Haberler

Dha Yurt  Bülteni-10

1)BAŞBAKAN YILDIRIM: TABİİ Kİ, KÜRTSENİZ KÜRTLÜĞÜNÜZLE GURUR DUYACAKSANIZ, ARAP'SANIZ 'ARABIM' DİYECEKSİNİZŞIRNAK'ta, konuşan Başbakan Binali Yldırım, bizi birbirimize bağlayan mübarek dinimiz ve Peygamberimiz olduğunu ve bunun bize yettiğini belirtirek, "Tabii ki Kürtseniz, Kürtlüğünüzle...

1)BAŞBAKAN YILDIRIM: TABİİ Kİ, KÜRTSENİZ KÜRTLÜĞÜNÜZLE GURUR DUYACAKSANIZ, ARAP'SANIZ 'ARABIM' DİYECEKSİNİZ

ŞIRNAK'ta, konuşan Başbakan Binali Yldırım, bizi birbirimize bağlayan mübarek dinimiz ve Peygamberimiz olduğunu ve bunun bize yettiğini belirtirek, "Tabii ki Kürtseniz, Kürtlüğünüzle gurur duyacaksanız, Arap'sanız 'Arabım' diyeceksiniz, Türk'seniz 'Türküm' diyeceksiniz. Bunların hepsi tamam ama, ayrmcılık olmayacak. Hepimiz bu ay yıldızlı bayrak altında Türkiye Cumhuriyetinin onurlu vatandaşlarıyız. Bizi birbirimize bağlayan yüce dinimizdir, mübarek Peygayberimizdir, devletimizdir, baygrağımızdır, vatanımızdır"dedi.

"VATAN HAİNLERİ BİNALARI BAŞINIZA GEÇİRDİLER, CAMİLERİ YIKTILAR"

Namaz dağındaki üs bölgesini ziyaret eden Başbakan Binali Yıldırım ve beraberindeki bakanlar daha sonra Şırnak'ta geçtiğimiz yıl terör olayları sırasında ağır hasar alan ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından onarımı yapılan Geylani Camii'nin açılış törenine katıldı. Geylani Camii'nde vatandaşlar tarafından karşılanan Başbakan Yıldırım açılışın ardından Cuma namazını da burada kıldı. Başbakan Yıldırım Cami çıkışında ellerinde Türk bayrakları ile bekleyen vatandaşlar tarafından "Türkiye sizinle gurur duyuyor" sloganları ile karşılandı. Buradaki açılış töreninde konuşan Başbakan Yıldırım, son 6 ay içerisinde Şırnak'a ikinci gelişi olduğunu hatırlatarak, "Hatırlayın Şırnak 2 yıl önce maalesef vatan hainlerinin hiç gözünü kırpmadan burada binalarınızı başınıza geçirdiler, camilerinizi yıktılar, hayallerinizi yok ettiler, yavurlarımızı gençlerimizin geleceğini kararttılar. Zannettiler ki, oldu bittiyle biz Şırnak'ı ele geçiririz, Şırnak(lıları esir alırız. Şırnaklılar geçit verir mi, elbette vermediniz alçakları perişan ettiniz yerle bir ettiniz. Dediniz ki, biz rabbimiz bir, peygamberimiz bir, biz bir milletiz, bayrağımız bir, devletimiz bir, vatanımız bir ve bu ülkede biz bir olacağız beraber olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız birlikte Türkiye olacağız"dedi. Başbakan Yıldırım, gençlere de seslenerek konuşmasını şöyle sürdürdü:

"CUDİ'DEKİ 4 TÜNELİ ÖNÜMÜZDEKİ SENE AÇIYORUZ"

"Sevgili kardeşlerim, Şırnak'ta az önce Valimize söyledim. 27 tane Cami yıktılar, 70 tane Camiyi hasarlı hale getirdiler. Bu ne demek oluyor. Müslümanın mabedi yıkılır mı kardeşim? Bizim dinimizde bu var mı bizim töremizde bu var mı? Bunların dini de yok, kutsalı da yok. Bunlar bırakın cami yıkmayı bu alçak PKK terör örgütü masum insanları, askeri, polisi, korucuyu önüne gelen herkesi gözünü kırpmadan öldürüyor. Çünkü, bunlar talimat aldıkları efendilerinin dediğini yapıyor. Artık bunlar bu millete zarar veremeyecek, bundan emin olabilirsiniz. Yeter ki biz bir birimize, ülkemize, çocuklarımıza ve geleceğimize sahip çıkalım. Beraber, birlikte önümüzde inşallah çok güzel günlerimiz olacak. Şırnak'a 3 yıl önce de geldim. Hem de Şırnak'a Cizre'den Cudi dağı üzerinden geldim. Cudi dağında buranın güzel insanlarının çadırlarında oturdum yemek yedim, sohbet ettim. Cudi dağının tünellerinin temellerini attık. İnşallah Cizre'den Şırnak'a gelen 4 tünelli yolu da önümüzdeki sene açıyoruz. Terör örgütünün bütün engellemelerine rağmen inatla bir murattır dedik ve o yolu da inşallah bitiriyoruz. Böylece artık Kasrik boğazından dolaşmaya lüzum kalmayacak, buradan gideceksiniz,  tünellerden çıkıp Cudi'den doğru Cizre'ye gideceksiniz."

"YIKILAN GÖNÜLLERİ FETHETMENİN YOLU ŞIRNAK'I BAĞRIMIZA BASMAKTIR"

Başbakan Binali Yıldırım, konuşması sırasanda vatandaşların, "Kahrolsun PKK" ve "Şırnak ilder il kalacak" şeklinde slogğan atmasına ise, "Ser sera, ser çava (Başım güzüm üstüne) " diye Kürtçe yanıt verdi. Konuşmasına devam eden Başbakan Binali Yıldırım, Şırnak merkezde PKK terör örgütünün 14 bin 166 konuta ağır hasar verdiğini, 14 binin üzerinde konutu oturulamayacak hale getirdiklerini belirterek, "134 bin konutu da az hasarlı hale getirmişler. Biz ne yaptık. dedik ki yıkılan binalar yerine gelir, yıkılan Camiler yeniden yapılır ama, yıkılan gönülleri fethettmenin yolu da Şırnak'ı bağrımıza basmaktır"diye konuştu. Şırnak'ın hafızasında 15 Temmuz gecesi ile de yaşadığını söyleyen Başbakan Yılıdırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"ACILI GÜNLER GERİDE KALDI, ARTIK ÖNÜMÜZE BAKACAĞIZ"

"Şırnak'lı gençler adeta 80 milyonla bir oldu, beraber oldu alçak darbecilere geçit vermediler. Duanızla, dik duruşunuzla Cumhurbaşkanınıza Recep Tayyip Erodğan'a sahip çıktınız. Sizlere Cumhurbaşkanımızın da selamını getirdim. Bu ezan dinmedi, Hamidiye kışlasındaki bayrak inmedi. Bakın Yurt mahallesindeki bombayla bu alçaklar 3 evladımızı katlettiler. 2 yaşındaki Elif, 6 yaşındaki Nihat, 8 yaşındaki Ahmet Gerez'in katilleri bu alçaklardır. Silopi'de patlattıkları el yapımı patlayıcı ile 9 yaşındaki Enes'in katilleri de bunlardır. Cizre Cudi mahallesindeki 4 yaşındaki Harun,  6 yaşındaki Ayşegülü de bunlar katletmedi mi? Güvenlik korucumuz Mehmet Tatar'ın biricik evladı 17 yaşındaki Bayram Tatar'ı da evinin önünde alçakça kurşunlayanlar da bu PKK teröristleridir. Evladımız Naci Adıyaman'ı kaçırıp bunlar öldürmedi mi? Camileri harabeye çevirip Kuran ı Kerimleri dahi bu alçaklar parçaladı. Barış diyerek, özgürlük diyerek, hak hukuk diyerek sizlerden destek aldılar. Ancak, kısa bir süre sonra bütün bunları unuttular, gözleri dönmüş vaziyette çocuk demeden, yaşlı demeden, sivil demeden, asker zdemleden bütün önlerine gelen insanları katlettiler. Artık bu acılı günler geride kaldı, artık önümüze bakacağız. Biz sırtımızı teröre değil, Şırnak'lı sırtını teröre değil millete ve devletimize veriyoruz milletimize veriyoruz. Devlet millet kaynaşmasıyla inşallah bu işin de içinden çıkacağız."

Başbakan Binali Yıldırım, Cizre'de ve Şırnak'ta seçilen Belediye başkanlarının devletten aldıkları paraları terör örgütüne taşıdıklarını ve paraların bomba olarak geri döndüğünü ifade ederek, "Onların da bu saltanatının bu alçaklığına son verdik. Görevden aldık. Şimdi arkadaşlarımız var güçleriyle şehri güzelleştirmek için çalışıyorlar. Bugüne kadarn şırnak merkezde 117 kilometre sıcak asfalt yapılmış. 57 kilometre kanalizasyon yapılmış. 85 kilometre içme suyu hattı döşenmiş. Bütün bu işler için 160 milyon harcama yapılmış, helali hoş olsun. Şırnak daha fazlasına layık. Şırnak'ta yıkılan binalar yerine yernileri yapılıyor. Şehrin sağında solunda binalar eskisinden daha güzel şekilde yapılıyor. 15 yılda Şırnak'a 10 milyar yatırım yaptık. Tabii yapacağız. Çünkü, Şırnak burada Türkiye Cumhireyitenin bekası için, ülkenin geleceği için milletimizin birliği, beraberliği için teröre rağmen ayakta duruyor ben buradayım diyor"dedi. Şırnak'tan sonra Cizre ilçesine oradan da Hakkari'ye geçeceğini de söyleyen Başbakan Binali Yıldırım, konuşmasını şöyle tamamladı:

"NE YAPARLARSA YAPSINLAR BİZ BESTLER-DERELER YOLUNU YAPACAĞIZ"

"Şırnak'ı Siirte bağlayacak, Siirt'i de Van'a bağlayacak Bestler-Dereler yolunu da yapıyoruz. Bunu da bitireceğiz. Bu yolda geçtiğimiz ayllarca bu yolda çalışan müteahitin iş makinalarını yaktılar. Daha sonra oraya yol güvenliğini çalışma güvenliğini alsın diye koyduğumuz askerlerimizi, jandarmamızı ve güvenlik koruçularımızı alçakça şehit ettiler. Ama ne yaparsa yapsınlar, biz onlara rağmen, onların bu engellemelerine rağmen bu yolu da yapacağız. Böylece de yolunzu da açacağız bahtinizı da açacağız. Kimimiz Kürt, kimimiz Arap, kimimiz Türkmen, kimimiz Türk, ne olursak olalım, yaradan rabbimin kuluyuz. Bizi birbirimize bağlayan mübarek dinimiz, Peygamberimiz bize yeter. Onun için ayrı gayrı olmak yok. Tabii ki Kürt'seniz Kürtlüğünüzle gurur duyacaksanız, Arap'sanız 'Arabım' diyeceksiniz, Türk'seniz 'Türküm' diyeceksiniz. Hangi etnik gruptan olursanız olun başımız, gözümüz üstünde yerimiz var. Bunların hepsi tamam ama, ayrmcılık olmayacak. Hepimiz bu ay yıldızlı bayrak altında Türkiye Cumhuriyetinin onurlu vatandaşlarıyız. Bizi birbirimize bağlayan yüce dinimizdir, mübarek Peygayberimizdir, devletimizdir, baygrağımızdır, vatanımızdır. Son olarak şunu söylüyorum. Siz bu alçak örgütün PKK'nın, PYD'nin, YPG'nin ne olduğunu 2015'te gördünüz. Bu binaları başınıza geçirdiklerinde, yaptıkları vahşette gördünüz,. Şimde şunu anlayalım görelim. PKK terör örgütünün Kürtler diye, Kürtlerin hakkı, geleceği diye bir meselesi yok, böyle bir sorunu yok. Sorun ne? Sorun Kürt vatandaşlarımızın böyle bir terör örgütü gibi sorunu var. Sizin PKK gibi bir sorununz var. Onların sizi düşündüğü yok. İşte askerimizle, jarndarmamazla, polisimmizle, Hükümetimizle sizin başınızın belası olan bu alçak örgütü, bu terör örgütünü hayatınızdan çıkarmak, ülkemizden de kovup atmaktır."

Törende konuşan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ise, nerede bir mescid varsa onları inşa edenlerin Allaha ve aiherete inananlar tarafından yapıldığını belirterek, "Hep beraber ülkemizin dört bir yanında mabedlerimizin minarelerinden ezan kıyamete kadar var olacak ve gür bir şekilde okunacak. Bu mabedler kıyamete kadar varlığını sürdürecektir. Mabedlerimiz bulundukları her yerde dinimizin birilğini kardeşliğini dünyaya haykıran yerlerdir. Bizim medeniyetimizin merkezinde camiler minareler kubbeler var. Ama, bunların da çok düşmanı var. Terör örgütü hendek terörü ile birlikte pek çok zarar verdi. Allahın evi olan mabedleri yakan bir alçaklığın altına imza attı. Kim yaptı bunları? Allahını tanımayan tanıyorsa bile onun emrine uymayan, orada terör yapanlar ancak şeytanın emrindedirler"dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr.Ali Erbaş da, yaptığı konuşmada, açılışını yaptıkları caminin 2 yıl önce yaşamış olduğumuz talihsiz olaylardan dolayı terörirstlerin saldırılarından dolayı hasar gördüğünü belirterek, "Büyük oranda yıkılmıştı. Bugün milletimizin yardımları ile milletimizin destekleri ile bu hale geldi. İnşallah bu Camimimzde nice insanlar secde edecekler, rabbimize hep birlikte ibadet edeceğiz. Çocuklarımız eğitim görecek. Bu camimimzden sonsuza kadar ezanlar dinmeyecek, bu camimizin göğsüne hiç bir zaman namahrem eli dokunmayacak inşallah"diye konuştu.

Başbakan Yıldırım, daha beraberindeki bakanlar ile birlikte Çakırsöğüt 1'ici Jandarma Komando Tugay Komutanlığın geçti. Buradan da Başbakan Yıldırım'ın Helikpoter ile Cizre'ye geçeceği belirtildi.

======================================================

2)HATAY, ŞEHİDİNİ UĞURLADI

KUZEY Irak'ta bulunan Avaşin-Basyan Bölgesi'nde, bölücü terör örgütü mensupları ile çıkan çatışmada şehit düşen Piyade Uzman Çavuş 25 yaşındaki Bilal Türkmen, memleketi Hatay'ın Payas İlçesi'nden son yolculuğuna uğurlandı.

Şehit Piyade Uzman Çavuş Bilal Türkmen'in Türk bayrağına sarılı cenazesi ilk olarak helallik alınması için Karbeyaz Mahallesi'ndeki baba ocağına getirildi. Şehit Türkmen'in tabutuna sarılan yakınları gözyaşı döktü. Alınan helalliğin ardından Türkmen'in cenazesi kortej eşliğinde Şehitlik Cami'ne götürüldü. Burada düzenlenen törene Hatay Valisi Erdal Ata, AK Parti Hatay milletvekilleri Orhan Karasayar, Hacı Bayram Türkoğlu, Mehmet Öntürk, CHP Hatay milletvekilleri Mevlüt Dudu, Serkan Topal, Birol Ertem, MHP Hatay Milletvekili M. Necmettin Ahrazoğlu, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, 39. Mekanize Tugay Komutanı Tuğgeneral T. Erkan Olgay, kaymakamlar, belediye başkanları, şehidin yakınları ve çok sayıda vatandaş katıldı. Bekar olan şehit Bilal Türkmen için düzenlenen törende annesi Elife, babası Mustafa Türkmen'i  yakınları teselli etmeye çalıştı. Hatay İl Müftüsü Hamdi Kavillioğlu tarafından kılınan cenaze namazının ardından şehit Bilal Türkmen, gözyaşları arasında toprağa verildi.

Görüntü Dökümü

------------------------

Şehit cenazesinin getirilmesi

Cenaze aracı ve yanındaki askerlerden kalabalık görüntü

Cenaze namazından görüntü

Cenazenin omuzlarda götürülmesi

Şehidin babası Mustafa Türkmen'in oğlunun tabutuna dokunması

Cenaze yakınlarının Tekbir sesleri ile yürüyüşleri

Şehidin annesi ve kardeşlerinden detay görüntüler

SÜRE: 04'18"    BOYUT: 196 MB

Haber-Kamera: Ufuk AKTUĞ/ /PAYAS(Hatay),

======================================================

3)FİNİKE'DE YAŞANAN HORTUM FELAKETİNDE EŞYALAR BİLE YER DEĞİŞTİRDİ

ANTALYA'nın Finike İlçesi'nde pazartesi akşamı yaşanan hortum, sadece seraları ve tarım alanlarını değil yerleşim yerlerini de yıkıp geçti. Hortumun şiddetiyle savrulan demirler evlerin duvarlarına saplanırken, kapı ve pencereleri kırılan evlerdeki eşyalar sağa sola savruldu. Antalya'nın batısındaki Kumluca, Finike ve Demre ilçelerinde, 13 Kasım Pazartesi akşamı şiddetli yağmurla birlikte hortum meydana geldi. Metrelerce genişlikteki hortum, kilometrelerce ilerleyerek, önüne çıkan her şeyi yıkıp, geçti. Başta tarım alanları ve seralar olmak üzere yerleşim yerlerini etkileyen hortum, savurduğu ağaçları kökünden söktü.

"EVE BALTA GİRDİ"

Finike'ye bağlı Turunçova, Yuvalı, Sahilkent, Cavdır, Yellice mahallelerinde etkili olan hortum felaketinde mağdur olan vatandaş olay gecesini ve sıkıntılarını anlattı. Sahilkent Kum Mahallesi'nde 3 katlı evde yaşayan Ramazan Sarıca, afetin gelmesiyle birlikte konu komşudan, kendilerine ait olmayan demir parçalarının evlerinin içine girdiğini ve duvarlara saplandığını söyledi. Annesinin oturduğu kata başka yerden balta girdiğini anlatan Sarıca, "İkinci katta annemin oturduğu eve balta, sera demirleri evin içine ve tuvalete girdi. Evdeki çamaşır makinesi ve bulaşık makinesi başka bir yere gitti" dedi.

"HERKES İŞİ MENFAATE DÖKMÜŞ"

Yaşadıkları doğal afet nedeniyle mağdur olduklarını aktaran Sarıca, "Doğal bir afet yaşadık. Mağdurluğumuz belli. Devlet büyüklerimizden yardım bekliyoruz. Gelen giden oluyor ama 'şunu yapacağız, bunu yapacağız' denen bir şey yok.  Annem, eşim elimizden geldiği kadar gelen pislikleri atmaya çalışıyoruz. Bir de camlar kapılar ve pencerelerin onarımı için gittiğimiz esnaf da ederinden fazla istiyor. Herkes işi menfaate dökmüş. 200 liralık cam işine 800 lira istiyor. 300 liralık kapı pencere işine 1500 lira para istiyor. Esnaf da yardımcı olmuyor" diye konuştu.

"HERKESTEN YARDIM BEKLİYORUZ"

Komşusunun yıkılmış serasını göstererek konuşmasını sürdüren Ramazan Sarıca, şöyle dedi:

"Tarım Bakanımız 'çiftçinin borcunu erteleyeceğim' diyor ama borcu ertelemek çözüm değil. Bizim evimiz dükkanımız gitti. Yapabileceğimiz bir şey yok. Halimizi hatırımızı sorsunlar ve bir şeyler yapmaya çalışsınlar. Antalya'dan gelen belediye başkanlarına da söyledim. Bir yer göstersinler. 5 yıl- 10 yıl faizsiz kredi çekin mesela desinler. Ben evimi, komşular serasını toparlamaya çalışsın. Bu bir tek belediyelik bir iş değil. Ellerinden geldiği kadar destek olsunlar. Biz herkesten yardım bekliyoruz."

"GÜRÜLTÜ DENİZDEN GELDİ"

Ramazan Sarıca'nın annesi Servet Sarıca, zaman zaman gözyaşlarını tutamayarak olay gecesini anlattı. Hortumdan önce büyük bir gürültü geldiğini ve felaketi fark ettiğinde gelini ve çocuklarına 'yere yatın' dediğini anlatan Servet Sarıca, "Gürültü denizden geldi. Salona girdim camdan rüzgar gelmeye başladı. Gelinim geldi 'camın önünden çekilin' dedi. 'Çamlar patladı zaten ev paçavra oldu' dedim. Çocuklara, 'Yere yatın' dedim. Bağırmaya başladım. Üst kata çıktık. Bir şey kalmamış. 3 katlı evin üçünün de camları paçavra oldu. Panjurlarımız öyle yine. Çocuklarımın işi yok. İş istiyorum. Yardım istiyorum ben" dedi.

"EVİN İÇİ YIKILDI"

Yol kenarında çöpün yanında duran koltuğu göstererek, "Bu da başka yerden geldi" diyen Servet Sarıca, "Bizim evdeki koltukları uçurdu. Çamaşır makinesi, bulaşık makinesi yok. Camlar patlayınca nerden çıktığını bilmiyoruz. Pencerelere, tuvaletlere başka yerlerden gelen demirler saplandı. Evin içi yıkıldı. Evin içine başka yerden balta geldi. Ben ne yapayım şimdi. Hortumdan sonra polis gelmişti. Kötü olduğumu görünce 'Teyze su iç' dedi. Şekerim yükseldi komaya giriyordum. Pislikler, teneke parçaları, demirler. Aşağıda bir dükkan vardı o da paçavra oldu" diye konuştu.

"NASIL ANLATAYIM, YAŞAYAN BİLİR"

Sahilkent Mahallesi'nde Başkent Sitesi'nde oturan Perihan Gökçe de büyük korku yaşadıklarını belirterek, hortum anını şöyle anlattı:

"Saat 21.00 sıralarında gök gürledi şimşek çaktı. Arkasından da ışıklar kesildi. Korktum. Balkona çıkmak istedim. Balkonda gördüklerimi nasıl anlatayım, yaşayan bilir. Simsiyah bir karartı güldür güldür bir sesle U şeklinde böyle çember şeklinde ilerledi. Korktum içeri girdim. Ama tekrar bakmak istedim. Önüne almış ne var ne yok götürüyordu. Çok kötüydü bunu yaşayan bilir."

Görüntü Dökümü

------------------------

Belediyenin drone ile çektiği hava görüntüleri

Hortumun zarar verdiği evden görüntüler

Evin son hali

Portakal bahçesi

Seradan görüntüler

RÖP 1: Ramazan Sarıca

RÖP 2: Servet Sarıca

RÖP 3: Perihan Gökçe

271 MB /// 08.30"

HABER- KAMERA: Suat SÖĞÜT/FİNİKE (Antalya),

========================================================

SAYIN EDİTÖRLERİN DİKKATİNE

4)'Bar sahibi kadın sokak ortasında öldürüldü' başlıklı haberimizi ek bilgiler ve olayın oluş şeklinin değişmesi nedeniyle yeniden veriyoruz.

YENİSİ

----------

ADANA'da, bar sahibi 35 yaşındaki Tuba Çelik, apartman  girişinde pompalı tüfekle öldürüldü. Binaya girerken katilini fark edip hızlı adımlarla evine doğru giden genç kadın, kapıda arkasından açılan ateşle vuruldu. Güvenlik kamerasına yansıyan cinayetle ilgili 3 kişi gözaltına alınırken, Çelik'in eşinin de cezaevinde olduğu ortaya çıktı.

Olay, dün gece 03.00 sıralarında merkez Seyhan İlçesi Tellidere Mahallesi'nde meydana geldi. Eşi cezaevinde olan 3 çocuk annesi Tuba Çelik iddiaya göre gece ortağı olduğu bardan çıkıp, evine geldi. Bir otomobilden inen Tuba Çelik, kendini getiren kişilerle kısa süre konuştuktan sonra anne ve babası ile birlikte oturduğu apartmanın bahçesine girip, evine doğru hareket etti. Genç kadın, bahçede yürürken gece sessizliğinde duyduğu ayak sesleriyle irkilip geriye döndüğünde katilini gördü. Hızla binaya yönelen kadın tam 10  saniye sonra kapıya ulaştığında arkasından tüfekle açılan ateşle yere yığıldı. Silah seslerini duyanların ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Vurulma anı apartmanın güvenlik kamerasına yansırken  genç kadının olay yerinde öldüğünü belirledi. Tuba Çelik'in cenazesi yapılan incelemenin ardından otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

3 GÖZALTI

Çevredeki apartman ve iş yerlerinin güvenlik kamerası kayıtlarını inceleyen Cinayet Büro Amirliği dedektifleri, genç kadının evinin bulunduğu sokağa beyaz bir otomobille bırakıldığını belirledi. İsmi açıklanmayan eşinin cezaevinde olduğu da belirlenen Tuba Çelik'in öldürülmesiyle ilgili 3 kişi gözaltına alındı. Polis, olayla ilgili şüpheli bazı kişilerin ise arandığını bildirdi.

Görüntü Dökümü

------------------------

Tuba Çelik'in vurularak öldürüldüğü apartman girişinin görüntüsü

Kurşun izlerinden görüntüler

Detay görüntü

Bir komşusunun konuşması

Apartmandan genel ve detay görüntüler

*Güvenlik Kamerası*

Tuba Çelik'in otomobilden inmesi

Apartman bahçesinden yürürken görüntüsü

Apartmana girerken vurulması

SÜRE: 02'06"    BOYUT: 128 MB

Haber: Çağlar ÖZTÜRK-Kamera: ADANA,

==========================================================

5)İLKSAN ÇALIŞTAYI BAŞLADI

İLKOKUL Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı (İLKSAN) tarafından Antalya'nın Manavgat İlçesi'nde düzenlenen 75'nci yıl çalıştayı açılış oturumuyla başladı.

Kızılağaç bölgesindeki bir otelde düzenlenen çalıştaya aralarında Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Müsteşar Yardımcısı Ferda Yıldırım, İLKSAN Başkanı Abdurrahman Kaya, eğitim sendikalarının temsilcileri, İLKSAN'ın eski dönemlerdeki başkanları, yöneticileri, il ve ilçe delegeleriyle birlikte yaklaşık 850 kişi katıldı.

MEB Müsteşar Yardımcısı Ferda Yıldırım, "İnanıyorum ki biz ülke olarak renklerimizle, fraklı düşüncelerimizle birlikte güzeliz. Biz ancak bu şekilde büyürüz. Bu şekilde güçleniriz, onun için herkese teşekkür ediyorum, katkılarından ve yapacakları katkılardan dolayı" dedi.

İLKSAN'ın yaptığı çalışmaları anlatan Ferda Yıldırım, "İLKSAN bugün toplumların ortak kaygısını oluşturan sosyal güvenlik sorununun çözümü için model arayışları gündemde olduğu bir dönemde İLKSAN üyeleri için yürüttüğü hizmet ve emekli olan üyelerine yaptığı ödemelerle bu konuda müstesna bir örnek olma özelliğini de korumaktadır" diye konuştu.

İLKSAN Başkanı Abdurrahman Kaya, Türkiye'deki en eski yardım sandıklarından biri olan İLKSAN'ın 75 yıl önce kurulduğunu anlatarak, 75'inci yıl nedeniyle sandığın gelecekteki durumuyla ilgili bir çalıştay düzenlemeye karar verdiklerini aktardı. Çalıştay kararının alınmasının ardından kendisinin bütün eğitim sendikalarını başta MEB Bakanı olmak üzere bakanlık yetkililerini davet ettiklerini belirten Kaya, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ve müsteşarı Yusuf Tekin'in son anda programlarının değişmesi nedeniyle katılamadıklarını, bazı sendikaların ise gelmemeyi tercih ettiğini kaydetti.

İLKSAN Başkanı Abdurrahman Kaya. sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yapacağımız bu çalışma gruplarıyla da İLKSAN ve sandıklarla ilgili çok güzel görüntüler alacağımızı umuyorum. Bunların daha sonra sonuç bildirgeleriyle birlikte pazar günü kapanışla birlikte inşallah kamuoyuna yardım sandıklarının ne olduğunu ortaya koyacağız. İLKSAN'ı sayın bakanımıza anlattığımız zaman 'Ne kadar güzel kuruluş' dedi. Bu arada Türkiye'de ne kadar yardım sandığı varsa hepsine ulaştık, dedik ki 'sizler de katılın, birlikte paylaşalım.' Sağ olsun Sümer Vakfı'ndan ve Amele Birliği'nden arkadaşlar burada, diğer sandıklardan katılan olmadı."

Açılış toplantısının ardından 75 yılda İLKSAN tarihinde yolculuk isimli resim sergisi açıldı. Öğleden sonra ve yarın yapılacak olan komite toplantılarıyla devam edecek olan çalıştay kapanış oturumu ve bildirgenin açıklanmasıyla sona erecek.

Görüntü Dökümü

------------------------

Açılış

Çalıştaydan görüntüler

İLKSAN Başkanı Abdurrahman Kaya'nın konuşması

MEB müsteşar yardımcısı Ferda Yıldırım'ın konuşması (2 parça)

Detay görüntüler

Serginin açılışı

Sergini gezilmesi

88 MB /// 02: 42"

HABER- KAMERA: Mithat ABAKAN/MANAVGAT(Antalya),

====================================================

6)MİNİK YÜREKLER YANAN ORMANLIK ALANDA İNCELEME GEZİSİ YAPTI

MUĞLA'nın Datça İlçesi'nde orman yangınlarının doğaya verdiği tahribatı yerinde göstermek amacıyla, ilkokul öğrencilerine yönelik inceleme gezisi düzenlendi.

Datça Çevre ve Turizm Derneği (DAÇEV) tarafından, Kaymakamlık, Belediye, Orman İşletme Şefliği ve Milli Eğitimin işbirliğinde, 1 Kasım'da çıkan orman yangınında zarar gören Kızlan Mahallesi Gereme Koyu Dalyan Mevkii'nde inceleme gezisi düzenlendi. Geziye, 7 ile 10 yaş arasında 30 ilkokul öğrencisi katıldı. DAÇEV Başkanı Hüseyin Tüzün, Datça Kaymakamı Vehbi Bakır'ın onayı ile Türkiye'de ilk kez böyle bir etkinliğin düzenlendiğini söyleyerek "Datça Kazım Yılmaz, Reşadiye Kazım Yılmaz ve Kızlan ilkokullarından seçilen öğrenciler rehber öğretmenler ve orman şefliğinden oluşan bir ekiple birlikte, Gereme'deki yangın bölgesine götürüldü. Bu etkinlikle, orman yangınlarının doğaya yaptığı tahribatı öğrencilerin yerinde görüp incelemesi, orman yangınlarının o bölgedeki canlıları nasıl yok ettiğini birebir algılamalarının sağlanması amaçlandı. Böylece çocuklarda ormanları koruma bilincinin geliştirilmesini istedik" dedi.

MANGAL ATEŞİ YAKMAYIN

Datça Orman İşletme Şef Vekili Samet Deryal ise inceleme gezisine katılan öğrencilere yangınların çıkış nedenleri hakkında bilgiler verdi. Deryal, "Çıkan yangınların büyük bir kısmı mangal ateşlerinden çıkıyor. Pikniğe gittiğinizde ailelerinize söyleyin, mangal ateşi yakmasınlar. Dikkatsizlik ve ihmal, yangınların başlıca nedenleri arasında yer alıyor. Ülkemizde yangınların yüzde 98'i dikkatsizlik ve ihmal yüzünden çıkıyor. Yüzde 2'si ise kasıt ve diğer nedenler olarak görülüyor" dedi.

YENİDEN AĞAÇLANDIRILACAK

Gereme'deki yangının çıkış sebebinin ise, kasıt olarak gözüktüğünü ifade eden Deryal şunları söyledi:

"Buradaki yangın, helikopterlerin bölgeden ayrılmasından bir gün sonra çıktı. Aynı anda iki ayrı bölgede başlayan yangın, kasıt ihtimalini güçlendiriyor. Bu durum bizi daha çok üzdü. Büyük bir alan yangından etkilendi. Şimdi bölgede yangından etkilenen ağaçları tespit ediyoruz. Bu ağaçları kesip bölgeden çıkaracağız ve sonrasında burada yeniden ağaçlandırma çalışması yapacağız. On binlerce fidan dikeceğiz"

YANAN HAYVANLAR OLDU

Yanan ağaçların 50-60 yıllık olduğunu hatırlatan Deryal, ayrıca bölgedeki hayvanların da yangından sonra evsiz kaldıklarını belirtti. Alevlerden kaçamayıp ölen hayvanların bulunduğuna dikkat çeken Deryal, "Sakın unutmayın, yangının verdiği zararı döndüğünüzde çevrenizdeki arkadaşlarınıza, ailelerinize anlatın. Onları uyarın. Bir ihmal yüzünden bir iki saat içinde yanan ormanların eski haline gelmesi, çok uzun yıllar alıyor. Bunu koruyacak ve gelecek nesillere aktaracak olan sizlersiniz" dedi.

KUŞ SESİ KALMADI

DAÇEV Yönetim Kurulu üyesi Çiğdem Canbey ise öğrencilerle birlikte yanan ormanlık alanda gezdikten sonra, "Ormanlara gittiğimizde kuş sesleri, yaprakların hışırtılarını duyarız. Nefes aldığımızda ise temiz bir havayı ciğerlerimize çekeriz. Burada ise ne bir yaprak hışırtısı ne bir kuş sesi var. Nefes aldığımızda ise, temiz hava değil, yanmış is kokusu burnumuza geliyor. Çünkü ormanı oluşturan ağaçlar yok, hepsi yandı. Kimse bunu tercih etmez. Bu nedenle bize düşen görev, ormanlarımızı korumaktır. Orman bölgelerine gittiğimizde çok dikkatli olmalıyız" dedi.

Görüntü Dökümü

------------------------

-Minik öğrencilerin yangın bölgesine gitmesinden görüntü,

-Yanan alandan görüntü,

-Datça Orman İşletme Şef vekili Samet Deryal'in konuşmasından görüntü,

-DAÇEV Yönetim Kurulu üyesi Çiğdem Canbey'in öğrencilere yangını anlatmasından görüntü,

-Öğrencilerin yanan ağaçları incelemesinden görüntü.

Haber - Kamera: Mehmet ÇİL / DATÇA (Muğla),

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Binali Yıldırım Türkiye Datça Politika Güncel Haberler

title