Dha yurt bülteni-5

1)AVA ÇIKAN GÜVENLİK KORUCUSU KAZARA KENDİNİ VURDU

ADIYAMAN'ın Çelikhan ilçesinde, arkadaşlarıyla yaban domuzu avlamaya giden güvenlik korucusu Ebubekir Mutlu, elindeki av tüfeğinin kazara ateş alması sonucu ayağından yaralandı.
Olay, sabah saatlerinde, ilçeye bağlı Yeşiltepe köyünde meydana geldi. Güvenlik korucusu Ebubekir Mutlu arkadaşlarıyla birlikte araziye domuz avına çıktı. İddiaya göre, Mutlu elindeki av tüfeğinin kazara ateş alması sonucu ayağından yaralandı. Arkadaşlarının ihbarı üzerine olay yerine gelen sağlık ekiplerince ilk müdahalesi yapılan Mutlu ardından Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Tedaviye alınan Mutlu'nun sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.

Görüntü Dökümü
--------------
Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi
-Ambulanstan görüntü
-Genel ve detay görüntü
Haber-Kamera: Mahir ALAN-ADIYAMAN-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 45 MB

===================================================

2)KONYAALTI SAHİLİ İÇİN 'ÇEKİLME' UYARISI

ANTALYA Büyükşehir Belediyesi'nin 2017 yılında başlattığı ve ilk etabını 2019 yılının ocak
ayında hayata geçirdiği Boğaçayı'nda son dönem meydana gelen yosunlaşma, görüntü kirliliği yarattı. Proje kapsamında yıllık 34 santimetre rüsubat (tortu-çökelti) öngörülürken, 6 ayda deredeki rüsubat birikintisi 150 santimetreyi aşınca taşkın riskinin yanı sıra Konyaaltı Sahili'nin bir bölümünün çekilme (kıyı erozyonu) sonucu yok olma riski ortaya çıktı
Büyükşehir Belediyesi, iki farklı çayın suyunu denizle buluşturan Bogaçayı'nda 2017 yılında proje başlattı. Kent gündeminde düşmeyen projenin ilk etabı Ocak 2019'da hayata geçirildi. Işıklandırma ve peyzaj düzenlemesindeki güzelliğiyle dikkati çeken Boğaçayı'nda yaz mevsimiyle suda yosunlaşma başladı. Yosunlaşma sonrası Boğaçayı'nda tartışmalar yeniden alevlendi. Antalya Büyükşehir Belediyesi, Boğaçayı'nı saran sucul bitkilere karşı taraklama makinesiyle temizlik çalışması başlattı. Makine ile suyun 1,5 metre altına kadar inilerek yosunlar kesiliyor.
60 YILDA 5 BÜYÜK TAŞKIN
Büyükşehir Belediyesi Başkan Başdanışmanı ve Teknik İşler Sözcücü Dr. Cem Oğuz, Boğaçayı'nın Antalya'nın önemli bir su kaynağı olduğunu söyledi. Geçmişte çaydan inşaatta kullanılmak amacıyla kum ve çakıl alındığını hatırlatan Dr. Oğuz, "Kaçak kum ve çakıl alımları nedeniyle çayın eni ve derinliği bozulmuş. Bu nedenle 1960, 1994, 2003, 2009, 2015'te taşkınlar yaşandı. Bu nedenle dikkatli olunması gereken bir çaydır. Suyun denizle buluşması gerekiyor. Buraya müdahale edildiği zaman taşkın riski artıyor" dedi.
ÇAY, YAZIN GÖLETE DÖNÜŞTÜ
Boğaçayı için 2014 ve 2015 yılında 2 ayrı proje tasarlandığını, ancak mühendislik açısından mümkün olmadığından iki projenin de iptal edildiğini kaydeden Cem Oğuz, 2017 yılında üçüncü projenin hayata geçirilmesinin hedeflendiğini söyledi. Denizin 750 metre içeri alınmasının planlandığını dile getiren Oğuz, "Bunun için üç kademeli 12 metre derinliğe giden kazıklar çakıldı. İki tarafında 3 kademeli kanal yaratıldı. Ancak denizin içeriye alınmasından son anda vazgeçildi. Doğru bir karardı. Deniz de içeriye alınmayınca burada bir gölet oluşturuldu. İlk yapıldığında herkesin takdirini aldı. Ama mühendislik açısından bakıldığında taşkın, kıyı erozyonu ve suların tuzlanması konusunda bir çözüm getirilemedi" diye konuştu.
34 SANTİM BEKLENİRKEN 170 SANTİM RÜSUBAT OLUŞTU
Yılın 4 ayının kurak geçtiğini, bu sürede Boğaçayı'nda oluşturulan göletin beslenemeyeceğini vurgu yapan Cem Oğuz, "Gölet beslenemeyeceği için durgun bir su haline dönüştü. Sonuçta lagünleşme gerçekleşti. Bu beklenen bir şeydi ve sucul bitkiler oluşmaya başladı. Bu bitkiler suyun oksijen dengesini de bozdu. Bitkiler bir müddet sonra çürüyecek, dibe çökecek ve çamur oluşacak. Başta koku olmak üzere sinekleşme artacak. Burası 2,5 metre kazıldı. Yukarıdan gelen rüsubat da bu boşluğu dolduracak. Projede göletin rüsubat dolumu yılda 34 santimetre öngörülmüş. Ancak 6 aylık dönemde 170 santimetreye varan rüsubat birikimi oluşmuş. Bu öngörülmeyen bir durum" diye konuştu.
SAHİLİ KAYBETME RİSKİ
Cem Oğuz, taşkın açısından risk oluştuğunu, rüsubat denizle buluşamadığı için dalgaların kıyıyı aşındırarak kıyı gerilemesine neden olduğunu ve kumsalı kaybetme riskiyle karşı karşıya olduklarını söyledi. Bu riski ortadan kaldırmak için bir bilim kurulu oluşturduklarını belirten Cem Oğuz, kısa, orta ve uzun vadede öneriler ortaya çıktığını söyledi. Kısa vadede bu sucul bitkileri kesmeye başladıklarını anlatan Oğuz, şöyle devam etti:
"Bitkiyi dipten aldığımız zaman çamur deryası ortayı çıkıyor. Bu işlemi şimdi yaparsak sezonda denizi kirletmiş olacağız. Bu nedenle köklemek yerine belli bir mesafede kesmeyi tercih ettik. Bitkilerin oluşmaması için biyolojik ya da kimyasal bir mücadele gerekiyor. Kimyasal çözüm insanların denize girdiği bir yerde doğru değil. Biyolojik mücadele yapılması gerekiyor. Bu canlıları yok eden bakterileri suya bırakmak gerekiyor ama bu da ciddi bir maliyet. Suyun içindeki oksijeni dengelemek için bir fıskiye sistemi oluşturmak gerekiyor, bu da ayrı bir maliyet. Kıyıyı kaybetmemek adına biriken rüsubatı kamyonlarla buradan taşıyarak kıyıya boşaltmamız gerekiyor. Bu da çok ciddi bir maliyet."
MAHMUZLU ÇÖZÜM ÖNERİSİ
Bu sorun sürekli ortaya çıkacağını anlatan Cem Oğuz, "Konyaaltı Sahili'ni korumamız gerekiyor, sahildeki kıyıyı korumak adına rüsubatı getirip boşaltmamız da yetmiyor. Bir takım önlemler almamız gerekiyor. Karadeniz kıyılarında yapılmış deniz üzerine mahmuzlar yerleştirmemiz gerekiyor. Bu mahmuzlar çirkin bir görüntü oluşturacak ama kıyıyı korumak adına da yapmak zorundayız. Doğal yapıyı bozacağımız için turizm zarar görecek. Dolayısıyla her taraftan baktığınızda olumsuzluklar dolu bir proje" dedi.
'YA BU GÖLET KORUNACAK YA DA KONYAALTI SAHİLİ KORUNACAK'
"Ya bu gölet korunacak ya da Konyaaltı Sahili korunacak" diye sözlerini sürdüren Cem Oğuz, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bu ikisinden birine karar vermemiz gerekiyor. Eğer göleti koruyacaksak kıyı erozyonu nedeniyle sahili kaybetme riski var, ama hiçbir Antalyalı bunu istemez. Eğer sahili koruyacaksak denize mahmuzlar yapmamız gerekiyor. Bu da çok çirkin bir görüntü. Bu doğal güzelliği bozmak hiçbir Antalyalının kabulleneceği bir şey değil. Boğaçayı'nın mevcut bu halini korumak için de belediyenin her yıl milyonlarca para harcaması gerekiyor. Proje için 131 milyon lira para harcanmış. Bisiklet yolları, yürüyüş alanları yapılabilirdi ama yatak ile hiç oynanmamalıydı. Yatağı eski haline dönüştürmek mantıklı görünüyor, bilim insanları da bunu savunuyor."

Görüntü Dökümü
--------------
-Çayın drone görüntüleri
-Çayda yapılan temizlik çalışmalarının detay görüntüleri
-Çay içersindeki çöp ve balıkçıl kuşlardan görüntü
-Röp: Cem Oğuz
-Su içersindeki yosunların ve otların detay görüntüleri
679 MB /// 6.15 SN (HD)

Haber: Hasan DEMİRBAŞ- Kamera: Emrah GÜL/ANTALYA,

======================================================

3)SAĞLIKLI HAYAT MERKEZİ, YAŞAM İÇİN UMUT OLUYOR

SAĞLIK Bakanlığı tarafından Türkiye'nin tamamında hayata geçirilen Sağlıklı Hayat Merkezleri'nden biri de İzmit'te hizmet veriyor. Akçakocabey Sağlıklı Hayat Merkezi'nde kanser taramasından, diyetisyene, sigarayı bırakma polikliniğinden, çocuk gelişimi uzmanına kadar birçok hizmet vatandaşlara ücretsiz sunuluyor.
İzmit Mehmet Ali Paşa Mahallesi Gazi Mustafa Kemal Bulvarı üzerinde bulunan Akçakocabey Sağlıklı Hayat Merkezi, birinci basamak sağlık kuruluşu olarak vatandaşlara hizmet veriyor. Bünyesindeki Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Birimi (KETEM) ile vatandaşların kansere karşı bilinçlenmesi için önemli rol oynayan Akçakocabey Sağlıklı Hayat Merkezi'nde, bunun yanında bir çok hizmet de ücretsiz olarak vatandaşlara sunuluyor. Zayıflamak veya kilo almak isteyenler için diyetisyen hizmetinden, Alo 171 hattı ile entegre çalışan Sigarayı Bırakma Polikliniği'ne, çocukları hakkında endişelenenler için çocuk gelişimi uzmanından, diş hastalıklarını tespit ederek ilgili hastanelere yönlendiren Koruyucu Ağız ve Diş Sağlığı Birimi'ne kadar bir çok hizmetin verildiği merkez sadece hasta olan vatandaşların tedavi görmesini değil, herhangi bir hastalığı olmayan kişilerin de sağlıklı bir şekilde yaşamına devam etmesini amaçlıyor. Akçakocabey Sağlıklı Hayat Merkezi'nde verilen hizmetleri anlatan Dr. Işın Bilginer, "Sağlıklı Hayat Merkezleri, sağlığı korumaya yönelik, sağlıklı hayatı teşvik etmek amacıyla, sağlığa yönelik risklerden bireyi ve toplumu korumak ve birinci basamak sağlık hizmetlerini güçlendirerek desteklemek amaçlı kurulmuş merkezler. Bu hizmetleri açacak olursak, kadın ve üreme sağlığı hizmetleri gibi bilgilendirme sınıfları, fizyoterapi, fiziksel aktivite danışmanlığı hizmetleri, sigarayı bıraktırma polikliniğimiz mevcut. Diyetisyenimiz var, çocuk gelişimi ve ergen danışmanlığı birimimiz var. Yine Kanser Erken Teşhis ve Tarama Merkezi bizim kurumumuz bünyesinde. Sağlıklı Hayat Merkezi'ne sadece hastalar değil, hasta ve sağlıklı tüm bireyler başvurabilir. Buradaki tüm hizmetlerimiz ücretsiz. Özellikle kanser taramalarında, kanser erken tanınırsa, erken teşhis edilirse tedavisi çok kolay olan, kişinin yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesine vesile olan bir hastalık. Dolayısıyla kanseri erken tanırsak tedavi maliyetlerimiz çok düşerken yaşam şansımız da çok artıyor. Kanserde erken tanı hayat kurtarırö dedi.

Görüntü Dökümü
-------------------
Sağlıklı Hayat Merkezi'nden görüntüler
Birimlerdeki çalışmalardan görüntüler
Sağlıklı Hayat Merkezi sorumlusu Dr. Işın Bilginer ile röp.
Detay

HABER: Dinçer AKBİR-KAMERA: Alişan KOYUNCU/İZMİT(Kocaeli),

===================================================

4)TARSUS HAYVAN PARKI'NDA HAYVANLARIN ÖMRÜ UZUYOR

MERSİN'deki Tarsus Hayvan Parkı'nda görevli veteriner hekim Fırat Kabayel, parkta doğal hayatlarındaki ortamlarından daha iyi şartlar altında bakılan hayvanların yüzde 30 daha uzun yaşadığını kaydetti. Kaplanların doğadaki ömrü ortalama 18-20 yıl arasındayken, parktaki Mert isimli kaplanın 25 yaşında olduğunu kaydeden Kabayel, 40 yaşındaki 'Efe' isimli ayının da ilgi odağı olduğunu kaydetti.
Tarsus Hayvan Parkı'nda bulunan 75 türde, 135 alt türde bin 350 hayvan, 7'den 70'e vatandaşların ilgisini görüyor. Vahşi yaşamda vurulan, kaza nedeniyle yaralanan veya hastalanan hayvanlar da Tarım ve Orman Bakanlığı'yla yapılan protokol gereği, Tarsus Hayvan Parkı'na getirilerek tedavi ve rehabilite ediliyor. Yurt içinden ve yurt dışından Tarsus'a gelen turistler, hayvan parkına uğramadan ilçeden ayrılmıyor. Park hakkında bilgi aktaran veteriner hekim Fırat Kabayel, parkın, hayvanların doğal yaşamına uygun olarak dizayn edildiğini belirterek, "Hayvanların üreme, barınma, beslenme ihtiyaçları eksiksiz şekilde yerine getiriliyor. Burada çocuklar tavşanlara, tavuk türlerine, lemurlara ilgi gösterirken yetişkinler de aslan, kaplan, puma gibi yırtıcı hayvanları görmek için ziyaret ediyorlar" dedi.
YÜZDE 30 UZUN YAŞIYORLAR
Hayvanların parktaki sağlık durumunu da değerlendiren Kabayel, "Hayvanların bakım ve beslenmesi burada doğal yaşamlarından daha iyi. Aşılamaları, yiyecek çeşitleri ve miktarları sayesinde normal yaşam süresinden yüzde 30 daha uzun yaşıyorlar. Aslan ve kaplanlar doğada 18-20 yıl yaşarken burada 25 yaşında Mert isimli kaplanımız var. Efe isimli ayımız da 40 yaşında" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
-------------------------
Veteriner hekim Fırat Kabayel ile röp
Vatandaşlarla röp
Çocuklarla röp
Hayvanları izleyen vatandaşlar
Hayvanat bahçesinden genel ve detaylar
Dron çekimleri

SÜRE: 08'14'    BOYUT: 912 MB

Haber: Nuri PİR-Kamera: Eser PAZARBAŞI/TARSUS,Mersin,

Çelikhan DHA Haberler