NIN BABASI OLDUĞU İDDİA EDİLEN SELAHATTİN ALTINÖZ, DEFNEDİLDİ

ADANA'da sokağa kurduğu çadırda yaşamını yitiren ve ünlü manken Aysun Kayacı'nın babası olduğu iddia edilen 62 yaşındaki Selahattin Altınöz, toprağa verildi.

Merkez Çukurova ilçesi Toros Mahallesi 78179 Sokak'taki elektrik trafosunun yanına kurduğu çadırda yaşamını sürdüren ve mahalle sakinlerinin verdiği yemeklerle karnını doyuran Selahattin Altınöz, dün sabah saatlerinde kahvaltı getiren mahalle sakinlerince hareketsiz bulundu. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekibinin yaptığı kontrolde Selahattin Altınöz'ün öldüğü anlaşıldı. Altınöz'ün cenazesi ölüm nedeninin belirlenmesi için Adana Adli Tıp Kurumu Morgu'na kaldırıldı.

ÖLDÜĞÜ YERE GETİRİLDİ

Bugün sabah saatlerinde Adli Tıp Kurumu'nda otopsisi tamamlanan Selahattin Altınöz'ün cenazesini komşuları ve eniştesi olduğunu söyleyen bir kişi, teslim aldı. Gözyaşları içerisinde öldüğü çadırın bulunduğu sokağa getirilen Selahattin Altınöz, burada helallik alınmasının ardından defnedilmek üzere Buruk Mezarlığı'na götürüldü. Bu sırada ölen Selahattin Altınöz'ün yurtdışında hayatını sürdüren ünlü manken Aysun Kayacı'nın babası olduğu iddia edildi. Altınöz'ün yıllar önce de aynı iddia ile karşı karşıya kaldığı ve buna çok sinirlendiği öğrenildi. Çevredeki esnaflardan Adem Tekinalp, "Dükkanımıza gelirdi traş ederdik, insani ilişkilerimiz vardı. Dışarda yatıyordu kendisi zaten, alkolikti. Komşular yemek verirdi. Herkes Aysun Kayacı'nın babası olduğunu söylüyor" dedi. Selahattin Altınöz'ün komşularından Sibel Yılmaz ise, "Selahattin beyi 'Gökmen' ismiyle bilirdik. İsmini ölene kadar öğrenmemiştik. Aysun Kayacı'nın babası olduğu daha önceki yıllarda da söylenmişti. Bizim de bilgimiz bu yöndeydi" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

------------------------

Esnaf ve vatandaş ile röp.

Cenaze aracı ve dua eden vatandaşlardan genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: ADANA,

(98 mb)

==========================================================

10)YAŞLI ADAM SOBADAN ZEHİRLENEREK ÖLDÜ

ADANA'da sobadan zehirlenen 79 yaşındaki Mehmet Erdoğan evinde hayatını kaybetti, baygın halde bulunan eşi Fatma Erdoğan ise hastaneye kaldırıldı.

Merkez Yüreğir ilçesine bağlı Kazım Karabekir Mahallesi'nde emekli Mehmet Erdoğan ve eşi Fatma Erdoğan, dün akşam saatlerinde evin soba yanan odasında yattı. Fatme Erdoğan, sabaha karşı mide bulantısı hissedip fenalaşarak kalktı. Eşinin hareketsiz olduğunu görüp komşularından yardım isteyen Fatma Erdoğan, daha sonra fenalaşarak bayıldı. Komşuların ihbarıyla eve polis ve sağlık ekipleri geldi. Yapılan incelemede Mehmet Erdoğan'ın yaşamını yitirdiği belirlenirken, Fatma Erdoğan hastaneye kaldırıldı. Sobadan sızan karbonmonoksit gazı nedeniyle öldüğü değerlendirilen Mehmet Erdoğan'ın cenazesi otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı.

Görüntü Dökümü

------------------------

Evden genel ve detay görüntüler

Soba bacasından görüntü

Sokaktaki kalabalık

Komşu ile röp.

Olay yeri inceleme ekibinin çalışması

Evin önündeki kalabalıktan görüntüler

Ölen adamın sağlık fotoğrafı

Haber-Kamera: ADANA,

(86 MB)

=======================================================

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Amerika Birleşik Devletleri Veysel Eroğlu Kusura Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

title