Haberler

Dha Yurt Bülteni-15

Şehit polisin ateşi Bursa'ya düştü (2) POLİS ŞAPKASI TAKARAK NİŞANLISININ TABUTUNU TAŞIDIİstanbul'da, 'canlı bomba' olduğu şüphesiyle gözaltına alınan DEAŞ'lı teröristin bıçaklı saldırısında ağır yaralanan ve kaldırıldığı hastanede yapılan müdahalelere rağmen şehit olan 24 yaşındaki polis...

Şehit polisin ateşi Bursa'ya düştü (2)

POLİS ŞAPKASI TAKARAK NİŞANLISININ TABUTUNU TAŞIDI

İstanbul'da, 'canlı bomba' olduğu şüphesiyle gözaltına alınan DEAŞ'lı teröristin bıçaklı saldırısında ağır yaralanan ve kaldırıldığı hastanede yapılan müdahalelere rağmen şehit olan 24 yaşındaki polis memuru Sinan Acar'ın cenazesi İstanbul'daki törenin ardından Bursa'ya getirildi.

Hüdavendigar Mahallesi 12'nci Ay Sokak'ta bulunan evinin önüne getirilen şehit polisin cenazesi burada gözyaşlarıyla karşılandı. 'Helallik' alındıktan sonra Mihraplı Camii'nde tören düzenlendi. Törene şehit polisin annesi Gülşen Acar, babası Erdem Acar ve bir hafta önce nişanlandığı Nida Fedayi ile Bursa Vali Vekili Ergun Güngör, Bursa milletvekilleri, İl Jandarma Komutanı Tümgeneral  Ahmet Hacıoğlu, İl Emniyet Müdürü Selami Yıldız, Belediye Başkanları ve 3 bine yakın kişi katıldı. Şehidin nişanlısı bir an olsun tabutun başından ayrılmazken, annesi Gülşen Acar, 112 Acil Servis ekiplerinin yardımıyla camiye getirildi. Nida Fedai,  sık sık tabuta sarılarak, "Kuzumu bak kuzumaö diyerek gözyaşı döktü. Cenaze namazının ardından tabutun başına geçen Nida Fedayi, şehit nişanlısının Türk bayrağına sarılı tabutunu cenaze aracına kadar omzunda taşıdı. Fedayi, tabutun cenaze aracına bindirildiği sırada da asker selamıyla nişanlısına son kez selam verdi. Anne, Gülşen Acar'da oğluna son selamı verdikten sonra, 112 Acil Servis ambulansına bindirilerek konvoy ile beraber hareket etti. Acar, Hamitler Polis Şehitliği'ne defnedildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-----------------------------

-Şehit ailesinin görüntüsü

-Namazın kılınması

-Tabutun taşınması

-nişanlısının tabuta taşıması

-Cenazenin götürülmesi

-Detay görüntüler

Haber: Hüseyin TÜCCAR- Berktuğ ÖNCÜ/BURSA,

BOYUT 166 MB, SÜRE 03.00

=============================================

Gaziantep'te iplik fabrikasında yangın çıktı, yakın evler boşaltıldı (3)

YANGINA MÜDAHALE SÜRÜYOR

Organize Sanayi Bölgesi'ndeki iplik fabrikasında yaklaşık 4 saat önce çıkan yangına itfaiye ekiplerinin müdahalesi sürüyor. Fabrikanın depo bölümündeki iplik ve elyafların alev alması yangına müdahaleyi güçleştiriyor. Fabrikanın yakınındaki Sam Mahallesi'ndeki vatandaşlar da dumandan etkilenmemek için evlerini terk etti. 4 koldan söndürme çalışmasına katılan itfaiye ekipleri, yangını kontrol edebilmek için yoğun çaba sarf ediyor. Büyükşehir Belediyesine ait 'drone' ile havadan görüntü alan itfaiye ekipleri, yangına müdahale yönünü belirlemeye çalışıyor. Öte yandan çalışmalar sırasında dumandan etkilenen itfaiye erlerine de hazır bekletilen ambulanslarda oksijen takviyesi yapılıyor.

Haber-Kamera: Eyyüp BURUN- Metin Faruk TAMER- Mustafa KANLI/GAZİANTEP,

GÖRÜNTÜLER GEÇİLDİ

==============================================

Tavşanlı'da fabrika deposunda yangın

KÜTAHYA'nın Tavşanlı İlçesinde, sıkıştırılmış ahşap pelet yakıtı üreten fabrikanın deposunda yangın çıktı. Yangın itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle söndürüldü.

Tavşanlı-Emet karayolunun 3'üncü kilometresindeki sıkıştırılmış ahşap pelet yakıtı üreten fabrikanın deposunda akşam saatlerinde henüz belirlenemeyen bir nedenden yangın çıktı. Fabrika yetkililerinin durumu bildirmesinin ardından üzerine olay yerine itfaiye ekipleri sevk edildi. Yangın Tavşanlı, Kütahya, Tunçbilek ve Tepecik belediye itfaiyeleri ile Garp Linyitleri İşletmesi ve Orman Müdürlüğü ekiplerinin müdahalesiyle kontrol altına alındı. Yaklaşık 2 saat süren çalışmanın ardından yangın tamamen söndürüldü. Yangın sırasında fabrika bahçesinde bulunan ve dumanlar arasında kalan bir köpeği ise vatandaşlar dışarı çıkardı. Yetkililer, yangının çıkış nedeninin araştırıldığını bildirdi.

Görüntü dökümü:

----------------------------

-Yangından,

-İtfaiye ekiplerinin söndürme çalışması,

-Köpeği uzaklaştıran kişinin konuşmasından çekilen görüntü

Haber-Kamera: Tuna İŞLEYEN-TAVŞANLI,(Kütahya),

============================================

HDP'nin Van'daki 'Vicdan ve Adalet Nöbeti' sona erdi (2)

KEMALBAY: IŞİD ÇETELERİ BU ÜLKEDE İTİBAR GÖRÜYOR

HDP'nin Musa Anter Barış Parkı'nda başlattığı 7 günlük 'Vicdan ve Adalet Nöbeti' sona erdi. Nöbetin son gününde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, İstanbul'da polis memurunun IŞİD'li terörist tarafından şehit edildiğini belirterek şöyle konuştu:

"Bir IŞİD militanı yakalanıyor. Zanlı üstü doğru düzgün aranmadan gözaltına alınıyor ve kelepçelenmeden de muhafaza ediliyor. Bunun sonucunda da bir polis memuru IŞİD militanın cebindeki bıçak sebebiyle, bıçak kullanarak öldürülüyor. Bakın daha birkaç gün önce Gülsüm Elvan, nasıl gözaltına alınmıştı. Kolu kırılmış, kolu kırıldığı halde arkadan kelepçelenmişti ve saatlerce o kelepçeyle o kırık kolla gözaltında tutulmuştu. Sizler bu alana girerken kaç aramadan geçiyorsunuz. Şu Kürt coğrafyasında her sokak başında bir kamera, bir arama tarama işleminden geçiyoruz. Fakat IŞİD militanları, IŞİD çeteleri bu ülkede itibar görüyor. Gözaltında misafir gibi ağırlanıyor."

FETÖ'YÜ ORADA BURADA ARAMAYA GEREK YOK

FETÖ'cülerin yerinin belli olduğunu belirten HDP Eş Genel Başkanı Kemalbay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "İçinizdeki FETÖ'cüleri ihbar edin" sözlerini eleştirdi. Kemalbay: "Bugün çıkmış diyor ki içinizdeki FETÖ'leri ihbar edin. Siz bu ülkeyi yönetmek için FETÖ'ye çok şey borçlusunuz. Çünkü 15 Temmuz'da yaşanan darbe girişimi aslında bu ülkeyi yönetme biçiminizi yaratan şey oldu. Siz 15 Temmuz'da FETÖ'nün yaptığını iddia ettiğiniz bu darbe girişimine sırtınızı dayayarak bu ülkeyi OHAL koşullarında KHK'larla, yargıyla ve sopayla yönetmeye çalışıyorsunuz. Fethullah Gülen'den rahatsız olduğunuza hiç emin değilim. Kaldı ki AKP içerisinden FETÖ'yü ayıklamak kekin içerisinden unu ayıklamak gibi bir şeydir. Eğer o un olmasaydı o kek de olmazdı. Ben buradan AKP'lilere kolay gelsin diyorum unu ayıklamak için. Bir de şuradan hatırlatmak istiyorum, onlara yardım etmek istiyorum. Birisi çıkıp demişti ki çok uzak bir tarih değil 'Ne istedin de vermedim' eğer bir çocuğa şunu sorarsanız ne istedin de vermedim. Bu anlaşmanın bozulması demektir. Bu ülkenin onurlu savcıları varsa, bağımsız yargıları varsa hareket geçsinler. FETÖ'yü orada burada aramaya gerek yok. FETÖ'nün nerede olduğu belli. FETÖ olmadan bu ülkenin yönetilemeyeceği de belli. AKP-Saray iktidarı tarafından FETÖ öcüsü olmadan ülke yönetilemiyor. Artık bu FETÖ öcüsü AKP-Saray iktidarın koltuk değneği olmuş durumdadır" dedi.

Haber: Orhan AŞAN- Safa ATMACA/VAN,

============================================

'Suikast davası' sanığı kurmay albay, protesto edilmekten rahatsız olmuş (2)

SANIK ASKER, "TİYATRO" DEDİ, MAĞDUR AVUKAT 'YETER' DİYE BAĞIRDI

Yüzbaşı Ergün Şahin'in savunmasını tamamlamasından sonra Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda görev yapan Üsteğmen Mehmet Demir, savunmasını yaptı. Kendilerinden önce farklı gruplara bağlı paramiliter kişilerin bölgede çatışmaya girdiğini ileri süren Mehmet Demir, "Bizden önce bir grup Marmaris'e gelmiş ve ölümler onların girdiği çatışmada olmuştur. Bizden önce gelenler Türk Silahlı Kuvvetleri personeli değildir. Paramiliter gruplar olduğuna inanıyorum. Biz çatışmaya girmemeye büyük özen gösterdik" dedi.

"BİZİM GERİ ÇEKİLME ŞANSIMIZ OLMADI"

15 Temmuz günü ülke çapında sıkıyönetim ilan edildiğini ifade eden Mehmet Demir, "Birçok birlikte buna uymak için personelini kışlalara çağırdı. Ancak gece bu bildirinin sahte olduğu ortaya çıkınca geri çekildiler. Bizim öyle bir şansımız olmadı. Devletin kanalı TRT'den sıkıyönetim kararını öğrenip verilen emirlere uyduk. Eğer imkanımız olsaydı biz de gerçeği öğrenip emirlere uymazdık" dedi. 15 Temmuz gecesi Marmaris'te planlanan çatışma ortamının yaratılması için çevre illerden polislerin getirildiği iddiasını da gündeme getiren Demir, "Marmaris'te saat 04.00'dan önce çıkan olayların üzerinin kapatılması için çatışma ortamı çıkartıldı. Ancak bizim aldığımız eğitim bunu önledi. Olaydan sonra toplanan 772 boş kovandan 192'si bize aittir. Ortalama kişi başı 10 mermi atılmadı. Üzerimizde 6 şarjör olan bizler ancak birisini kullanmıştır. 03.20'den önce farklı gruplar gelip çatışma çıkartmışlardır" dedi. Mehmet Demir, gerçeklerin aksine farklı iddialarda bulunup kendilerinden önce bir grubun helikopterle geldiğini, bölgeyi iyi bildikleri için önceden belirlenen yerlere ateş ettiğini, sis bombası attıklarını ve gaz maskesi kullandıklarını söyledi.

POLİS MEMURUNU ONLAR ŞEHİT ETMEMİŞ

Kendilerine yönelik tüm suçlamaları kabul etmeyen ve başka gruplar yüzünden olayların yaşandığı iddialarında bulunan Mehmet Demir, Meclis Araştırma Komisyonu'nun darbeyle ilgili olarak diğer davalardaki kronolojik akış ile kendi davalarının kronolojik akışının farklı olduğunu da ifade etti. Darbeci askerlerden tutuklu sanık Mehmet Demir, "Helikopterle tahliye edilemeyen tim, yeni bir yol bulmak için Case de Maris Otel'in bulunduğu yere gidiyor. Ateş baskısından kurtulmak için havaya ateş ediyor. İlk ateşi de polisler açmıştır. Şehit polisin göğsündeki ateş timin atışıyla olmaz. Timin atışının ters istikametindedir. Otopsi gibi kriminal raporlar gibi bilimsel verilerde hatalar yapılmıştır. Polis memurlarından Mehmet Çetin'in nerede ve nasıl şehit edildiği de belli değildir" dedi. Emir komuta içerisinde sıkıyönetimin ilan edildiğini düşündüğü için görevi kabul ettiğini de anlatan Mehmet Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Harp Akademisi'nde Şükrü Seymen'le buluştum, görevlendirme olmadı. Akademiden çıkacağımı bile bilmiyordum. Lojmanlar bölgesinden çıkacağımı bilseydim telefonumu ve cüzdanımı yanıma alırdım. Diğer sanıklarla irtibatım yoktur. Devre ve sınıf arkadaşlarımla telefonda konuştum. İstanbul'da helikopterin gelmesine kadar şüphelendiğim ve kaygılandığım bir olay olmadı. Bir terör operasyonuna hazırlık maksadı ya da yakın bir yere gideceğimiz ruh hali içerisindeydim. Bizler havalimanına farklı araçla intikal ettik. Havalimanından kısa sürede helikopterin havalanmasından dolayı İzmir'e gideceğimizden ve mahiyetinden bilgilendirilmedik ta ki Çiğli'ye inene kadar. Çiğli'de, Sönmezateş'in görevi tebliğ etmesi ve Genelkurmay'ın emriyle bunu yaptığımızı söylemesi suç teşkil ettiği tarafımdan anlaşılmadı. Sönmezateş generaldir ve emirleri Genelkurmay Başkanı'ndan aldığını söylemiştir. Genelkurmay Başkanı herkesin amiri olduğu için kabul edip faaliyete başladım."

SANIK ASKERİN SAVUNMASI İSYAN ETTİRDİ, SALON KARIŞTI

15 Temmuz gecesi şartları, mağdur müştekiler tarafından olağanüstü kabul edilirken kendileri için gayet olağan kabul edildiğini söyleyen Mehmet Demir, "Ben o gece diğer sanıklarla banka soygununa katılmadım. Sönmezateş ve Seymen, terör örgütüne yardıma göndermedi. Ben o gece yaşça rütbece büyük komutanlarımın emriyle devletin havalimanından, devlete ait helikopterle havalanarak devletin resmi kanalındaki bildiriye inanarak icra ettim" dedi. Tutuklu sanık Mehmet Demir, darbe gecesi oğlu Abdullah Recep Olçok'la birlikte İstanbul'da şehit olan Erol Olçok'un da aralarında bulunduğu kişilerin, 15 Temmuz öncesinde darbeye ilişkin işaretler verdikleri gibi tepki çeken iddialarda bulundu. Sanık Mehmet Demir, 15 Temmuz darbe teşebbüsü içinde senaryo olduğu iddiasında bulunup Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın da gerekli önlemleri almadığını öne sürdü. Mehmet Demir'in davayla ilgili olmamasına rağmen bazı siyasi analizlerde bulunması salonu karıştırdı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Mustafa Doğan İnan, "Yeter Başkanım ya yeter! Burada siyaset yapıyor darbeci alçak olan o. Siyasi savunma yapıyor" dedi. Bu sırada bazı sanıklarda karşı tepki gösterdi. Araya giren Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, "Savunmanda, siyasi olaylara bütün tahlilleri yaptın. Sen savunmanı yap, başkalarına cevap hakkı doğabilecek sözlerden kaçınmanı istiyorum. Konuşmanda siyasi analizlere kadar yaptın. Çözüm süreci, köprülerin açılması bunların savunmayla ilgisi yok. Sen savunmanı yap" dedi. Mahkeme başkanı Emirşah Baştoğ, söz almadan konuşan sanıklardan İsmail Yiğit ile Şükrü Seymen'i de uyardı.

Olaylı geçen duruşmadan sonra Mehmet Demir, savunmasını tamamladı. Mahkeme Başkanı duruşmayı yarına erteledi.

Haber: Taylan YILDIRIM - Cavit AKGÜN / MUĞLA

=============================================

Adana'da cinayet

ADANA'da elektronik firmasında çalışan 17 yaşındaki Muhammet Reşit Yıldırım, tabancayla vurularak öldürüldü. Saldırgan gözaltına alındı.

Olay, merkez Yüreğir İlçesi Yavuzlar Mahallesi Kışla Caddesi'nde saat 16.00 sıralarında meydana geldi. İddiaya göre firma çalışanı Muhammet Reşit Yıldırım, işyerinin kamyonetine bindiği sırada, elinde tabanca olan Emrah B.'nin saldırısına uğradı. Yıldırım'a 4 el ateş eden Emrah B., kaçmaya çalışırken polisler tarafından, suç aleti tabanca ile birlikte yakalandı. Kanlar içinde kalan Yıldırım ise vurulduğu kamyonet ile Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldü. Yıldırım yapılan müdahalelere rağmen hayatı kaybetti. Gözaltına alınan Emrah B.'nin Emniyet Müdürlüğü'ndeki sorgusu sürüyor.

Görüntü Dökümü:

--------------------------

Polis ekiplerinin görüntüsü

Ambulans görüntüsü

Adana TOKİ numune acil giriş önü

Yaralı polisin sedye ile çıkarılması

Saldırıya uğrayan aracın görüntüsü

Aracın içinde mermi görüntüsü

Aracın genel ve detey görüntüleri

Olay yeri ekipleri çalışırken

SÜRE: 01'28"  BOYUT: 89.6MB

HABER: Çağlar ÖZTÜRK - KAMERA: Eser PAZARBAŞI ADANA,

================================================

Kadınlardan Derya ve Seray'a destek

İZMİR'de 'Kıyafetime Karışma Platformu' üyesi kadınlar, Alsancak Semti'nde motosikletli iki kişinin tacizine uğradıktan sonra yardım istedikleri polisinde de fiziksel saldırısına maruz kaldıklarını belirten Derya Kılıç ve Seray Gürer'e destek vermek amacıyla eylem yaptı.

Kıbrıs Şehitleri Caddesi ÖSYM binası önünde toplanan 'Kıyafetime Karışma Platformu' üyesi yaklaşık 20 kadın, Alsancak Semti'nde motosikletli iki kişinin tacizine uğradıktan sonra yardım istedikleri polisinde de fiziksel saldırısına maruz kaldıklarını belirten Derya Kılıç ve Seray Gürer için eylem yaptı. Eyleme o gece polis memurunun saldırısına uğrayan Derya Kılıç'ta katıldı. Yaşadıklarını eyleme katılanlara anlatmak isteyen Kılıç, göz yaşlarına hakim olamayınca konuşamadı. Grup adına basın açıklamasını okuyan Sennur Garip, "Ayşegül Terzi, Melisa Sağlam, Canan Kaymakçı, Çağla Köse ve son olarak Derya ile Seray için kıyafeti için saldırıya uğrayan kadınlar için buradayız. Derya ve Seray geçtiğimiz günlerde Alsancak'ta yürürken, iki erkek tarafından tacize uğradı. Daha sonra yardım istedikleri polis tarafından 'Bu kıyafetle size az bile yapmışlar' sözleri ile darp edildi. Arkadaşlarımızı darp eden polis memurları hakkında biran önce işlem yapılmasını istiyoruz. Kadınlara dayatılan onu giyme, orada yürüme, böyle kahkaha atma sözleri bizlere darp olarak cinayet olarak geri dönüyor. Yaşam tarzımıza yönelik söylem ve uygulamalardan yasal düzenlemelerden derhal vazgeçilmelidir" dedi.

Basın açıklamasının ardından grup olaysız değildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

--------------------------------

Eylemden görüntü

Basın açıklamasından görüntü

Genel ve detay görüntü

Haber-Kamera: Mehmet CANDAN / İZMİR,

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Halkların Demokratik Partisi İstanbul Politika Güncel Haberler

title