Haberler

DHA YURT BÜLTENİ - 10

Kamu Başdenetçisi Malkoç: Yunan kolluk kuvvetleri uluslararası hukuka uymuyor(2)'TÜRKİYE ULUSLARARASI HUKUKA UYGUN DAVRANMIŞTIR'Kamu Başdenetçisi Eşref Malkoç beraberindeki heyetle birlikte, Pazarkule Sınır Kapısı ve çevresinde bekleyen göçmenleri ziyaret edip, görüşmelerde bulundu.

Kamu Başdenetçisi Malkoç: Yunan kolluk kuvvetleri uluslararası hukuka uymuyor(2)

'TÜRKİYE ULUSLARARASI HUKUKA UYGUN DAVRANMIŞTIR'

Kamu Başdenetçisi Eşref Malkoç beraberindeki heyetle birlikte, Pazarkule Sınır Kapısı ve çevresinde bekleyen göçmenleri ziyaret edip, görüşmelerde bulundu. İncelemelerin ardından basın açıklaması yapan Malkoç, bugüne kadar Türkiye'nin bütün imkanlarıyla göçmenlere yardım ettiğini belirterek, şunları söyledi: "Hepinizin bildiği gibi Suriye iç savaşından sonra, savaştan kaçan, evleri yıkılan, anne babası ölen, yetim kalan dul kalan çocuklardır, kadınlardır. Özellikle iç savaşların ve bütün savaşların başta mağdurları çocuklardır. Suriye iç savaşında da bunları gördük. Suriye iç savaşı aslında 21'inci yüzyılın en büyük dramı, bütün dünyanın bir sınavı. Şunu memnuniyetle ifade ediyorum ki, Türk milleti ve Türk devleti olarak insanlığın onuru ve haysiyeti adına Türkiye çok önemli bir sınav vermiştir. Milletimiz kadar gönlü geniş, sabrı geniş bir millet bulmak mümkün değildir. O açıdan bu milletin bir ferdi ve mensubu olmaktan dolayı büyük bir onur ve gurur duyuyorum. Devletimiz bütün imkanlarıyla yine insanların haysiyeti ve onuru adına Suriyeli göçmenlere yardım etmiştir bugüne kadar ve Avrupa Birliği ile yapılan protokoller çerçevesinde gerekli adımları atmıştır. Ama gelinen nokta itibariyle görülen şudur ki, artık dünyanın bu kadar sessiz, Avrupa Birliği mensubu ülkelerinin bu kadar duyarsız kaldığı bir ortamda yapılması gereken şey mültecilere, göçmenlere uluslararası hak ve hukuku tanıyarak, arzu edenlerin Türkiye'yi terk etmesine kolaylık sağlamak. Bu, BM Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi'nde belirtilen bir haktır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde, Viyana ve diğer sözleşmelerde belirtilen bir haktır. Türkiye o açıdan uluslararası hukuka uygun davranmıştır."

'YAPILAN ŞİDDETİ RAPORLAYIP TÜM OMBUDSMANLARA GÖNDERECEĞİZ'

Birleşmiş Milletler'in (BM) çabalamasına rağmen üzerine düşen görevi yapmadığını söyleyen Malkoç, "AB bu konuda hiç sorumluluk almıyor. ve bu insanlar 21'inci yüzyılda ilk çağın eziyetini yaşıyorlar. Türkiye ve Türk milleti bundan sorumlu değildir, sorumlu olanlar utansın. Bu konuya bugüne kadar ses çıkarmayanlar, üzerine düşen görevi yapmayanlar bundan mahcup olsun. Türkiye Kamu Denetçiliği Kurumu heyeti olarak bugün hem burada bulunan göçmenlerin durumunu incelemek, yaşadıkları şartları görmek ve onlara hangi yardımda bulunabiliriz, bunları tespit etmek için ayrıca Yunan hükümetinin, kolluk kuvvetlerinin evrensel insan haklarına aykırı olarak yaptıkları tespit etmek için buradayız. Dün 2 kişi öldü, bazıları dövülüp geri gönderildi. Bunların hepsi uluslararası hukuka aykırıdır ve hepsi raporlanıyor. İnsan hakları ve uluslararası hukuka aykırı davrananları tespit edip bunları dünyadaki tüm ombudsmanlara rapor edeceğiz" dedi.

'YAKINDA 2 MİLYON İNSAN BU DUVARLARI AŞIP AVRUPA'YA GİDECEK'

Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, Yunanistan'ın hududu kapattığına dikkat çekerek, şunları söyledi: "Bu insanları almamakta direnmektedirler. Bu uluslararası hukuka aykırıdır. Bu bütün insan haklarıyla ilgili sözleşmelere aykırıdır. Dünya şunu yaşayarak öğrendi. Sınırlarınızda istediğiniz kadar duvar çekin, istediğiniz kadar tel örgü örün, bu insanları durduramazsınız. Yapılacak olan şey, bu insanlara karşı uluslararası hukuka uygun davranmaktır. Türkiye'nin gösterdiği gayreti Avrupa Birliği veya dünyanın diğer ülkeleri de gösterse hem dünyada savaşlar sona erer hem de göçmenlik sona erer. Allah kimseyi vatanından, milletinden mahrum etmesin. Gördüğümüz şey şu; eğer dünya buna bir tedbir almazsa olacak olan şey şudur: AB, Yunanistan aracılığıyla 100-200 bini engeller ama bu insanların ülkesinde barış temin edilmezse, bunların o ülkede karınları doyurulmazsa tahminen söylüyorum yakında 2 milyon insan bu duvarlara, tel örgülere rağmen Avrupa'nın içlerine doğru gidecektir. Kendilerini çok azimli ve kararlı gördük. Bütün kurumlarımızın, devletimizin kendilerine yaptıkları yardımdan memnunlar. Günlük yiyecekleri temin ediliyor. Özellikle hastalanan kadın ve çocuklara sağlık hizmeti veriliyor."

'SORUMLUSU ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMAYAN AVRUPA'

Malkoç, İngiliz bir gazetecinin, "Yunanistan'ın sınırı kapamasına rağmen ve şiddetine rağmen niye halen mültecileri göndermeye çalışıyorsunuz?" şeklinde soruna şu cevabı verdi: "Önce gidip bunu kendi ülkene sorman gerekiyor. Bunu gidip Avrupa'ya sorman gerekiyor. Türkiye üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır. Bu kadar insanın yükünü tek başına kaldırması mümkün değildir. Bu mültecilerin buradaki çektiği sıkıntılardan dolayı Avrupa dönsün kendinden utansın. Buna müdahale etmeyen, İdlib'de verilen şehitlere rağmen Türkiye'ye destek veremeyen Amerika'nın sorumluları utansın. Türkiye 10 yıl boyunca burada üzerine düşeni yapmıştır. Bunun sorumlusu üzerine düşeni yapmayan Avrupa'dır. Türkiye kendi hukuku açısından uluslararası anlaşmalara göre üzerine düşenleri yapıyor. Bu soruları Avrupa'daki yetkililere, onların duyarsızlığına sorun."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------

-Malkoç ve heyetin incelemesi

-Heyetin tampon göçmenlerle görüşmesi

-Tampon bölgedeki göçmenlerden detaylar

-Malkoç'un göçmenlerle görüşmesi

-Temaslardan detaylar

-Malkoç'un açıklaması

-Detaylar

Haber-Kamera: Mehmet YİRUN-Olgay GÜLER/EDİRNE,

============================

İslahiye otogarında göçmen yoğunluğu

TÜRKİYE'nin göçmenlere 'açık kapı politikası' uygulaması sonrası Gaziantep'in İslahiye ilçesinde bulunan Suriyeli sığınmacılar Avrupa'ya gitmek için otogara akın etti.

İdlib'de Suriye rejim güçlerinin Türk askerine yönelik saldırısının ardından Türkiye Avrupa'ya gitmek isteyen göçmenlere sınır kapılarını açtı. Türkiye'nin birçok yerinde olduğu gibi Gaziantep'in İslahiye İlçesinde de göçmenler Avrupa'ya gitmek için otogarın yolunu tuttu.

Yıllardır İslahiye'de yaşayan Suriyelilerden bazıları Avrupa'ya gitmek için yanlarına aldıkları valizlerle otogara gidip geride kalan yakınlarıyla vedalaştı. Suriye uyruklu aileler, otobüs biletlerini aldıktan sonra Edirne'ye doğru yola çıktı.

Yakınları ile vedalaşan Suriyeliler yola çıkarken, otogarda bulunan otobüs işletmecilerinden Uğur Altıparmak, "Son günlerde Suriyeli vatandaşlarda kıpırdanma var. Avrupa'ya gidebilme umuduyla ülkemizi terk etmeye başladılar. Buradan Edirne'ye giderek Avrupa'ya geçmek istiyorlar" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------

İslahiye otogarı

Suriyeli aileler

Valizlerin yerleştirilmesi

İşletmeci Uğur Altıparmak ile röp.

Otobüs Şoförü Mehmet Cüraat ile röp.

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Kadir ÇELİK-GAZİANTEP

============================

Rahatsızlanan Afgan uyruklu kişi koronavirüs şüphesiyle gözlem altında

SİVAS'ta Afganistan uyruklu Najibullah Sultani (29), yüksek ateş ve grip şikayetiyle kaldırıldığı hastanede koronavirüs şüphesiyle gözlem altına alındı. Sultani'yi karşılayan hastane personelinin özel tulum giyerek, maske taktıkları görüldü.

Sivas'ın Ferhatbostan mahallesinde oturan Afganistan uyruklu Najibullah Sultani, yüksek ateş ve grip şikayetleriyle rahatsızlandı. Çağrılan ambulansla Sivas Numune Hastanesi'ne getirilen Sultani, bir süre acil servis önünde ambulans içerisinde bekletildi. Acil servisin ve hastanın alınacağı odanın hazır hale getirilmesinin ardından ambulanstan indirilen Sultani, gözlem altına alındı.

Bu arada hastane personelinin özel tulum giyerek, maske taktıkları görüldü. Gözlem altına alınan Sultani'ye kesin teşhis amaçlı gerekli tetkiklerin uygulanacağı öğrenildi.

Görüntü Dökümü:

-Hastaneden görüntüler

-Hastanın ambulanstan indirilmesi

-Özel kıyafetli görevlilerin görüntüleri

-Detaylar

Haber-Kamera: Hüsnü Ümit AVCI-Mert Taha VAROL/SİVAS,

============================

Rize'de kayıp 2 çocuk annesi, 5 gündür aranıyor

RİZE'nin Kalkandere ilçesinde eşi tarafından muayene olmak için götürüldüğü hastaneden kaybolan Funda Keskin (24), 5 gündür her yerde aranıyor.

Kalkandere ilçesinde yaşayan 2 çocuk annesi Funda Keskin, cuma günü eşi Kürşat Keskin tarafından muayene olmak için Rize Devlet Hastanesi'ne bırakıldı. Keskin bir süre sonra telefonla aradığı eşine ulaşamadı. Ardından hastaneyi arayan Keskin eşi adına gün içerisinde kayıt yapılmadığını öğrendi. Bunun üzerine eve gelen Kürşat Keskin eşinin şahsi eşyalarının da yerinde olmadığını gördü. Keskin polise kayıp başvurusunda bulundu. Funda Keskin 5 gündür aranıyor.

Eşi için endişelendiğini anlatan Kürşat Keskin, "Telefonla ulaşamayınca hastaneyi aradım. Belki doktor yatırmıştır diye düşündüm. Aradım, hastaneye o gün hiç giriş yapmadığını öğrendim. Bu sefer endişem daha da arttı. Evi aradım, ailemi aradım, onun ailesini aradım. Hiç kimse nerede olduğunu bilmiyor. Eve gidip gün içinde eşyalarını bavulla götürdüğünü anladım. Bir miktar para, altın ve tableti de aldı. Tek bulgumuz şu anlık benim hesap kartımı eşim kullanıyordu. İstanbul Üsküdar'dan bir ATM'den hesabına para yatmış. Aynı gün o parayı Rize'den çekmiş. Çok enteresan bir durum. Arada eşimle her evde olduğu gibi tartışmalarımız olurdu. Bana 'Gideceğim seninle boşanacağım, çocukları senden alacağım' derdi. Ama böyle bir şeye kalkışacağını hiç düşünmemiştim. Üzgünüm bir an önce kendisinden haber almak istiyorum. Beni arasın en azından başına bir şey geldi mi gelmedi mi onu bileyim. Sonrasında zaten bu saatten sonra ben de boşanmak istiyorum" dedi.

Çocuklarının annesi olduğunu ve endişelendiğini anlatan Keskin, "Kendi ailesi ve benim ailem perişanız. Annesi sinir krizi geçirdi hastanede yatıyor. Beni düşünmüyorsa onlara bir şekilde ulaşmasını istiyorum. Başına da bir şey gelebilir. Gören duyan duyarlı vatandaşlardan yardım bekliyorumö ifadelerini kullandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------

Kayıp kadının fotoğrafları

Eşi Kürşat Keskin'in röportajı

Aytekin KALENDER/KALKANDERE, (Rize),

=============================

Polis memuru Sultan'ın ölümünde meslektaşı sevgilisi cinayetten hakim karşısında

ANTALYA'da tabancayla intihar ettiği iddia edilen polis memuru Sultan Tat'ın (39) erkek arkadaşı polis memuru F.A. hakkında 'kasten öldürme' suçundan açılan davanın görülmesine başlandı. Sultan Tat'ın ailesi, kızlarının cinayete kurban gittiğini, intihar izlenimi vermek için delillerin karartıldığını öne sürdü.

Olay, geçen yıl temmuz ayında Kepez ilçesi Çakırlar mevkisindeki dere kenarında meydana geldi. Eşinden ayrılan bir çocuk annesi polis memuru Sultan Tat, gönül ilişkisi yaşadığı polis memuru F.A.'nın yanındayken, iddiaya göre beylik tabancasıyla intihar etti.

Tat Ailesi'nin 'cinayet' iddiaları üzerine soruşturma başlatılırken, gözaltına alınan F.A., nöbetçi hakimlik tarafından adli kontrol getirilerek, serbest bırakıldı. Soruşturma sonunda da polis memuru hakkında 'kasten öldürme' suçundan iddianame hazırlanarak, Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.

F.A.'nın yargılanmasına bugün Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Tutuksuz sanık, duruşmaya Eskişehir'den SEGBİS aracılığıyla katılırken, salonda, Sultan Tat'ın annesi Emine Tat, babası Fuat Tat ve taraf avukatları hazır bulundu. F.A. savunmasında, Sultan Tat ile olaydan 2- 2,5 yıl önce görev sırasında tanıştığını anlatarak, "Arkadaşlığımız bir süre sonra gönül ilişkisine dönüştü. İlk evliliğinden olan oğlunu göremediği için psikolojik sorunlar yaşıyordu. Olay günü önce Kargıcak mevkisine gittik ve alkol aldık. Bana 'Ben çok kötüyüm. Ölüyorum. Çok mutsuzum. Ben ölmek istiyorum. İnsanları sevmiyorum. Bir gün karar verirsem kendimi şu ağaca asacağım. Medyatik olurum' dedi. Ben de evi ve işi olduğunu söyleyerek, onu teselli etmeye çalıştım" dedi.

'GİT BURADAN' DEDİ, ATEŞLEDİ

İki saatlik sohbetin ardından otomobille bulundukları yerden ayrıldıklarını kaydeden F.A., şunları söyledi:

"Araçta başını omzuma dayadı. Ağladı. Gözyaşlarını sildim. Evine götürecektim ama o gitmek istemedi. Çakırlar mevkisinde dere kenarına gittik. Sultan hayattan zevk almadığını, sürekli ölmek istediğini söylüyordu. Olduğumuz yerden yeni hareket etmiştik ki, tuvalete gideceğini söyleyerek aracı durdurmamı istedi. Ben durmak için yavaşlayınca elinin altındaki çantasından silahı çıkardı. Doldur boşalt yapıp, silahı kafasına dayadı. Ben de eline sarıldım; 'Yapma, ne olur' dedim. Bana zarar gelmemesi için bulunduğum yeri terk etmemi istedi. Elindeki silahı almaya çalışırken, Sultan araçtan inmeye çalışıyordu. Silahın ateş alıp vurulacağını düşünerek, geri çekildim. Sultan araçtan indi ve aracın arka tarafına gitti. Yanına gittiğimde silahı bana doğrultarak, 'Git buradan' dedi. Ben de gitmeyeceğimi ve onu eve götüreceğimi söyledim. 'Git buradan, çoluğun çocuğun var' dedikten sonra silahı ateşledi."

'PSİKOPAT OLARAK TANITTI'

Anne Emine Tat ile baba Fuat Tat ise kızlarının cinayete kurban gittiğini belirterek, sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını talep etti.

Duruşmada tanık olarak dinlenen Sultan Tat'ın teyzesi Sultan Çeliktaş, sanığın evliliğini yeğeninden gizlediğini, yeğeninin sanıktan çok korktuğunu kendisine söylediğini ifade etti. Dinlenen diğer tanıklar da Sultan Tat'ın sanıktan 'psikopat' diye bahsedip, F.A.'yı sosyal medya hesaplarından engellediğini anlattı.

Mahkeme heyeti, şikayetçi avukatının tutuklama talebini reddederek, duruşmayı erteledi.

'VURDUYSA 'BEN VURDUM' DESİN'

Sultan Tat'ın ailesi, adliye çıkışında gazetecilere açıklamada bulundu. Baba Fuat Tat, kızının intihar etmediğini, öldürüldüğünü iddia ederek, "O sanık, bütün insanları pıstırmış. Vurduysa 'Ben vurdum' desin. 'Ben bunu vurdum öldü' desin. Bunu diyemez. O delikanlı olamaz" dedi. Anne Emine Tat da, "Yaratıkmış bu. Devletin ekmeğini yiyip, devlete ihanet eden birisi. Yavrumu da korkutmuş. 'Şöyle yaparım, böyle yaparım, beni bırakamazsın' demiş. Yavrum arkadaşlarından medet ummuş. Kızımı 'konuşalım' diye alıyor. Arabasını park ettiriyor. Emanet arabayla çocuğumu götürüyor. Karanlık bir yerde çaresiz koyup, öldürüyor. Darbediyor. 11 dakika kayboluyor. Telefon kayıtlarında 112'yi arıyor. Emniyeti arıyor. Karısını ve çocuğunu arıyor. Benim yavrumu kasten öldürdü. Mesajlarında 'Ben Antalya'yı dize getirmiş insanım. Sen kimsin' diyor? Benim yavrumu yaktı. Benim yavrumu dalından kopardı, yavrusundan ayırdı. Gün yüzü görmesin" diye konuştu.

'İNTİHAR ETMEK İSTEYEN ORAYA GİTMEZ'

Sultan Tat'ın kuzeni Murat Büyükayvaz, Sultan'ın F.A.'nın evli olduğunu anlayınca ayrılmak istediğini belirterek, şöyle dedi:

"Ancak sanık bunu kabul etmiyordu. Kuzenimin ilk eşinden ayrılma sebebi aldatılma ve dayaktı. Sultan, sanığa 'Sen 10 kadınla da ayrılsan, yine seninle beraber olmam' diyor. Kesip atmaya çalışıyor. Sanık 'Son bir kez görüşelim' diye kuzenimi alıp, 19 Temmuz'da Kargıcak'a götürüyor. İçki içirdikten sonra kuzenim, 'Oğlum aradı' deyip erken kalkmak istiyor. Erkenden kalkıyorlar ama evine götürmüyor. Evinin önünden geçip, en ıssız yere götürüyor. Bir insan, psikolojisi bozuk bir kadını hangi maksatla ıssız bir yere götürür? Ben olsam en kalabalık yere götürürüm ama bu infaza götürüyor. Ben gece o yeri gezdim. Bir insan oraya ne için götürülebilir? İntihar etmek isteyen insan oraya gitmez ki. Öldürmeye götürür oraya. İlk önce 112'yi aramıyor. Ekip arkadaşlarını arıyor. Daha sonra karısını, ondan sonra da 112'yi arıyor. Neden? Ben bu kayıtların çıkmasını istiyorum .Silahta parmak izi yok, ellerde barut izi var. İntihar süsü vermek için deliller karartıldı."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------

Baba ve beraberindekilerin adliyeden çıkışları

Annenin adliyede çıkışı

Ailenin adliye önünde toplu görüntüsü

Baba Fuat Tat röp

Anne Emine Tat röp

Kuzen Murat Büyükayvaz röp

Ailenin adliyeden ayrılışları

Adliye dış plan

Sultan Tat'ın ölmeden önce sosyal medyadan paylaştığı müzikli görüntüleri

HABER- KAMERA: Süleyman EKİN/ANTALYA,

===========================

İlkokul öğrencileri, İdlib'deki askerler için Türk bayrağı açtı

MALATYA'da ilkokul öğrencileri, Suriye'nin İdlib kentinde 'Bahar Kalkanı Harekatı'nı gerçekleştiren Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) görevli askerler için Fetih suresi okudu.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, Suriye'nin İdlib kentinde, rejim güçlerine karşı başlatılan 'Bahar Kalkanı Harekatı' operasyonları sürüyor. Malatya'da bulunan Enderun İlkokulu öğrencileri okulun bahçesine çıkarak Türk bayrağı açtı. Bayrak etrafındaki öğrencilerden biri Fetih suresini okurken, diğerleri de tekrarlayarak eşlik etti. Öğrencilerin o anlarına ait görüntüler sosyal medyada paylaşılmasının ardından yoğun ilgi gördü.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------

Öğrencilerin bayrak açması

Öğrencilerin yüksek sesle dua etmesi

Genel ve detay görüntüler

Haber: Taha AYHAN- Kamera: MALATYA

=============================

Adana Emniyeti'nden kış lastiği denetimi

ADANA'da polis ekipleri ticari araçlar üzerinde kış lastiği uygulaması yaptı.

İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı trafik ekipleri, kış koşullarının etkili olduğu Ceyhan, Feke, Tufanbeyli, Pozantı, Saimbeyli, Aladağ ilçelerinde lastiklerden kaynaklanan trafik kazalarının önlenmesi amacıyla eş zamanlı olarak denetim yaptı.

2 bin 644 aracın kontrol edildiği uygulamada araçlarda bulunması gereken avadanlıklar, kış lastiği, yangın tüpü, emniyet kemeri, sürücü belgesi ve araçta bulunması gereken diğer belgeler denetlenerdek sürücüler uyarıldı. Kurallara uymayan sürücülere yasal işlem uygulandı. Polis ekipleri araç içerisinde bulunan yolculara emniyet kemerinin faydaları hakkında bilgilendirme de yaptı. Uygulamayla ilgili yapılan emniyetten yapılan açıklamada, "Yük ve yolcu taşımacılığı yapan sürücülerimizin kendilerinin ve yolcularının hayatı ile araç ve yüklerini riske etmemeleri için trafik kurallarına azami ölçüde uymaları gerekmektedir. Yapılan trafik denetimlerimiz aralıksız olarak devam edecektir" denildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-------------------------------

Polisin şoför ile konuşması

Lastiklerin kontrol edilmesi

Polisin yolcuları bilgilendirmesi

Haber-Kamera: ADANA,


Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Karaağaç Sınır Kapısı Türkiye Güncel Haberler

title