Haberler

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 4

ERDOĞAN: İSLAM DÜŞMANLIĞI VE YABANCI KARŞITLIĞI BATI TOPLUMLARINDA ADETA BİR VEBA GİBİ YAYILIYORHaber-Kamera: Güven USTA - İstanbul DHA - CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, "İkinci Dünya Savaşı'nın galipleri tarafından inşa edilen bu adaletsiz sistemin, ilanihaye devam etmesi mümkün değildir.

ERDOĞAN: İSLAM DÜŞMANLIĞI VE YABANCI KARŞITLIĞI BATI TOPLUMLARINDA ADETA BİR VEBA GİBİ YAYILIYOR

Haber-Kamera: Güven USTA - İstanbul DHA - CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, "İkinci Dünya Savaşı'nın galipleri tarafından inşa edilen bu adaletsiz sistemin, ilanihaye devam etmesi mümkün değildir. Uluslararası güvenlik mimarisinin günümüzün şartlarına göre yeni baştan düzenlenmesi, bir tercih olmaktan çıkmış, zorunluluk halini almıştır" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen 35. İSEDAK Toplantısı açılış töreninde konuştu.

İSEDAK Başkanı sıfatıyla misafirlerine "Güzel İstanbul'umuza hoş geldiniz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın dört bir yanındaki mazlum ve mağdurlara, Mekke'ye, Medine'ye, Kudüs'e, Filistin'e selamlarını iletti.

"ARNAVUTLUK'UN ÇEKTİĞİ ACIYI ÇOK İYİ ANLIYORUZ"

Arnavutluk'ta yaşanan depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arnavutluk Başbakanı Sayın Edi Rama ile dün iki telefon görüşmesi yaptığını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bize düşen bir şey var, burada bir adeta donörler toplantısının adımlarını atmamız, zira bütün bu yıkılan binalarla alakalı Arnavutluk'un yanında yer almamız inanıyorum ki biz, özellikle İslam Kalkınma Teşkilatımızın da görevi olsa gerek. Bu adımı atmamızın çok çok faydalı olacağına inanıyorum, aynı zamanda bu bizim zaten bir kardeşlik görevidir, bu adımı atmakta fayda var diye düşünüyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin süratle Arnavutluk'a Kızılay ve AFAD aracılığıyla yardımlarını gönderdiğini, göndermeye devam ettiğini belirterek, "Daha önce birçok kez büyük depremlere maruz kalmış bir ülke olarak Arnavutluk'un çektiği acıyı çok iyi anlıyoruzö diye konuştu.

"BATILI SİLAH TÜCCARLARININ SATTIĞI SİLAHLARIN AKITTIĞI KANLARIN ÇOĞU MÜSLÜMAN KANIDIR"

İslam Alemi'nin terörden iç çatışmalara, mezhep taassubundan asabiyete, cehalete kadar pek çok tehditle yüzleştiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Bunlara Batıda yükselen İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığı gibi yenileri ekleniyor. Özellikle azınlık olarak başka ülkelerde yaşayan kardeşlerimiz için inançlarına uygun bir hayat sürmek giderek zorlaşıyor. Neye ve kime hizmet ettiği aşikar olan terör örgütleri camilerimizi, okullarımızı, pazar yerlerimizi kan gölüne çeviriyor. Açlık, fakirlik, kuraklık ve gelir adaletsizliğinin en yoğun hissedildiği ülkeler ne yazık ki yine İslam ülkeleridir. Gıda açığı bulunan dünyanın düşük gelirli 54 ülkesinden 28 tanesi İslam İşbirliği Teşkilatı üyesidir. İslam ülkeleri olarak dünya nüfusunun yüzde 24'üne sahipken, küresel ticaretin sadece yüzde 9,7'lik kısmını temsil ediyoruz. Yüksek teknoloji ürünlerinin ihracatımızdaki payı yüzde 4'ü bile bulmuyor. Müslümanlar olarak üzerimize serilen ölü toprağından hala kurtulabilmiş değiliz."

İslam aleminin vahdet olamadığı, kenetlenemediği için kolayca manipüle edilebildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sahip olduğumuz ekonomik güce, nüfusa, imkanlara rağmen aynı ortak paydada buluşamadığımız için uluslararası arenada sözümüz yeterince dinlenmiyor.  Coğrafyamıza baktığınızda göreceğiniz çoğunlukla dramdır, acıdır, kavgadır. Suni gündemlerle enerjisini heba eden 1,7 milyarlık muazzam bir kitledir. Batılı silah tüccarlarının sattığı silahların akıttığı kanların çoğu Müslüman kanıdır. Adında İslam olan taşeron terör örgütlerinin katlettiği insanlar yine ekseriyetle Müslümanlardır" değerlendirmesinde bulundu.

"SÖZ KONUSU MÜSLÜMANLAR OLUNCA ACI ÇEKENLER SADECE BİRER KARESİ OLARAK GÖRÜLÜYOR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, günümüz dünyasında Müslüman kanı, canı kadar ucuz bir meta bulunmadığının, Suriye, Filistin, Yemen, Gazze, Somali, Arakan, Afganistan, Türkistan ve Libya'da acı ve dramlar yaşandığının altını çizerek, "Söz konusu Müslümanlar olunca ölenler, zulüm ve acı çekenler birer can olarak değil, maalesef sadece birer fotoğraf karesi olarak görülüyor" ifadesini kullandı.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi gibi görevi küresel barış ve istikrarı korumakla mükellef kurumların acziyetinin bu yaşananlarda çok büyük payı bulunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu yapılar adaleti ve hakkaniyeti ayakta tutmak yerine, beş daimi üyenin çıkarına ve keyfine göre kararlar almaktadır. İslam dünyası dahil tüm insanlığın kaderi Konsey üyesi beş ülkenin insafına terk edilmiştir. İslam Alemi'nin kendi geleceği, kendi istikbali üzerinde özgürce karar alma ve uygulama hakkı yoktur. Dikkat edilirse, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeleri, daimi üyeleri kastediyorum, beş tanesinin içinde bir tane halkı Müslüman olan ülke de yoktur. İkinci Dünya Savaşı'nın galipleri tarafından inşa edilen bu adaletsiz sistemin, ilanihaye devam etmesi mümkün değildir. Uluslararası güvenlik mimarisinin günümüzün şartlarına göre yeni baştan düzenlenmesi, bir tercih olmaktan çıkmış, zorunluluk halini almıştır"

Türkiye olarak her fırsatta ve zeminde dillendirdikleri "Dünya 5'ten büyüktür" çağrısının gerisinde bu gerçeklerin bulunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası toplumun artık bu hakikatlerle yüzleşmesi gerektiğini, adım atmakta geç kalınan her gün küresel adaletsizliğin derinleşeceğini sözlerine ekledi.

BM Güvenlik Konseyi'nin 15 geçici üyesi arasında Müslüman ülkeler yer alıyor diye kendilerini kandırmanın yersiz olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geçici üyenin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde ne hükmü var, herhangi bir idaresi var mı? Yok. Her şey bu beş daimi üyenin, hatta bunların içerisinde bir tanesinin iki dudakları arasında, onlar ne derse o, bunun dışında bir şey yok, kendimizi aldatmayalım" dedi.

"ETRAFIMIZI KUŞATAN ZULÜMLER KARŞISINDA HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ DAVRANAMAYIZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı, İslam Kalkınma Örgütü gibi kuruluşların da artık gücünün farkına varması gerektiğini belirterek Bosna, Ruanda, Irak, Suriye, Filistin, Myanmar'da acılara çare bulamayan Birleşmiş Milletlerin insanlığın sorunlarına çözüm getiremeyeceğine vurgu yaptı.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin yapısının dünya nüfusunun coğrafi ve dini dağılımı göz önünde bulundurularak yeniden belirlenmesi çağrısını yineleyerek İSEDAK üyelerinden bu çağırısına destek isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: "Mağduru olduğumuz bu vahim tablo sizin, bizim, hepimizin yükünü daha da ağırlaştırmaktadır. Müslümanlar her türlü şart altında adaleti, hakkaniyeti ve başarışı savunmak zorundadır. Bizler bir kötülük gördüğümüzde önce elimizde, sonra dilimizle, bunu yapamadığımız takdirde ise kalbimizle buğz ederek o kötülüğe karşı çıkmakla mükellefiz. Rabbimizin mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'deki emirleri gayet açıktır, Allah adaleti, iyiliği, doğruluğu, yardımlaşmayı emrediyor; çirkin işleri, kötülüğü ve haksızlığı yasaklıyor. Evet, bu ilahi emirleri açıkça ihlal eden hiç kimse İslam'a hizmet edemez, Müslümanlara değerli kardeşlerim, hizmet edemez. Bu noktadan hareketle, etrafımızı kuşatan zulümler karşısında hiçbir şey olmamış gibi davranamayız. Şahit olduğumuz bir hukuksuzluğu başkaları gibi uzaktan seyredemeyiz. Karanlığa kızmak, yardımı yabancılardan beklemek yerine, o karanlığı delecek bir mum yakmak mecburiyetindeyiz"

Müslümanlar olarak 21.yüzyılın adalet savunucuları olmak zorunda olduklarını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kardeşliği sadece sözde bırakmamalı, teknik, ticari, ekonomik, kültürel, sosyal tüm boyutlarıyla hakiki manada hayata geçirmeliyiz. Bunun için elimizdeki imkanları kurum, kuruluş, örgütleri en iyi ve en efektif şekilde kullanmanın yollarını aramalıyız" ifadelerini kullandı.

"İSLAM DÜŞMANLIĞI VE YABANCI KARŞITLIĞI BATI TOPLUMLARINDA ADETA BİR VEBA GİBİ YAYILIYOR"

İslam İşbirliği Teşkilatı'nın 56 üyesi ve beş gözlemci üyesiyle Birleşmiş Milletlerden sonraki en büyük ikinci uluslararası örgüt olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin kuruluşundan bu yana Teşkilatın faaliyetlerinde aktif yer aldığını, Teşkilatın güçlenmesi, daha etkin olması için çaba gösterdiğini söyledi.

"Tepki gösterilmeyen her zulüm, zalime cesaret vermekten başka bir işe yaramayacaktır" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Filistinlilerin hayat, mülk ve çalışma haklarına saygı duymayan İsrail bölgeyle beraber tüm dünyanın geleceğini tehlikeye atıyor. Üç dinin kutsal şehri Kudüs'ü yağmalayarak sadece kendi inançlarının merkezi haline getirmeye çalışanlar çok büyük bir yanlışın içindedir. Batılı ülkelerin İsrail'i bu derece şımartmaları bilerek veya bilmeyerek gerilimi körüklemekten başka hiçbir işe yaramıyor" dedi.

İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığının Batı toplumlarında adeta bir veba gibi yayıldığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Lafa gelince demokrasiyi ve insan haklarını kimseye bırakmayanlar kendi topraklarında Müslümanların ve göçmenlerin taciz edilmesi karşısında üç maymunu oynuyor. Peygamber Efendimizin Aleyhissalatu Vesselam şahsı manevisine yönelik hakaretler düşünce özgürlüğü parantezine alınıp kapatılmak isteniyor. Bizim vatandaşlarımızın da hayatına mal olan ırkçı katliamlar 'dönerci cinayetleri' gibi lakayt ifadelerle önemsiz hale getiriliyor. Bu saldırılara karşı ortak bir tavır sergilemezsek korkarım ki Müslüman diasporayı çok daha karanlık bir gelecek beklemektedir" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanlığı sırasında Christchurch terör eyleminin ardından bazı adımlar attıklarını, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın zirve dönem başkanı olarak acil İcra Komitesi'ni toplantıya çağırdıklarını, Birleşmiş Milletlere ve diğer uluslararası ve bölgesel örgütlere 15 Mart'ın İslamofobyaya Karşı Uluslararası Dayanışma Günü olarak kabul edilmesi çağrısında bulunduklarını anlattı. Teşkilatın 12'nci 10 yıllık eylem planının kabulüyle başlayan Türkiye'nin zirve dönem başkanlığında pek çok önemli mekanizmanın temellerini attıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan; gençlik stratejisi, istişareyi kadın konseyi, arabuluculuk temas grubu, üye ülkelerin ulusal Kızılay dernekleri ağı, polis iş birliği ve koordinasyon merkezi gibi çalışmaların bunlara örnek olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin dönem başkanlığında desteğini veren, sorumluluktan kaçmayan üye ülkelere şükranlarını sunarak 14'üncü zirveyle dönem başkanlığını 2021 yılına kadar üstlenen Suudi Arabistan'a başarılar diledi.

Görüntü Dökümü:

---------

-Erdoğan'ın konuşması

-Detaylar

==========================

2 - ARNAVUTKÖY'DE "KORSAN OTOPARK" OPERASYONU : 450 JANDARMA KATILDI

Haber-Kamera: Alper KORKMAZ - Taylan ERGÜN / İSTANBUL,

Arnavutköy'de havalimanını çevresinde ruhsatsız otopark işletenlere yönelik operasyon düzenlendi. Yaklaşık 450 jandarma personelin katıldığı operasyonda ruhsatsız otoparklar mühürlendi.

İstanbul Havalimanı'nın açılmasıyla birlikte yakın çevrede yoğun şekilde açılmaya başlayan ruhsatsız otoparklara yönelik bu sabah harekete geçildi. Yaklaşık 450 jandarma personeliyle gerçekleştirilen operasyona İBB zabıta ekipleri, İSKİ, BEDAŞ, SGK, Maliye ekipleri de katıldı. Büyük çoğunluğu Tayakadın Mahallesi'nde bulunan ve ruhsatsız olduğu belirlenen otoparklar mühürlendi. Elektrik ve suları kesildi. Sigortasız işçi çalıştıranlar ve eksik evrakları bulunanlarla ilgili işlem yapıldı. Jandarma ekiplerinin yoğun güvenlik önlemleri altında süren operasyonda ruhsatsız otoparklarda bulunan araçların yasal otoparklara çekileceği öğrenildi.

Arazinin sahibi olduğunu otopark işletmediğini anlatan İsrafil Akdağ, "Ben otopark işletmiyorum. Yer benim. Kiraya verdim kiralık araba işi yapanlara. Sabah telefon geldi, 'işletmenizin başına gelir misiniz' diye" dedi.

Bölgede 21 otoparkın bulunduğu belirten otopark işletmecisi Mahmut Karataş da, "Söylenen şey şuydu; burada otopark işletmeciliği yapılamayacağı. Zaten burada belediyeden  izin almadan bir işletmeye başlayamazsınız. Burada da başvuru yapılmış, başvuru yapılmasına rağmen ruhsat verilmeyecekse söylenmeliydi" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------

Operasyon ekiplerinin konvoy olarak gelişi

Ekiplerden görüntü

Otoparklardan görüntü

Araçlardan görüntü

Yapılan işlemlerden görüntü

Vatandaşlar ile röportaj

Diğer detaylar

=======================

3- GÜNEY KORELİ TURİSTİN ÇANTASININ ÇALINMA ANI KAMERADA

*Turist çantasının çalınmasını anında fark etti. Hırsızın peşinden koşarken, hırsız çantayı yere attı. O anlar kamerada

Ali ABLAY/İSTANBUL, DHA

Fatih'te Güney Koreli turistin oturduğu restoranda sandalyesinden çantası çalındı. Bunu fark eden turist şüphelilerin peşinden koştu, çevredeki vatandaşlarında müdahalesiyle hırsızlar durduruldu. O anlar ise güvenlik kameralarına anbean yansıdı.

Fatih, Rüstempaşa Mahallesi'nde 7 Kasım akşam saat 22.00 sıralarında Güney Kore uyruklu Sangmın L.(58) isimli kadının bir restoranda arkadaşlarıyla oturduğu sırada koltuğa asılı olan çantası çalındı. Bunu fark eden Sangmın L. hırsızın peşinde koşmaya başladı ve bağırarak yardım istedi. Sangmın L.'nin çantasını çalan küçük yaştaki E.T., Zöhre T.(30) ve Gül T.(23) isimli şüpheliler çantayı yere atarak kaçmaya başladı. Çevredeki vatandaşlarında yaşanan kovalamacaya dahil olmasının ardından şüpheliler vatandaşlar tarafından yakalanarak Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerine teslim edildi.

Yakalanan şüphelilerden Zöhre T.'nin 16 hırsızlık, Gül T.'nin 6 hırsızlık ve küçük yaştaki E.T.'nin ise 63 hırsızlık olayından suç kaydı olduğu tespit edildi. Gözaltına alınan 3 şüpheli emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilirken savcılık talimatıyla serbest bırakıldı.

GÜVENLİK KAMERASINA YANSIDI

Güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerde ise Sangmın L.'nin oturduğu masaya yakın yürüyen bir şüphelinin çantayı el çabukluğuyla aldığı ve bunu fark eden Sangmın L.'nin şüphelilerin peşinden koştuğu görülüyor. Ardından çevredeki vatandaşlarında müdahale etmesiyle durdurulan şüphelilerin yere attıkları çanta Sangmın L.'ye teslim ediliyor.

Görüntü Dökümü:

--------------------

Güvenlik kamera görüntüsü

Çantanın çalınma anı

Turistin şüphelilerin peşinde koşma anı

Şüphelilerin durdurulma anı

Turiste çantasının teslim edilmesi

======================

4- ÜSKÜDAR'DAKİ HIRSIZLAR KAMERADA

Buse PEHLİVAN/İSTANBUL

Üsküdar'da 3 ayrı evden iki günde 100 bin lira değerinde hırsızlık yapan şüpheliler yakalandı. Şüphelilerin apartmanların giriş kapılarını kontrol etmeleri güvenlik kameralarına yansıdı.

Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Büro Amirliği Üsküdar Salacak Mahallesi'ndeki 5-6 Kasım tarihlerinde meydana gelen hırsızlık olayları ile ilgili çalışma başlattı. Polis, hırsızlık olaylarının meydana geldiği Salacak Mahallesinde güvenlik kameralarını inceledi. İki gün içerisinde üç ayrı eve giren şüphelilerin aynı kişiler olduğunu belirledi. Şüphelilerin gündüz saatlerinde kapı göbek kilitlerini kırarak girdiği evlerden 100 bin lira değerinde elektronik eşya ve 5 bin lira nakit para çaldığını tespit etti. Polis kimliğini tespit ettiği iki şüpheliyi yakalamak için çalışma başlattı.

SON HIRSIZLIK OLAYLARINDAN SONRA YAKALANDILAR

Hırsızlık Büro Ekipleri, şüphelerin kullandığı otomobil plakasını tespit ederek teknik ve fiziki takip başlattı. Ekipler Salacak Mahallesi'nde izine rastladığı iki şüpheliyi aynı gün yakaladı.

Şubede sorgulanan Maşallah T.'nin (40)'nin 6 adet suç kaydı, yaşı küçük H.Y.'nin (15) 32 adet suç kaydı olduğu ortaya çıktı. Şüphelilerin kullandığı otomobilin çalıntı olduğu belirlendi. Şüphelilerinden yaşı küçük H.T. adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, Maşallah T. tutuklanarak cezaevine gönderildi.

YÜZÜNÜ GİZLEMEK İÇİN YAN YAN YÜRÜDÜ

Öte yandan şüphelilerin apartmanların açık kalmıi kapılarının açık olup olmadığını kontrol ettikleri anlar güvenlik kameralarına yansıdı. Şüphelilerden birinin montunun şapkasıyla başını örtmesi ve sokaktaki güvenlik kamerasını fark ederek yüzünü gizlemeye çalıştığı görüldü. Şüphelinin yüzünü gizlemeye çalışırken geri geri yürümesi ardından arkasındaki güvenlik kamerasını fark edince yan yan yürüdüğü anlar dikkat çekti.

Görüntü Dökümü

------------------------

(Güvenlik kameraları)

-Şüphelilerin sokakta açık apartman kapısı aradığı an

-Şüphelilerin hırsızlık olayı sonrası sokakta yürürken güvenlik kameralarını fark ederek yüzünü gizlemesi

(Aktüel)

-Şüphelilerden Maşallah T.'nin şube çıkışı

==============================

5 - DEHŞET EVİNİN İDDİANAMESİ HAZIRLANDI

Haber: Halil YILMAZ / İstanbul,

Bahçelievler'de 14 yaşındaki Fatima Ç.'nin ölü bulunduğu, uyuşturucu maddeler ve silahın çıktığı evin iddianamesi hazırlandı. İddianamede suça sürüklenen çocuklar, A.A. (16), B.A. (17) ve E.T.(16) hakkında "Çocuğu kasten öldürme", "Uyuşturucu ticareti yapmak" ve "Ruhsatsız silah bulundurma" suçlarından 25 yıldan 38 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları isteniyor.

Bahçelievler'de 16 Ekim 2018 tarihinde 18 yaşındaki B.Ç. isimli genç kız, 14 yaşındaki kardeşi Fatima Ç.'yi de yanına alarak arkadaşının evine gitti. Gittikleri evde A.A. (16), B.A. (17) ve E.T. (16) bulunuyordu. Bir süre sona Fatima Ç. karnına isabet eden mermiyle yaralandı. Koltuğa yatırılan Fatima Ç., evde silah ve uyuşturucu olduğu gerekçesiyle sağlık ekiplerine haber verilmedi. Fatima Ç.'nin durumu, olaydan 40 dakika sonra sağlık ekiplerine bildirildi. Hastaneye kaldırılan küçük çocuk, tüm müdahalelere rağmen kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı ise Suça Sürüklenen Çocuklar'ın (SSÇ) iddianamesini hazırladı.

EVDE UYUŞTURUCU VE SİLAH BULUNDU

İddianamede, evde toplam 6.40 gram skunk (uyuşturucu madde) ve 22 adet alüminyum folyoya sarılı, ağırlığı 6.85 gram gelen taş kokain bulunduğu aktarıldı. Bunun yanı sıra evde yapılan aramada 2 adet tabanca ve çok sayıda mermi bulunduğu belirtildi.

Olay anında evde bulunan E.T.'nin (16) polislere verdiği ifadede Fatima Ç.'nin evin yanındaki boş arazide bulundukları sırada kendini vurduğunu iddia etti. E.T. savcıya verdiği ifadede ise lavabodayken Büşra Ç'nin kendisine "Koş" diye bağırdığını ve oturma odasına gittiğinde Büşra Ç.'nin kendisine "Ben gaza getirdim. 'Sıkamazsın dedim o da kendini vurdu' dediğini anlattı.

AMBULANSI 40 DAKİKA SONRA ARADILAR

Evde bulunan B.A. (17) verdiği ifadede, olay sırasında uyuduğunu ve E.T.'nin kendisini uyandırdığını ifade etti. B.A. durumu annesi Aysun K.'ye haber verdiğini, Aysun K.'nin de kendisinin yerine Sevgi Ü. isimli şahsı gönderebileceğini söyledi. B.A. ifadesinde A.A.'nın tişörtüyle silah üzerindeki parmak izlerini temizlediğini ve olay yerini temizlemek için ambulansı aramakta zaman kaybettiklerini, 40 dakika sonra ambulansı arayabildiklerini belirtti.

SAKIN POLİSİ ARAMAYIN

Maktul Fatima Ç.'nin ablası 17 yaşındaki Büşra Ç. ise ifadesinde kardeşiyle eve geç kaldıkları konusunda tartıştıklarını ve kardeşinin "Kendime zarar veririm, biraz daha kalalım" diye tehditte bulunduğu, kardeşinin elinden silahı aldığı sırada yanlışlıkla tetiğe bastığını ve kardeşinin yaralandığını anlattı. Tabancanın E.T.'ye ait olduğunu, E.T.'nin silahı temizleyip başka bir odaya götürüp "Sakın polisi aramayın evde uyuşturucu madde var, silah var, önce bunları çıkarım sonra ararız" dediğini belirtti. B.Ç. üç adet pompalı tüfek, fişek ve poşete sarılı uyuşturucu maddeleri B.A.'nın Sevgi Ü. isimli şahsın evine götürdüğünü söyledi.

EVDEN 3 ADET POMPALI TÜFEK VE 1 KİLO UYUŞTURUCU ÇIKTI

Sevgi Ü.'nün Şirinevler'deki evinde yapılan aramada yatak odasındaki baza içinde battaniyeye sarılı üç adet pompalı tüfek ile mermileri ve çok sayıda poşet içinde toplam bir kilo 60 gram olan uyuşturucu madde ele geçirildi. B.Ç. savcılık ifadesinde kardeşiyle onun arkadaşı  olan Y.E.A'nın evine gittiklerini, Y.E.A.'nın jilet alıp banyoya bileklerini kesmeye gittiğini, kardeşinin jileti onun elinden aldığını söyledi. B.Ç. ifadesinde Y.E.A.'nın eline silah alınca kardeşinin bu kez onun elinden silahı alıp oturma odasındaki koltuğa üzerine battaniye örterek uzandığını ve bir el silah sesi duyduklarını, baktıklarında kardeşinin karnından vurulduğunu anlattı.

İFADELER ÇELİŞKİLİ

İddianamede suça sürüklenen çocukların çelişkili, tutarsız, hayatın olağan akışına uymayan beyanları, maktul yaralıyken sağlık kuruluşlarına ya da kolluk kuvvetine haber vermek yerine olay yerini ve suç aletlerini temizleyerek suç delillerini gizlemeye çalışmaları, maktulün intihar etmesini gerektiren ruh hali içerisinde olmayışı hususları birlikte değerlendirildiğinde şüphelilerin suçtan kurtulmaya yönelik beyanlarına itibar edilmeyerek iştirak halinde maktulü öldürdükleri belirtildi.

SSÇ'lar  A.A, B.A ve E.T. hakkında "Çocuğu kasten öldürme", "Uyuşturucu ticareti yapmak" ve "Ruhsatsız silah bulundurma" suçlarından 25 yıl 4 aydan 38 yıla kadar hapis cezası istendi. Cumhuriyet savcısı, SSÇ B.Ç hakkında ise "Kasten öldürme" ile "Ruhsatsız silah bulundurma" suçlarından 18 yıl 8 aydan 26 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını talep etti.

görüntü dökümü:

------------------

-ARŞİV

============================

6- MANSUR YAVAŞ VE FATMA ŞAHİN İSTANBUL'DA KALİTE KONGRESİ'NDE KONUŞTU

Beyza Nur GÜLER-Buğra BENLİOĞLU/İSTANBUL, TÜRKİYE Kalite Derneği (KalDer) tarafından 28'incisi düzenlenen 'Kalite Kongresi' Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde gerçekleşti. Kongreye Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin de katıldı.

28. Kalite Kongresi kapsamında düzenlenen oturumlarda 50'yi aşkın üst düzey yönetici bilgi birikimlerini, özel ve kamu sektörü temsilcilerine aktaracak. "21. Yüzyılda Metropoller ve Yerel Yönetimlerde Çağın Gereklerini Yakalamak" başlıklı oturumda Fatma Şahin ve Mansur Yavaş da konuşmacı olarak yer aldı."

"VATANDAŞ ÖNCE CİDDİYE ALINDIĞINI GÖRECEK"

Ankaralı vatandaşların şehirdeki sorunları bildirmesi üzerine kısa sürede çözüm üretecekleri bir mobil uygulama yaptıklarından bahseden Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş  şöyle konuştu: "Bir mobil uygulama yapıyoruz Ankara'da. En az 2 milyona yakın indirme bekliyoruz. Türkiye'nin her yerinden belki. İşte bu mobil uygulama üzerinden insanlar aklınıza gelen her şeyi yapabilecek. Belki dünyada bir numara olacak. Ama en önemlisi şu, vatandaşın size güvenip inanması,  gördüğü bir olumsuzluğu anında bildirmesi. O zaman bizim belediye personel alımı 30 bin, 300 bin olacak. Yani diğer gönüllüler ile. Sorumluluk hisseden herkes gördüğü çukuru, aksaklığı, ne bileyim belediyedeki herhangi bir hizmetin aksamasını bize anında bildirebilecekler. Görüntülü, fotoğraflı, yazılı… Nasıl istiyorlarsa anında bildirecekler. Biz de kurduğumuz bir mekanizma ile bunu yarım saatte, bir saatte çözmeye çalışacağız. Vatandaş önce ciddiye alındığını görecek. Yani 'ben fedakarlık yapıyorum, belediyenin yapması gereken bir şeyi ben bildiriyorum ama belediye ilgilenmiyor' demeyecek. Daha sonra sahiplenmeye başlayacak. Bu sefer projeleri sormaya başlayacak çünkü biz halkın parasını harcıyoruz."

"YAPACAĞIMIZ FAALİYETLERDE VATANDAŞIN FİKRİNİ ALMAMIZ LAZIM"

Yapılacak projelere karar vermeden önce vatandaşın fikrini almanın önemini vurgulayan Mansur Yavaş, "Yani çok üzülerek söylüyorum, Ankara'da bugün Ankapark projesi iflas etmiş ve 750 milyon dolar asgari harcanmış bir projedir. Bırakın 750 milyon doları, bizlerin 750 dolar bir parayı bile boşa götürme lüksümüz yok çünkü onların parası. Dolayısıyla, yapacağımız bütün faaliyetlerin hepsinde fikirlerini almamız lazım. Bunu ileride belediyenin çalışması varken yol kapalıysa kendilerine duyurmada da kullanabiliriz. Kendi mekanlarına yakın bir yerdeki bir alanı nasıl kullanacağımız konusunda da kendilerinden yararlanabiliriz. Bunlara şu anda biz karar veriyoruz. Buraya park güzel olur diyoruz yapıyoruz. Halbuki belki onlar daha öncelik olarak bir kütüphane, kreş, sağlık ocağı istiyor. Onların parasını harcadığımıza göre onların karar vermesi lazım. Dolayısıyla insanların ne yapıp yapıp e-demokrasi, dediğimiz gibi. Bugün büyükşehirler ortaya çıktı ama bence yerel yönetimler güçlendirilmedi hantallaştı."

"İYİ BİR YÖNETİCİ ÜNİVERSİTELER, MESLEK ODALARI VE STK'LAR İLE BİR ARAYA GELMELİ"

Bir belediye başkanının neler yapması gerektiğini en iyi üniversiteler, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarının görebileceğini düşündüğünü dile getiren Yavaş, "Yani şöyle gireyim söze, herhangi bir mesleğe sahip birisi, belediye başkanı olabilir. İyi bir konfeksiyoncu. Bunun önünde yasal hiçbir engel yok. ya da bir fabrikatör olabilir. Yıllardır kendi ticari işi ile uğraşan birisinin belediye başkanı olduğunu düşünün. Bu sizin söylediklerinizin hiçbirini yapması, anlaması mümkün değil. Konusu değil çünkü. Dolayısıyla, iyi bir yöneticinin yapması gereken en önemli şey üniversiteler ile meslek odaları ile, sivil toplum kuruluşları ile yan yana gelmek. Bunların bir çoğu çağın gerekliliğini görüp belediye başkanının neler yapması gerektiğini en iyi onlar görür. Bir diğer konu gençleri anlama şansımız yok. Benim yaşımdaki birisinin o gençleri anlama şansı yok. Ne yapmamız lazım? Gençleri anlamanın çok kolay yolu var. Onların ne istediğini anlamak, dinlemek, onların size ulaşmasını sağlamak" diye konuştu.

"SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ SAĞLAMAMIZ LAZIM"

Konuşmasında Sürdürülebilir Belediyecilik konusuna değinen Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, şunları söyledi: "23 maddede sürdürülebilirlik var. Sürdürülebilir ekonomik kalkınma, sürdürülebilir eğitim, sürdürülebilir sağlık. Her bir başlıkla ilgili biz yoğun bir şekilde çalışıyoruz. En büyük sorunumuz bizim 'Kervan yolda düzülürö'diye başlıyoruz. Her yönden sürdürülebilirlik sorunumuz var. Devlet yönetiminden tutun, kişiye bağlı çalışıyor. Kişiye bağlı çalışan sistem çalışmıyor demektir. Sistematik çalışma ve sürdürülebilirliği, kurumsallaşmayı sağlamamız lazım. Ben arkadaşlara hep şunu söylüyorum  'ben yokken de bu sistem çalışabilmeli'. Kişiden bağımsız, bugün hasta oluruz, yarın bir nefesimiz var, ölürüz. Arkadan bunun devamını getirebilmek… Bakanlıkta da hep onu yapmaya çalıştım. Sürdürülebilirlik. Ama maalesef bizim insan yapımızdan kaynaklı ciddi sorun var. Kişi değişiyor, bir doğru varsa o doğruda devam etmek lazım. Kurumsallaştırmak lazım.  Hani Amerika'ya diyoruz ya, 'Başkan ne kadar değişirse değişsin burada değişmeyen bir şey var.', ' O Almanya modeli, o bir Alman' diyoruz. Ne farkı var? Sistematik çalışma, kurumsallaşma… Bizim bu sistemi bu hale dönüştürmemiz lazım. Kişilerden bağımsız ve doğruyu götüren bir sürdürülebilirlik kafamızı, yönetim tarzımızı koymamız lazım. Herkes fani sonuçta. Bunu çok önemli buluyorum. Yaptığımız için sürdürülebilirliğini, kurumsal alt yapısını, yaptığımız işi 20-30 yıl sonra hedeflerimizi koyarak, nasıl sürdüreceğimizi ortaya koymamız ve toplumu buna hazırlamamız gerekiyor."

Görüntü Dökümü:

------------------------

-Mansur Yavaş'ın konuşması

-Fatma Şahin'in konuşması

-Genel ve detay

==============================

7 -  SULTANGAZİ'DE CEP TELEFONU HIRSIZLARININ KAÇIŞI KAMERADA

Ali ABLAY, İSTANBUL, DHA- SULTANGAZİ'de bir evden cep telefonu çaldıktan sonra kaçan 2 kişi, polis ekiplerinin güvenlik kamerası incelemesiyle tespit edilerek yakalandı. Şüpheliler kaçma anı ise güvenlik kameralarına yansıdı.

Sultangazi, Cebeci Mahallesi'nde 9 Kasım'da bir evden cep telefonu çalındığı ihbarı üzerine Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri harekete geçti. Ekipler yaptıkları güvenlik kamerası incelemesinde yaşı küçük olan Y.Y. ve Ahmet T.(27) isimli şüphelileri yakalayarak gözaltına aldı.  Ahmet T.'nin uyuşturucu madde ticareti, uyuşturucu madde kullanmak ve otodan hırsızlık suçlarından 11 suç kaydı olduğu belirlenirken yaşı küçük olan Y.Y.'nin hırsızlık, yağma ve uyuşturucu kullanmaktan 27 suç kaydı olduğu tespit edildi. Yakalanan şüpheliler emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Ahmet T. savcılık talimatıyla serbest bırakılırken, küçük yaştaki Y.Y. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.  Şüphelilerin cep telefonunu çaldıktan sonra kaçma anları ise güvenlik kameralarına saniye saniye yansıdı.

Görüntü Dökümü

----

-Şüphelilerin kaçma anı


Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

İstanbul DHA Haberler

Bakmadan Geçme

Uraz Kaygılaroğlu olayı nedir? Kaygılaroğlu neden linç edildi? Açıklama yaptı mı? RÖNESANS GAYRİMENKUL HALKA ARZ: Rönesans Gayrimenkul katılım endeksine uygun mu, kaç lot verir? Hastane randevusu alıp gitmeyenlerin cezası ne olacak? Fahrettin Koca açıklama yaptı mı? ABD Başkanı Biden'dan skandal açıklama! | Biden ne söyledi? Biden amcasının yendiğini mi söyledi? Zeynep Bastık hasta mı? Zeynep Bastık'ın sağlık durumu nasıl? Zeynep Bastık neden ameliyat oluyor? Azra Akın'ın çocuğu mu oldu? Azra Akın'ın çocuğunun cinsiyeti ne? Azra Akın'ın kaç çocuğu var? Terör örgütü sözde sorumlusu Fehmi Oral Meşe yakalandı mı? Fehmi Oral Meşe kimdir? İstanbul'da bugün hava nasıl olacak? AKOM uyardı! İstanbul'da sağanak yağış mı bekleniyor? Kabine'de değişim olacak mı? Ömer Çelik sorulara ne cevap verdi? Fenerbahçe - Olympiakos maçı şifresiz mi? Fenerbahçe - Olympiakos maçı hangi kanalda, ücretsiz mi, bedava mı olacak? Meliha Akyol kimdir? AK Parti Yalova Milletvekili Meliha Akyol kaç yaşında, nereli? Kahramanmaraş'ta deprem mi oldu? SON DAKİKA! Kahramanmaraş'ta kaç şiddetinde ve büyüklüğünde deprem oldu? SANDIK GÖREVLİSİ ÜCRETLERİ YATTI MI? 31 Mart Yerel Seçim görevli ücretleri ne zaman hesaplara yatırılacak? HALKA ARZ TAKVİMİ | Bu hafta hangi şirketler halka arz oluyor? Hangi şirket halka arz oluyor, kaç lot veriyor? Okulların Kapanmasına Kaç Gün Kaldı (SAYAÇ)? 17 Nisan Okullar ne zaman, hangi tarihte kapanacak?
500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title