Haberler

DHA YURT BÜLTENİ-4

Van'da gökyüzünde ışıklı cisim heyecanıVAN'da, önceki akşam gökyüzünde görülen ışıklı cisim, kısa süreli paniğe neden oldu.

Van'da gökyüzünde ışıklı cisim heyecanı

VAN'da, önceki akşam gökyüzünde görülen ışıklı cisim, kısa süreli paniğe neden oldu. Vatandaşlar tarafından cep telefonlarının kameralarıyla görüntülenen belirsiz cisim, 3 dakika sonra gözden kayboldu.

Deniz Semo ve Erdal Özbek, önceki akşam evlerine yürürdükleri sırada gökyüzünde aniden beliren bir ışıklı cisim gördü. İkili, cep telefonlarıyla cismi görüntüledi. Yaklaşık 3 dakika ışık saçan cisim, gözden kayboldu.

Deniz Semo, "Eve gitiiğimiz dırada aniden bir cismin gökyüzünde belirdiğini gördük. O anda biraz paniğe kapıldık. Ne olduğunu bilemedik. Arkadaşımla birlikte video çektik. Bir süre sonra ışık dağılarak, kayboldu. Şaşkınlık içinde izledik" dedi. İlk gördüklerinde cismi yıldız zannettiklerini kaydeden Semo, "Göktaşı, füze veya yıldız olabilir diye düşündük. Ama ışığın o kadar geniş olması tuhaf geldi. Umarım ne olduğu ortaya çıkar" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-------------------------------

-Vatandaşlar tarafından çekilen görüntü

-Gökyüzünde beliren cismin hareket etmesi

-Görülen cismin dağılarak yok olması

-Görüntüyü çeken Deniz Semo ile röportaj

-Görüntüyü çeken  Deniz Semo ve Erdal Özbek'in çektikleri yeri göstermesi

-Detaylar

Gülay KUYUCU/VAN,

======================

Düzce kestanesi için patent başvurusu yapıldı

Düzce Valiliği, Düzce'nin ormanlarında kendiliğinden yetişen, kabuğunun inceliği ve farklı aromasıyla bölgede oldukça yoğun talep gören kestane ile ilgili Türk Patent Enstitüsü'ne patent başvurusu yaptı.

Düzce'de yetişen ve 'Kuzu kestane' olarak bilinen kestanenin 'Düzce kestanesi' olarak anılması için Düzce Valiliği, Türk Patent Enstitüsü'ne başvuru yaptı. Düzce Valisi Zülkif Dağlı ise patent ve tescil için başvuru yaptıklarını belirterek, "Düzce kestanesi Düzce'nin olduğu çok bilinmeyen ama İstanbul'da İstiklal Caddesi'nde gördüğümüz tezgahlardaki kestanelerdir. 6 tescilli ürünümüzden sonra Düzce kestanemizin de tescilinin yapılması gerekiyordu. Biz bunu coğrafi işaret almak için yani 'Düzce kestanesi' demek için, bunu kanıtlamak ve tescillemek için Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanlığı'na başvurumuzu yaptık. Süreç devam ediyor. Önümüzdeki süreçte 'Düzce kestanesi' olarak coğrafi işaretimizi alacağız ve tescillenmiş olacak.ö dedi.

Patent aldıktan sonra Düzce kestanesinin daha bilinir olacağını ifade eden Vali Zülkif Dağlı, "Tabi Düzce kestanesi Bursa kestanesinden farklı olarak yemelik kestane. Bursa kestanesi daha çok kestane şekeri olarak yapılıyor. Bu manada ilimiz için önemli bir katma değer oluşturuyor. Hatta Ekim ayından itibaren burada Düzce Kestane Pazarı diye bir pazar var. Burada alım ve satımı yapılıyor. Ciddi piyasası var. İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlere gidiyor. Bundan sonra inşallah tescil ve patentini aldıktan sonra Düzce kestanesi olarak daha da bilinirliğini arttırmış olacağız. Çünkü çok lezzetli ve besleyici. Kestanede bildiğimiz gibi pek çok mineral ve vitamin var. Bu manada da inşallah ilimiz için iyi olacağını düşünüyoruz.ö diye konuştu.

KESTANE PAZARI

Düzce Kestane Pazarı'nda ormanlardan toplanan kestanenin satışı yapılıyor. Türkiye'nin birçok yerinden gelenler kestane alıyor. Rize'den Düzce'de kurulan kestane pazarına gelen İlyas Bıçak, Düzce kestanesinin bölgede en iyi kestane olduğunu dile getirerek, "Ben Rize'den Düzce'ye kestane almaya geldim. Düzce geniş bir Pazar. Düzce'nin kestanesi iyi kestane. Lezzetli, kabuğu ince ve kuzu kestanesi. Bu bölgenin kestanesi güzel kestane. Onun için bu kadar yol geliyoruz.ö dedi.

Kestane tedarikçiliği yapan ve Türkiye'nin birçok noktasına kestane götüren ve Düzce kestane pazarına gelen Hüseyin Tunçel ise şöyle konuştu:

"Kestane tedarikçisiyiz ve ticareti ile uğraşıyoruz. Düzce Pazarı, Türkiye'de ki pazarlardan en önemlilerinden bir tanesidir. Kuzu kestane tedarik edilebilecek ve tonajlı mal yapılabilecek pazarlardan bir tanesi. Trabzon'da, Rize'den, Ordu'dan, Samsun'dan Türkiye'nin her yerinden şu anda burada insan var. Hepsi mal almak için geliyor. Bizlerde burada yardımcı oluyoruz. Kuzu kestanesinde oldukça başarılıyız. Düzce için bu çok iyi bir şey. Fındıktan sonra neredeyse ikinci ürün ve hasadımız diyebiliriz. Kuzu kestane olduğu için lezzet ve aroma olayı diğer kestanelerden daha farklı. Hemen çabucak çiğ bile yenilebilen bir kestane. Kestane ticareti ile uğraşan arkadaşların dikkatini çekiyor. O yüzden burası öncelikli. Düzce kestanesinin aroması çok farklı.ö

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

Kestane pazarından görüntü

Kestanelerden görüntü

Kestane almaya gelen vatandaş ile röp

Kestane ticareti yapan vatandaş ile röp

Düzce Valisi ile röp ve detaylar

Dosya adı dzckestane

HABER-KAMERA: Tezcan SOLMAZ/DÜZCE,

======================

Hastalığından dolayı maça gidemedi, taraftar evinin önünde toplandı

Lösemi tedavisi gören BB Erzurumspor taraftarı Suat Karaköse, takımının maçına hastalığı sebebiyle gidemeyince çok sayıda taraftar evinin önünde moral vermek ve destek olmak için toplandı. Taraftarlar, arkadaşları için meşaleler yakıp tek bir ağızdan marşlar söyledi.

Merkez Palandöken ilçesi Yıldızkent Semtinde yaşayan evli ve iki çocuk babası Suat Karaköse (46) kısa bir süre önce lösemi tedavisi görmeye başladı. Hastalığı nedeniyle doktorların dışarı çıkmasına vermediği Karaköse hafta sonu izinli olarak gittiği evinde tribün arkadaşlarının sürprizi ile karşılaştı. Karaköse'nin gönül verdiği mavi-beyaz formayla süslediği evinin önüne otobüslerle gelen Dadaşlar Grubu, ellerindeki meşaleleri yakıp tek bir ağızdan marşlar söyledi. 'Geçmiş olsun abi' diye tezahürat yapan taraftaralar Karaköse'nin evinin önünü edata tribüne çevirdi. Sokağa çıkan mahalle halkı gençlerin tezahüratlarını izleyip onları alkışlayarak yaptıkları bu örnek ziyaretten dolayı tebrik etti.

Fanatik bir BB Erzurumspor taraftarı olan Suat Karaköse, kulaklarınca çınlayan tribün arkadaşlarının sesini duyunca balkona çıktı. Evinin önünü dolduran taraftarları el sallayarak selamlayan Karaköse büyük bir sevinç yaşadı. Tribün arkadaşlarının bu anlamlı ziyaretinin kendisini çok mutlu ettiğini söyleyen Karaköse, "Arkadaşlar bu soğuk gecede benim gönlümü ısıttılar. Allah hepsinden razı olsun. Çok teşekkür ediyorum. Maçlara gitmeyi çok istiyorum ama tedavim devam ettiği için doktorlar izin vermiyor. Evimin önünde izlediğim tribün şov bana iyi geldi. İnşallah kısa sürede iyileşip tekrar tribündeki yerimi alarak bu yıl da BB Erzurumspor'un şampiyonluğunu hep birlikte kutlayacağız" diye konuştu.

Mavi-Beyazlı ekibin Dadaşlar Grubu Tribün Lideri Zafer Lömenler, "İhtiyar Dadaşlar temsilciliğinden Suat ağabeyimiz rahatsızlığı nedeniyle içerde ve deplasmanda oynadığımız maçlara gelemiyordu. Kendisinin Erzurumspor'u ne kadar serdiğini biliyoruz. Ona hem moral hem de geçmiş olsun dileklerimizi iletmek üzere ziyarete geldik. Umarım tez zamanda iyileşir ve yeniden aramıza döner" dedi

Suat Karaköse'nin ağabeysi Vedat Karaköse"de, "Ağabeyimin durumu şu an çok iyi. İnşallah en kısa sürede düzelecek ve yeniden aramıza katılacak. Bu ziyaret kendisine çok büyük bir moral oldu. Dadaşlar Grubuna teşekkür ediyorum. Ağabeyim fanatikten öte bir Erzurumsporlu. Kısa sürede tribündeki yerini alacaktır" diye konuştu

Suat Karaköse'nin hastalığı nedeniyle bir grup Erzurumspor taraftarı saçlarını kazıttı. Onlardan biri olan Erdal Alan ise, "Arkadaşımızın kafasında saç çıkana kadar biz de saçımızı keseceğiz. Onu çok seviyoruz. Tek isteğimiz kısa sürede aramıza katılması. Kendisine acil şifalar diliyoruz. O bizim yanımıza gelemediği için biz onun yanına geleceğiz" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Taraftarların otbüsle gelmesi

-Taraftarların otobüsten inmesi

-Meşale yakarak tezahürat yapmaları

-Suat Karakösenin balkona çıkarak arkadaşlarını selamlaması

-Zafer Lömenler ile röp

-Vedat Karaköse ile röp

-Saçlarını kazıtan Erdem Alan ile röp

-Taraftarların hatıra fotoğrafı çekilmesi

-Taraftarların Suat Karaköseyi ziyaret etmesi

-Suat Karaköse ile röp

Haber: Turgay İPEK - Kamera: Zafer KUMRU / ERZURUM,

======================

Yasa dışı kenevire uydudan takip

Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (ISUBÜ) Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Levent Başayiğit ve ekibi, yasadışı kenevir ekili alanları uydudan tespit etmek için proje başlattı. Özel izinle belirlenmiş bir alanda yetiştirilen kenevirler, geliştirilen bilgisayar programı sayesinde uydudan tespit edildi. Prof. Dr. Başayiğit, "Uydu görüntüleriyle kenevir alanlarının belirlenmesi kolluk kuvvetlerine kolaylık sağlayacaktır" dedi.

ISUBÜ Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Levent Başayiğit ve ekibi, yasa dışı kenevir üretilen alanları, uydu görüntüleriyle belirlemek üzere çalışma başlattı. Yaklaşık 2 yıl süren çalışma kapsamında ilk olarak ilgili kurumlardan Göktürk-1 uydusunun görüntülerini kullanmak ve Burdur bölgesinde belirlenen özel alanlarda da kenevir yetiştirmek üzere izin alındı. Bu özel alanlara hem çeşitli bitkilerle karışık hem de bağımsız olarak kenevir dikildi. Yetiştirilen kenevirlerden elde edilen veriler kullanılarak bilgisayar destekli bir program geliştirildi. Bu program da uydu sistemiyle entegre edilerek kenevir yetiştirilen alanlar uydu üzerinden tek tek tespit edildi. Projenin sonunda yetiştirilen kenevirler işçilere toplatıldıktan sonra yakılarak imha edildi.

'UYDU GÖRÜNTÜLERİYLE BELİRLENMESİNİ HEDEFLEDİK'

Prof. Dr. Levent Başayiğit, uyuşturucunun dünyanın ve Türkiye'nin en büyük problemlerden biri olduğunu vurgularken, "Uyuşturucu maddesi yapımında kullanılan bitkilerin başında kenevir gelmektedir. Türkiye'de uyuşturucu terörün finans kaynağıdır. Özellikle ülkemizin bazı bölgelerinde kenevir yetiştiriciliğinden elde edilen paralar terörün kaynağını oluşturmaktadır. Bu nedenle biz yetiştirilen yasa dışı kenevirlerin belirlenmesine yönelik daha kolay, daha hızlı yöntemleri hazırlamak üzere bir proje ortaya koyduk. Projemizin asıl konusu yasa dışı yetiştirilen kenevirin belirlenmesidir. ve bu amaçla daha hızlı, daha kesin bir yöntem olarak uydu görüntüleriyle belirlenmesini hedefledik. Yaptığımız çalışmalarda ilk önce yasa dışı üretimin nasıl olduğunu ortaya koyduk" dedi.

'KENEVİRİ PARSELLERİN, TARLALARIN İÇERİSİNDE YETİŞTİRDİK'

Yasa dışı kenevirin ya uzak alanlarda insanların ulaşamadığı yerlerde ya da tarım alanları içerisinde çeşitli bitkilerle özellikle yüksek boylu bitkiler olarak tanımlanan ayçiçeği veya mısır gibi bitkilerle karışık ekimler halinde yetiştirildiğini vurgulayan Prof. Dr. Levent Başayiğit, uygulamanın nasıl yapıldığını şöyle anlattı:

"Bunlar polis ve jandarma kayıtlarında yer almaktadır. Biz de bu bilgileri sentezleyerek kenevirin yasa dışı üretimini modelledik. Bu amaçla 2 yıllık bir deneme alanı kurduk. Kenevir yetiştiriciliğini bizzat alanda yaptık. Kanunların izin verdiği illeri seçtik. Burdur ile Bucak ilçesinde kurduk. Burada keneviri yetiştirdik. Ayçiçeği ve mısır ile karışık yetiştirdik. Keneviri parsellerin, tarlaların içerisinde, çevresini diğer bitkilerle kapatarak yetiştirdik. Bunları bir vejetasyon (Herhangi coğrafi bölgenin bir kesimi üzerinde, yaşam koşulları birbirine benzeyen bitkilerin bir arada toplanma şekli) boyunca spektral imzalarını (bir malzemenin yansıtma veya yayılımının dalga boylarına göre değişimi) çıkardık. Bu amaçla uydu görüntülerinin işlenmesinde, uydu görüntülerinde belirlenmesinde esas olacak spektral imza kütüklerini oluşturduk. Ayrıca deneme boyunca uydulardan farklı dönemlerde görüntüler temin ettik. Bu görüntülerde kenevirin ilk döneminden itibaren hasat zamanına gelinceye kadar nasıl yansıma gösterdiği uydularda spektral karakteristiklerinin nasıl oluştuğunu belirledik. Çeşitli görüntü işleme çalışmaları yaptık. Uydu görüntülerini işledik. Yerden aldığımız veriler spektral imzalar, imza kütükleri, alandan elde ettiğimiz yetiştiricilik dönemindeki bilgileri, yaprakların gelişimi, kapama alanları ve birçok veriyi birlikte değerlendirerek, istatistik metotları kullanarak kenevir ekilen alanları diğer alanlardan ayırmayı başardık. Bu çalışmanın sonucunda saf kenevir yetiştirilen karışık olmayan alanların yüzde 90 üzerinde bir başarıyla ayırt edilebildiğini gördük."

'ARTIK KENEVİR ALANLARI TESPİT EDİLEBİLECEK'

Geliştirdikleri yöntemle kenevir ekili alanların artık uydudan tespit edilebileceğine dikkati çeken Prof. Dr. Levent Başayiğit, "Bize kazandıracağı şey, kenevirin çok geniş havzalarda taranmasına, izlenmesine ya da takibine izin verecek. Tespiti uydularla mümkün olacak. Ayrıca çok erken dönemlerden itibaren izlenmesi de mümkün olacak. Bu sayede devletin tuttuğu kayıtlarla karşılaştırarak nerelerin yasa dışı olduğu belli olacak. Yasa dışı mücadelede geleneksel yöntem ihbarladır. Bugün kolluk kuvvetlerimiz gelen ihbarları değerlendirmekte ve ihbar yapılan yerlere giderek kontrol etmektedir. Bu alanda çalışma yapmak oldukça zahmetli iştir. Uydu görüntüleriyle kenevir alanlarının belirlenmesi kolluk kuvvetlerine kolaylık sağlayacaktır. Tespit edilen yerlerin incelenmesi daha kısa sürecektir. Ayrıca karışık ekim alanlarında da kenevir ekiminin tespiti için büyük kolaylık sağladık" diye konuştu.

'ARTIK ENDİŞE YOK'

Çalışmanın odak noktasının güvenlik endişeleri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Levent Başayiğit, şöyle dedi:

"Bu çalışmada odak noktası güvenlik endişeleri olarak başlamıştır. Ülkemizdeki yasa dışı yetiştirilen ve terörün kaynağını oluşturan kenevirin tespit edilmesi üzerine odaklandı bu çalışma ama bunun dışında kenevir bitkisinin, lif bitkisi olarak değerlendirilmesi düşünüldüğünde izlenebilirliğini sağlamaktır. Günümüzde kenevire olan ilgi gitgide artmaktadır. Kenevir yetiştirilen alanların artması durumunda bir güvenlik problemi oluşturup, oluşturmayacağı kaygısı bulunmaktadır. Bizim çalışmamız göstermektedir ki böyle bir kaygıya gerek yok. Uydularda yetiştirilen alanların izlenmesi, takibi mümkündür."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------

Kenevir yetiştirilen alanların drone görüntüsü

İşçilerin imha edilmek üzere tarladaki kenevirleri toplaması

Kenevir bitkilerinden görüntü

RÖP: Prof. Dr. Levent Başayiğit

HABER- KAMERA: Ali ÇEVİKBAŞ/ISPARTA,

=========================

Milyonda bir görülen bakteri nedeniyle Yıldız çifti yasam savaşı veriyor

Zonguldak'ta yaşayan Ramazan Yıldız(55) ve eşi Zuhriye Yıldız(54),  yedikleri bir yiyecekten geçen milyonda bir görülen 'clostridium botulinum'(sinir sistemine saldıran zehirli ve ölümcül olabilen bakteri) hastalığı nedeniyle yoğun bakımda tedavi altına alındı. Doç. Dr. Özcan Pişkin, nadir görülen ve daha çok iyi sürede ve ısıda pişirilmemiş konservelerin bu bakteriyi taşıdığını söyleyerek, "Hastalarımızın ne yediğini tam olarak bilmiyoruz. Ekipler evdeki yiyeceklerden numune aldılar. Hayati tehlikeleri devam ediyor. Halkımız konserve yapıyorken yapılan malzemeyi yeterli ısıda ve yeterli sürede pişirmelerini öneriyoruz. Eğer konserveyi açtıklarını bir şişme renk değişikliği bir koku ya da paslanma gördüklerinde kesinlikle tüketmemelerini öneriyoruz.ö dedi.

Çaycuma İlçesine bağlı Kayıkçılar Köyünde yaşayan Ramazan Yıldız evde aniden rahatsızlanınca ailesi tarafından Çaycuma Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. İlk müdahalesi yapılan Ramazan Yıldız, özel hastaneye sevk edilerek yoğun bakımda tedavi altına alındı. Ramazan Yıldız, hastanede tedavi edildiği sırada eşi Zuhriye Yıldız da rahatsızlandı. Zehirlenme şüphesiyle tedavi altına alınan çiftten Zuhriye Yıldız, Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi'ne kaldırıldı. Zuhriye Yıldız, hastanede yapılan testler sonucu nadir görülen 'clostridium botulinum' bakterisi nedeniyle zehirlendiği tespit edildi. Doktorlar, acil olarak özel hastanedeki eşinin de sevkini sağlayarak çiftin yoğun bakımda tedavisine başladı. Hastanenin irtibata geçtiği Ulusal Zehir Danışma Merkezi, 'clostridium botulinum' bakterisine karşı antitoksinleri aynı gün içerisinde hastaneye ulaştırdı. Konuyla ilgili İl Sağlık Müdürlüğü, Halk Sağlığı Müdürlüğü ekipleri bilgilendirildi. Ekipler, jandarma eşliğinde eve giderek yiyeceklerden numune aldı. İncelemelerin devam ettiği, Yıldız çiftine nadir görülen bu bakterinin hangi yiyecekten bulaştığı yapılacak araştırmadan sonra ortaya çıkacağı bildirildi. Ekipler, çiftin yediği konserveden bakterinin bulaşmış olabileceği üzerinde durdukları öğrenildi. Yıldız çiftinin bilinçleri açık olduğu ancak sinir sistemlerine zarar veren bakteri nedeniyle hareket edemedikleri ve hayati tehlikelerinin ise sürdü belirtildi.

NADİR GÖRÜLEN BİR BAKTERİ

BEÜ Anesteziyoloji ve Reanimasyon Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Özcan Pişkin, sevk ile hastanelerine ulaşan hastaların hemen tedavilerine başladıklarını söyledi. Çok nadir görülen bir besin zehirlenmesi bulgusunun yaşandığını anlatan Dr. Pişkin, şöyle dedi:

"Geçen pazartesi Çaycuma Devlet Hastanesi'nde bir doktor arkadaşımız yoğun bakımda bir hasta takip ettiğini ve tanı koyamadığını ancak zehirlenme şüphesi olduğunu bizlere iletti. Bizde hastanemize sevkimizi sağladık. Hastanın eşinin de benzer şekilde bir gün önce özel bir hastanenin yoğun bakımında yattığını söyledi. Yaptığımız tetkiklerde çok nadir görülen besin zehirlenmesi clostridium botulinum' isimli bir bakterinin sebep olduğu, botulizm toksilasyonu tanısı koyduk. Özel hastanede takibi yapılan hastayı da bizim hastanemize çektik ve yoğun bakımda tedavisine başladık. Ulusal zehir danışma merkezinden antitoksinini hemen talep ettik ve hemen aynı gün akşamında geldi ve iki hastamıza uyguladık. İki hastamızın da yoğun bakımda tedavisi devam ediyor.ö

1 GRAMI 1 MİLYON İNSANI ÖLDÜREBİLECEK KADAR GÜÇLÜ

Bu bakterinin nadir görüldüğünü ve yeryüzündeki en güçlü toksinlerden biri olduğunu vurgulayan Dr. Pişkin, yapılan araştırmalarda daha çok konservelerden bulaştığının ortaya çıkarıldığını anlattı. Halkın ev yapımı konserveleri tüketirken dikkatli olması gerektiğini ifade eden Dr. Pişkin, "1 gramı 1 milyon insanı öldürebilecek kadar güçlü bir toksin. Hastamızın hayati tehlikesi maalesef devam ediyor. Ekipler evi inceliyorlar. Gıdalardan numune aldıklarını biliyoruz. Hastamınız tam olarak ne yediğini bilmiyoruz. Ülkemizde yapılan araştırmalarda uygun sürede ve ısıda pişirilmemiş konserveler en önemli şüphe olarak görülüyor. Yine benzer şekilde süt ve süt ürünlerinde, açık yaralar, alüminyum folyodaki fırınlanmış patatesten de geçtiği biliniyor. Bu hastalarımıza tam olarak neyle bulaştığını bilmiyoruz. Yetkililer bu konuda çalışmalarını sürdürerek diğer yakınlarının etkilenmemesi için çalışmalarını yapıyorlar. Halkımız konserve yapıyorken yapılan malzemeyi yeterli ısıda ve yeterli sürede pişirmelerini öneriyoruz. Eğer konserveyi açtıklarını bir şişme renk değişikliği bir koku yada paslanma gördüklerinde kesinlikle tüketmemelerini öneriyoruz.ö dedi.

EN SON KONSERVEDEN TURŞU VE PEKMEZ YEMİŞLER

Ağabeyini hastaneye kaldırdıktan sonra yengesinin de rahatsızlandığını anlatan Osman Yıldız, doktorların tanı koymakta zorlandığını anlatarak süreci şöyle anlattı:

"Geçen hafta rahatsızlandıklarında Çaycuma Devlet Hastanesine kaldırıldılar. Orada serum takıp karın ağrısı şikayeti denilerek eve gönderiliyorlar. Akşam yine rahatsızlandıklarında tekrar hastaneye götürdük. Orada tekrar serum taktılar. Röntgen çekildiği sırada kustuklarında doktor şüphelendi. Sonra sevk ettiler. Yengemde o sırada evdeydi. Onu da alıp hastaneye refakatçi olarak getirdik. Kendisi de o sırada kusmaya başladı. Bayılınca orada doktorlar müdahale ettiler. Hastanede müşahade altında kaldılar. Yaklaşık 12 saat sonra hastalarımızın hastaneden çıkışını verdiler psikolojik diyerek. Bu arada kardeşim Ramazan Yıldız ise hastanede yatırdılar. Bağırsak düğümlenmesi diyerek. Bağırsak düğümlenmesine müdahale ettiler daha sonra tekrar komaya girdi kardeşim. Oradan yoğun bakıma aldılar. Yengemde Çaycumada eve gelince tekrar rahatsızlanıyor. Yengemi de orda yoğun bakıma alıyorlar daha sonra üniversite hastanesine sevk ediyorlar. Burada en sonunda gıda zehirlenmesi olduğunu belirliyorlar. Ne yediklerine dair hiç bir fikrimiz yok. Bize söyledikleri sadece konserve kavanozunda ki turşuyu açmışlar, birde pekmez yemişler. Bizim kendimizin yaptığı doğal pekmezden yemişler."

Görüntü Dökümü

-Doç.Dr. Özcan Pişkin'in açıklaması

-Hastaneden detay

-Yıldız çiftinin fotoğrafı

Haber-Kamera: Gürkay GÜNDOĞAN/ZONGULDAK,


Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Karaköse Kenevir Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title