Haberler

Dha İstanbul Bülteni - 3

1- ÜNLÜ FAST FOOD ŞUBESİNDE KÜÇÜK ÇOCUĞA KAYNAR SUYLA SALDIRI KAMERADA Haber-Kamera: Çağatay KENARLI - İSTANBUL DHANişantaşı'nda ünlü bir fast food dükkanında kadın çalışanın kapı önündeki küçük çocuğu kaynar su atarak yaralaması güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı.

1- ÜNLÜ FAST FOOD ŞUBESİNDE KÜÇÜK ÇOCUĞA KAYNAR  SUYLA SALDIRI KAMERADA

Haber-Kamera: Çağatay KENARLI - İSTANBUL DHA

Nişantaşı'nda ünlü bir fast food dükkanında kadın çalışanın kapı önündeki küçük çocuğu kaynar su atarak yaralaması güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı.

Olay dün akşam saatlerinde yaşandı. Nişantaşı'nda bulunan ünlü bir fast food dükkanın önündeki 7 yaşındaki P.K.'nin, kadın çalışanın sıcak  su atması sonucu boynu yandı. Olay güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde kadın çalışanın bir bardak suyu alıp  kapı önündeki P.K.'ye attığı görülüyor. Küçük çocuğunun yaralanması üzerine çevredekiler yardımına koşuyor.

Görüntü Dökümü:

-------

-Olayın güvenlik kamerası görüntüleri

10.05.2017 - 13.00 Haber Kodu : 170510086_

==================================

2- KÜÇÜK ÇOCUK VE ANNESİ RESTORANDAKİ KAYNAR SULU SALDIRIYI ANLATTI

7 yaşındaki P.K.,

"Ben su aldım dışarı çıkıyordum. Oradaki abla bana kızdı. 'Çık dışarı dedi'. Sıcak suyu üzerime döktü"

Haber-Kamera: Özgür EREN -  Hasan YILDIRIM  - İSTANBUL DHA

Nişantası'nda bir fast food restoranında kadın çalışanın kaynar su atarak yaktığı küçük çocuk ile annesi olay anını anlattı.

Nişantaşı'nda dün akşam saatlerinde su almak için restoranın önüne gelen 7 yaşındaki P.K.'nin sırtına, restoran çalışanı kadın tarafından kaynar su atıldı. Sağ omuzu sırtı yanan çocuk hastanede tedavi edildi. Sabah saatlerinde psikolog eşliğinde ifadesi alınan küçük P.K, annesiyle evine döndü.

" 'ÇIK DIŞARI DEDİ'. SICAK SUYU ÜZERİME DÖKTÜ"

Su almak için işyerine gittiğini ve sırtına sıcak su döküldüğünü söyleyen küçük çocuk, "Ben su aldım dışarı çıkıyordum. Oradaki abla bana kızdı. 'Çık dışarı dedi'. Sıcak suyu üzerime döktü. Belim yandı. Ağladım" dedi.

Hurda kağıt toplayarak geçimlerini sağlayan anne İ.K. ise, "Biz eşimle beraber orada kağıt topluyorduk. Yedi yaşındaki çocuğum bizimle beraberdi. Çocuğum susadığını ve su alacağını söyledi. Ben de kendisine para vererek gönderdim. Çocuk işyerinden suyu aldıktan sonra çalışan çocuğun üzerine kaynar su döküyor. Çocuk orada bağırınca bir müşteri yardımcı oluyor. Çocuğu alarak hastaneye götürüyor. Biz de çocuğumuzu aradık bulamayınca polisler getirdi. Biz suyu atan kişiden şikayetçi olmadık. Ama işyerinden şikayetçiyiz. Böyle bir kişiyi işyerlerinde çalıştırdıkları için" dedi.

"YEMEK YİYEN BİR KİŞİ ÇOCUĞU ALARAK KARAKOLA GÖTÜRMÜŞ"

Baba Ü. K. ise " Biz kağıt toplayarak geçiniyoruz. Dün de kağıt toplamak için oraya gittik. Çocuğum susadığını söyleyince para verdik. O da su almak için işyerine gitti. Orada çalışan kadın çocuğun üzerine sıcak suyu dökmüş. Annesi çocuğun gelmediğini fark edince koştu. Orada yemek yiyen bir kişi çocuğu alarak karakola götürmüş. Daha sonra ambulansla hastaneye kaldırıldı." dedi.

Bilgi için:

Anne İ.K = İpek Kara:

Baba Ü.K= Ümit Kara

Görüntü Dökümü:

-------------

-Olaya ilişkin görüntüler (güvenlik kamerası)

-Restoranın görüntüsü

-Polismerkezinden görüntü

-Anne ile röp

-Çocuk ile röp.

-Çocuğun sırtında oluşan yanık

-Baba  ile röp

=========================

3- DARBE GİRİŞİMİNDE 1. ORDU KOMUTANLIĞI'NDA YAŞANANLAR

15 Temmuz darbe girişimine ilişkin Üsküdar Selimiye'deki 1. Ordu Komutanlığı Harekat Merkezi ile Üsküdar Çevikkuvet Şube Müdürlüğü'nde yaşananlara ilişkin iddianame tamamlandı. 52'si tutuklu 128 şüpheli hakkında 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi.

İstanbul'daki darbe girişimi esnasında 1. Ordu Komutanlığı'nın 'adeta karargah olarak kullanıldığı' ifade edildi. Darbe girişimini yürüten ismin ise 1. Ordu Komutanlığı Harekat Kurmay Başkanı Tuğgeneral Eyüp Gürler olduğu belirtildi.

İddianamede darbe girişimi gecesi Feyzullah Şahan isimli sivil bir kişinin istihbarat astsubayı ile irtibatta olduğu ortaya çıktı. Kahramanmaraş'tan bir gün önce gelen Feyzullah Şahan'ın darbeden haberdar olduğu ve 1. Ordu'da görevli İstihbarat Astsubayı Eshabil Saka ile 15 Temmuz günü çok sayıda telefon görüşmesi gerçekleştirdiği kaydedildi.

Haber: Ümit TÜRK İstanbul / DHA

15 Temmuz darbe kalkışmasında Üsküdar Selimiye'deki 1. Ordu Komutanlığı Harekat Merkezi ile Üsküdar Çevikkuvet Şube Müdürlüğü'nde yaşananlara ilişkin soruşturma tamamlandı.  52'si tutuklu 128 şüpheli hakkında "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılığı tarafından hazırlanan iddianame 546 sayfadan oluşuyor. İddianamede 52'si tutuklu 128 kişi şüpheli olarak yer alırken aralarında Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ümit Dündar ile üzerinden iki tank geçen Sabri Ünal'ın da bulunduğu 28 kişi müşteki olarak gösterildi. Tüm şüpheliler için "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi.

4 şüpheli için "Silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar, 24 şüpheli için ise ayrıca, "Kamu malına zarar verme, Mala zarar verme, Bir suçun işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürmeye teşebbüs ve Silahla kasten yaralama" suçlarından da 134 yıla kadar değişen oranlarda hapis cezası talep edildi.

1. ORDU KOMUTANLIĞI ADETA KARARGAH OLARAK KULLANILDI

İddianamede, İstanbul'daki darbe girişimi esnasında 1. Ordu Komutanlığı'nın 'adeta karargah olarak kullanıldığı' ifade edildi. Buradaki darbe kalkışmasını yürüten ismin ise 1. Ordu Komutanlığı Harekat Kurmay Başkanı Tuğgeneral Eyüp Gürler olduğu, Gürler'in ana darbe davasında tutuklu olduğu belirtildi.

İLK GÖREV 1. ORDU KOMUTANI DÜNDAR'I DERDEST ETMEK

Darbeci Eyüp Gürler'in ilk olarak, 4 harp akademisi öğrenci subayını 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar'ı ikametinden alarak derdest etmekle görevlendirdiği Fenerbahçe Orduevi'ne giden darbecilerin Ümit Dündar'ın 15 dakika önce emniyet müdürüyle görüşmek için konutundan ayrılması üzerine geri döndükleri kaydedildi. Gürler'in ayrıca Doğan Medya Center binasında yayınların kesilmesi icin helikopter ile harp akademisinden takviye amaclı gelen 3 Subay ile 11 eri görevlendirdiği belirtildi.

DARBECİ GENERALİN EMRİYLE 103 KAMERANIN GÖRÜNTÜ KAYDI SİLİNDİ

İddianamede Harekat merkezini ele geçiren Eyüp Gürler'in dışarıdan gelen darbeci subaylarla birlikte faaliyetlerini buradan yönettikleri, Gürler tarafından görevlendirilen iki uzman erbaşın Görüntü İzleme Merkezi'nde bulunan 103 kameranın görüntü kayıtlarının sildiği, 22.45 sılarından itibaren kayıt cihazını kapattırdığı ve kayıt alınmadığı belirlendi. Daha sonra Görüntü İzleme Merkezi'nin kontrolünün dış birlikten gelen akademi öğrencisi yüzbaşı Batur Alp Çakır'a geçtiği anlatıldı.

DARBE GİRİŞİMİNDE SİVİL ASKER İLİŞKİSİ...

İddianamede darbe girişimi gecesi Feyzullah Şahan isimli sivil bir kişinin istihbarat astsubayı ile irtibatta olduğu ortaya çıktı. Kahramanmaraş'tan bir gün önce gelen Feyzullah Şahan'ın darbeden haberdar olduğu ve 1. Ordu'da görevli İstihbarat Astsubayı Eshabil Saka ile 15 Temmuz günü çok sayıda telefon görüşmesi gerçekleştirdiği belirtildi. Şahan'ın, kiraladığı aracı da istihbarat astsubayı Eshabil Saka'ya tahsis ettiği, Saka'nın da darbecilere katılmak için söz konusu araçla 1. Ordu Komutanlığı'na giriş yaptığı belirtildi. İdianamede Feyzullah Şahan'ın FETÖ'nün iletişim kurmak icin kullandığı "bylock", "eagle" ve "surespot" isimli şifreli mesajlaşma uygulamalarını kullandığı ve sosyal medya hesaplarından sürekli FETÖ'yü övücü paylaşımlarda bulunduğu tespitine yer verildi.

RÜTBELİLER GELİŞMELERİ TV'DEN TAKİP ETMİŞ

Kalkışma icerisinde yer alan rutbeli personelin eğitim elbiseli, tam teçhizatlı, tabanca, makinalı tabanca veya piyade tüfekli bir şekilde gelişmeleri TV haberlerinden, Whatsapp grubundaki yazışmalardan ve telsiz görüşmelerinden takip ettikleri belirtildi. Darbenin başarısız olduğunu anlayan çoğu rütbeli askerin 16 Temmuz sabahı sivil kıyafetlerini giyerek kışladan ayrıldıkları belirtildi.

TARİHİ SELİMİYE KIŞLASI: YENİÇERİLERİN İSYANI SONUCU YIKILMIŞ

İddianamede 1. Ordu Komutanlığı'nın bulunduğu Selimiye Kışlası'nın tarihteki yerine de değinildi. İddianamede yer alan bilgiye göre; "Üsküdar'da bulunan Selimiye Kışlası, III. Selim tarafından Nizam-ı Cedid askerleri icin kesmetaş bir kaide uzerinde ahşap olarak inşa edilmiştir. Yeniceriler'in isyanı sonucunda yıkılan bu kışla II. Mahmud devrinde kagir olarak yeniden inşa edilmiştir. Sultan Abdulmecid devrinde iki defa yenilenen kışlanın dört köşesine yedişer katlı birer kule ilave edilmiştir. Kışla, Kırım Savaşı sırasında İngiliz askerlerine tahsis edilmiştir. Modern hemşireliğin kurucusu  Florence Nightingale 1854'te kışlaya gelerek yaralı İngiliz askerlerinin tedavisinde görev almıştır. Florence Nightingale ve beraberindeki hemşirelerin kaldığı oda gunumuzde müzeye dönüştürülmüştür."

ÜZERİNDEN İKİ TANK GEÇEN SABRİ ÜNAL'IN İFADESİ...

Darbecilere direnmek için tankların önüne geçen ve üzerinden iki tank geçen Sabri Ünal'ın ifadesi de iddianameye girdi

Ünal'ın,  "Saat 01.30 da Altunizade'de darbe teşebbüsü olduğunu öğrendim. Vatanım icin tepkimi koydum. Tanımadığım ve görmediğim leopar tarzı tank üzerime geldi, bende kaçamayacağım icin tankın orta açıklığına gelecek şekilde yere yattım. Tank üzerimde durdu. Sonra devam etti. Ayağa kalktığımda karşımda yine bir tank vardı, üzerime geldi, dur işareti yaptım, fakat, üzerime gelmeye devam edince sağa doğru kaçmaya çalıştım, kaçamayınca yine tankın orta yerine gelecek şekilde yere yattım. Tank sağ kolumun üzerinden geçti. Ben, TSK mensuplarından davacı ve şikayetciyim" dediği kaydedildi.

ÜSKÜDAR ÇEVİKKUVVETTE YAŞANANLAR...

İddianamede darbe girişiminde Üsküdar'daki Çevikkuvvet Yerleşkesinin ele geçirmeye çalışılması da anlatıldı. Çevikkuvetin ele geçirilmeye çalışılması ve kontrol altında tutulmasına ilişkin 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı'ndan 12 tank 1 askeri araç içerisinde 1'i yarbay, 3'ü üsteğmen, 1'i asteğmen, 2'si astsubay, 22'si uzman çavuş, 46'sı er olmak üzere 75 askerin sevk edildiği belirtildi. Darbecilerin başında yer alan Yarbay İrfan Arat'ın tankları çevikkuvvetin arka kapısına konuşlandırarak, polislere, "Size zarar vermeyeceğiz, ülke yönetimine el konuldu. Teslim olsun" dediği, polis amirlerinin de, "Yaptığınız kanunsuz bir eylem, teslim olmak yok. Kışlanıza dönün, binaya girmeniz durumda gerekli müdahale yapılacak" dediği vurgulandı.

POLİS AMİRLERİNE YÖNELİK TANK TOPU İLE ATEŞ ETME EMRİ VERDİ

Bunun üzerine darbeci yarbayın, bir tankın yönünü çevikkuvetteki amirlere doğru çevirtirerek, tank topu ile ateş etme emri verdiği belirtildi. Bu esnada kalkışmaya tepki göstermek üzere bölgeye gelen vatandaşların güvenlik güçleri ile birlikte şüphelilere müdahale ettikleri, zırhlı araçları durdurarak icindeki askeri personeli etkisiz hale getirmeye çalıştıkları, kalabalığın artması üzerine askeri birliğin olay yerindeki hakimiyetini kaybettiği, zırhlı araçların olay yerinden kaçmaya calışırken girdikleri dar sokaklar içerisinde ilerleme ve manevra kabiliyetlerini yitirdikleri, bu durum üzerine Yarbay İrfan Arat'ın "araçları ezip geçin" emri üzerine bölgedeki birçok aracın tanklar tarafından ezildiği anlatıldı.

TANKLARIN ZARAR BİLANÇOSU

İddianamede vatandaşların ara sokaklarda sıkıştırdığı darbecilerin ateş etmesi sonucu, 1 kişinin silahla, 5 kişinin ise zırhlı tankların çarpması sonucu yaralandıkları, 2 kişiyi ise öldürmeye teşebbüs ettikleri belirtildi. Ayrıca darbecilerin söz konusu bölgede bulunan 1 ikamete, 18 sivil şahsa ait araca, 1 adet de kamu kurumuna ait araca zarar verdikleri tespitine yer verildi. Tankların durdurulması sonrası darbeci askerlerin gözaltına alındığı, ancak yarbay İrfan Arat'ın olay yerinden kaçtığı ve halen yakalanamayıp firari olduğu kaydedildi.

=============================

4- FETÖ DAVASINA BAKAN MAHKEME BAŞKANI:  HASSASİYETLE DİKKAT EDİYORUZ.

FETÖ'NÜN  'UYUYAN HÜCRE' DAVASI (2)

Mahkeme Başkanı,

"Milletin gözbebeği TSK'nın komutanları geçmiş yıllarda mağdur edildi. Onları mağdur eden hakim ve savcılar her kimse şimdi onlar yargılanıyor ve gerçek ortaya çıkacaktır. Biz heyet olarak en az sizler kadar yargılama konusuna hassasiyetle dikkat ediyoruz"

Haber: Hayati KILIÇ - İstanbul DHA

FETÖ'nün 15 Temmuz  darbe girişiminde görev almayıp, daha sonra yapılabilecek eylemler için kendilerini gizledikleri iddia edilen, aralarında muvazzaf asker ile merkeze alınan vali yardımcısının da bulunduğu 41'i tutuklu 45 sanığın yargılandığı davanın üçüncü duruşması sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediyer.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki binada yapılan üçüncü  duruşmaya, 41'i tutuklu 44 sanık katıldı. Sanıkların avukatları duruşmada hazır bulundu. Duruşmaya sanıkların yakınları izleyici olarak katıldı. Duruşma sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.

Duruşmada savunmasını yapan tutuklu sanık Albay Murat Cemal Girginer, FETÖ üyeliği suçlamasını babul etmediğini ve FETÖ üyeleriyle mücadele ettiğini belirterek, "Devlet, damarlarından hain ve kendisine ortak kabul etmez. Ben sadece komutanlarımdan emir alırım. FETÖ'nün yarattığı TSK'daki kan kaybına Balyoz'la başladı halen de devam ediyor. Algı yönetimi yapılmaktadır. 12 Mart darbesiyle kültürel tasfiye yapılarak, aydın insanlar mağdur edildi. 12 Eylül'de siyaset denilerek, önemli siyasi liderler tasfiye edildi. 28 Şubat'ta milliyetçi muhafazakar masum insanlar tasfiye edildi. Şimdi de, algı yönetimi yapılarak FETÖ'yle alakasız bürokratik kadrolar tasfiye ediliyor. Özel hayatım, yaşam tarzım ortadadır. Bir din bezirganın önünde oturacak biri değilim. Hasan Polat isimli şahsın silah kaçakçılığından hüküm yemiş birinin beyanlarıyla karşınızdayım. İfadeleri tutarsız olan bu şahsı hiç tanımıyorum. Bu şahısın Deniz Harp Okuluna soktuğu 7 öğrenci var ve hiçbiri burada değil. Bu kişilerin ismi, cismi belli. Eğer ki, bu 7 subay için iddianame yazılsaydı, daha tutarlı bir dava olurdu. Hasan Polat, önce kendisini sonra FETÖ'cüleri kurtaran yalancının tekidir, ben böyle değerlendiriyorum" dedi.

Bazı sanık ve avukatlarının Ergenekon ve Balyoz davaları ile yargılamanın yapıldığı davayı karşılaştırması ve iki davanın da kumpas olduğunu belirtmesi üzerine Mahkeme Başkanı Cem Karaca, bu karşılaştırmayla ilgili açıklama yapmak zorunda kaldığını bildirdi.

MAHKEME BAŞKANI:  GERÇEK ORTAYA ÇIKACAKTIR

Mahkeme Başkanı Cem Karaca,  "Kişisel görüşümdür. Milletin gözbebeği olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin  komutanları geçmiş yıllarda mağdur edildi. Onları mağdur eden hakim ve savcılar her kimse şimdi onlar yargılanıyor ve gerçek ortaya çıkacaktır. Biz heyet olarak en az sizler kadar yargılama konusuna hassasiyetle dikkat ediyoruz" dedi.

Ara verilen duruşma sanık savunmalarının alınmasıyla  devam edecek.

===============================

(EK BİLGİLERLE)

5- TUZLA'DA ZABITANIN "TARİHİ MEZAR" NÖBETİ

Haber: Cengiz ÇOBAN/İSTANBUL,

Tuzla'da dün yol çalışması yapılırken bulunan ve lahit olduğu değerlendirilen tarihi eser çevresinde zabıta nöbet tutuyor.

Tuzla Belediyesi ortaya çıkan lahitle ilgili şu bilgiyi verdi:

" İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü alandaki lahit ve sarnıçla ilgili rapor hazırlıyor. Rapor, İstanbul 5 No'lu kultür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nda değerlendirilecek, ardından alanda kazı çalışması başlayacak. Yol yapımı durduruldu. Tuza İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Tuzla Belediyesi Zabıta Müdürlüğa alanda nöbet tutuyor."

Görüntü Dökümü:

----------------

-Tarihi eserin bulunduğu alandan görüntü

-Zabıta ekiplerinden görüntü

-Çekilen demir bariyerler

-Mezarın yanındaki plastik eldiven

-Genel ve detay görüntüler

10.05.2017 - 11.38 Haber Kodu : 170510058

============================

6- BAKAN EROĞLU: (GÜNEY KIBRIS'A SU)  BARIŞ İSTEDİKLERİ ZAMAN, HÜKÜMETİMİZ UYGUN GÖRÜRSE SU VERMEYE HAZIRIZ

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu,

"Bazıları soruyor, 'Güney Kıbrıs'a su vermeyecek misiniz?' Bir adım yaklaşırsa, biz onlara koşarak gideriz. Ama onlar hiçbir zaman barış istemiyor. Barış istedikleri zaman, hükümetimiz uygun görürse biz Güney de su vermeye hazırız"

" Biz kendi işimizi kendimiz hallederiz çünkü biz onlara yeterli miktarda vermek için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Şu anda Suriye'nin kuzeyindeki güvenli bölgede su ihtiyacı var. O suyu kim karşılıyor? Türkiye karşılıyor"

Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: Güven USTA / İstanbul DHA

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, 4. İstanbul Uluslararası Su Forumu açılış törenine katıldı.

Toplantıda Dünya Su Konseyi Başkan Yardımcısı Doğan Altınbilek, UNESCO Su Bilimleri Bölümü Direktörü  Blanca Jimenez Cisneros, Romanya Su ve Orman Bakan Yardımcısı Olimpia Negru, Su ve Barış Küresel Yüksek Düzeyli Paneli Başkanı Danilo Türk, İstanbul Valisi Vasip Şahin de yer aldı.

Bakan Eroğlu burada yaptığı konuşmasında, "Bildiğiniz gibi maalesef Suriye'deki çalışmalardan dolayı Türkiye'de şu anda 3 milyondan fazla mülteci var. İstanbul'da şu ana kadar 600 bin Suriyeli var. 600 yüz bin nüfus Helsinki'nin nüfusundan daha fazladır. Dünyada hangi şehre siz böyle 600 bin kişilik nüfusu getirdiğiniz zaman oranın alt yapı, su temini, kanalizasyonu eğitim, sağlık gibi hizmetleri nasıl olur düşünebiliyor musnuz? İstanbul, bunu kaldırıyor. Hiçbir problem yaşanmadan bu insanlar, insanlık adına hizmet veriyor. Bizim kültürümüzde şu var: Biz bütün yaratılanları Yaratan'dan ötürü seviyoruz. Onun için bütün insanlara, etnik kimliği, dini inancı ne olursa olsun insanlara insanca muamele ediyoruz. Bu nedenle Irak'tan Suriye'den ve başka yerden gelen bütün insanlara kapımızı açtık" dedi.

"VİCDANLAR SUSUZ KALMADIYSA BU KONUNUN DA BU FORUMDA ELE ALINMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM"

Bakan Erdoğlu, Türkiye'de ki mültecilerle ilgili bilgi vererek, "Bunlar için Türkiye 25 milyar dolar harcama yaptı. Kapılarımızı açmasaydık, öleceklerdi. İçme suyu temini, barınma, yiyecek, eğitim ve salık ihtiyaçları gideriliyor.  Batı ne yapıyor? Batının yaptığı hiçbir şey yok. Batı sadece konuşuyor. Avrupa, 3 milyar euroluk bir destek sözü vermişti. Bu para dahi gelmedi. BM ve diğer kuruluşların yaptığı yardımlar 300 milyon euro geçmiyor. Türkiye'nin yaptığı harcama miktarı 25 milyar dolar. Vicdanlar susuz kalmadıysa bu konunun da bu forumda ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Çok laf değil, çok yardım. Çok teşekkür değil, çok yardım bekliyoruz" şeklinde konuştu.

"GÜNEY DE SU VERMEYE HAZIRIZ ÇÜNKÜ İNSANLIK BUNU GEREKTİRİYOR"

Veysel Eroğlu, KKTC'ye 477 kilometre dağıtım hattıyla su verildiğini belirterek, "Bazıları soruyor, 'Güney Kıbrıs'a su vermeyecek misiniz?'. Bir adım yaklaşırsa, biz onlara koşarak gideriz. Ama onlar hiçbir zaman barış istemiyor. Barış istedikleri zaman hükümetimiz uygun görürse biz Güney de su vermeye hazırız. Çünkü insanlık bunu gerektiriyor"  şeklinde  konuştu.

"İNSANLARA SU TEMİNİ İÇİN BİR FON OLUŞTURALIM"

Eroğlu, salonda bulunan forum katılımcılarına seslenerek, "Gelin burada da hep birlikte, dünyadaki mülteciler veya susuz Afrika gibi dünyanın susuz yerlerindeki insanlara su temini için bir fon oluşturalım. Var mısınız? Biz de imkanlarımız ölçüsünde bunu yapmaya hazırız. Bende hükümetin bir bakanı olarak bunun teminini veriyorum. Lütfen bunu oluşturalım. Dünyada her hangi bir yerde bırakın bir insanın, bir canlının, bir hayvanının bile susuz kalması kabul edilemez" dedi.

"KENDİ İŞLERİNE BAKSINLAR"

Veysel Eroğlu, uluslararası su dağıtımı konusunda Türkiye'nin hassas davrandığına dikkat çekerek, "Iraklılarla görüşüyoruz. Birlikte Ilısu Barajı yapılıyor. Bu barajda su tutulurken Irak'ta herhangi bir sıkıntı olmaması için gereken neyse onu yapıyoruz. Biz son derece insani davranıyoruz. Başka hiçbir burası ile alakası olmayan ülkenin veya hiçbir kurumun bu işe burnunu sokmalarına müsaade etmeyeceğiz, etmiyoruz. Kendi işlerine baksınlar, sadece Dicle, Fırat mı su? Dünyada bir sürü şey var onlara baksınlar. Bunu en yetkili ağızdan bunu söylüyorum. Biz kendi işimizi kendimiz hallederiz çünkü biz onlara yeterli miktarda vermek için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Bırakın onları şu anda Suriye'nin kuzeyindeki güvenli bölgede su ihtiyacı var. O suyu kim karşılıyor? Türkiye karşılıyor" diye konuştu.

STANDARTLARIN ÜZERİNDE

İstanbul Valisi Vasip Şahin de programda kısa bir konuşma yaparak, "Şu anda Türkiye belki 3 milyonu aşan mülteci barındıran ülke ama hamdolsun başta su olmak üzere beslenme, barınma noktasında dünyadaki mülteciler standartlarının çok üzerinde bir hizmetle mültecilerimize hizmet etmeye çalışıyoruz. Bundan da gurur duyuyoruz" dedi.

Konuşmaların ardından Eroğlu ve konuklar, birlikte fotoğraf çektirdi. Ardından formun açılış kurdelesını kesti ve fuar alanını gezdiler.

Görüntü Dökümü:

---------------------

Şahin'in konuşması

Eroğlu'nun konuşması

Eroğlu'nun forumun açılış kurdelesini kesmesi

Eroğlu'nun forumu gezmesi

Detaylar

====================

7 - BAHÇEŞEHİR GÖLET PROJESİNE İLİŞKİN BASIN AÇIKLAMASI

Haber-Kamera ; Ezgi ÇAPA/İSTANBUL,

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi(İBB) Grup Başkanvekili Ertuğrul Gülsever, idare mahkemesinin yürütmeyi durdurma kararı verdiği Bahçeşehir Gölet projesi ile ilgili basın açıklaması yaptı.

"BAHÇEŞEHİR'DE OTURAN HERKESİN TAZMİNAT DAVASI AÇMA HAKKI VAR"

Danıştay 13. Dairesi Bahçeşehir gölet projesini iptal ederek, Başakşehir Belediye Başkanı'na verilen satış yetkisini kaldırmıştı. Ancak Başakşehir Belediyesi geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada habere konu olan projenin Bahçeşehir Göleti ile alakalı olmadığını ifade ederek "Danıştay'ın kararında Gölet Projesi'nin iptali söz konusu değildir" açıklamasında bulunmuştu. Gölet çevresinde yapılan inşaatların yapılmasına olanak sağlayan imar planların büyük bir kısmının iptal olduğunu söyleyen Canpolat "CHP İstanbul İl Örgütü olarak şimdiye kadar olayın takipçisi olduk. Bundan sonra da usulsüzlüklerin karşısında durarak yeşili ve doğayı sonuna kadar koruyacağız. Yolsuzluk ve usulsüzlük yapanlarla ilgili her türlü hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi. Canpolat "Bu bölgede konut alanlar, 'yeşil alan' diye konut aldılar. Bahçeşehir'de oturan herkesin tazminat davası açma hakkı vardır" dedi.

BÖLGEDEKİ RANTIN HANGİ BOYUTA ULAŞTIĞINI GÖREBİLİYORUZ

Gölet etrafındaki yapılaşmaya işaret eden Canpolat, "Bölgedeki rantın hangi boyuta ulaştığını görebiliyoruz. Bu bölge yeşili, doğasıyla bilinen bir bölgeydi. Bu bölgenin bir tarafında Esenyurt, bir tarafında Başakşehir insanların nefes aldığı, sağlıklı yürüyüş alanlarının, piknik alanlarının yapıldığı yerlerdi. Esenkent betonkente dönüştürüldü, Başakkent rantçılara teslim edildi. Kimlere ne kadar rant kazandırıldığını biliyoruz. Takipçisi olacağız. Bütün İstanbulluların yeşili, doğayı parselleyenlere karşı hukuk mücadelemizi sonuna kadar yürüteceğiz" dedi.

Görüntü Dökümü :

-------------

Canpolat ve CHP heyetinin alana gelmesi

Canpolat'ın açıklaması

Göletten ve yapılan inşaattan görüntüler

Bahçeşehir Göletinin havadan görüntüsü

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Veysel Eroğlu Bahçeşehir Selimiye Üsküdar Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title