Haberler

Dha Yurt Bülteni-3

1)26 YILDIR HER CUMA ŞEHİT OĞLUNUN BAŞINDA DUA EDİYORSAMSUN'da yaşayan Bedriye Hamlı (82), 26 yıldır her cuma şehit oğlu Astsubay İstihkam Teknisyen Kıdemli Üstçavuş İlhan Hamlı'nın Şehitlik'teki mezarını ziyaret ediyor.

1)26 YILDIR HER CUMA ŞEHİT OĞLUNUN BAŞINDA DUA EDİYOR

SAMSUN'da yaşayan Bedriye Hamlı (82), 26 yıldır her cuma şehit oğlu Astsubay İstihkam Teknisyen Kıdemli Üstçavuş İlhan Hamlı'nın Şehitlik'teki mezarını ziyaret ediyor. Mezar taşında 'Annesinin mavi gözlü paşası burada yatıyor' yazan şehidin annesi Hamlı, oğlunun kabri başında dua edip, gözyaşı döküyor. Hamlı, yüreğindeki evlat acısının 26 yıldır hiç dinmediğini söyledi. Samsunlu Astsubay İstihkam Teknisyen Kıdemli Üstçavuş İlhan Hamlı Kars 14'üncü Mekanize Tugay Komutanlığı emrinde görev yaparken, 18 Nisan 1992'de Iğdır-Doğubeyazıt Karayolu'nun 25'inci kilometresi Pamuk Geçidi mevkiinde PKK'lı teröristlerin yol kesme eylemin şehit oldu. Şehit annesi Bedriye Hamlı, 26 yıldır her cuma oğlunun Asri Mezarlık'taki Şehitlik'te bulunan kabrini ziyaret ediyor. Oğlunun mezarı başında Kuran-ı Kerim okuyup dua eden Hamlı, şunları söyledi:  "Ben oğlumun şehit olduğunu bilmiyordum evdeyken birden bana bir ağlama geldi. Bağıra bağıra ağladım. 'Bana ne oldu niye ağlıyorum' dedim. Yaşlı babam vardı köye gitmişti babama mı bir şey oldu diye düşündüm. Meğer oğlumun ateşi düşmüş. Oğlum şehit olmuş. O gün ben yemekler hazırladım misafir gelecekmiş gibi. Sonra eşim ve büyük oğlum ağlayarak bağırarak eve geldi. Sonra oğlumun acı haberi geldi. 26 yıl geçti. Ben her cuma oğlumun şehitlikteki mezarını ziyaret ediyorum. Sadece Cuma günleri değil ara ara yine gidiyorum. Elimden gelse hiç onun yanından gitmeyeceğim. Saatlerce oğlumun mezarının başında bekliyorum. Benim için yanıyor, ciğerim sökülüyor ama oğlum bana hiç cevap vermiyor ki. 26 yıldır aynı acı. Acı bu günkü gibi hiç sönmüyor. Her zaman söylüyorum vatan sağ olsun. Ama benim kalbimdeki bu acı hiç dinmedi. İlk günkü gibi aynıö dedi. Şehit annesi Bedriye Hamlı, sözlerine şöyle devam etti:  "Bugün de şehit haberleri geliyor. Şehitler geldikçe bizim acımız daha da artıyor. Kimse bu acıyı bilmez. Ancak şehit anneleri bu acıyı anlar. Bana diyorlar ki 'Bu kadar yıl geçmiş, çoktan unutmuşsundur' Unutulur mu hiç. Benim için yanmadığı hiçbir saat dakika yok. Ömrüm bu acıyla geçti. Ben saçının teline dokunmaya kıyamazdım. 'Mavi gözlü paşam' diye severdim. Ama oğlumu bana bırakmadılar beni yaktılar Allah onları da yaksın. Allah devletimize zeval vermesin. Bizim her zaman yanımızda. Sadece şehit düştüğünde evli olanlara övünç madalyası eşlerine bekarlarda anne ve babalarına veriliyor. Benim yavrum şehit olduğunda evliydi 6 yaşında bir evladı da vardı. Eşine övünç madalyası verdiler ancak anne ve babasına da vermeleri gerekiyor. Bende evladımın övünç madalyasını gururla taşımak, saklamak istiyorum. Evli olan şehitlerin anne ve babalarına da şehit evlatlarının övünç madalyasını verseler."

Mezar taşında 'Annesinin mavi gözlü paşası burada yatıyor' yazan şehit Hamlı'nın annesi Bedriye Hamlı, oğlunun mezarına her gelişinde gözyaşı döküyor.

Görüntü Dökümü

----------------------

-Şehitlikten detay

-Bedriye Hamlı'nın şehitliğe yürümesi

-Oğlunun mezarının başına gelişi

-Dua etmesi

-Kuran okuması

-Oğlunun mezar taşlarını silmesi

-Bedriye Hamlı ile röportaj

-Şehidin fotoğrafları

-Detaylar

(631.83 MB)

Haber-Kamera: Yaprak KOÇER/SAMSUN,

===============================================================

2)DEMİRTAŞ DAVASININ GİZLİ TANIĞI 'MERCEK' BULUNAMADI

DİYARBAKIR Cumhuriyet Başasavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 142 yıl hapis istemiyle Ankara 19'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın iddianamesinde 2009 yılında verdiği ifadeleri olan gizli tanık 'Mercek'in dosyasının bulunmadığı ortaya çıktı. Ankara'daki mahkemenin talebi üzerine yazı gönderen Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, "Cumhuriyet Başsavcılığımız uhdesinde bulunan gizli tanık evrakı arasında, 'Mercek' kod adlı bir gizli tanığa ait evrakın bulunmadığı tespit edilmiştir" dedi.

Ankara 19'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde 3 gündür yargılaması süren HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın davası ile ilgili ilginç bir gelişme yaşandı. Demirtaş'ın tutuklu yargılandığı davanın iddianamesinde 2009 yılında yürütülen KCK soruşturması kapsamında alınan ifadesi bulunan 'Mercek' kod adlı gizli tanık ile ilgili Ankara 19'uncu Ağır Ceza Mahkemesi, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan, gizli tanığın soruşturma ve Mahkeme aşamasındaki beyanlarını istedi. Diyarbakır Cumhuriyet Başavcılığı'ndan Ankara 19'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen yazıda, "İlgi sayılı yazınız ile Mercek kod adlı gizli tanığa ait soruşturma ve mahkeme aşamasındaki tüm beyanların çıkarılarak gönderilmesinin istendiği anlaşılmış olup, tarafımızca yapılan araştırmalarda Cumhuriyet Başsavcılığımız uhdesinde bulunan gizli tanık evrakları arasında Mercen kod adlı bir gizli tanığa ait evrakların bulunmadığı tespit edilmiştir"denildi.

GİZLİ TANIK DEMİRTAŞ İÇİN NE DEMİŞTİ?

Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığının ulaşamadığını bildirdiği gizli tanık 'Mercek'in HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın iddianamesinde yer alan ve 2009 yılındaki KCK soruşturmasında verdiği ifadesi şöyle:

"Ünal Çelen, KCK/TM Sözcüsü olarak Türkiye 'de oluşturulan KCK yapılanmasının bütün alanlara yayılması ve bu alanlarda faaliyet yürütecek olan örgüt mensuplarının yetiştirilmesi, sevk ve idaresi gibi görevleri üstlenir. Direk olarak KCK Yürütme Konsey Başkanı Murat Karayılan'a bağlıdır. Sabri Ok ve Murat Karayılan'dan almış oldukları talimatlara göre Türkiye'deki yapılanmaları şekillendirip eylem ve faaliyetlerde bulunurlar, DTP'li bütün Belediyeler ve Milletvekilleri bunlara bağlıdır. KCK Türkiye Meclisinde bulunan bu altı şahsın vereceği emir ve talimat gereği hareket ederler, buna örnek olarak ise, yanılmıyorsam 2008 yılı Ekim aylarında Başbakanın Diyarbakır'ı ziyaretleri esnasında, halkın kepenk kapatması, çöplerin toplatılmaması, öğrenci servis araçlarının çalışmaması ye Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in başbakanı karşılamak için havaalanına gittiği esnada yoldan geri çağırarak, başbakanı karşılamasının engellenmesi, DTP'li milletvekillerinin Türkiye'deki ortamı germek ye bağlı kitleyi canlı tutmak için Meclis'te Kürtçe konuşma ye oturum düzenlemesi talimatı Ahmet Türk'e ve Selahattin Demirtaş'a verildi, bu talimatı verenler içerisinde Ünal Ahmet Çelen isimli şahıs da vardı. Yakalanana kadarda bu görevini sürdürmüştür."

KCK DAVASINDA DA BULUNAMAMIŞTI

Demirtaş ile ilgili iddianamede ifadesi bulunan ancak savcılığın bulunamadığını söylediği gizli tanık Mercek'in Diyarbakır 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen KCK/TM ana davasının 26 Mart 2016 tarihli duruşmasında da kendisine ulaşılamadığı ortaya çıkmıştı. 2016 yılında yapılan duruşma sırasında, Mahkeme Başkanı gizli tanıklar 'Mercek', 'Papatya' ve 'Günışığı'nın hazır edilmesi için Tanık Koruma Şube Müdürlüğü'ne yazı yazıldığını, gönderilen yanıtta, gizli tanık 'Mercek'e ulaşılamadığı belirtilmişti.

Ferit ASLAN/DİYARBAKIR, -

=====================================================

3)SOBADAN SIZAN GAZDAN ZEHİRLENEN ÇİFT YAKINLARI SAYESİNDE KURTULDU

DÜZCE'nin Gölyaka ilçesinde sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlenen Ciba çifti yakınları tarafından baygın halde bulundu. Hastaneye kaldırılan çift tedavi altına alındı.

Olay gece saatlerinde, Gölyaka Çay köyünde meydana geldi. Sebahattin Ciba (70) ile eşi Suzan Ciba (68), sobaya kömür atarak uyudu. Ciba çiftinin evlerinin üst katında oturan yakınları duman kokusunu fark ederek aşağı indi. Kapıyı açarak içeri giren yakınları Ciba çiftini baygın halde buldu. Olay yerine gelen 112 Acil ekibi Ciba çiftine ilk müdahalede bulundu. Düzce Üniversitesi Eğitim ve Uygulama Hastanesi'ne kaldırılan çift tedavi altına alındı. Olayla ilgili olarak inceleme başlatıldı.

Görüntü Dökümü

------------------------

Çiftin acil servise getirilmesi

Tezcan SOLMAZ/DÜZCE, -

====================================================

4)UZUNGÖL'DE YAZ SEZONU ÖNCESİ KAÇAK YAPILAR YIKILACAK

TRABZON'un Çaykara ilçesinde imar kirliliği ile gündeme gelen dünyaca ünlü turizm merkezi Uzungöl kıyısında, ilk etapta yıkım kararı alınan ancak hukuki sürecin uzaması nedeniyle geciken 20 dolayında yapının yıkımı yaz sezonu öncesi gerçekleştirilecek. Çaykara Kaymakamı İhsan Ayrancı, yıkımlarla ilgili hazırlığın sürdüğünü belirtti, "Yeni turizm sezonu öncesi Uzungöl belli bir temizliğe kavuşmuş olacak" dedi. Bölge turizmi açısından önemli bir yere sahip olan ve her yıl binlerce yerli ve yabancı turistlerce ziyaret edilen dünyaca ünlü turizm merkezi olan Uzungöl'de, otel, pansiyon ve iş yeri sayısının her geçen gün artış göstermesi, bölgede uzun süredir devam eden imar kirliği sorununu da artırdı. Muhteşem doğada göze çarpan çarpık yapılaşma Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından da kötü örnek olarak gösterilerek, göl kıyısında yer alan bahse konu yapı ve tesisler için yıkım kararı alınmıştı. Bunun üzerine harekete geçen yetkililer, bölgede başlatılan dönüşüm çalışmaları kapsamında Uzungöl'de, özellikle göl çevresindeki kamu arazisinde bulunan 20 dolayında bazı yapı ve tesisler için yıkım kararının uygulanması için çalışma başlattı.

YIKIMLAR GEÇİKTİ

Çaykara kaymakamı İhsan Ayrancı, Uzungöl'ün çarpık ve plansız büyümeye kurban gitmemesi için ön görülen yıkımların bölgede henüz başlanmama nedenini DHA'ya değerlendirdi. Yıkım sürecinde herhangi bir mağduriyete sebebiyet vermemek için hassas davranıldığını belirten Kaymakam Ayrancı, "Uzungöl'de 2014 yılında tamamlanan imar planı çeşitli itirazlar nedeni ile belli yürütmeyi durdurma kararları alınmıştı ve dava sürecinin tamamlanması bekleniyordu. Bu dava sürecinin tamamlanmasında kamuya terk edilmiş yerlerin boşaltılması ve kıyı kenar çizgisinde bulunan alanların temizlenmesi şu an gündemimizde. Bununla ilgili çalışmalarımız da devam ediyor. Gerekli tebligatlar yapıldı. Çaykara Belediyesi tarafından öncelik olarak yürütülen bu faaliyetler şu an için çeşitli prosedürler ve hukuki süreçleri tamamlanarak devam ediyor. Hiç bir vatandaşı mağdur etmemek ve herhangi bir mağduriyete sebebiyet vermemek adına hassas davranılıyor" dedi.

"EN ÖNEMLİ EŞİK AŞILDI"

Doğa harikası Uzungöl'ün gelecek nesillere korunup, kollanarak taşınması noktasında herkese birçok görev ve sorumluklar düştüğüne işaret eden Ayrancı "Burayı korumak kollamak geleceğe taşımak hepimizin görevidir. Amacımız buradaki turizmi istikrarlı bir hale getirmek ve geleceğe taşımak. Belli bir plan çerçevesinde belli ölçülerde bu yapılaşmaya müsaade ederek buradaki konaklama imkanlarını turizm tesisi kalitesini arttırmak ve işletme kalitesini arttırarak hizmete yönelik faaliyetleri daha iyi bir noktaya getirmek de temel amacımız. Bunun için imar planı çok büyük önem arz ediyordu. Bence önemli eşiklerden bir tanesi aşıldı. Dolayısı ile hassas gidilmesi gerektiğini Çaykara kaymakamı olarak düşünüyorum" diye konuştu.

'YIKIMLAR YENİ SEZONA YETİŞECEK'

Kaymakam Ayrancı, yapılması planlanan imar uygulamasının ve bahse konu belirlenen yapıların yıkım işleminin önümüzdeki yaz döneminde büyük bir çoğunluğu tamamlanmış olacağını söyledi. Yıkımlarda hukuki sürecin beklendiği için gecikme yaşandığını kaydeden Kaymakam Ayrancı şöyle konuştu:

"Kıyı kenar çizgisi içerisinde bulunan ve kamuya terk edilmiş alan içerisindeki yapıların yıkılması gerekiyor. Net bir sayı telaffuz etmemiz mümkün değil. Bir arsa içerisinde 3-4 yapı da olabilir, aynı arsa içerisinde tek bir yapı da. Ama temizlenecek alanlar belirli. Mülk sahiplerinin de bilgisi var. Onlar da zaten destekliyorlar. Buradaki en büyük avantajımız işletmecilerin, vatandaşın ve Uzungöl halkının bu anlamda bize destek olması. Kamuya terk edilmiş bir alansa burası zaten ruhsatlı bir şekilde imar yapabileceği alan veriliyor. Koruma amaçlı imar planında dolayısı ile vatandaşta ruhsat alabileceği bir alana geçmek istiyor. Bu süreci tamamlamaya çalışıyoruz. Hassas gitmemizin sebebi bazı mağduriyetlere sebebiyet vermemek ve telafisi olmayan hatalara yol açmamak. Bunun için dikkatli ve titiz ilerliyoruz. Bunun sonucunda da inşallah Uzungöl hak ettiği noktaya gelecektir. Hepimizin beklentisi o. Yıkımların başlayacağı net tarih söylemek mümkün değil. Tebligatlar ve bu tebligatlara yapılan belli başlı itirazlar var. Bizim dışımızda gelişen sebeplerden ötürü net tarih vermemiz söz konusu değil. Ama sezon öncesinde inşallah Uzungöl belli bir temizliğe kavuşmuş olacak. En hızlı şekilde çalışmaları tamamlamak için uğraşıyoruz"

'KESİN SONUÇ YOK'

Uzungöl'de işletme sahibi Mehmet İnan, yıkımlarla ilgili kesin bir sonuç olmadığını dile getirerek "Uzungöl'de yapılan yıkımlarla alakalı daha öncede konuşulmuş durumlar vardı. Şu anda kesin bir sonuç yok. İmar uygulamaları devam ediyor. İmar planı çalışmaları tamamlandıktan sonra insanlara 2-3 yıl gibi plana dönüşme, yeni imara adapte süreci verilmesi takdirinde insanlarda kendini hazırlar ve toparlar. Böyle bir süreçte hareket etmemiz ve insanların kendini toparlaması daha iyi olur diye düşünüyorum" ifadelerinde bulundu.

Osmaniye'den tatil için Uzungöl'e gelen Mustafa Sazlıdere, ise "Uzungöl çok güzel bir yer. Doğa harikası korunması gerekiyor. Çarpık yapılaşma çok fazla" diyerek Uzungöl'ün kapsamlı olarak koruma altına alınması gerektiğini savundu.

UZUNGÖL

Çaykara İlçesi'ne 20 kilometre mesafedeki bin 250 metre yükseklikte yer alan doğal güzellikleriyle Doğu Karadeniz'in gözde turizm merkezi olan Uzungöl, yüksek dağ peyzajı ve yayla ekosistemiyle orman ekosisteminin birlikte yer aldığı 'tabiat harikası' bir yer olması özelliğiyle öne çıkıyor. Tabii ve kültürel değerlerin var olması nedeniyle 1989 yılında Tabiat Parkı ilan edilen Uzungöl, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. 500 bin metrekare alana sahip olan göl, alabalık ve sazan balığına ev sahipliği yapıyor. Uzungöl'ün 10 kilometre güneyinde 3 bin metre yükseklikte Holdizon Dağları'nda, Balıklıgöl çevresinde yaya yürüyüş yapılabiliyor, vahşi doğa şartlarında yaban hayatı izlenebiliyor.

Görüntü dökümü

---------------------

Uzungöl'den detaylar

Çaykara kaymakamı açıklama

İşletme sahibi ve vatandaş ile röportaj

Detaylar

HABER : ALEYNA BAYRAM KAMERA: SELÇUK BAŞAR/DHA

========================================================

5)'YONGA' OPERASYONUNDA ARANAN 20 KİŞİ YAKALANDI

ADANA'da, kent genelinde aranan kişilere yönelik düzenlenen 'Yonga' operasyonunda 20 hükümlü yakalandı. Aranan Şahıslar Büro Amirliği ekipleri, kent genelinde aranan kişilere yönelik operasyon yaptı. Seyhan, Yüreğir, Sarıçam ve Çukurova ilçelerinde yaklaşık 300 polisle yapılan baskınlarda, 'Hırsızlık, yağma, uyuşturucu kullanma ve satışı, ateşli silahla yaralama, tehdit, ruhsatsız bilah bulurma suçlarından aranan 20 kişi yakalandı. Özellikle hırsızlık suçlarından hüküm giyen şahısların yakalandığı operasyona, 'Mal canın yongasıdır' atasözünden alıntı yapılarak, 'Yonga' operasyonu adı verildi.

Yakalanan çeşitli suçlardan kesinleşmiş hapis cezası bulunun 20 kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Görüntü Dökümü

----------------------

Zanlıların emniyetten çıkarılması

Adana emniyet Müdürlüğü'nün genel görüntüsü

Haber-Kamera: Çağlar ÖZTÜRK/ ADANA,

48 MB

===============================================================

6)USTASININ ATA MESLEĞİNİ YAŞATMAYA ÇALIŞIYOR

AFYONKARAHİSAR'ın Sandıklı ilçesinde büyük dedesinin 143 yıl önce başladığı leblebiciliği yaşatmaya çalışan Zafer Yeğen, işini 20 yıllık çırağı İsmail Şentürk'e (36) öğretti. Ustasının dükkanında tüm işleri yapan İsmail Şentürk, "Eskiden 60 leblebici varmış ilçemizde, şimdi bu işi yapan 5 kişiyiz" dedi. Sandıklı'da büyük dedesinin 1875 yılında başladığı leblebicilik mesleğini dedesi ve babasından öğrenerek sürdüren Zafer Yeğen (62), oğlunun olmaması ve damatlarının da yapmaması nedeniyle işini 20 yıl önce yanında çalışmaya başlayan çırağı İsmail Şentürk'e öğretti. Mesleğinin bütün inceliklerini İsmail Şentürk'e anlatan Zafer Yeğen, iş yerini de ona emanet etti. Çoğunlukla dükkanının başında olan Zafer Yeğen'in ata mesleğini İsmail Şentürk yaşatmaya çalışıyor.

'LEBLEBİCİLİK SANDIKLI'DA İCAT OLMUŞTUR'

İsmail Şentürk, "Şu an Zafer Bey başımızda, o dördüncü kuşak leblebici. Leblebiciliğin tarihi çok eskiye dayanıyor. Leblebicilik, Sandıklı'da icat olmuş. İlçemiz Muradin Camii bahçesinde mezarı bulunan Şeyh Nurettin pirimizdir. Leblebiciliği o bulmuştur. Şeyh Nurettin çok uzun uğraşla nohuttan bir şeyler yapmaya çalışmıştır. Sinirlenip ağlayan Şeyh Nurettin gözyaşlarının nohudun üzerine damlamasıyla kabuğunun soyulduğunu görmüş ve leblebiyi bulmuştur. O tarihten bu tarihe Sandıklı'da leblebicilik devam ediyor" dedi.

'ŞİMDİ 5 KİŞİYİZ'

Zafer Yeğen'in yanında yaklaşık 20 yıl önce işe başladığını anlatan İsmail Şentürk, "Öğrendim sayılır. Eskiden 60 leblebici varmış ilçemizde, şimdi bu işi yapan 5 kişiyiz. Toptan ve perakende olarak devam etmekteyiz" diye konuştu.

'NOHUT BULMAKTA SIKINTI ÇEKİYORUZ'

Son dönemde nohut bulmakta sıkıntı çektiklerini vurgulayan Şentürk, "Son 3- 4 yıldır nohut bulmakta sıkıntı çekiyoruz. Bu yüzden leblebi bu günlerde biraz pahalı. Nohut hava şartlarından dolayı yetişmiyor. Yetişmeyince ertesi yıl üretici ekmiyor. O yüzden nohut ekimi az. Nohuda ihtiyacımız var" dedi.

Görüntü dökümü

-----------------------------------

İsmail Şentürk leblebi üretim çalışması

Leblebi yakından görüntü

İsmail Şentürk leblebi satışı yaparken

RÖP: İsmail Şentürk

İş yerinde fotoğrafları asılı ilk leblebicilerin fotoğrafları

(HABER- KAMERA: Ahmet DAĞLI/SANDIKLI (Afyonkarahisar),

===========================================================

7)37 YILDIR SÜREN ARAZİ DAVASI

ZONGULDAK'ın Ereğli ilçesinde babasının vasiyeti üzerine 24 yaşında kendilerine ait olduğunu ileri sürdüğü 200 dönümlük arazi için dava açan İsmail Tüzel(61), 37 yıldan beri davanın sonuçlanmadığını söyledi. Dava sonucunu göremeden ölmek istemediğini söyleyen İsmail Tüzel, "Adaletin yerini bulmasını istiyorum. Hakkımı istiyorum. 37 yıl sürmesine sebep devamlı hakim değişiyor. Her gelen dosyayı baştan inceliyor. Elimizde tapularımız var. Artık dava sonuçlansın" dedi.İsmail Tüzel, dedesinden kalan Solak Köyü yakınındaki 200 dönümlük arazi için 37 yıl önce babası Nuri Tüzel'in vasiyeti üzerine dava açtı. Ereğli Kadastro Mahkemesi'nde görülen dava, ortalama 2 yılda bir değişen hakimlerin yaptığı keşifler, itirazlar ve aile arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle bugüne kadar sonuçlanamadı. İsmail Tüzel, davayı 24 yaşında açtığını şu an ise 61 yaşında olduğunu söyleyerek dava sonucunu göremeden ölmek istemediğini söyledi. Davanın bir türlü sonuçlanamaması nedeniyle birçok akrabasıyla arasının açık olduğunu anlatan İsmail Tüzel, "Solak köyündeki yerlerimizi bizim oradaki akrabalarımız kendi adlarına kayıt yaptırmışlar. Biz de itiraz ettik kadastro mahkemesine dava açtık. Kadastro mahkemesi 37 yıldır devam ediyor. Sonuçlanmadı ve hakkımızı da alamadık. Adaletin yerini bulmasını istiyorum, hakkımı istiyorum. 37 yıl sürmesine sebep devamlı hakim değişiyor. Dosyaları incelemek istiyorlar. Parseller de fazla olduğundan dolayı bir seferde keşfini yapamadığını söylüyor. Elimizde tapularımız var. Tapularımız olmasa mahkeme bizi bir celsede reddeder. Mantıklı olarak düşünürsek niye itiraz ettiniz siz der. Karşı taraf sürekli bu yerin bizim olmadığını, kendilerinin olduğunu söylüyorlar. Bizim elimizde delillerimiz var. O sülaleden geldiğimize dair elimizde tapu kayıtlarımız var, verasetimiz var" dedi.

ADALET YERİNİ BULSUN

Babasını vasiyetini yerine getirmek istediğini belirten Tüzel, "Bu dünyadan öbür tarafa geçeceğiz. Hala daha hak yerini bulmadı. Benim dedem Çanakkale'de şehit olmuş. Şehit torunuyum ben. Babam kırk günlükmüş dedem savaşa gittiği zaman. Bende babamın vasiyetini yerine getirmek istiyorum. Hakkımızı istiyoruz. Adalet yerini bulsun" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

------------------------

-İsmail Tüzelin evrakları incelemesi

-İsmail Tüzelin konuşması

-Evraklardan görüntü

Haber-Kamera: Sinan KABATEPE/EREĞLİ(Zonguldak),

(413 MB)

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Diyarbakır Ayrancı Çaykara Uzungöl Politika Güncel Haberler

title