Haberler

Dha Yurt Bülteni-5

Cumhurbaşkanı Erdoğan : Şu anda ÖSO yürütüyor, henüz askerimiz orada değil. Görüntü Dökümü-------------------------Erdoğan'ın açıklamaları (DHA FEED'TEN GEÇİLİYOR) Haber: Hasan DEMİRBAŞ- Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/AFYONKARAHSİAR, ==================================Cumhurbaşkanı Erdoğan :...

Cumhurbaşkanı Erdoğan : Şu anda ÖSO yürütüyor, henüz askerimiz orada değil.

Görüntü Dökümü

-------------------------

Erdoğan'ın açıklamaları (DHA FEED'TEN GEÇİLİYOR)

Haber: Hasan DEMİRBAŞ- Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/AFYONKARAHSİAR,

==================================

Cumhurbaşkanı Erdoğan : İdlib'teki operasyonu ÖSO sürdürüyor, askerimiz yok

Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin 26'ncı İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılış programının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, gazetecilerin "Türk askeri İdlib'de mi?" sorusuna, "Şu anda Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) yürütüyor. ÖSO'nun İdlib'de şu anda yürüttüğü bir operasyon var. Henüz askerimiz orada değil. Tabi ki Türkiye ve Rusya, beraber yapacağımız ve yapmakta oluğumuz daha önce de söylediğim gibi İdlib, içi bizim tarafımızdan, dış tarafı da Rusya tarafından korunmasının sağlandığı bir bölge. Orda yaşayan insanların güvenliği noktasında böyle bir adım attık. Rejimle münasebetleri Rusya'nın yürüttüğü bir süreç. Diğer noktalarda da Türkiye olarak biz tedbirlerimizi aldık" dedi.

GÖÇ OLUR MU?

Gazetecilerin bölgeden bir göç olur mu sorusu üzerine Erdoğan, "Her türlü hazırlığımızI aldık. Sınırlar zaten bizim korumamızda. Sınırın dışı Rusya'nın korumasında" dedi.

Gazetecilerin 'Fırat Kalkanı Harekatı'ndaki gibi mi bir ilerleme mi olacak sorusuna ise Erdoğan, "Karıştırma orasını. Biliyorsunuz boksa girildiği zaman yumruğun sayısı sayılmaz. Şimdi de İdlib'in güvenliğini sağlamaya yönelik yeni bir adımla daha ileri taşıma gayretindeyiz. Bugün İdlib'de ciddi bir harekat var ve bu devam edecek" dedi.

Görüntü Dökümü

-------------------------

Erdoğan'ın açıklamaları (CANLI VERİLDİ)

Haber: Hasan DEMİRBAŞ- Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/AFYONKARAHSİAR,

=======================================

500 kişilik Türk askerliği birliğin İdlib'teki çatışmazlık bölgesine geçtiği öne sürüldü

TÜRKİYE sınırına 45 kilometre uzaklıktaki İdlib kentindeki 'çatışmasızlık bölgesi' hazırlığı için Hatay'ın Reyhanlı İlçesi'ndeki Cilvegözü Sınır Kapısı'na Türk askerlerinin sevkiyatı sürüyor. Dün gece 20 araçlık tank konvoyu İskenderun Tren Garı'ndan Reyhanlı İlçesi'ne geçti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Mayıs ayında yaptığı görüşmede, Suriye'de 4 noktada çatışmasızlık bölgesinin kurulması konusunda uzlaşma sağlanmıştı. Bu bölgelerin üçü olan Dera ve Kuneytra, Rastan ve Talbise ile Doğu Guta'da çatışmasızlık anlaşmaya yürürlüğe girdi. Son nokta olan İdlib 'teki çatışmasızlık bölgesi için Kazakistan'ın Başkenti Astana'daki Suriye görüşmelerinde Türkiye, Rusya ve İran arasında anlaşma sağlandı. Bu kapsamda 1 aydır Hatay'ın Reyhanlı İlçesi'ne zırhlı askeri araçlar ve personel sevkiyatı yapıldı. Bunlara ek olarak Kayseri 1'inci Komando Tugayı ve Bolu 2'nci Komando Tugayı'ndan askerler, Hatay'ın Reyhanlı İlçesi'ne sevk edilerek sğnğr birliklerine yerleştirildi.

Geçen hafta aralarında rütbeli askerlerin de bulunduğu bir otobüs ve tıbbi malzemeleri taşıyan araçlar ile mühimmat yüklü araçların yanı sıra iş makinesi bulunan çok sayıda askeri araç, Cilvegözü Gümrük Kapısı'ndan geçti. Araçlar, Cilvegözü ile karşısında bulunan Suriye'nin Bab-el Hava Sınır Kapıları arasındaki 5 kilometrelik tampon bölgeye yerleşti. 2 hafta önce de Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndan da bir ekip 'gözlemci statüsünde' daha önce Suriye'ye geçerek İdlib'te görev yapılacak yerleri belirlemişti.

DÜN GECE TANSİYON YÜKSELDİ

Kayseri 1'inci Komando Tugayı ve Bolu 2'inci Komando Tugayı'ndan askerlerin de Cilvegözü Gümrük Kapısı'na ulaşmasının ardından dün akşam bölgede hareketlilik başladı. Gece de İskenderun Tren Garı'na getirilen 20 tanklık araç konvoyu Reyhanlı sınırına ulaştı. Son sevkiyat ardından 500 kişilik Türk askerliği birliğin İdlib'teki çatışmazlık bölgesine geçtiği öne sürüldü. Ancak, bu durum resmi olarak doğrulanmadı.

NEDEN İDLİB ?

Hatay sınırındaki PKK'nın uzantısı PYD/YPG'nin tam kontrolünde olan Halep ile Afrin'den göç edenlerin de bulunduğu İdlib'te yaklaşık 2 milyon kişi yaşıyor. İdlib, Türkiye sınırına 45 kilometre uzaklıkta, kuzeyde Hatay ve Afrin, doğuda Halep ve batıda Akdeniz sahilindeki Lazkiye ile çevrili olan stratejik bölge. Suriye'de yıllardır süren iç savaşın başlama noktası ve kördüğümü olarak nitelendirilen İdlib'te Hayat Tahrir-i El Şam ve farklı gruplar barınıyor. Hatay sınırındaki PYD/YPG'nin tam kontrolünde olan Afrin ile Halep'ten göç alan İdlib ayrıca Suriye'nin Akdeniz'e açılan kapı olan Suriye rejiminin kontrolündeki Lazkiye'ye de çok yakın noktada. Lazkiye-Halep-Hama gibi önemli şehir merkezlerine giden yollara ulaşabilirliği, Akdeniz'e çıkış olasılığı ve rejimin kalbi durumundaki Lazkiye'ye coğrafi yakınlığı gibi nedenlerle büyük önem taşıyan İdlib, Suriye için kritik kale olarak yorumlanıyor.

BAL-EL HAVA DA SİVİL YÖNETİM

Türkiye'nin Hatay bölgesinden Suriye'ye açılan ön önemli kapı olan ve Suriyeliler için günlük onlarca TIR yardımın geçiş yaptığı Cilvegözü Gümrük Kapısı'nın karşısındaki Suriye'nin Bab-Al Hava Sınır Kapısı da sivil yönetimin kontrolünde. Uzun süre Ahrar'uş Şam grubunun kontrolünde bulunan Bab-Al Hava Sınır Kapısı geçen temmuz ayında Hayat Tahrir-i El Şam'ın kontrolüne geçti. 21 Temmuz'da 2 grup arasında varılan anlaşmanın ardından Ahrar'uş Şam bölgeden çekilerek Hama kırsalına gitti. İdlib ve kırsalında bazı yerleşim alanları Hayat Tahrir-i El Şam'ın kontrolünde kaldı. Bu grup tam olarak Bab-Al Hava Sınır Kapısı'nda bulunmasa da kırsalında yer alıp çevresinde hakimiyet sağladı. Anlaşma kapsamında da gruplar ve örgütlerle ilgisi olmayan Suriyeli siviller, Bab-Al Hava Sınır Kapısı'nın yönetimine geçti. Çatışmalar nedeniyle bir süre kapatılan Cilvegözü Gümrük Kapısı da yönetim değişi üzerine tekrar giriş- çıkışlara açıldı.

Görüntü Dökümü

----------------------

HATAY - İSKENDERUN

İskenderun Tren Garı'ndan görüntü

Tankların görüntüsü

personelin görüntüsü

detaylar

SURİYE SINIRI

Sosyal medyada yer alan görüntüler

ÖSO'nun İdlib bölgesindeki görüntüleri

detaylar

ARŞİV- HATAY - REYHANLI

Sınır bölgesi

askeri araçlardan görüntü

askeri sevkiyat görüntüleri

detaylar

Haber-Kamera: Bekir KARAKOCA-Ferhat DERVİŞOĞLU- Ramazan ÇELİK-Ufuk AKTUĞ/ HATAY, -

===========================================

Erdoğan: Değişimi kendimiz yapmazsak, sandıkta milletimiz yapar (1)

TEŞKİLATLARDA ve belediyelerde yenilenme ihtiyacı bulunduğunu söylediğini kaydeden Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu benim şahsi tercihim veya partimizin kendi kendine icat ettiği yöntem değildir. Aslında bu, milletimizin talebidir. Bu yenilenme sürecini, değişim ihtiyacını, tazelenme talebini kendi irademizle gerçekleştirmek mecburiyetindeyiz. Eğer bunu biz kendimiz yapmazsak, sandıkta milletimiz yapar" dedi.

AK Parti 26'ncı İstişare ve Değerlendirme Toplantısı açılış programı, Afyonkarahisar'daki Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın katılımıyla NG Güral Otel'de başladı. Programa Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ve Başbakan Yıldırım'ın eşi Semiha Yıldırım da katıldı. Toplantıda bakan ve milletvekillerinin yanı sıra eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve TBMM eski Başkanı Bülent Arınç da yer aldı.

Toplantı açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kanal İstanbul'un adımını çok kısa zamanda atacaklarını açıkladı. Teşkilatlarda ve belediyelerde yenilenme ihtiyacı bulunduğunu söylediğini kaydeden Erdoğan, bu konuda şöyle dedi:

"Değişime direnmek, akıntıya karşı kürek çekmek gibidir. İşte bu gerçekten hareketle bir süredir teşkilatlarımızda ve belediyelerde yenilenme ihtiyacımız bulunduğunu söyledim, söylüyorum. Kongre süreci vesilesiyle teşkilatlarımızı önemli ölçüde yeniliyoruz. Belediyelerde de şimdiden benzer adımları atmanın hazırlıkları içindeyiz. Bu benim şahsi tercihim veya partimizin kendi kendine icat ettiği yöntem değildir. Aslında bu, milletimizin talebidir. Bu yenilenme sürecini, değişim ihtiyacını, tazelenme talebini kendi irademizle gerçekleştirmek mecburiyetindeyiz. Eğer bunu biz kendimiz yapmazsak, sandıkta milletimiz yapar. Ona fırsat vermeden bu işi kendimiz çözmemiz gerekir."

"MİLLETLE ZITLAŞMA OLMAZ"

Milletin 7 Haziran 2015 seçimlerinde çok net mesajlar verdiğini kaydeden Erdoğan, "Çok net söylüyorum. Milletle zıtlaşma olmaz. Hele hele milletle kavga hiç olmaz" dedi.

"Biz siyasi varlığımızı, hatta 15 Temmuz'da olduğu gibi hayatımızı, milletimizin bize olan desteğine ve güvenine borçluyuz" diyen Erdoğan, "Bizim safımız daima milletimizin yanı olmuştur. Milletime güvendiğim, onun arkadasından gittiğim için hiçbir zaman pişman olmadım" diye konuştu.

Teşkilatların bir bölümünün yenilenmesi gerekiyorsa yenileneceğini kaydeden Erdoğan, "Bunun için belediye başkanlarımızın bir kısmının dinlenmesi veya başka görevlerde görevlendirilmesi icap ediyorsa elbette karşılıklı mutabakatla gereğini yapacağız. Bundan kimsenin alınmaması gerekir" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

------------------

Haber: Hasan DEMİRBAŞ- Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/AFYONKARAHSİAR,

=====================================

Karadeniz Sahil Yolu'ndaki çatlaklara ziftli onarım

DENİZ dolgusu üzerine inşa edilen ve Samsun'dan Artvin'in Sarp Sınır Kapısı'na kadar uzanan 542 kilometre uzunluğundaki Karadeniz Sahil Yolu'nda çatlaklar oluşmaya başladı. Karayolları ekipleri alt katmana su sızarak yolun bozulması riskine karşı çatlakları geçici önlem olarak zift enjekte yöntemi ile onarıyor.

Karadeniz Bölgesi'nde 1987 yılında yapımına başlanan ve 20 yılda tamamlanarak 2007 yılında ulaşıma açılan 542 kilometre uzunluğundaki Karadeniz Sahil Yolu'nda çatlaklar oluşmaya başladı. Deniz dolgusu üzerine inşa edilen yolun Trabzon, Rize ve Artvin geçişlerinde görülen çatlaklardan yağmur suyu sızarak yolun alt katmanlarına zarar vermemesi için karayolları ekipleri çalışma başlattı. Çatlakları tespit eden ekipler özel bir zifti enjekte ederek boşlukları doldurmaya çalışıyor. Trabzon geçişinde tamamlanan çalışma Rize'de sürüyor. İyidere İlçesi'nde yolun 8 kilometrelik kısmında çatlak onarımı yapılıyor.

Çatlak onarımı ile geçici tedbir uygulanan yolda ömrünü tamamlayan 5 santimetrelik üst asfalt kaplamanın ileriki dönemlerde sökülerek yeniden dökülmesinin planlandığı ifade edildi.

KARADENİZ SAHİL YOLU

Samsun'dan başlayıp Artvin'in Sarp Sınır Kapısı'nda sona eren 542 kilometre uzunluğundaki Karadeniz Sahil Yolu, 6 il, 64 ilçe, 17 bucak merkezi, 9 liman, 3 havaalanı ve birçok yerleşim birimine ulaşım veriyor.  Yolun inşasında, 138 milyon metreküp kazı-dolgu, 180 milyon ton tahkimat, 3 milyon metreküp beton imalatı gerçekleştirildi. Yaklaşık 4.2 milyar dolara mal olan Karadeniz Sahil Yolu'nda 27 kilometre uzunluğunda 263 adet köprü, 41 kilometre uzunluğunda 12 tek tüp tünel, 18.5 kilometre uzunluğunda 20 çift tüp tünel yer alıyor.

Görüntü Dökümü

Karadeniz Sahil yolu detayları

Yoldaki çatlaklar ve zift kaplama detayları

Haber-Kamera: Muhammet KAÇAR/TRABZON, -

===========================================

Eşinin 4 kurşunla yaraladığı kadın; Adalete güveniyorum

BOLU'da, boşanma davası açtığı eşi 49 yaşındaki Ahmet Çevik'in geçen 15 Eylül'de Kent Meydanı'nda tabanca ile ağır yaraladığı 28 yaşındaki Sevinç Çevik'in vücudundaki 4 kurşundan 3'ü çıkarıldı. Tedavisi tamamlanan Çevik, göğüs ve karın boşluğu arasında kalan kurşunla taburcu edildi. Sevinç Çevik, eşinin boşandığı eski eşiyle görüşmeye devam etmesinin evliliklerini yıprattığını söyleyerek, "5 sene boyunca o silahı çok kafama dayadı benim. En ufak bir şeyde 'Öldürürüm, keserim' diyordu. Ben adalete güveniyorum" dedi.

Kent Meydanı'nda meydana gelen olayda Sevim Çevik, boşanma davası açtığı eşi Ahmet Çevik ile anlaşmalı boşanma konusunu görüşmek üzere buluştu. Ahmet Çevik, iddiaya göre boşanmak istemediğini söylerken, boşanmakta kararlı olduğunu ifade eden eşine tabancayı çıkarıp ateş etti. Karın, bacak, kol ve sırt bölgesinden 4 kurşunla yaralanan Sevim Çevik, İzzet Baysal Devlet Hastanesi Köroğlu Ünitesi'ne kaldırıldı. Çevik'in vücudundaki 4 kurşundan 3'ü operasyonla çıkarıldı. Karın ve göğüs boşluğunu birbirinden ayıran diyafram kasının bulunduğu bölgede yer alan kurşun ise çıkarılamadı. 3 gün yoğun bakımda kalan Çevik, tedavisi tamamlandıktan sonra taburcu edildi.

Olayın ardından yaklaşık 50 metre uzaklıktaki Valilikte nöbet tutan polis ekipleri tarafından gözaltına alınan Ahmet Çevik, sevk edildiği nöbetçi mahkemece, 'Kasten adam öldürmeye teşebbüs' suçundan tutuklandı.

KURŞUN HIZINI ALAMADIĞI İÇİN KURTULMUŞ

Olay sırasında da yanında bulunan annesi Fadime Dipdere'nin yanında kalan ve evde tedavisi süren Sevim Çevik, yaşadıklarını DHA'ya anlattı. Sevim Çevik, diyafram ile kalp arasındaki boşlukta kalan kruşunun ne zaman çıkarılacağını bilmediğini, doktorların bir şey söylemediğini belirtti. Sol kolunun felç kalma riski olduğunu ifade eden Çevik, "Bana, 'Kurşun hızını alamadığı için kurtuldun' diyorlar. Bir eliyle omzumdan tuttu, diğer eliyle tabancayı çekip yakın mesafeden ateş etti. Karşıdan ateş etseydi belki de ölmüştüm" dedi.

'O SİLAHI ÇOK KAFAMA DAYADI'

Sevim Çevik, 1 çocuk sahibi olduğu ilk eşinden boşandıktan 6 yıl sonra çiğ köfte dükkanında yanında tezgahtar olarak işe girdiği Ahmet Çevik ile ikinci evliliğini yaptığını anlatarak, "2012 yılında evlendik. O da ilk eşinden boşanmıştı. 2 çocuğu vardı. Bana 'Ben eşimden boşandım, bitti' dedi. Ancak evlendiğim günden beri sürekli eski eşinin yanındaydı. Önce onun yanına gidiyordu, sonra benim yanıma geliyordu. Meğer ben kuma gitmişim haberim yok. Dini nikahla yaşamaya devam ediyorlarmış. Ben eski eşinin yanına gitmesini istemiyordum. Beni sürekli aşağılıyordu. 5 sene boyunca o silahı çok kafama dayadı benim. Kafama dayadı, ağzıma dayadı, sürekli tehdit etti.  En ufak bir şeyde 'Öldürürüm, keserim, ben namussuz değilim' diyordu. Çok fazla şiddet uyguladı. Polise gitmeye korkuyordum. O silah sürekli belindeydi, cebindeydi, evindeydi, yatak odamızdaydı, yastığının altındaydı" dedi.

"PLANLAMIŞ"

Sevim Çevik, 1 kız çocuğu sahibi olduğu eşi Ahmet Çevik'in 2015 yılında evin eşyalarını satıp eski eşi ve çocuklarıyla Antalya'ya taşındığını, buna rağmen geri dönmesini beklediğini, en sonunda geçen Temmuz ayında boşanma davası açtığını söyledi. Boşanma davası açarken talebi üzerine eşine 1 ay uzaklaştırma tedbiri uygulandığını söyleyen Sevim Çevik, şöyle devam etti: "Uzaklaştırma cezası bitince geldi Bolu'ya. Çocuğunu görmek istediğini söyledi. Olaydan 1 gün önce kızımı polis eşliğinde gösterdim ona. Çünkü korkuyordum. Polise de çok korktuğumu söyledim. Tedbir kararının uzatılmasını istedim. 'Gel, dilekçe ver uzatalım' dediler. Polis, 'Niye korkuyorsun bu kadar, ayakta zor duruyor, sana bir şey yapamaz' dedi. 'Siz onun öyle olduğuna bakmayın, çok güçlü yapar' dedim. Ertesi gün anlaşmalı boşanmak istediğini söyleyerek buluşma teklif etti. Kent Meydanı'nda buluştuk. 'Ben boşanmayabilirim' dedi. Eli sürekli karnındaydı. Bana 'Senin sağlık güvencen var mı, neyine güveniyorsun bu çocuğa bakacaksın. Yarın ne olacağın belli değil' dedi. Bir eliyle omzumu tuttu, 'Ben şizofreni hastasıyım, seni de anneni de vursam burada ceza yemem' dedi. Elinde silahı gördüm. Anlayamadım. İçim yandı, kulaklarım yandı. Hala şoktayım. Niye böyle bir şey yaptı anlayamadım. Planlamış gelmiş oraya."

"ADALETE GÜVENİYORUM"

Hala çok korktuğunu söyleyen Sevim Çevik, "Evde bile korkuyorum. Cam tıklasa bile korkuyorum" dedikten sonra şöyle devam etti: "Kent Meydanı yanındaki Valiliğin oradan nasıl geçeceğim, o caddeye nasıl çıkacağım bilmiyorum. Adalete güveniyorum. Bir sürü kadın öldürülüyor. Buna 'Dur' demeleri lazım. ya cezası ağırlaşacak, ya da başka bir şey. İnsan hayatı bu kadar ucuz olamaz. Ben öldüm geri geldim. 5 yaşındaki kızım annesiz kalabilirdi. Bundan sonra onun için yaşayacağım. Tek isteğim iyileşip güzellik salonunda çalışmaya devam etmek, kızımı büyütmek."

Fadime Dipdere de damadının cezalandırılmasını isteyerek, "Kızımı vurduktan sonra bana da ateş etmek istedi. Tetiğe bastı ancak silah ateş almadı. Cezasını çeksin en ağır şekilde" dedi.

Görüntü dökümü:

-Sevinç Çevik ile röp.

-Annesi ile röp.

-Sevim Çevik ve annesinden evde detay görüntü

-Olay yeri arşiv görnütü

Haber-Kamera: Ersin ERCAN-Murat KÜÇÜK/BOLU,

=============================================

Bolu'da anaokulu ve ilkokul öğrencileri için 'Dini eğitim' protokolü

BOLU Milli Eğitim Müdürlüğü ile İl Müftülüğü arasında, anakolu ve anasınıfı öğrencileri ile ilkokul 2 ve 3'üncü sınıf öğrencilere yönelik 'Değerler eğitimi' ve 'Dini eğitim çalışmaları' yapılması için protokol imzalandı.

Bolu İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Bolu Müftülüğü İşbirliğinde Okul Öncesi ve İlkokullarda Gerçekleştirilecek Eğitim' başlıklı protokol ile 4-6 yaş okul öncesi ile ilkokul öğrencilerinin manevi ve kültürel gelişmelerinin sağlanması amaçlandığı belirtildi. Protokole göre Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan 'Kuran Kursları Öğretim Programı', Diyanet İşleri Başkanlığı mevzuatında belirtilen özelliklere sahip Kuran Kursu öğreticileri tarafından uygulanacak. Kuran Kursları Öğretim Programı, il merkezi ve ilçelerde Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bağlı anaokulu ve ilkokullar bünyesinde bulunan anasınıfları ile 2 ve 3'üncü sınıflarda uygulanacak.

Valilik oluruyla 28 Eylül'de imzalanan protokolde, verilecek eğitime öğrencilerin katılımının isteğe bağlı olduğu ve velinin yazılı beyanı üzerine öğrencinin eğitime alınacağı belirtildi. Protokolde şöyle denildi: "Kuran Kursları Öğretim Programı, anokullarında haftada 6 saat, ilkokul 2 ve 3'üncü sınıflarda serbest etkinlik saatlerinde 2 saat olacak şekilde uygulanacak. Kuran eğitimleri Müftülükte görevli 4-6 yaş formasyonu veya sertifikasına sahip en az önlisans ve lisans mezunu pedagojik formasyon sahibi personel tarafndan verilecek. Görevlendirilen öğreticiler okullarda en az 18 saat, en fazla 30 saat derse girecek. Her sınıf ayrı ayrı veya okulca yılda bir kere okula en yakın cami ya da kentte tarihi bir cami ziyaret edilecek. İsteyen her okul kendi bünyesinde ve velilere yönelik olmak üzere Kuran Kursu öğretcileri sorumluluğunda dini gün veya gecelerde etkinlik yapabilecek. Uygun sınıf ve ortamı bulunan okullarda velilere yönelik Kuran Kursu açılması talepleri imkanlar ölçüsünde yerine getirilecektir."

EĞİTİM-SEN'DEN TEPKİ

Eğitim- Sen Bolu Şube Başkanı Zehra Kulalı Gezici, protokole tepki göstererek şöyle konuştu: "İmzalanan protokol gereğince bu akıl almaz uygulama okullarımızda 4 Ekim 2017 tarihi itibariyle okul müdürleri tarafından hayata geçirilmeye başlanmıştır. Okulun normal ders saatleri içerisinde ve sınıf öğretmeninin sınıfta olmadığı bir ortamda 2 saatlik dersin içeriği bilinmeyen ve pedagojik formasyonu, çocuklarla ilgili hiçbir deneyimi olmayan kişilerce verilmesi planlanmaktadır. Okul müdürleri öğretmenleri acil olarak toplantıya çağırarak bu akıl almaz içeriği ve sınırları bilinmeyen protokol gereğince yapılacak derse velilerden öğrencilerini göndermeleri için onay verdiklerini gösterir dilekçeleri alma telaşına düşmüşlerdir. İmzalanan protokol söz konusu derse katılımın isteğe bağlı olarak gerçekleşeceğini belirtse de öğrenci velilerimize gönderilen matbu dilekçelerde kimlerin bu eğitimi vereceği belirtilmemiş ve sadece 'istiyorum' seçeneği yerleştirilerek öğrenci velilerine dönük yönlendirme yapılmıştır. Dilekçelerde, imzalan protokole bile aykırı olarak 'İstemiyorum' seçeneği dahi yer almamaktadır."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Zehra Kulalı Gezici'nin açıklaması

HABER-KAMERA: Mutlu YUCA/BOLU

==========================================

12 liseli, lösemi hastası arkadaşlarına moral için saçlarını kazıttı

ZONGULDAK'ta 12 lise öğrencisi, 4 aydır hastanede lösemi tedavisi gören ve saçı dökülen sınıf arkadaşları Kutay Gönültaş'a destek için saçlarını kazıttı. Liseliler, ardından görüntülü görüştükleri Kutay Gönültaş'a, "Saçımız değil canımız feda Kutay" diyerek moral verdi.

Eren Enerji Mesleki Teknik ve Anadolu Lisesi Endüstriyel Otomasyon Teknolojileri Bölümü 12'nci sınıf öğrencisi Kutay Gönültaş, 4 ay önce lösemi tanısıyla Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nde tedavi görmeye başladı. Sınıf arkadaşları, ilik nakli bekleyen Gönültaş ve yakınlarını hergün arayarak destek olmaya çalıştı. 12 öğrenci, tedavi sürecinde saçı dökülen Gönültaş'a moral vermek için saçlarını 'sıfıra' kestırmeye karar verdi. Okul çıkışı berbere giden öğrenciler Yunus Emre Yüksel, Emirkan Adıyaman, Sait Cihan Çamlı, Dorukhan Fidan, Berk Kutay Güçlücan, Melih Güçlücan, Batuhan Otkay, Doğukan Korkmaz, Hasan Ay, Enes İnce, Mert Güner, Enes Koymatoğlu saçlarını sıfır numaraya kestirdi.

'SAÇIMIZ DEĞİL CANIMIZ FEDA'

Öğrenciler, ardından internet üzerinden görüntülü görüştükleri Kutay Gönültaş'a, "Saçımız değil canımız feda Kutay" diyerek moral verdi. Gönültaş, arkadaşlarının saçlarını kestirdiğini görünce duygulandı ve onlara teşekkür ettii. Gönültaş ile görüşen Emirkan Adıyaman, "Bir an önce iyileşip aramıza dönmeni bekliyoruz. Biz şu an yaşımız tutmadığı için ilik veremiyoruz ama sana böyle destek olmak istedik. Hep yanındayız. İyileşip yanımıza döneceğin günü bekliyoruz" dedi.

'HEP YANINDAYIZ'

Şunus Emre Yüksel de yaptığı açıklamada, "Kutay'a böyle moral vermek istedik. Biz arkadaşımızın hep yanındayız. Kendimizi onun yerine koymaya çalıştık ve empati yaptık. İlik veremiyoruz. Elimizden bir şey de gelmiyor belki ama ona karşı desteğimizi ve sevgimizi bu şekilde göstermek istedik. O mutluysa biz de mutluyuz" diye konuştu.

Emirkan Adıyaman da "Beklemekten başka bir şey yapamıyoruz. Sonra aklımıza saçlarımızı kazıtmak geldi. Türkiye'de ilik bağışı çok az. Bunun artması lazım. Biz vermek istedik ama yaşımız tutmadı. İnşallah arkadaşımıza uygun ilik bulunur ve iyileşir. Onun için dua ediyoruz. Saçlarımızı kazıttıktan sonra ona güzel bir sürpriz yaptık. O da çok mutlu oldu" dedi.

Okul Müdürü Kamil Zoroğlu da öğrencileri Kutay Gönültaş'ın biran önce sağlığına kavuşarak arkadaşlarına katılmasını dilediklerini söyleyerek, öğrencileri duyarlı davranışlarından dolayı tebrik ettiğini söyledi.

Görüntü Dökümü:

-Öğrencilerin berberde saçlarını kestirmeleri

-Öğrencilerden Yunus Emre Yüksel ile röp.

-Emre Adıyaman ile röp.

-'Saçımız değil canımız feda' diye bağırmaları

-Caddede yürümeleri

-Kutay Gönültaş'ı aramaları

-Bilgisayarda görüntülü konuşmaları

-Okulda sınıfta oturmaları

-Okul Müdürü Kamil Zoroğlu ile röp.

Haber-Kamera: Gürkay GÜNDOĞAN-Cüneyt ÖZFİDAN/ZONGULDAK,

===============================================

Tunceli'deki kaz çiftliğine büyük ilgi

TUNCELİ'nin Mazgirt İlçesi Karşıkonak Köyü'nde yaşayan Volkan Demirdaş, Peri Çayı'nın kenarında kurduğu kaz çiftliğinde yetiştirdiği kazları, Türkiye'nin en ünlü otel ve lokantalarına satmayı hedefliyor. Kaz eti ve tüyünün Türkiye'de ve yurt dışında büyük ilgi olduğunu belirten Demirdaş, "Şu an 500 damızlık kaz getirdik. Bahar'da bu sayı 10 bin olacak ve o zaman tam kapasiteli bir çiftlik olacak. Şimdiden bir çok ünlü otel ve restoranttan sipariş almaya başladık" dedi.

Mazgirt İlçesi'nde kendi imkanlarıyla kaz çiftliği kuran ve tamamen doğal ortamda organik yemlerle beslenen kazlar, yörede yeni bir iş kapısı açtı. Piyasa araştırması yaptıktan sonra kaz çiftliği açmaya karar veren Volkan Demirdaş, "Çiftliği tamamen kendi imkanlarımla kurdum. Devletten hiçbir teşvik almadım ama bütün bunlara rağmen 3 aydır çiftliğin elektiriği bağlanmıyor. Bizler iş yapmak istiyoruz ancak birileri mutlaka engel çıkarıyor" dedi.

Yeni kurduğunu çiftliğinde şu an 500 damızlık kaz aldığını, gelecek yıl baharda bu sayının 10 bine ulaşacağını belirten Demirdaş, "Şu anda 500 tane kazımız var bizim burada. Hem bölgede böyle bir şey yoktu, hem de Türkiye'de gerçekten böyle bir şeye çok talep olduğunu gördük. Bununla ilgili bölgeye istihdam sağlamak için, bölgeye bir faydamız olsun, buradaki çiftçiye, buradaki çalışmaya ihtiyacı olan insanlara bir faydamız olsun diye böyle bir şey yapmayı düşündük ve 500 tane kazla başladık şimdilik. Önümüzdeki yıllar içerisinde bunu on bine çıkarmayı hedefliyoruz gelecek sene. 500 tane ile başladığımız kaz çiftliğinde ilk başta kümesini, çadırını yaptık. Daha sonra idari binasını ve bakıcı aile evini yaptık. Tamamen doğal ortamda, Peri Suyu'nun hemen yanında, suyu doğal, sürekli akan bir suyu var. Tamamen doğal besinlerle bölgedeki çiftçilerin yetiştirmiş olduğu arpa, buğdayı, mısırı vererek bu işe başlamış olduk. Hedefimiz tamamen gelecekte bu işi Kars'a rakip olmak için, Kars'ta üretilen kazlardan daha fazla kaz üreterek piyasanın ilgisini Tunceli'ye çekmektir" diye konuştu.

Şu ana kadar kaz çiftliği için 700 bin lira yatırm yaptığını ancak devletten ilgi ve destek görmediğini anlatan Demirbaş, "Şu anda 700 bin  lira değerinde yatım yaptım bu çiftliğe. Eksik olan bazı şeyler var onları da yakında tamamlayacağım ve bu yatırım 1 milyon lirayı bulacak. Ama burada devletin herhangi bir teşvikinden faydalanamadık. İlerleyen dönemlerde faydalanabilirsek daha iyi olur. Şu anda yanımızda çalışan üç dört kişi var. Bunlara istihdam sağlayabiliyoruz. Öyle bir teşvik alıp da daha büyütebilirsek, daha iyi şeyler olacaktır. İstihdam olarak on kişiye, 25 kişiye daha istihdam sağlayabileceğiz. Bununla ilgili devletin bize sağlamış olduğu bir teşvik yok. Biz bu yatırımı yaptık buraya, bu istihdamı sağlamaya çalıştık ama bugün kuluçka makinalarını falan getirmemiz lazım. Kazlarımız şu anda yumurtlamaya başladı ve biz artık üretime geçmek istiyoruz. Çünkü kazlarımız damızlık ve kuluçka makinalarını kurmamız gerekiyor. Ancak kuluçka makinalırının çalışması için elektrik gerekiyor. Biz 3 aydır başvuru yaptık, Tunceli Fırat Elektrik Dağıtım Şirketi gelip elektriği bağlamıyor. Her defasında bir bahane buluyorlar. Kaldı ki elektrik trafosunu bile biz aldık. Devletin bize yardımcı olması gerekirken, şu an biz o devlet yardımını hiç görmedik. Biz bölgenin kalkınması için çalışıyoruz ama maalesef yardım göremedik" şeklinde konuştu.

"ÜRETİM BAŞLAMADAN SİPARİŞ ALIYORUZ"

Kaz çiftliği sahibi Volkan Demirdaş, kazların tamamen doğal ortamda nehirde beslenip, kış aylarda da doğal organik yemlerle besleneceklerini belirterek şöyle konuştu;

"Bizim Tunceli bölgesinin doğal yapısını bilen büyük oteller, ile bazı firmalar ve İstanbul'daki birçok Ünlü resturant bizleri şimdiden arayarak önemli miktarda şipariş verdiler bu bizi çok mutlu etti. Kaz Etine büyük bir ilgi var bizim Kaz'lar tamamen doğal ortamda beslenecek. Çiftlik kurduğumuz bölgenin hemen önünde Peri Çayı geçiyor orada tertemiz doğal sularda beslenecekler arazi çok geniş ve bu bölgelerde hiçbir kimyasal yada yapa bir şey yok bölge organik tarım alanı zaten . Şimdiden siparişleri aldık. Ayrıca kaz tüyü de birçok alanda kullanılıyor bunun için çiftlikteki Kaz sayısını bahar ile birlikte 10 bin yapacağım ve kademeli olarak sayı artacak  bundan sonra. Şu an acilen Kuluçka makinasını kurmamız için elektrik lazım umarım kısa sürede bağlarlar."

Görüntü Dökümü

-Kazlar doğal ortamda beslenirken

-Kaz'lardan görüntü

-Doğal alanda görüntü

-Peri çayına giren kazlar

-Peri çayı içindeki kaz görüntüleri

-Peri çayında kazların yüzerken oluşturdukları akrebosik gösteri

-Kazların çiftliğe gidişi

-Çiftlikte beslenmesi

-Ççiftlik sahibi Volkan Demirdaş'ın konuşması

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Ferit DEMİR/TUNCELİ, -

===========================================

Şahika Encümen, Pamukkale için antik havuza daldı

DENİZLİ'deki, travertenleriyle ünlü Pamukkale'yi tanıtmak amacıyla düzenlenen Pamukkale Spor Oyunları'nın tanıtımına katılan serbest dalış rekortmeni milli dalgıç Şahika Ercümen, 2 bin yıllık tarihi kalıntıların bulunduğu Kleopatra antik havuzunda gösteri dalışı yaptı. Tarihi kalıntıların arasında sıcaklığı 36 dereceyi bulan antik havuzda Türk bayrağı açan Ercümen, farklı bir deneyim yaşadığını söyledi.

Pamukkale Belediyesi'nin ilçedeki tarihi, turizmi ve sporları tanıtmak amacıyla bu yıl ilkini düzenleyeceği Pamukkale Spor Oyunları 2017'nin tanıtımı, Colossae Otel'de yapıldı. Tanıtım toplantısına Pamukkale Belediye Başkanı AK Partili Hüseyin Gürlesin, İl Spor ve Gençlik Hizmetleri Müdürü Ahmet İbanoğlu, serbest dalış dünya rekortmeni Şahika Ercümen, eski milli basketbolcu Ermal Kurtoğlu, milli boksör Adem Kılıçcı ve bazı spor yazarları katıldı.

Toplantıda 27-29 Ekim arasında yapılacak Pamukkale Spor Oyunları organizasyonunun tanıtımı yapıldı. Toplantı öncesi Şahika Ercümen, Pamukkale'deki 2 bin yıllık Kleopatra Antik Havuzunda gösteri dalışı yaptı. Tarihi kalıntıların arasında 36 dereceyi bulan şifalı sıcak havuzda dalış yapan Ercümen, Türk bayrağı da açtı. Çocuklara su altında dalış eğitimi de veren Ercümen, antik havuzda dalmanın kendisi için farklı bir deneyim olduğunu söyledi.

Etkinlikle ilgili konuşan Ercümen, "Tarihiyle, doğasıyla, turizmiyle elimizin altında bir cennet var. Bu yüzden burada olmak benim için çok değerli. Hem turizm için spor için buradayım hem de ülkemizdeki böyle önemli bir değeri başta Türkiye olmak üzere tüm dünyaya tanıtabilmek için buradayım. O yüzden bu spor organizasyonun bir parçası olduğum için çok mutlu ve gururluyum" dedi.

Pamukkale Spor Oyunlarıyla ilgili bilgi veren Belediye Başkanı Gürlesin ise, kurum olarak bu tür spor organizasyonları düzenlemekten büyük bir mutluluk duyduklarını ifade ederek, "27 Ekim'de startını vereceğimiz Pamukkale Spor oyunlarına yaklaşık 2 bin 500 sporcunun katılmasını bekliyoruz. 5 ayrı branşta spor etkinlikleri yapacağız. Tarihiyle, doğasıyla bir turizm cenneti olan Pamukkale ilçemiz termal sağlıkta da önemli bir konuma sahiptir. Pamukkale Spor etkinliklerindeki amacımız, ilçemizi başta ülkemize daha sonra da dış ülkelere tanıtıp buradaki turizmi daha da arttırmaktır. Bu spor organizasyonun ilçemizin tanıtımı açısında büyük bir önem taşıyor. Çünkü bu organizasyonu önümüzdeki süreçte uluslararası organizasyon haline dönüştürmeyi planlıyoruz ve ilçemizi bu konuda tüm dünyaya tanıtmak istiyoruz. İlçemizde turizm etkinliklerinin yanında spor oyunlarının da olması büyük bir önem taşımaktadır. Milli sporcumuz Şahika Encümen'de etkinliğin tanıtımı için antik havuzda dalış yaptı" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Antik havuzda Şahika Encümen'in dalış yapması

Tanıtım toplantısından görüntü

Sporculardan görüntüler

Şahika Encümen'in konuşması

Pamukkale Belediye başkanı Hüseyin Gürlesin'in konuşması

Haber- Kamera: Ramazan ÇETİN / DENİZLİ,

=========================================

58'lik vücutçu gözünü dünya şampiyonluğa dikti

MERSİN'de, Vücut Geliştirme Türkiye Şampiyonası'nda master kategorisinde Türkiye Şampiyonu olan 2 çocuk babası Zeki Zeka (58), bu kez de Romanya'nın başkenti Bükreş'te yapılacak olan dünya şampiyonası için hazırlıklarını sürdürüyor.

Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da gerçekleştirilen müsabakada Türkiye Şampiyonu olan Zeki Zeka,11 Kasım'da Bükreş'te yapılacak olan dünya şampiyonası için çalışmalara başladı. Mersin Uluslararası Limanı'nda çalışırken arkadaşlarının yönlendirmesi ile spor başlayan Zeka, 26 yılda 8 kez Türkiye Şampiyonu, Avrupa 2'nciliği, Balkan şampiyonluklarının yanı sıra farklı dereceler elde etti.

Yaşıtları gibi bir kenara çekilmek yerine spor yaparak dinç kalmayı tercih eden Zeka, masterler kategorisinde açık siklet Türkiye şampiyonluğunu Mersin'e getirmenin mutluluğunu yaşadığını belirterek, "11 Kasım'da Bükreş'te yapılacak olan Dünya Şampiyonası'na hazırlanıyorum. Fakat emekli olmam nedeni ile bu hazırlık sürecinde çok zorlanıyorum. Bu sporu sevenler, sponsor olmak isteyenlerin bana destek vermelerini istiyorum. Destek gelmese de kendi şartlarımı zorlayarak her şeye rağmen Bükreş'te podyuma çıkarak Türk bayrağını dalgalandıracağım" dedi.

58'lik vücutçu gözünü dünya şampiyonluğu dikti

Görüntü Dökümü

-------------------

Zeki Zeka, spor salonuna gelirken

Zeka, salonda yürürken

Zeka, antrenman yaparken

Zeka'nın antrenmanından genel ve detay

Zeka ile röportaj

Zeka'nın şampiyonadaki görüntülerinden genel ve detay

Haber-Kamera: Mustafa ERCAN/MERSİN,

=============================================

Ayvalık'ta ilk elden ilk hasat yapıldı

BALIKESİR'in Ayvalık ilçesinde Ayvalık Ziraat Odası'nın düzenlediği 'İlk elden ilk hasat' başlıklı 2'nci Zeytin Hasat Şöleni'nde taş baskı sistemi ile ilk hasat ve zeytin sıkımı yapıldı.

Balıkesir Valiliği, Gıda Tarım ve Hayvancılık Balıkesir İl Müdürlüğü desteğiyle Ayvalık Ziraat Odası tarafından düzenlenen 2'nci Zeytin Hasat Şöleni bugün Mutluköy Nostalji tesislerinde gerçekleştirildi. Etkinlik kapsamında tarım makineleri, zeytin-zeytinyağı firmaları stant açarken zeytin toplama yarışması düzenlendi. Etkinliğe Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Zekeriya Erdurmuş, Ayvalık Kaymakamı Gökhan Görgülüarslan, CHP'li Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gençer, Ayvalık Ticaret Odası Başkanı İbrahim Kantarcı, Ayvalık Kent Konseyi Başkanı Filiz Karayelli, zeytin-zeytinyağı sektörü temsilcileri ile vatandaşlar katıldı. Zeytinin binlerce çiftçinin geçim kaynağı olduğunu söyleyen Ziraat Odası Başkanı Hasan Kıtay, her yeni hasadın yeni bir umut, yeni bir heyecan olduğunu dile getirdi. Kıtay, "Yöremiz dünyanın en kaliteli ve lezzetli zeytinyağının üretildiği bir yer. Hem kalitesini hem de üretimi arttırmak zorundayız. Bu yörenin insanı olarak zeytin vasıtasıyla elde edilen katma değeri yükselterek geri döndürmek mecburiyetindeyiz. Çiftçilerimiz alın terini akıtırken böyle ulvi bir amaç için çalıştıklarını unutmamalılar. Çiftçimizin ve üreticimizin desteklenmesi zaruridir" dedi.

ZEYTİNLİKLERİ KORUMA ÇAĞRISI

Zeytine ülkenin milli bir değeri olduğu için sahip çıkılması gerektiğini hatırlatan Belediye Başkanı Rahmi Gençer, "Bölgemiz zeytinle geçinir, evladı gibi sever. Zamanında hata yaptık ve birçok zeytinlik alanı betona çevirdik. Bundan sonra kalan zeytinliklerimizi, ovalarımızı gözümüz gibi korumamız lazım. Kendi değerlerimize ve mili değerlerimize sahip çıkmalıyız. Zeytin kanununda yapılacak olan değişikliklere tüm bu yörenin halkı, tüm Türkiye halkı hayır demeli. Biz bu emanetleri geleceğe bırakmalıyız" diye konuştu.

MARKALAŞMA ÇALIŞMALARI

Ayvalık Kaymakamı Gökhan Görgülüarslan, ilçenin 2 milyona yakın zeytin ağacı, 50 bin tona yakın zeytin üretimi ve 10 bin tona yakın zeytinyağı ile ilçe ekonomisine ve ülke ekonomisine ciddi katkılar verdiğini hatırlatarak, "Ayvalık zeytinyağı aroması ve tadıyla özellikli bir yere sahip. Ticaret Odamızın gerçekleştirdiği coğrafi işaretle birlikte markalaşma yolunda ciddi adım atılmış. Eksikliklerimiz var. Bu sahanın aktörlerinin birlik ve beraberliğinin sorunları çözeceğine inanıyorum ve biz de bu sahadaki sorunların çözümüne dönük katkıların içinde olmak istiyoruz" dedi.

"KÖRFEZİN ZEYTİNYAĞINI HERKESE TATTIRACAĞIZ"

Balıkesir'deki tarımsal ürün çeşitliliğine dikkat çeken Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı ise, en kaliteli zeytinyağının da kentteki üreticiler tarafından yetiştirildiğini ifade etti. Toplumda zeytinyağı tüketiminin arttırılması gerektiğini söyleyen Vali Yazıcı, şöyle konuştu:

"Bu ülkenin büyük hedefleri var. 2023 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisinde olmak, orada tutunabilmek ve güçlü olmak için bir zamanlar atalarımızın dünyanın büyük bölümüne hükmettikleri gibi ekonomide hüküm sahibi olmak için sevgili çiftçilerimiz işimizi en kaliteli biçimde yapacağız. En kaliteli zeytinyağını burada üreteceğiz, bozulmasına izin vermeyeceğiz. Çiftçilerimiz üretecek bizler de ürünün bozulmaması için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Ben çiftçime güveniyorum. Bunu korumak kollamak ta bizim görevimiz."

Konuşmaların ardından Burhaniye Belediyesi Gençlik Merkezi halk oyunları ekibi ve Balıkesir mehteran takımının gösterisi izlendi. Şölende en iyi çiftçi ödülü Erdinç Tügen'e verildi. Ziraat Odası tarafından Balıkesir Valisi Yazıcı, Kaymakam Görgülüarslan ve Belediye Başkanı Gençer'e plaket verildi. Taş baskı sistemi ile ilk hasat ve zeytin sıkımı yapıldı. Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı ve beraberindekiler bereketli hasat dilekleriyle zeytin ve zeytinyağı tattı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Şölen alanından görüntü,

-Zeytin ve tarım makineleri stantlarından görüntü,

-Ziraat Odası Başkanı Hasan Kıtay'ın konuşmasından görüntü,

-Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gençer'in konuşmasından görüntü,

-Vali Ersin Yazıcı'nın konuşmasından görüntü,

-Genel ve detay görüntü.

Haber - Kamera: Kadri KAYA / AYVALIK (Balıkesir),

=====================================================

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Recep Tayyip Erdoğan Pamukkale Ayvalık Türkiye Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title