Haberler

Dha Yurt Bülteni 4

1)KİLİS SINIRINDA ASKERİ HAREKETLİLİK SÜRÜYORTÜRK Silahlı Kuvvetleri tarafından Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarının yapıldığı bölgelere askeri sevkiyat sürüyor.

1)KİLİS SINIRINDA ASKERİ HAREKETLİLİK SÜRÜYOR

TÜRK Silahlı Kuvvetleri tarafından Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarının yapıldığı bölgelere askeri sevkiyat sürüyor. Türkiye'nin farklı kentlerindeki birliklerden Suriye'deki Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarının gerçekleştirildiği bölgelere sevk edilen zırhlı araç ve personellerin sevkiyatı sürüyor. Güvenlik önlemleri eşliğinde Kilis'e ulaşan askeri konvoy, Öncüpınar Sınır Kapısı ve Elbeyli bölgesinden Suriye tarafına geçiş yapıyor.

Görüntü Dökümü

----------------------------------

Askeri araç hareketliliği

Araçların geçişi

Genel ve detay görüntüler

(Haber-Kamera: Reşit ÇELEBİOĞLU-KİLİS-DHA)

157MB

================================================

2)800 KİLO KOKAİN BÖYLE ELE GEÇİRİLDİ

KOCAELİ İl Jandarma Komutanlığı, Körfez ilçesinde bulunan bir limanda düzenlediği operasyonla karbon çeliği ve paslanmaz çelik üretiminde kullanılan ferro silikon maddesi dolu 20 büyük çuval içerisinde paketler halinde bulunan 800 kilo kokain ele geçirdi. Dünyanın 3'üncü, Türkiye'nin ise en büyük kokain operasyonunda ele geçirilen kokainin Güney Amerika'dan getirildiği ve Türkiye ile Avrupa ülkelerinde dağıtımı yapılacağı tespit edildi.

Kocaeli İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, yurt dışından deniz yoluyla yüklü miktardaki kokain getirileceği bilgisine ulaştı. Yapılan çalışmalar sonucunda 7 Ağustos tarihinden itibaren takip edilmeye başlanan geminin 8 Ağustos günü saat 01.00 sıralarında Körfez ilçesinde bulunan bir limana yanaştığı tespit edildi. Körfez Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatlarıyla limana yanaşan gemiye operasyon düzenleyen jandarma ekipleri, gemiden indirilen konteynerleri X Ray cihazı ile taramadan geçirdi.

KESKİN KOKULU KİMYASAL MADDE İÇERİSİNDE GİZLENMİŞ

Taramalar sonucunda konteyner içerisinde sanayi tipi olarak adlandırılan çuvallar olduğu, çuvalların ise karbon çeliği ve paslanmaz çelik üretiminde kullanılan ferro silikon maddesiyle dolu olduğu belirlendi. Zehir tacirlerinin keskin kokulu malzeme içine sakladıkları kokain ise jandarmanın hassas burunlu narkotik köpeği 'Vira'nın aramaları sonucu çuvallar içerisinde bulundu. 'Vira' nın verdiği tepkiler üzerine boşaltılan çuvallarda ferro silikon maddesinin içerisinde spor çantalara konulan 1'er kiloluk paketler halinde 800 kilo kokain ele geçirildi.

DÜNYANIN 3. BÜYÜK OPERASYONU

Dünyanın 3'ncü büyük Türkiye'nin ise en büyük kokain operasyonu olan operasyon sonucunda ele geçirilen kokainin Güney Amerika'dan getirildiği, kokainin Türkiye ve Avrupa ülkelerine dağıtımının yapılacağı iddia edildi.

GÖZALTI YOK

Kocaeli Valisi Hüseyin Aksoy yaptığı açıklamada, "Güvenlik birimlerimiz bir gemideki konteyneri tespit edip bununla ilgili çalışmaları ortaya koydular. Spor çantalar içerisinde saklanmış kokain maddesi 'Vira' isimli köpek tespitiyle yakalandı. Kokain 800 kilodur ve çok önemli bir miktardır. Bugüne kadar oldukça yüksek olan bir miktardır. Körfez Cumhuriyet Savcılığı ile jandarmamızın takibi sonucu yapılmıştır. Gümrük Muhafaza da emniyet birimlerimizle koordineli çalışmıştır. 800 kilo kokain imha edilmek üzere jandarmada beklemektedir. Yasal işlemleri yapılarak süreç tamamlanmış olacaktır. Yurt dışından bir ülkeden gemiyle yükler arasına sıkıştırılarak getirilen kamuflaj olarak köpeklerin koku almasını engelleyecek bir kokan maden içerisinde getirilmiş. Türkiye üzerinden başka ülkelere sevki konusunda henüz bir tespitimiz yok. Şu aşamada gözaltına alınan kimse yok" dedi.

Görüntü Dökümü

-----------------------

Gemiden, limandan görüntüler

Köpekle arama yapılması

Çuvallardan görüntü, çuvallardan çantaların çıkarılması

Kokain paketlerinin çıkarılması

Valinin açıklaması

HABER: Ergün AYAZ-Selda Hatun TAN/KAMERA: Alişan KOYUNCU/KOCAELİ

=========================================

3)BAKAN PEKCAN, İZMİR ENTERNASYONAL FUARI BASIN TOPLANTISINA KATILDI

BU yıl 87'incisi düzenlenen İzmir Enternasyonal Fuarı'nın açılış töreni öncesinde Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'ın da katılımıyla basın toplantısı düzenlendi. Basın toplantısındaki konuşmasında İzmir Fuarı'nın mirasına önem verdiklerini söyleyen Ruhsar Pekcan, "İzmir Fuarı, Ulu Önder Atatürk ile Cumhuriyetimizin kurucuları tarafından kurulmuştur. Onların dünyaya bakışlarını göstermektedir. Biz bunu gelecek kuşaklara taşımak için gayret sarf ediyoruz" dedi.

87. İzmir Enternasyonal Fuarı'nın açılış töreni öncesinde İzmir'deki bir otelde basın toplantısı düzenlendi. Basın toplantısına Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, İzmir Valisi Erol Ayyıldız, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Aziz Kocaoğlu, Sırbistan Eğitim Bilim ve Teknoloji Bakanı Mladen Sarcevic'in yanı sıra 13'ü bakan düzeyinde 20 ülkeden temsilci katıldı.

İLK KONUŞMAYI KOCAOĞLU YAPTI

Basın toplantısının ilk konuşmasını ev sahibi sıfatıyla Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu yaptı. İzmir'i fuarlar kenti yapmak için yoğun bir çalışma içinde olduklarını söyleyen Aziz Kocaoğlu, "2008 yılı sonunda kapılarını açtığımız fuar İzmir bugün ülkemizin en nitelikle fuar alanlarından. Ama İzmir Enternasyonal Fuarı'nın hepimizde ayrı bir yeri ve önemi var. 1936 yılında efsane belediye başkanı Behçet Uz'un bir yangın yerini fuara çevirmesinden itibaren bu çabamızı sürdürüyoruz. Sadece bir ticaret sanayi fuarı değildir, aynı zamanda barışın da kardeşliğin de yaşadığı, geliştiği bir fuardır. İkinci Dünya Savaşı yıllarında cephede birbirleriyle savaşan devletler, İzmir'de yan yana pavyonlarda sanayilerini, ticaretlerini, ülkelerinin tanıtımlarını gerçekleştirmişlerdir. Ülkemizin ekonomik gücü, insan kaynağı gücü bütün zorlukları aşacak güç ve kudrettedir. Şu anda yaşadığımız günleri en kısa zamanda bertaraf olacak ve Türkiye Cumhuriyeti milletiyle beraber gelişmeye büyümeye ve dünyanın sayılı ülkelerinden birisi olmaya artarak devam edecektir. Umuyorum hem hoşça vakit geçirirsiniz hem de ülkeniz ve ticaretiniz konusunda karlı bir etkinlik olur" dedi.

SIRBİSTAN EĞİTİM BAKANI İKİ ÜLKE İLİŞKİSİNİN ÖNEMİNE DEĞİNDİ

İzmir Valisi Erol Ayyıldız'ın Cumhuriyet tarihi kadar eski olan fuarın önemli bir misyonu yerine getirdiğini söylediği konuşmasından sonra Sırbistan Eğitim Bilim ve Teknoloji Bakanı Mladen Sarcevic konuştu. Türkiye'de çok iyi karşılandığını ifade eden Mladen Sarcevic, "Sırbistan için ne kadar aile bağları önemlisiyle burada aynı sıcaklıkla karşılandım. Türkiye'nin ekonomik anlamda ne kadar ilerlediğini hepimiz görüyoruz. Bütün balkan ülkelerinde bu ortaya çıkmıştır. Bizde buna tanıklık ediyoruz. Serbest ticaret anlaşmasıyla devam eden ilişkilerimiz iki ülke için olumlu devam etmektedir. 2017 yılında iki hükümet arasında gerçekleşen işbirliği ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyareti ilişkileri derinleştirerek ileri seviyeye götürdü. Türkiye'den gelene şirketler bizim ülkemizde gelişmelerin kaydedilmesine neden oldu. Otomotiv tekstil alanında olumlu gelişmeler kaydedildi. Bilim sanayi bakımından olumlu gelişmelerin var olmasını bekliyoruz. İzmir'de iki üniversiteyi ziyarete ettim. Bu da bende eğitim alanında güzel gelişmelerin yaşanmasına neden oldu. Bizimi ülkemizde öğrencilerimiz Türkoloji eğitimi almaktalar. Kültürel olarak ilişkiler sürmektedir. İki ülke arasında eğitim alanında gelişmeler olması için işbirliğine hazırız. Türkiye Cumhuriyeti'ni güçlü ülke olarak görüyoruz. Ekonomik ve kültürel olarak ortak bağlarımız olduğunu görüyoruz" dedi.

TİCARET BAKANINDAN ÇOCUKLUK ANISI

Basın toplantısındaki son konuşmayı ise Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan yaptı. İzmir Fuarı'nın mirasına önem verdiklerini söyleyen Ruhsar pekcan, "İzmir Fuarı, Ulu Önder Atatürk ile cumhuriyetimizin kurucuları tarafından kurulmuştur. Onların dünyaya bakışlarını göstermektedir. Biz bunu gelecek kuşaklara taşımak için gayret sarf ediyoruz. Sırbistan'ın bu fuara katılması iki ülke arasındaki bağı da göstermektedir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Sırbistan ile ilişkilere önem vermektedir. Bu sene fuarın teması teknolojidir. 21'inci yüz yılda teknoloji küresel ekonomileri adeta yeniden yapılandırmaktadırlar. Biz Türkiye olarak bu yarışı içindeyiz ve yeni politikalar geliştiriyoruz. Bu yola azimle devam ediyoruz. Bu yıl da önceki yıllarda olduğu gibi İzmir Enternasyonal Fuarı'nın da gelecek için yön verici olmasını istiyoruz. Fuarın açılışı öncesinde katılımcı ülkeler kendi yatırım imkanlarını gösterdiler" dedi. İzmir'in Anadolu'nun buluşma noktası olduğunu da vurgulayan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, "İzmir Fuarı da Türkiye'nin buluşma noktası olmuştur. Benim çocukluğumda babam İzmir Fuarı'nı gezdirirdi. O zaman Zeki Müren konserlerine giderdik. Lunaparka giderdik. Benim için çok önemli bir yeri var İzmir Fuarı'nın. 87 yıldır devam eden fuarda, Anadolu insanının ürettikleri dünya insanlarıyla buluştu. Geçen sene 1.2 milyon ziyaretçi katıldı. Bu Türkiye'de en yüksek katılımcı olma özelliği taşıyan biz bu sene katılımın daha fazla gelmesini bekliyoruz. Gelecek ortak refaha ulaşmamız için çalışmalara katkı verecektir" dedi.

Konuşmalardan sonra basın toplantısı katılımcı ülkelerin temsilcilerin birlikte fotoğraf çektirmesiyle sona erdi.

Görüntü Dökümü

----------------------------------

Konuşmalardan görüntü.

Katılanlardan görüntü.

Haber: Taylan YILDIRIM- Kamera: Mücahit BEKTAŞ / İZMİR

====================================================

4)KIZILAY GENEL BAŞKANI KINIK: ÖNLEMLERİMİZ  GÖÇ DALGASINI SURİYE İÇİNDE TAMPONLAMAK

TÜRK Kızılayı Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, İdlip ile ilgili önlemleri aldıklarını belirterek, "Önlemlerimiz oluşabilecek olan göç dalgasını Suriye içerisinde tamponlamak. İnsani ihtiyaçlarını, sağlık ihtiyaçlarını, korunma, barınma ihtiyaçlarını içeride bu anlamda gidermek" dedi. Batı Anadolu Bölge Kan Merkezi ve Türk Kızılay Hasırca Gençlik Kampı'nı açılışı nedeniyle Eskişehir'e gelen Dr. Kerem Kınık, ilk olarak vali Özdemir Çakacak'ı ziyaret eti. Kınık, Valilikte gazetecilerin yönelttiği sorularını yanıtladı. Suriye ile ilgili gerekli önlemleri aldıklarını ifade eden Kınık şöyle devam etti:

"2 gün önce Suriye'deydik. İdlip'te sonra Halep'in kuzeyine geçtik. Karşılıklı açıklamalarla gerilen ortam bugün gerçekleştirilecek olan üçlü zirve ile sükunete ereceğine ümit ediyoruz. Fakat biz olası bir göç dalgası ve içeride oluşabilecek bir çatışma ihtimaline binaen bir dizi tedbirler aldık, bu ayın başında. İdlip ki şu anda Suriye'nin içerisindeki en büyük vilayet İdlip. İdlip şu anda 3,5 milyon insanı barındırıyor. Afrin ve Fırat Kalkanı bölgesindeki insanlarla bu sayı 5 milyona yaklaşıyor.Bu bölge gerçekten insanların Suriyeli sivil halkın artık sığınabileceği son bölgeydi. Buralarda eğer hiç aslında düşünmek bile istemiyoruz ama Doğu Guta'da yaşadığımız, Halep'in kuzeyinde yaşadığımız, Humus'ta yaşadığımız maalesef katliamlar sivil halka yönelik hareketlerin olması durumunda bu göç dalgasının gidebileceği bir yer yok."

'GÖÇ DALGASINI SURİYE'DE TAMPONLAMAK'

Türkiye'nin şuan üç buçuk milyonu aşkın Suriye'den, yarım milyon kadar da farklı ülkelerden olmak üzere 4 milyona yakın evini barkını ölüm korkusuyla terk etmiş olan insanlara kapılarını, gönüllerini açtığını söyleyen Dr. Kerem Kınık, "Ama bizim de bir kapasitemiz var. Bu kapasiteyi kaosa çevirmemiz gerekiyor. Dolayısıyla önlemlerimiz bu oluşabilecek olan göç dalgasını Suriye içerisinde tamponlamak. İnsani ihtiyaçlarını, sağlık ihtiyaçlarını, korunma, barınma ihtiyaçlarını içeride bu anlamda gidermek" dedi.

'CİDDİ BİR ÇADIR SEVKİYATI YAPIYORUZ'

Kızılay ve AFAD ekiplerinin güneye indiklerini belirten Türk Kızılayı Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık şöyle konuştu:

"Şu anda ekiplerimiz sahadalar. Bir seferberlik olarak güneye inmiş durumdayız. Ciddi bir çadır sevkiyatı bölgeye yapıyoruz. AFAD yetkililerimizle beraber, o bölgedeki potansiyel kamp alanlarının alt yapılarını arkadaşlarımız hazırlıyorlar. Bir taraftan içme suyu teminiyle ilgili kuyular açılıyor, depolar yapılıyor, bir taraftan da mobil mutfaklarımız, depolarımız bu anlamda dolduruluyor."

'KAPLUMBAĞALARA GÖSTERİLEN EMPATİ BU İNSANLARA GÖSTERİLMİYOR'

Uluslararası toplumun Türkiye'yi yalnız bırakmaması gerektiğini söyleyen Kınık, şunları kaydetti:

"Ümit ediyoruz ki bu süreç korkulan gibi olmaz ve barışla neticelenir. Bu insanlar 8 yıldır aşağı yukarı acılar içerisinde yaşadılar. Yeter artık bir insanın en önemli hakkı, hayatının korunmasıdır. Bunu ona sağlayacak olan tek yegane aslında unsur da kendi devletidir. Kendi devletinin bu korumayı sağlayamadığı bir insanın koruma sorumluluğu uluslar arası topluma geçmiştir. Uluslar arası toplumun Türkiye'yi yalnız bırakmaması gerekiyor. Bu bölgedeki sivil halk gerçekten o kadar çok acı çekti bu acılar maalesef o kadar uluslar arası camiada bir alışkanlık haline geldi ki kaplumbağalara, doğadaki sevimli hayvanlara gösterilen empati bile bu insanlara gösterilmiyor. Ümit ediyoruz bu süreç barışla sonuçlanır."

Görüntü Dökümü.

------------------------

-Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık'ın konuşmasından çekilen görüntü bulunuyor.)

Haber-Kamera: Eyüp KELEBEK-Hakan TÜRKTAN/ESKİŞEHİR,

====================================================x

5)ELİNE SAPLANAN DEMİRLE HASTANEYE GÖTÜRÜLDÜ

BATMAN merkez Gültepe mahallesinde korkulukların üzerinde oyun oynadığı sırada dengesini kaybederek düşen 8 yaşındaki M.K., eline demir saplandı. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri, M.K.'nin elinin sapladığı korkuluğu keserek, elinde saplanan demir parçasıyla hastaneye kaldırıldı.Kent merkezinde 8 yaşındaki M.K.'nin korkuluk üzerindeki tehlikeli oyunu feci kazayla sonuçlandı. Önceki gece 22.30 sıralarında Gültepe mahallesindeki bir sitede meydana gelen olayda, korkuluklarda oyun oynadığı sırada dengesini M.K. korkuluğun üzerine düştü. Korkuluğun ucu sivri demir parçalarından biri M.K.'nin eline saplanınca çığlığı ile çevredekiler koştu. Talihsiz olay karşısında şaşıran sakinler ve çocuğun yakınları durumu sağlık ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, iftaiye ekiplerinden yardım istemesiyle, Batman Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü ekipleri bölgeye sevk edildi. M.K.'nin elinin sapladığı korkuluğu itfaiye ekipleri kesti. Korkuluğun kesilmesiyle mahsur kaldığı yerden kurtarılan M.K., elinde kalan demir parçasıyla sağlık ekipleri tarafından hastane kaldırıldı.

Batman Bölge Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alınan M.K.'nin elinen saplanan demir parçası ameliyat ile çıkarıldı. Hayati tehlikesinin olmadığı belirtilen M.K.'nin hastanede tedavisi sürüyor.

Görüntü Dökümü:

---------------------

-M.K.'nin eline saplanan demir'in kesilmesi

-M.K.'nın ağlaması

-Demir'in kesilmesi

-Genel ve detaygörüntüler

Haber-Kamera: Arif ARSLAN/BATMAN,

======================================

6)ÇOBAN AHMET, İKİNCİ 'İNSANSI TAŞLAR MÜZESİ' HAZIRLIĞINDA

ÇOBANLIK yaparken topladığı taşlarla Edirne Uzunköprü'de Türkiye'nin ilk 'İnsansı Taşlar

Müzesi'ni açan Ahmet Arslan (48), ikinci müze için çalışmalara başladı. Şu anda Sivas'ın Gürün ilçesinde çobanlık yapan Arslan, arazide bulduğu yeni taşları biriktirmeye başladı. Arslan bu kez Ege bölgesinde bir yerde ikinci müzeyi açmayı planlıyor.

Şanlıurfalı Ahmet Aslan, 1999 yılında, Konya'nın Gölyazı beldesine göç ederek, çobanlığa başladı. Aslan, koyun otlatırken, araziden ve akarsu kenarlarından insan yüzü ile bazı hayvanlara benzeyen, doğal etkiyle şekillenmiş taşları hobi olarak toplamaya başladı. Yaklaşık 10 yıldır taş toplayan Aslan'ın müze hayali, Uzunköprü ilçesinde gerçek oldu. Sosyal medya üzerinden irtibat sağladığı Uzunköprü Belediye Başkanı CHP'li Enis İşbilen'in desteğiyle çoban Aslan'ın hayalini kurduğu müze açıldı. Uzunköprü'de, restorasyonu 900 bin TL'ye 2013 yılında belediye tarafından tamamlanan, Fener Rum Patriği Bartholomeos'un açtığı kültür ve sanat evi olarak kullanılan Aziz İoannis Kilisesi'nde, çobanın topladığı taşlarla 'İnsansı Taşlar Müzesi' açıldı. Çoban Ahmet şimdi ise Sivas'ın Gürün ilçesine bağlı Karakuyu köyünde çobanlık yapıyor. Arazide bulduğu yeni taşları biriktirmeye başlayan Çoban Ahmet Ege bölgesinde bir yerde ikinci müzeyi açmayı planlıyor.

"DÜNYADA İKİ TANE MÜZE VAR"

1999 yılında Konya'da çobanlığa başladıktan sonra koyunlara attığı taştan esinlenerek insan yüzüne benzeyen taşları toplamaya başladığını söyleyen Arslan, "Çobanlığımın ikinci yılında koyunlar uzaklaşırken yerden bir taş aldım. Daha sonra koyunlara o taşı koyunlara atıp yavaşlatmak istedim. Biran da o taşın insan yüzüne benzediğini gördüm. O taşı koyunlara atmayıp cebime koydum. O taş beni bir müzeye fırlattı. 2017 Kasım ayında Edirne Uzunköprü Belediye Başkanı bu müze fikrine sıcak baktı ve ilk müzeyi Edirne Uzunköprü'de açtık. Daha önce 2009'da Kültür Bakanlığı'na müracaatların oldu. Bu fikir reddedildi. Fakat ben pes etmedim arayışıma devam ettim. Meralarda koyun güderken aynı zamanda da bulduğum taşları eve getirerek biriktirdim. 2016'da Japonya'da benzer bir müze açıldığını duydum. Yani dünyada iki tane müze var. Biri Japonya'da biride Uzunköprü İnsansı Taşlar Müzesi'dir." dedi.

"İKİNCİ BİR MÜZE FİKRİ DAHA GELİŞTİ"

İnsansı Taşlar Müzesi'nin ikincisini açmak için çalışmalara başladığını aktaran Arslan, "İkinci müzeyi de çobanlıkla kurabileceğimi düşünüyorum. Çünkü koyun güderken taş arama da gözüm daha iyi oluyor, daha iyi görüyorum. Çünkü şehir yok, apartman yok, karmaşa yok. Doğa insana bir dinginlik veriyor. Oda göze yansıyor. Ben de görme duyumu bu şekilde geliştirdim. Heykeltraşlar çekiçle, keskiyle yontar, ama ben gözümle yontmayı öğrendim. Ben bunu ülkemin ve dünyanın hatta insanlığa böyle bir sanatın olduğunu duyurmak için ikinci bir müze fikri daha gelişti. Bir çoban ikinci müzeye de başlar ve çobanlık yaparak başlar." diye konuştu.

"İKİNCİ MÜZE İÇİN ÜLKEMDEN DESTEK İSTİYORUM"

İkinci müze için sponsor aradığını ama destek bulamadığını belirten Arslan, "Bir çok sponsorluk tekliflerimiz oldu ama kimse bize kimse sponsor olmadı. Bende bunu kendi çabamla yürütmeye çalışıyorum. Bundan sonra destek gelir mi gelmez mi bilmiyorum. Ama ben yolumdan şaşmayacağım. Destek olanın yarın bu müzede ismi yaşar, devam eder. Olmayan da zaten servetiyle malıyla mülküyle yok olup gidiyor. Ama bu müzede kalıcı olmak isteyen varsa buna sponsor ve destek olsunlar. Bu müze daha hızlı ve çabuk zamanda kurulsun. Ben 3 yılda da kurabilirim, ama bir destekle bunu müzeyi 3-4 ayda kurabileceğimi düşünüyorum. Taşlar böyle kucağımda. Kucakta taş taşıyarak bir müze kurulması. Bunun üzerinde düşünülmesini istiyorum. İkinci müze için ülkemden destek istiyorum. Küçük sponsorluklar istiyorum. Uçan kuşa sponsor olanlar ne olur bu doğanın özgün sanatın daha hızlı bir ikinci müzeye kavuşması için birazcık ellerini taşın altına koysunlar. Ben taşın altına gövdemi koymuşum. Bu sanata destek verin." ifadelerini kullandı.

Görüntü Dökümü

----------------------

-Ahmet Arslan koyun güderken görüntüsü

-Taş arama görüntüsü

-İnsansı yüzüne benzeyen taşlardan görüntüler

-Ahmet Arslan röportaj

-Genel Detay

Haber-Kamera: Hüsnü Ümit AVCI/GÜRÜN(Sivas),-

(553 MB HD Görüntü)

29 Aralık 2017'de Edirne müze haberinin görüntülerinden yararlanılabilir

======================================================

7)ÖLMEDEN ÖNCE MEZARINI YAPTIRAN KİŞİ ÖLDÜ

ORDU'nun Gölköy ilçesinde oturan inşaat ustası Mehmet Somuncu (84), ölmeden önce kendi ve eşi Fatma Somuncu'nun (80) mezarını yaptırdı. Arazisine 5 yıl önce 'Her an ölebilirim' diyerek mermerden yaptırdığı mezar taşına ölüm yılını '2016', eşinin ise '2020' yazdıran Mehmet Somuncu, bir süredir tedavi gördüğü hastanede dün hayatını kaybetti. Mezar taşına yazdırdığı tarihten 2 yıl daha hayatta kalan Somuncu, yaptırdığı mezarında toprağa verilecek.

İlçede eşi Fatma Somuncu ile birlikte yaşayan 6 çocuk babası Mehmet Somuncu, kalp rahatsızlığı nedeniyle geçirdiği ameliyat sonrası yaklaşık 20 yıldır kalp piliyle yaşamanı sürdürdü. İnşaat ustası olarak çalışan ve ailesin geçimini sağlayan Mehmet Somuncu, sağlık sorunlarının artması üzerine zor günler yaşadı. Kalp piliyle yaşamını sürdüren Mehmet Somuncu, Temmuz 2013'te yakınlarına 'Her an ölebilirim' diyerek, ilçeye bağlı Çatak Mahallesi'nde kendisi ve eşi için 10 bin TL harcayarak mermerden mezar yaptırdı. Somuncu, ölmeden önce yaptırdığı mezar taşlarına kendi ölüm yılını '2016', kendisinden daha uzun yaşayacağını tahmin ettiği eşinin ise '2020' olarak yazdırdı. Somuncu, yaptırdığı her iki mezardaki taşlara 'Gayesi bilinmez mukadderatın ölümdür en büyük sırrı hayatın' şeklinde yazısına da yer verdi. Doğum ve ölüm tarihleri yer alan boş mezarı gören yöre halkı da şaşkınlıklarını gizleyemedi.

2 YIL DAHA UZUN YAŞADI

Bir süredir Ordu Devlet Hastanesi'nde kalp rahatsızlığı nedeniyle tedavi gören Mehmet Somuncu, dün hayata gözlerini kapadı. Tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Mehmet Somuncu, ilçedeki cenaze töreninin ardından Çatak Mahallesi'nde yaptırdığı mezarında toprağa verilecek. Mehmet Somuncu'nun, ölümü ailesi ve sevenlerin yanı sıra eşi Fatma Somuncu'yu hüzne boğdu.

RÖPORTAJ VERMİŞTİ

Mezar yaptırdıktan sonra gazetecilere röportaj veren Mehmet Somuncu, yaptırdığı mezarın taşına ölüm yılını 2013 yazdırmak istediğini, fakat mermercinin 'Sen iyi görünüyorsun üç yıl daha yaşarsın 2016 yazalım' demesi üzerine taşa '2016' yazdırdığını belirtmişti. Somuncu, konuşmasında "Ölüm tarihinde bir mahsur yoktur. Bir sene sonra ölürsün, bir sene evvel ölürsün onda bir mahsur olmadığından tarihi de yazdırdım. Mermerci 'Ben gelir düzeltirim sen ölünce' dedi. Mezarları yaptırdım, eşim de bundan memnun. Yalnız onun mezar taşına benim tarihten 4 yıl sonrasını yazdırdım, çünkü benden 4 yaş küçük. Benden sonra 4 yıl daha yaşar " ifadelerini kullanmıştı.

-Görüntü Dökümü

------------------------

-Mehmet Somuncu ve eşi Fatma Somuncu'dan görüntü (arşiv)

-Mezarlardan görüntü (arşiv)

-Mehmet Somuncu'nun ölmeden önce mezar yaptırınca eşiyle verdiği röportaj (arşiv)

(SÜRE: 5.06 Dk ) (BOYUT: 436 MB)

Haber-Kamera: Nedim KOVAN-Ali YAZAN /GÖLKÖY (Ordu),

======================================================

8)KONYA'DA 3 KADINA FETÖ GÖZALTISI

KONYA'da FETÖ/PDY ile bağlantısı olduğu iddiasıyla haklarında yakalama kararı çıkarılan farklı meslek gruplarından 4 kadından 3'ü gözaltına alındı. Konya Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü FETÖ/PDY soruşturması kapsamında bu sabah, çeşitli meslek gruplarından 4 kadın hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, belirlenen adreslere baskın düzenledi. Ekipler, 4 kadın şüpheliden 3'ünü yakalayarak gözaltına aldı. Şüpheliler, Konya Eğitim Araştırma Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirildikten sonra ifadeleri alınmak üzere emniyete götürüldü.

Görüntü Dökümü

------------------------

-Kadınların sağlık kontrolünden geçirilmesi

-Detay

Haber-Kamera: Mehmet IŞIK/KONYA,

=================

9)AMASYA'DA YOSUNLARA TAKILAN GÜVERCİN KURTARILDI

AMASYA'da Yeşilırmak Nehri'ndeki yosunlara takılıp yaralanan güvencin, itfaiye ve su altı arama kurtarma ekiplerince kurtarıldı.

Kentte, Merkez 55 evler Mahallesi güzergahından geçen Yeşilırmak Nehri'nde su debisinin azalması sonucu oluşan yosunlara takılıp yaralanan güvercini fark eden öğretmen Mustafa Gödek, durumu itfaiyeye bildirdi, yardım istedi. İhbar üzerine bölgeye gelen Amasya Belediyesi su altı arama kurtarma ve itfaiye ekipleri nehre merdivenle inerek yosunlara takılan ve ölmek üzere olan güvercini kurtardı. Kurtarılan güvercinin kanatları ve gövdesi temiz su ile yıkandıktan sonra doğal yaşamına bırakıldı.

Atatürk Anadolu Lisesi Beden Eğitimi öğretmeni Mustafa Gödek, kurtarma ekiplerine teşekkür ederek, "Kısa bir süre içinde gelen su altı arama ve kurtarma ekibi güvercini sudan çıkararak büyük bir insanlık örneği gösterdiö dedi.

Görüntü Dökümü:

--------------

-Arama kurtarma ekiplerinin hazırlanışı detay

-Ekibin nehre inişi ve güvercini kurtarışı detay

-Diğer detaylar

Haber-Kamera: Sinan HARMANCI/AMASYA,-

(SÜRE: 2: 19 -BOYUT 259 MB)

======================================

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Türkiye Kilis DHA Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title