Haberler

Dha Yurt Bülteni-17

Bursa'daki patlamanın ardından iki bürokrat görevden alındı 5 kişinin hayatını kaybettiği 16 kişininde yaralandığı fabrikadaki patlamayla ilgili İş Teftiş Kurulu Başkanı ve SGK müdürü görevden alındı.

Bursa'daki patlamanın ardından iki bürokrat görevden alındı

5 kişinin hayatını kaybettiği 16 kişininde yaralandığı fabrikadaki patlamayla ilgili İş Teftiş Kurulu Başkanı ve SGK müdürü görevden alındı.

Bursa'da 5 kişinin hayatını kaybettiği 16 kişinin de yaralandığı fabrikadaki patlamayla ilgili, Bursa İş Teftiş Grup Başkanı ve Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu tarafından bulundukları görevlerden alındı. Fabrika sahibi Şükrü Demir ile iş güvenliği uzmanı Tuğba Tongaç tutuklanmasının ardından, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından, Bursa İş Teftiş Grup Başkanı Yaşar Ata ve Sosyal Güvenlik İl Müdürü Erhan Karaca görevlerinden alındı.

Haber: Berktuğ ÖNCÜ/BURSA,

=================================================

Pazarcık'ta PKK operasyonu: 10 gözaltı

KAHRAMANMARAŞ'ın Pazarcık İlçesi'nde, terör örgütü PKK propagandası yaptıkları iddia edilen 10 kişi, polisin düzenlediği operasyonla gözaltına alındı.

Sosyal paylaşım sitesi Facebook'ta, Irak'ın Şengal kentinde 2015 yılında öldürülen PKK'lı bir teröristin cenazesinde çekilen görüntüler üzerine çalışma başlattı. Polis, görüntülerden, şüphelilerin kimliklerini tek tek belirledi. Bu kişilerle görüntüleri paylaşanlara yönelik operasyon düzenleyen polis ekipleri, 10 kişiyi gözaltına aldı. Şüphelilerin adreslerinde yapılan aramalarda, öldürülen teröristlerin fotoğrafları ve örgütsel dokümanlar ile yasaklı yayınlar ele geçirildi. Pazarcık ilçe Emniyet Müdürlüğü'ne götürülen şüphelilerin sorgulanmasına başlandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

Şüphelilerin slogan atmaları

-Genel ve detay görüntüler

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 34 MB

HABER: ÖMER KOÇ - KAMERA: KAHRAMANMARAŞ,

=================================================

Açığa alınan polisin aracında 40 kilo eroin ele geçirildi

DİYARBAKIR'da açığa alınan bir polisin aracında yapılan aramada, 40 kilo eroin ele geçirildi. Kentte yapılan iki ayrı operesasyonda ise 1 ton 272 kilo esrar ele geçirildi.

Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Şube Müdürlüğü ekipleri, Silvan yolu üzerinde uygulama noktasında bir süre önce açığa alınan polis memuru İ.G.'nin aracını durdurarak arama yaptı. Aramada, bagaj kısmına zulalanmış paketler içerisinde 40 kilo eroin ele geçirildi. Van'da görevliyken yurt dışına çıkış yasağı olan kişiye yardımcı olduğu gerekçesiyle açığa alınan polis memuru İ.G.'nin eroini Van'dan İzmir'e götürmek için yola çıktığı saptandı. Ele geçirilen eroinin piyasa değerinin yaklaşık 4 milyon lira olduğu bildirildi.

1 TON 272 KİLO ESRAR ELE GEÇİRİLDİ

Narkotik ekipleri, Şanlıurfa yolu üzerinde durdurduğu bir tankerde yapılan aramada ise yakıt kısmına zulalanmış esrar olduğu belirledi. Narkotik Şube Müdürlüğü'ne getirilen tankerde yaklaşık 1 ton esrar ele geçirildi. Kocaköy İlçesi kırsalında polisin yaptığı bir diğer operasyonda ise 272 kilo esrar bulundu. Diyarbakır polisinin 3 ayrı operasyonda ele geçirdiği uyuşturucuların piyasa değerinin yaklaşık 8.5 milyon lira olduğu açıklandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

---------------------------------

-Narkotik köpeğinin arabayı incelemesi

-Zulanan eroin paketlerinin köpek tarafından bulunması

Ele geçirilen eroin paketleri

Muhabir anons

Olay yeri inceleme ekiplerinin çalışmaları

Esrar maddesinin zulalandığı tankerden görüntü

Polislerin tankerde yaptığı arama

Zulalanan uyuşturucu esrar maddesinin polisler tarafından çıkarılmaya çalışılması

İtfaiye ekiplerinin çalışması

Genel ve detay

Haber-Kamera: Canan ALTINTAŞ-Serdar SUNAR/DİYARBAKIR,

=================================================

Minik Alperen'in ölümüne neden olanların yargılanmasına başlandı/EK

SANIKLAR SAVUNMA YAPTI

Karşıyaka 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına unutulduğu servis aracında ölen Alperen'in babası Serkan Sakin, annesi Buket Sakin, tutuklu sanıklar Y.İ. eşi T.İ., tutuksuz sanıklar D.K., A.G. ve tarafların avukatları katıldı. Diğer iki tutuksuz sanık okul çalışanı A.S. ve mesul müdür B.G. ise gelmedi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı ile İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü avukatı da duruşmaya müdahil oldu. Ayrıca duruşmaya AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekilli Hamza Dağ, MHP İzmir İl Başkanı Necat Karataş, AK Parti İl Başkanı Bülent Delican izleyici olarak katıldı.

Duruşmada önce sanık ve tanıkların kimlik tespiti yapıldı. Duruşmada ilk savunmayı yapan servis şoförü T.İ., "Olayın yaşandığı gün sabah D.K. ile servise çıktık. O sabah 10 öğrenciyi topladık. Alperen'i D.K. annesinin kucağından alarak serviste 5'inci sıraya oturtarak kemerini bağladı. Daha sonra öğrencileri toplayıp okula döndük. Aracı yan taraftaki alana park ettim. D.K. kapıyı açıp tek tek öğrencileri indirdi. O esnada A.G. okulun kapısından çıktı. Öğrencileri kapıda A.G. karşılardı. D.K.'ya 'Öğrenciler indi mi' diye sordum. O da 'Evet ağabey herkes indi' dedi. Kapıyı çekerek kilitledim. Daha sonrada ekmek almak için markete gittim. Öğleden sonra da servis listesini hazırladım. Bu sırada D.K. ile N.A. yanımdaydı. Listeyi kontrol ediyordum. Sıra Alperen'e geldiğinde N.A. 'Alperen bugün hiç gelmedi ki' dedi. D.K. ise 'Hayır onu biz sabah aldık' dedi. Ben de sabah aldığımızı söyledim. Bunun üzerine bütün sınıflara, odalara bakılmasını istedim. Bir süre sonra N.A. gelerek Alperen'in hiçbir yerde olmadığını söyledi. Servisin anahtarını vererek servise bakmalarını söyledim. Birkaç dakika sonra da Alperen'i N.A. ve aşçımız içeri getirdi. Ben de eşimi aradım. Evimiz okulun karşısındaydı. Hemen geldi ve 'Ambulansa haber verdiniz mi' diye sordu. Alperen'in o halini görünce N.A. ile birlikte Alperen'i alarak hastaneye götürdüler. Eşim beni aradı ve velilerin okula gelebileceğini ve kamera kayıtlarını isteyebileceğini söyleyip kamera kaydını kapatmamı istedi. Ben de kameranın fişini çektim" dedi. Alperen Sakin'in ailsinin avukatlarının, 'Hastanede A.G.'nin yalan ifade vermesi yönünde telkinlerde bulunulmasıyla ilgili sorunun sorulması üzerine T.İ., "A.G.'yi yönlendirme gibi bir durumum söz konusu değil" diye cevap verdi. T.İ.'nin emniyetteki ifadesinde 15.30'da Alperen'in olmadığını fark ettiğini söylemesi ve hastaneye giriş saatinin 17.20 olması hatırlatılarak Sakin ailesinin avukatının, "Bu kadar zaman ne yaptınız. 1 saat 50 dakika boyunca neden ambulans çağırmadınız" sorusu üzerine ise "N.A. Alperen'i içeri getirdi. Aşçımız Tülay hanım yüzüne su serpti. Ben de eşimi aradım. O gelince zaman kaybetmeden hastaneye götürdüler" yanıtı verdi. Ardından savunmasını yapan T.İ.'nin eşi ve aynı zamanda okulun işletmecisi Y.İ. olay günü hasta olduğu için evde olduğunu belirterek, "Ben okulun işletmecisiyim. Rahatsız olduğum için evde dinleniyordum. O gün bir doğum günü vardı. Öğrencinin velisi çağırdığı için 1 saat kadar okulda kaldım ve sonra tekrar eve döndüm. Bu durumu veliler de biliyor. Uyuyup kalmışım. Daha sonra eşim aradı. Hemen okula koştum. Alperen yerde yatıyordu. N.A.'ya 'Ambulansı arayan oldu mu' dedim. Hemen kendi aracımızla hastaneye götürdük. Bir elim kornada bir elim dörtlülerde 5-6 dakika içinde hastaneye ulaştık. Kapıda doktor Alperen'in neyi olduğunu sorunca, N.A. 'Uyurken böyle oldu' dedi. Hemen aileyi aradım. Baba hastaneyi bilmediği için konum attım. O sırada N.A. bana gelerek gerçeği anlattı. 'Alperen'i servis'te bulduk' dedi. Annesi Alperen'in son anlarını kameradan görmek istiyorum' dedi. Bende eşimi arayıp velilerin sakin kalmasını sağlamak amacıyla kamera kaydını kapatmasını istedim. 'Veliler kamera kayıtlarını görmek isteyebilir, gösterme' dedim. Daha sonra okula gittim. Polisler oradaydı. Onlara teslim ettim kayıtları. Benim de A.G.'yi yönlendirme gibi bir durumum olmadı" dedi. Sakin ailesinin avukatlarından "Kamera kayıtlarını neden polise vermediniz, saklama gereği duydunuz" sorusu üzerine Y.İ., "Zaman kazanmak istedim" dedi. Bunun üzerine avukatın "Neden zamana ihtiyacınız vardı" sorusu üzerine ise, "Aileler tepki gösterebilirdi. Bunu engellemek, sakinliği sağlamak amacıyla kamera kayıtlarını kapattırdım. Polise de bana zaman verin dedim. Zaten daha sonra da kayıtları verdim" diye cevap verdi. Avukatın "Görüntüleri ailelere göstermek başka polise vermeyip zaman istemek başka. Bunu neden yaptınız" sorusuna ise Y.İ. aynı sözleri tekrarlayarak cevap verdi.

"OKULDAN GİTMEZSEN HEPİMİZ HAPSE GİRERİZ"

Ardından ifade veren servis görevlisi D.K., olaydan sonra Y.İ.'nin kendisini okuldan uzaklaştırmaya çalıştığını belirterek, "Alperen'i sabah 08.00'de annesinden aldım. Servis hostesiyim. Servis kapısındaki karşı koltuğa oturttum. Emniyet kemerini taktım. Alperen'i koltuğa yerleştirdim. 10 öğrenci aldık. Servisle okula geldik. Kemerleri çıkarttım. Bir çocuğu ağladığı için kucağıma aldım. Servis basamağı bozuk olduğu için çocukları kucağıma alarak indirdim. Çocuklarla birlikte okula girdim. Bu süre zarfında N.A.'ya öğrencileri teslim ettim. Servisin kapısını ben kapatmadım. Çocukların ayakkabılarını dolaplara yerleştirdim. Saat 10 gibi doğum günü partisi vardı. N.A. benden yardım istedi. İçeri girdim. Parti 12.00'ye kadar sürdü. Çocukları uyuttuk. A.G. çocukların bezlerinin değişmesi gerektiğini söyledi. Dolaplardan bez alırken, Alperen'in çantasını göremedim. Bezleri değiştirmeye başladım. Sıra Alperen'e gelince onu bulamadım. A.G. bugün Alperen'i görmediğini söyledi. Ben de sabah evinden aldığımız söyledim. N.A. hocaya sorduk. O da görmediğini söyledi. T.İ.'nin yanına gittik. Ona sorduk. Servisi kontrol edip etmediğini sordum. O da görmediğini söyledi. Servis anahtarını N.A. ile bana verdi. Servisi açtık. Alperen'i koltukta bulduk. N.A. kucağına alıp içeriye götürdü. Sonra Y.İ. gelince hastaneye götürdüler. A.G. bana 'Kameraları kapat, sakin olun. Uykudayken bayıldı' diyeceğiz dedi. Daha sonra Y.İ. beni arayıp 'Sakin ol ve derhal okuldan git' dedi. Ben de nereye gideceğimi sordum. Bana 'Gitmezsen hepimiz hapise gireceğiz' dedi. Ben de servisi eşinin kontrol ettiğini söyledim. Eve gittim ve polis beni saat 23.00 gibi alarak emniyete götürdü. Ben o gün tüm çocukları N.A.'ya teslim ettim. Normalde T.İ. servisi kontrol ediyordu. Neden kontrol ettiğini sorduğumda daha önceki öğretmenin serviste çocuk unuttuğunu söyledi" dedi. Duruşma ifade alınmasıyla devam ediyor.

Haber: Mehmet GÜNEY - Mehmet CANDAN / İZMİR,

=================================================

Rektör Yardımcısı'nın ifadesi, FETÖ şüphesini gündeme getirdi

DENİZLİ'deki FETÖ davasında tanık olarak dinlenen Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Semin Melahat Fenkçi'nin, 2014'te odasında ölü bulunan Tıp Fakültesi Nefroloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hava Cilan'a mobbing uygulandığı yolundaki ifadesi, merhumun ailesini harekete geçirdi. Aile, FETÖ'nün PAÜ'deki yapılanmasına yönelik davaya müdahil olmak için mahkemeye başvurdu.

Denizli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 60'ı tutuklu, 115 sanığın yargılandığı FETÖ/PDY'nin PAÜ yapılanması davasının Ağustos ayında yapılan duruşmasında tanıklık yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Semin Melahat Fenkçi, örgütün üniversite yapılanmasındaki üyelerinin intihar eden Yrd. Doç. Dr. Hava Cilan'a mobbing uyguladıklarını ileri sürdü. Fenkçi, "Murat Çolakoğlu, Ali Keskin tarafından mobbing uygulandı, Hava intihar etti. Bu kişiler çok kişinin kul hakkına girmiştir. Denizli Devlet Hastanesi'nde çalıştığım Aysun K., WhatsApp grubundan toplantı için yazmıştı. 'Cemaatimizin toplantısı olarak düştü ve gruptakilere şart ediliyordu' diye. Onlardan olmayan ve onlardan daha başarılı olduklarını düşündükleri kişileri dışlarlar, hatta ekarte ederler, bunun için bir yol denerler" iddiasında bulundu.

AİLENİN MÜDAHİL BAŞVURUSU DEĞERLENDİRİLECEK

Pamukkale Üniversitesi'nin eski Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, eski Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Keskin, Tıp Fakültesi eski Dekanı Prof. Dr. Hasan Herken'in de tutuklu olarak yargılandığı davada, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Semin Melahat Fenkçi'nin iddialarını soruşturmada görevli polis memuru M.Y., odasında ölü bulunan Yrd. Doç. Dr. Hava Cilan'ın ailesine aktardı. Olayın üzerinden üç yıl geçmesine rağmen kızlarının intihar ettiğine hala inanmayan aile, davadaki iddia üzerine harekete geçti. Cilan'ın ailesi, Denizli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davaya müdahil olmak için başvuru yaptı. Ailenin başvurusu 20 Kasım'da görülecek davada mahkeme heyeti tarafından değerlendirilecek. Odasında ölü bulunan Cilan'ın ölümüyle ilgili yürütülen soruşturmada olayın intihar olduğuna, tanıkların ifadeleri ve otopsi raporuyla karar verilerek, takipsizlik kararı verildiği ve ölüm nedeninin kayıtlara 'kardio fonksiyon depresyonunun yol açtığı akut akciğer ödemi' olarak geçtiği öğrenildi. Ayrıca, öğretim üyesinin odasına girmeden önce serviste görevli bir hemşireye damar yolu açtırdığı bildirildi. Denizli Cumhuriyet Savcılığı'nın olaydan sonra ailenin isteği üzerine detaylı otopsi yaptığı, Cumhuriyet Savcılığı'nın söz konusu iddiaların ardından Cilan'ın ölümüyle ilgili soruşturmayı tekrar açmayacağı öğrenildi.

NE OLMUŞTU

PAÜ Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Hava Cilan, 7 Kasım 2014'te, üniversitedeki poliklinikler binasındaki odasında, ölü bulundu. Vücuduna yüksek dozda ilaç enjekte ettiği belirtilen Cilan'ın intihar ettiği belirtildi. Savcılığın yürrütüğü soruşturma sonucunda olayın intihar olduğu sonucuna varılarak, takipsizlik kararı çıkmıştı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

---------------------------------

-İntihar olayı olduğunda çekilen görüntüler

Haber: Osman Nuri BOYACI-Kamera: Ramazan ÇETİN/DENİZLİ,

================================================

Darp edilen kadın baygınlık geçirdi, saldırgana vatandaşlar müdahale etti

ADAPAZARI'nda genç bir kadını cadde ortasında tartaklayıp, sürüklenen kişiye vatandaşlar müdahale etti. Polis, saldırganı gözaltına aldı.

Olay, Adapazarı'nın en işlek caddelerden biri olan Ankara Caddesi'nde meydana geldi. Caddede genç kadını tartaklayıp, yerlerde sürükleyen kişiye çevrede bulunan vatandaşlar engel oldu. Caddede bulunan polis ekibinin de müdahalede bulunduğu olay sonrasında şiddete uğrayan genç kadın şok geçirip bayıldı. Genç kadın olay yerine gelen sağlık ekibi tarafından hastaneye kaldırıldı. Gözaltına alınan saldırganın olaydan sonra sigara yakıp rahat tavırlar sergilemesi dikkat çekti. Gözaltına alınan kişi emniyete götürüldü. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-------------------------------

-Kadının baygınlık geçirmesi

-Ambulansa bindirilmesi

-Saldırganın gözaltına alınması,

-detaylar

Haber: Aziz GÜVENER/ADAPAZARI(Sakarya),

=================================================

Gençlerin kavgasına babaları da karıştı: 1'i ağır 4 yaralı/EK

KAVGA GÜVENLİK KAMERALARINA YANSIDI

Adapazarı şehir merkezinde 2 gencin başlattığı ve daha sonra babalarının da karıştığı 4 kişinin yaralandığı bıçaklı kavga güvenlik kamerasına yansıdı. Otopark alanında yaşanan 1'i ağır 4 kişinin yaralandığı olayda bir saldırganın bıçağı tartıştığı kişiye defalarca saplaması yansıdı. Yaralıların hastanedeki tedavileri sürerken, polis olayla ilgili soruşturmasını sürdürüyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

------------------------------

-Güvenlik kamerası görüntüleri

Haber: SAKARYA,

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Sosyal Güvenlik Kurumu Adapazarı Denizli Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title