Haberler

Dha İstanbul Bülteni - 3

(geniş haber) SERVİSÇİ ÇATIŞMASINA KARIŞAN 5 KİŞİ ADLİYEYE SEVK EDİLDİHaber-Kamera: Cengiz ÇOBAN / İstanbul DHAÜmraniye'de Fatih İlkokulu'nun bahçesinde servisçiler arasında çıkan çatışmaya karışan 1'i kadın 5 kişi Ümraniye Asayiş Büro Amirliği'ndeki işlemlerinin ardında adliyeye sevk edildi.

(geniş haber ) SERVİSÇİ ÇATIŞMASINA KARIŞAN 5 KİŞİ ADLİYEYE SEVK EDİLDİ

Haber-Kamera: Cengiz ÇOBAN / İstanbul DHA

Ümraniye'de Fatih İlkokulu'nun bahçesinde servisçiler arasında çıkan çatışmaya karışan 1'i kadın 5 kişi Ümraniye Asayiş Büro Amirliği'ndeki işlemlerinin ardında adliyeye sevk edildi.

Ümraniye'de bulunan Fatih ilkokulunda servisçiler arasında çıkan çatışmada 1 kişi ölmüş, 2 kişi de yaralanmıştı. Olayın ardından çalışma başlatan polis ekipleri 5 kişiyi gözaltına almıştı. Gözaltına alınan 1'i kadın 5 şüpheli, Ümraniye Asayiş Büro Amirliği'ndeki işlemelerinin ardından Kartal'daki Anadolu Adalet Sarayı'na sevk edildi.

Olaya karışan diğer 3 şüphelinin yakalanması için ise çalışmalar devam ediyor.

Görüntü Dökümü:

------------------

-Emniyetten görüntü

-Zanlıların emniyetten çıkarılması

-Polis otosuna bindirilmesi

-Genel ve detay görüntüler

08.09.2017 - 15.19 Haber Kodu : 170908101

================

7 KATLI BİNANIN ÇATISI ALEV ALEV YANDI

Haber-Kamera: Cengiz ÇOBAN / İstanbul DHA

Ataşehir'de 7 katlı bir binanın çatısında gerçekleştirilen izolasyon çalışmasının ardından yangın çıktı. Yangında,  binanın çatısı ve üst kat dairesi kullanılmaz hale gelirken, ölen ya da yaralana olmadı.

Yangın, Ataşehir İçerenköy Mahallesi Ertaç sokakta 7 katlı bir binanın çatısında saat 17.30  sıralarında çıktı. Edinilen bilgiye göre binanın çatısında izolasyon çalışması yapıldıktan bir süre sonra henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı. Çatıdan yükselen dumanları gören vatandaşlar itfaiye ve polis ekiplerine haber verdi. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi.

YARIM SAATTE KONTROL ALTINA ALINDI

İhbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi. Çatıda çıkan yangın rüzgarın da etkisiyle kısa sürede  büyüdü. İtfaiye ekipleri yangını yaklaşık yarım saatte kontrol altına aldı. Yangında ölen ya da yaralanan olmazken büyük çapta maddi hasar meydana geldi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Çatıdan yükselene alevler

-İtfaiyenin müdahalesi

-Çevredeki vatandaşların görüntüsü

-İtfaiye ve sağlık ekiplerinin görüntüsü

-Genel ve detay görüntüler

================

SİVİL TOPLUM KURULUŞU TEMSİLCİLERİ  BÜYÜKADA SORUŞTURMASI TOPLANTISI DÜZENLEDİ.

Haber  Özden ATİK - Kamera  Yaşar KAÇMAZ, İstanbulDHA

Büyükada'da 5 Temmuz'da bir otelde düzenledikleri toplantı sonrasında gözaltına alınan 8'i tutuklu 10 aktivist için çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri Hak Savunucuları Türkiye adı altında bir basın toplantısı düzenledi. Kendisi de Büyükada'da gözaltına alınan ancak adli kontrol kararıyla serbest bırakılan Nejat Taştan, süreci anlamlandıramadığını belirterek Nasıl bir süreç işledi bilmiyorum, açıkçası anlamlandıramıyorum. Başlangıçta Günal niye içeride, ben niye dışardayımı ben bilmediğim gibi, diyelim ki orayı es geçtik. İlk serbest bırakılan Nalan niye içeride ben niye dışarıdayım bunu da bilmiyorum. Çünkü aynı hakim ifademizi aldı dedi.

Beyoğlu'nda düzenlenen bilgilendirme toplantısına, Hak Savunucuları Türkiye adı altında Yurttaşlık Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği, İnsan Hakları Ortak Platformu Koordinasyonu, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği'nden temsilcilerin yanısıra tutuklu aktivistlerin avukatları ve aileleri katıldı.

SORSALARDI SIR TOPLANTI OLMADIĞI ORTAYA ÇIKARDI

İnsan Hakları Ortak Platformu Koordinasyonu'ndan Feray Salman, Büyükada toplantısı planının İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP) tarafından Antalya'a 7-9 Nisan 2017'de gerçekleştirilen yıllık olağan toplantısında kararlaştırıldığını söyledi. Salman, insan hakları savunucularının korunması ve güvenli alanda insan hakları mücadelesini devam ettirmek için bir dizi eğitim programı yapmaya karar verdiklerini ifade ederek Gelip bize sorsalardı böyle anlatırdık, bir sır toplantı falan da olmadığı ortaya çıkardı. Kimin yaptığı da ortaya çıkardı. Dolayısıyla yalan yanlış bilgiler üzerinden bir propaganda yapmaya gerek kalmayabilirdi diye düşündük ama öyle olmadığını biliyoruz hepimiz dedi.

ARKADAŞLARIMIZI BURAYA İSTİYORUZ

Büyükada'daki toplantı sonrasında gözaltına alınarak 13 günlük gözaltı sonrasında çıkarıldığı mahkemece haftada 2 gün imza verme şartıyla serbest bırakılan Eşit Haklar İçin İzleme Derneği'nden Nejat Taştan da gözaltı sürecinde yaşadıklarını anlattı. Taştan, toplantıda oldukları iki gün boyunca veri koruma ve stresle baş etme yöntemleri üzerine yabancı uzmanlar Ali Gharavi ve Peter Steudtner tarafından bilgi verildiğini, kendilerinin de sorunlarını anlattıklarını söyledi. Taştan, Nasıl bir süreç işledi bilmiyorum. Açıkçası anlamlandıramıyorum. Başlangıçta Günal niye içeride, ben niye dışardayım ben bilmediğim gibi, diyelim ki orayı es geçtik. İlk serbest bırakılan Nalan, niye içeride ben niye dışarıdayım bunu da bilmiyorum. Çünkü aynı hakim ifademizi aldı. Yeniden tutuklamaya sevk edildik. Aynı hakime ifade verdik. Şöyle bir değerlendirme hatırlıyorum; hakim bu toplantıya katılan herkes aynı durumda, o nedenle Nalan'ı ve İlknur'u da tutukladı. ben de o toplantıya katıldım. Şehmus da katıldı. Aynı durumdaysak biz arkadaşlarımızı buraya istiyoruz. ve bunun için bu basın toplantısı ve yaptığımız her şeyi gerçekten bugün hiçbir suç ithamıyla bile karşı karşıya olmayan arkadaşlarımızı dışarıya ailelerinin yanına istediğimiz için bu işleri yapıyoruz dedi.

AVUKATLAR HUKUKİ SÜREÇ HAKKINDA BİLGİLENDİRME YAPTI

Daha sonra soruşturmada görev alan avukatlar, hukuk süreci hakkında bilgi verdi. İddianameyle ilgili bir gelişme olmadığını ifade eden avukat Meriç Eyüboğlu, tutuklamaya yaptıkları iki itirazın da reddedildiğini belirterek gözaltı süreci hakkında Anayasa Mahkemesi'ne başvurduklarını belirtti. Toplantı soruların cevaplandırılmasının ardından son buldu.

SORUŞTURMA SÜRECİ

Büyükada'da 5 Temmuz'daki toplantsı sonrasında 10 kişi gözaltına alındı. 18 Temmuz'da hakimliğe çıkarılan şüphelilerden İdil Eser, Veli Acu, Günal Kurşun, Özlem Dalkıran ve İsveç vatandaşı Ali Ghravi ile Alman vatandaşı olan Peter Steudtner'in, Silahlı terör örgütüne yardım etmek suçlamasıyla tutuklanmalarına karar verdi. Şüpheliler İlknur Üstün, Nalan Erkem, Nejat Taştan,  Şeyhmus Özbekli ise yurtdışına çıkış yasağı ve haftada üç gün adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Ancak 21 Temmuz'da savcı, serbest bırakılan 4 kişinin tutuklanmasını talep etti. 23 Temmuz'da Nalan Erkem ve İlknur Üstün tutuklanırken; 25 Temmuz'da gözaltına alınan Nejat Taştan ve Şeyhmus Özbekli haftada iki gün adli kontrol şartıyla ve yurtdışına çıkma yasağıyla serbest bırakıldı.

Görüntü Dökümü

-------------------------------------------

-Feryal Salman açıklaması

-Emel Kurma açıklaması

-Nejat Taştan açıklaması

-Meriç Eyüboğlu açıklaması

-Genel ve detaylar

================

DENİZLERİMİZDE ÜRKÜTEN TABLO : AV BOYUTUNA  ULAŞMADAN AVLANAN 10 TON BALIĞA DAHA EL KONULDU

Geçtimiz günlerde yapılan denetimlerde de tam 90 ton istavritin yasal boya ulaşamadan avlandığı ortaya çıkmıştı.

Erhan TEKTEN İstanbul DHA

İstanbul İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü'ne bağlı Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürlüğü denizlerdeki denetimlerini sürdürüyor. Müdürlüğe bağlı ekiplerin dün Gürpınar Su Ürünleri Hal'inde yaptığı operasyonda 1380 sayılı Su Ürünleri Kanuna aykırı olarak avlanıldığı tespit edilen yasal boy sınırının altındaki 770 kasa İstavrit ve 30 kasa Tekir'e el konuldu. Yasalar gereği istavrit için yasal boy sınırı 13 cm, Tekir için ise 11 cm'den uzun olması gerekiyor. Avcılık Kanunu'na aykırı olarak faaliyet gösterdiği tespit edilen kişiler hakkında ise çeşitli miktarlarda idari para cezaları uygulandı. El konulan 10 ton istavrit ve 390 kilogram tekir, Milli Emlak Müdürlüğü'ne teslim edildi. Daha önceki günlerde yapılan operasyonda da 90 ton istavrit ele geçirilmişti.

Görüntü dökümü:

--------------

-El konulan balıklar

-Kasalardan detaylar

-Depodan detaylar

-Operasyondan fotoğraflar

-Balıkların boyunu gösteren cetvelle çekilmiş fotoğrafları

================

(aktüel görüntülerle - geniş haber)- ERDOĞAN'DAN ZAFER ÇAĞLAYAN AÇIKLAMASI

Haber: Özgür ALTUNCU - Kamera: Güven USTA, İstanbul DHA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kazakistan ziyareti öncesi Atatürk Havalimanı'nda basın açıklaması düzenledi.

ÇAĞLAYAN AÇIKLAMASI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'deki Rıza Sarraf davasına eski ekonomi bakanı Zafer Çağlayan'ın adının dahil edilmesiyle ilgili bir soruya," Burada bizim eski Ekonomi Bakanımıza yönelik atılan bu adımı, açık söylüyorum, ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yönelik bir adım olarak değerlendiriyorum"dedi. "Atılan bu adımlar tamamen siyasidir. ABD bir defa bu konuyu gözden geçirmesi lazım. Bu işlerin arkasından çok pis kokular geliyor. Rıza Sarraf olayı da öyledir" diyen Erdoğan açıklamasını şu sözlerle sürdürdü;

Bu konu gerçekten çok çok ilginç bir konu. Şu anda bunu hukuki bir mantık içerisinde yorumlamak zaten mümkün değil. Burada bizim eski Ekonomi Bakanımıza yönelik atılan bu adımı, açık söylüyorum, ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yönelik bir adım olarak değerlendiriyorum. Zira burada şahsına yönelik bir iddiayı ortaya koyabilmiş değiller. Neymiş 'İran'la ilgili yaptırımları delmiş' İran'a biz bir defa herhangi bir yaptırım uygulama kararı Türkiye olarak almadık ki. Bizim İran'la ikili ilişkilerimiz var, hassas ilişkilerimiz var. İran'dan özellikle doğalgazımızın, petrolün bir kısmını oradan alıyoruz. Biz bunu kendilerine de o zaman söyledik. Ben bunları Sayın Obama'ya da söyledim, diğer bu konularla ilgilenen kişilerine, başta Dışişleri Bakanları olmak üzere onlara da söyledik. Yani dedik 'Biz burada böyle bir yaptırım içerisine girmeyiz.' Bu ekonomik ilişkileri yürüten bakanımız kim? Ekonomi Bakanı. Ekonomi Bakanı hükümetin attığı bu adıma ne yapacaktır? Uygulayanlardan bir tanesi olacaktır. Dolayısıyla atılan bu adımlar tamamen siyasidir. Amerika bir defa bu konuyu -tabii bu gidişimizde orada da inşallah görüşme fırsatı buluruz- gözden geçirmesi lazım. Bu işlerin arkasından çok pis kokular geliyor. Rıza Sarraf olayı da öyledir. Halk Bankamızın Genel Müdür Muavini Hakan Bey ile ilgili konu da öyledir. Bunların hepsi. Diğer isimler yine öyledir."

"ABD YÖNETİMİNİN ACZİNİ GÖSTERİR"

ABD ziyareti sırasında Washington'da yaşanan olayların da bu pis kokunun bir ifadesi olduğunu söyleyen Erdoğan, "O olayla ilgili biliyorsunuz, benim korumalarım hakkında soruşturma açtılar. Hatta hatta, olay günü orada olmayan korumalarım hakkında, eşimin iki koruması bayan, onlarla ilgili de aynı şeyi yaptılar. Bu nedir? Bu Amerika yönetiminin düşmüş olduğu aczi gösteriyor. Kendilerine de bunlar bildirildi. Büyük bir devlet olabilirsin ama adil devlet olmak başka bir şeydir. Sıkıntı burada. Onun için de adil bir devlet olmak, hukuk sisteminin adil işlemesinden geçer. Eğer hukuk sisteminiz adil işlemiyorsa bu sıkıntılar sürekli olarak o pis kokuları da getirir."dedi.

"ERDOĞAN'A VURMAK SİZE OY MU KAZANDIRACAK?"

Bir gazetecinin son günlerde Avrupa Birliği(AB) ülkelerinden Türkiye'nin üyelik sürecine ilişkin farklı açıklamalar geldiğini hatırlatması üzerine Erdoğan şunları söyledi: Bu açıklamalara yabancı değiliz. Malesef 15 yıldır bizi bu tür açıklamalarla oyaladılar. Hala aynı açıklamalar devam ediyor. Bildiğiniz gibi Türkiye'deki referandum öncesinde Avrupa ülkelerinin takındığı tavır çok açık net ortadaydı. Şahsım başta olmak üzere, bakanlarımızın bir çoğuna kendi ülkelerine geliş müsaadesi dahi vermediler. Kendi ülkelerinde soydaşlarımızla yapacağımız toplantılara müsaade etmediler. Halbuki bu onlarla alakalı bir şey değildi. Bu onların ülkesindeki herhangi bir partiye oy vermek veya oradaki bir referanduma iştirak etmek gibi bir süreç de değildi. Bu, ülkemizdeki bir referandum sürecine orada yaşayan soydaşlarımızın demokratik haklarını o ülkede özellikle kullanma hakkıydı. Bunlar karşılıklı olarak mutabakat neticesinde gerçekleştirilmiş, atılmış adımlardı. Buna dahi müsaade etmediler. Ama terör örgütlerinin önde gelenlerine ne yazık ki Batı, kendi ülkelerinde kampanya yapmalarına müsaade etti. Hatta teröristlerin, kendi ülkelerinde bakıyorsunuz konferansla bağlanmalarına da yine müsaade ettiler. Fakat bize karşı ne yazık ki burada olumsuz davranışları oldu. Biz bunları kendilerine sorduğumuz zaman da bize hiç bir cevap veremediler. Çünkü bunların hayatı hep böyle geçti. Şu anda da kendi içlerinde birbirlerine girdiler. Yatıyorlar, kalkıyorlar AK Parti, Türkiye, Erdoğan... Tamam da bizimle ne işiniz var. Kendi içinizde seçim yapıyorsunuz. Nasıl yapacaksanız seçiminizi yapın. Erdoğan'a vurmak, Türkiye'ye vurmak size oy mu kazandıracak? Bunu nereye kadar böyle götüreceksiniz?"

HOLLANDA BAŞBAKANI YÜZÜME BAKAMIYOR...

"Yarın bir gün, uluslararası toplantılarda ne olacak? Hollanda'nın başbakanı ile olduğu gibi mi olsun? Bak şimdi o yüzüme bakamıyor, benim zaten yüzüne hiç baktığım yok. Daha hükümet kuramadı. Ne hale düştü"diyerek sözü Almanya'ya getiren Erdoğan," Yarın Almanya'da da benzer şeyler olabilir. Almanya'nın elinde bulundurduğu güç Türkiye'nin özellikle sosyopolitik gücünü yok etmeye muktedir değildir. Bizim bu noktadaki gücümüz çok çok farklı. Artık Türkiye bir çok şeyi aşmış vaziyette. Bu ufku, Türkiye açtığı için de zaten bunlar rahatsız oluyor. Bundan sonraki hedef artık 2023'tür. 2023'te sosyolojik olsun, ekonomik olsun, iktisadi olsun, kültürel olsun, bütün bu alanlarda Türkiye'yi inşallah çok daha farklı bir yere, inşallah 2019 Başkanlık sistemindeki atılan yeni adımla birlikte çok daha farklı bir yere taşımış olacağız" dedi.

PORTREMİZ GÜÇ KATACAKSA HAYIRLI OLSUN

Almanya'da seçim afişlerinde kendi fotoğraflarının yer almasını da değerlendiren Erdoğan, "ADD isminde orada biliyorsunuz bir parti kuruldu. Bu partiyi kuranlar da ağırlıklı zannediyorum soydaşlarımız. Fakat bu seçimde lokal bir bölgede seçime giriyorlar. Onlar da ismimizi büyük ihtimalle belki de oradaki Türkleri birleştirici olması açısından kullanıyor olmuş olabilirler. Eğer onların gücüne bizim portremiz bir güç katacaksa hayırlı olsun derim"şeklinde konuştu.

BUNLAR DOĞMAMIŞ ÇOCUĞA DON BİÇİYORLAR.

Başkan olduğunda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yardımcısı olacağı iddiasının hatırlatılması üzerine de Erdoğan, "Bunların hepsi suyu bulandırmaktan başka bir işe yaramıyor. Bunlar doğmamış çocuğa don biçiyorlar. Herkes bir defa yerini konumunu bilsin. Biz Türkiye'de siyaset yapıyoruz. Sayın Bahçeli ile şu süreçte partimiz gayet güzel bir diyalog içerisinde oldu. Bundan sonraki süreçte de bu dayanışmanın güçlenerek devamı Türkiye'nin geleceği bakımından çok çok önem arz etmektedir. Bu geleceği inşa ederken görüşmeler neticesinde her şey olabilir. Yani bunu kimsenin bir kenara atmasına hakkı yok"dedi.

TANRIKULU HATIRLATMASI

CHP'nin Kandille irtibat kurduğunu söyleyen ve bunun gündeme gelmemesinden şikayet eden Erdoğan,"  Yani Ana muhalefet partisi Kandil'le irtibat kuruyor, bunu hiç gündeme getirmiyorlar da,  bu ülkede yerli ve milli davranan liderlerin veya partilerin görüşmeleri konuşmaları bunları niye rahatsız ediyor. HDP ve CHP baktığımız zaman bunların yerli ve milli bir yanı yok. Tam aksine bunlar bu ülkeye saldıran, bu ülkeye her yere, batıya dünyaya şikayet etmek suretiyle nereden önünüzü keseriz, bunun gayreti içerisinde olanlarla koalisyon halindeler. Bakınız Ana muhalefet partisini bir temsilcisi çıkıyor SİHA'larla ilgili eleştiri yapıyor. Neymiş sivilleri vurmuş. Nerede o siviller. SİHA'lar teröristleri vuruyor. Güvenlik güçlerimiz çok daha güçlü hale gelmek suretiyle terörizmle bu mücadelesini sürdürecektir. Bunu CHP'nin temsilcileri vesaireleri durduramaz. Ben beklerdim ki, CHP'nin Genel Başkanı çıksın, - ey Tanrıkulu sen kimden yanasın ya.  Teröristlerden yana mısın yoksa bu ülkenin güvenlik güçlerinden yana mısın.- Bugüne kadar bu kadar güvenlik gücümüz bizim şehit oldu, bu kadar sivilimizi şehit oldu. Bunların sesi çıktı mı? Çıkmadı. Ama biz şimdi silahlı İHA'larımızı  yaptık, tabi terör örgütü kaçacak delik arıyor. Böyle bir dönemin içerisinde de bu beyler ölen teröristleri savunur hale geldiler. Biz sizi tanıyoruz zaten. Siz bunların cenazelerine katılır, onlarla birlikte hareket edersiniz... Tek farkınız var siz CHP'siniz onlar HDP. Ama sizin yerlilik millilik gibi bir özelliğiniz yok. Hangi merciye müracaat ederlerse etsinler biz bu attığımız bu adımların sonuna kadar doğru olduğuna ve bu kararlılıkla terörle mücadeleyi de terör örgütünden bir kişi dahi kalmayıncaya kadar sürdüreceğiz. Bu alanda da savunma sanayimizi geliştiriyoruz. Bu konuyla ilgili de her türlü de biz silahlanmamızı da gerçekleştirdik."diye konuştu.

"BÖYLE YÜRÜMEYECEĞİNE KARAR VERDİK"

Varlık Fonu Başkanının görevden alınmasıyla ilgili de konuşan Erdoğan,  "Varlık fonunda hedeflenen arzulanan bir süreç ne yazık ki olmadı. Bu olmayınca Sayın Başbakan biliyorsunuz Varlık Fonu ona bağlıdır. ve tabi Cumhurbaşkanı olarak benimle bu noktada herhangi bir bağlantısı yoktur. Ama biz bunları Sayın Başbakan'la istişarelerimizi yaparak bu konuda kararlarımızı alırız. ve Sayın Başbakan da ben de bu gelişmeleri gördük ve böyle yürümeyeceğine bizler de karar verdik. Bu karar neticesinde de -bu adımın atılması isabetlidir- dedik ve Sayın Başbakan da bu konuda adımını attı. Hayırlı olsun diyeceğiz. Çünkü Varlık Fonu'nu bizim yeniden bir reorganize etmemiz şart. Onun da adımını inşallah Kazakistan sonrası Sayın Başbakanla değerlendirip o adımları da atacağız."diye konuştu.

TÜRK DÜNYASININ AK SAKALI NAZARBAYEV

Resmi bir ziyaret kapsamında Kazakistan'a bir kez daha ziyaret etmenin kendisine büyük bir memnuniyet duyduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,"  Türk dünyasının ak sakalı sayın Nursultan Nazarbayev ile yapacağımız görüşmelerde ikili ilişkilerimizi gözden geçirmek suretiyle işbirliğimizin daha da güçlendirilmesi noktasında neler yapabileceğimizi ele alacağız. Ayrıca bölgesel ve küresel meseleler hakkında da görüş alışverişinde bulunacağız. Ziyaretimiz vesilesiyle çeşitli anlaşmalar imzalayacağız. Astana espo 2017 fuar alanını ve Türk standını inşallah bu ziyaretimiz sırasında görme fırsatımız olacak"dedi.

EMİNE ERDOĞAN'IN BANGLADEŞ ZİYARETİ

Ayrıca Kazakistan'ın ev sahipliğinde düzenlenecek İslam İşbirliği teşkilatı1. Bilim ve teknoloji zirvesine de iştirak edeceğini söyleyen Cumhuraşbakın Erdoğan, " Bu zirveye iştirak edecek hükümet ve devlet başkanlarıyla da kapsamlı görüşmelerim olacak. Burada hem ikili münasebetlerimizi hem de Suriye, Irak, Filistin, Myanmar başta olmak üzere önemli bölgesel meseleleri istişare edeceğiz. Bildiğiniz gibi özellikle Arakan'da yaşanan insani dramın son bulması için çok taraflı bir diplomasi yürütüyoruz. Mübarek Kurban Bayramı süresince bu konuyla ilgili olarak 20'yi aşkın liderle telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Ayrıca eşimle Dışişleri Bakanımız, oğlum Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız da Bangladeş'e sığınan Rohingyalı Müslümanları ziyaret ettiler. Sorunun tüm muhataplarıyla görüşüyor bir taraftan da insani yardımlarımızı ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyoruz. Hamdolsun ülkemizin gayretleri sonucunda yavaş da olsa bazı konularda netice almaya başladık. TİKA bin tonluk insani yardım malzemesinin dağıtımını gerçekleştirdi. İkinci etapta 10 bin tonluk yine bir gıda ilaç giysi vs bunları şu anda planlıyoruz. Sivil toplum kuruluşlarımız da sadra şifa olmak için tüm imkanlarını seferber ediyor. İnşallah Bu zirve yaşanan zulme karşı İslam İşbirliği Teşkilatı'nın sesinin daha gür çıkması açısından bir fırsat olacaktır. Şu anda  çadır kampların ne yazık ki yaşanır bir durumu yok. Eğer Bangladeş yönetimi orada bize bir bölgeyi tahsis edebilirse, orada çadır kamplar için bizim buradaki deneyimimizi oraya aynen taşımak, orada da daha güvenilir daha yaşanabilir çadır kamplar kurmayı da planlıyoruz. Zirve kapsamında Arakanlı Müslümanların durumu hakkında bir gayrı resmi devlet veya hükümet başkanları toplantısı gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bu toplantının yapılmasını biz önerdik. Sağolsun İslam İşbirliği Sekretaryası ve Kazakistan başta olmak üzere, bir çok ülke de bizim bu teklifimize destek oldular. İnşallah yapılacak bu toplantıyla akan mazlum kanının durması için önemli bir adım atacağız. Tüm üye ülkelerin toplantının en iyi şekilde icrası noktasında elini taşın altına koyacağına da inanıyorum"diye konuştu.

"İLİŞKİLERİMİZİ DAHA DA DERİNLEŞTİRECEĞİZ"

Türkiye ve Kazakistan dost ve kardeş iki ülke olmanın yanında stratejik ortak olduklarını hatırlatan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Nazarbayev'in 2009 Ekim ayında ülkemizi ziyareti sırasında stratejik ortaklık anlaşması imzalamıştık. 2012 yılında ise yüksek düzeyli stratejik işbirliği konseyine ihdas etmiş ve ilk toplantısını ülkemizde ikinci toplantısı nisan 2015'te Astana'da düzenlemiştik. Müteakip toplantıyı 2018 yılında yine ülkemizde düzenleyeceğiz. Yapacağımız bu ziyaret konsey toplantısının hazırlıkları bağlamında da önem arz ediyor. 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası ülkemizi ziyaret eden ilk devlet başkanı değerli kardeşim Sayın Nazarbayev olmuştur. Kazak halkının bu kadirşinaslığını asla unutmayacağız. Kazakistan FETÖ ile mücadelede de ülkemizle dayanışma içerisinde hareket ediyor. Kazak kardeşlerimiz yalanı, takiyyeyi, iftirayı, örgüt çıkarları için kan dökmeyi mubah gören bu insan müsveddelerinin kendileri için de ciddi bir tehdit olduğunu biliyor. Önümüzdeki süreçte başta FETÖ olmak üzere terörle mücadele alanındaki işbirliğimizi daha da derinleştireceğiz.

TOPBAŞ VE KALIN AYAKTA KALDI

Kalabalık bir heyetle Kazakistan'a hareket eden Erdoğan'ın Atatürk Havalimanı Devlet Konukevindeki basın toplantısına gazeteciler de yoğun ilgi gösterdi. Salonda yer kalmayınca İstanbul Büyüşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ibrahim Kalın toplantıyı ayakta takip etmek zorunda kaldı.

Görüntü Dökümü: (Aktüel Görüntülerle)

Salondan genel ve detay görüntüler

Cumhurbaşkanının gelişi

Topbaş ve Kalın'ın görüntüsü

Erdoğan'ın açıklamalarından kısa bir görüntü

Detaylar

DGS : 08.09.2017 - 13: 00-  Haber Kodu : 170908055

DGS : 08.09.2017 - 13: 06 - Haber Kodu : 170908056

====================

(ek görüntülerle) BİR KİŞİNİN ÖLÜMÜYLE SONUÇLANAN MAHALLEDE RASTGELE ATEŞ AÇMA OLAYININ ŞÜPHELİSİ  3 KİŞİ YAKALANDI

Ali AKSOYER / İstanbul, DHA

Bayrampaşa'da geçtiğimiz Ramazan Bayramında "Mahallede dolaşmayın" lafı üzerine çıkan ve bir kişinin ölümüyle sonuçlanan olayın failleri olduğu belirlenen 3 kişi polis tarafından yakalandı. Şüphelilerden birinin daha önceden 35 kez hırsızlık suçundan polise geliş kaydı olduğunu ortaya çıktı.

Bayrampaşa,'da 26 Haziran 2017'de  meydana gelen olayda mahalle gençleri ile sokakta dolaşan 3 kişi arasında tartışma yaşanmıştı. Görgü tanıklarının ifadesine göre mahalle gençleri hırsızlık yapacaklarından şüphelendikleri gençlerle önce tartıştı ardından kavga etti. Güvenlik kameraları tarafından görüntülenen bu kavganın ardından bir süre geçtikten sonra geri gelen şüpheliler, çevreye rastgele ateş açtı. Açılan ateş sonucu Hakan Balata(25) tabancayla vurularak hayatını kaybetti.

BİR ŞÜPHELİ İZMİR'DE YAKALANDI

Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından olayla ilgili başlatılan soruşturmada polis, güvenlik kamera görüntülerini kullanarak şüphelilerin kimliklerini tespit etti. Şüphelilerden birinin İzmir'e gittiği belirlendi. İzmir'e giden Cinayet Büro Amirliği ekipleri olayın faillerinden Taner E.(23)'ü gözaltına aldı. Şüphelinin daha önceden 35 ayrı hırsızlık suçundan polise geliş kaydı olduğu firarda olduğu dönemde de İzmir'de bazı hırsızlık olaylarına karıştığı öğrenildi.Taner E. çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı.

SİLAH ALİBEYKÖY BARAJINDA ARANDI

Olayla ilgili soruşturmayı derinleştiren polis ekipleri önceki gün düzenledikleri operasyonda olayın diğer failleri Mahsun T.(18) ile Minür B.(21)'de yakalandı. Şüphelilerin olayda kullandığı silahı Alibeyköy barajına attıklarını söylenmesi üzerine dalgıçlar barajda arama yaptı. Ancak iki gün süren aramalarda herhangi bir şey bulunamadı.Poliste işlemleri tamamlanan Mahsun T. ile Minür B. adliyeye sevk edildi.

Görüntü Dökümü:

---------------------

EK GÖRÜNTÜLER

-------------------

Barajda silah arama görüntüleri

GEÇİLEN GÖRÜNTÜLER

Şüphelilerin polis merkezinden çıkışı

Olayın arşiv görüntüleri

==================

PİSTTE ÖLÜ MARTI İHTİMALİ UÇAKLARA PAS GEÇİRTTİ.

Belki ölüsü pist üzerindedir  . Atatürk Havalimanı'na inişi sırasında martıya çarpan uçağın kadın kaptan pilotunun  bu anonsu sonrası iniş halindeki 2 uçak pisti pas geçmek zorunda kaldı.

Murat ÇAKIR, İstanbulDHA

Türk Hava Yolları'nın TK 673 sayılı Mombasa -İstanbul seferini gerçekleştiren uçağı Atatürk Havalimanı'na inişte martıya çarptı. Uçağın kadın kaptan pilotu çarpma sonrası durumu Atatürk Havalimanı Hava Kontrol Kulesi'ne bildirdi. Boeing 737-900 tipi uçağın inişte 80 feet (25 metre )  yükseklikte çarptığı martının ölüsünün piste düşmüş olabileceğini bildiren kadın kaptan  kuleyi uyardı. THY pilotu  Efendim 80 feet civarında piste inerken pist üzerinde martı çarptı belki ölüsü pist üzerindedir bilginiz olsun   diyerek kuleye bilgi verdi.

Bu esnada iniş için sırada bulunan  Türk Hava Yolları'nın Riyad-İstanbul  ve Kopenhag-İstanbul seferlerini yapan uçakları ile Azerbaycan Hava Yolları'nın Bakü-İstanbul seferini yapan uçağı pisti pas geçmek zorunda kaldı.  Saat 10.30 sıralarında yaşanan çarpma hadisesi sonrası  pistte kuş ölüsü arandı.   Martıya çarpan Türk Hava Yolları uçağı da bakıma alınarak hasar görüp görmediği tespit edilmeye çalışıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ.

------------------------------------

İnişe geçen bir THY uçağı

Kule ve uçak  görüntüsü

==============

İSTANBUL VALİLİĞİNİN 'YENİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TEDBİRLERİ'

Gülseli KENARLI / İstanbul DHA

İstanbul Valiliği, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve 39 ilçenin Kaymakamları ile yaptığı toplantı ile  sonucunda geçen yıl okul güvenliğine yönelik alınan tedbirlerin gözden geçirdi ve 2017-2018 eğitim-öğretim döneminde yeni tedbirler aldığını açıkladı. Tedbirler kapsamında okul servislerine de dikkat çekilerek, "Ümraniye İlçemizde yaşanan müessif olay, velilerle öğrenci taşıma sözleşmesi yapmak amacıyla okul çevresinde bulunan servis işletmecilerinin aralarındaki tartışma neticesinde gerçekleşmiştir. Valiliğimizce okul servis araçlarının denetim ve takibi, bundan sonra da artan bir hassasiyetle sürdürülecektir" denildi.

Konuyla ilgili İstanbul Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Toplantı neticesinde geçen yıl okul güvenliğine yönelik alınan tedbirlerin gözden geçirilerek genişletilmesine karar verilmiştir. Bu bağlamda; polis sorumluluk sahasında bulunan 3182 okuldan 814'ü, Jandarma sorumluluk sahasında bulunan 258 okuldan tamamı olmak üzere toplamda 3440 okulda 1072 kolluk ekibi görevlendirilmiştir. Görevlendirilen ekipler okul idareleriyle birebir irtibat halinde olacak ve okul civarında suç ve suçlularla mücadelede etkin görev yapacak, özellikle okul giriş ve çıkış saatlerinde denetim ve kontrol görevini icra edeceklerdir. Alınan bu tedbirlere ilaveten bu yıl uygulamaya girecek olan mobil okul timleri; okul ve öğrenci güvenliğinin sağlanmasının yanı sıra öğrencileri, öğretmenleri, okul yöneticilerini, okul aile birliklerini, velileri, servis işletmelerini eğitici ve bilgilendirici çalışmalar da yapacaklardır. Ayrıca narkotik suç ve suçlularla mücadele kapsamında öncelikle okul çevrelerinde narkotik suçlarla mücadele şubesinin uzman polisleri tarafından yapılan denetim ve kontroller artırılacaktır. Bahsi geçen bu tedbirlerin hassasiyetle uygulanması için gerekli denetimler ilgili birim ve kurumlar tarafından icra edilecektir."

OKUL SERVİSİ VURGUSU

Açıklama da Ümraniye'de Fatih İlkokulu'nda serviçilerin arasında çıkan kavgaya da dikkat çekilerek okul servisleri konusunda şu ifadelere yer verildi:

"Bu toplantılarda ayrıca okul servisleri ve bunların denetimi konuları da görüşülmüş olup bu bağlamda; okul servis araçlarının nasıl icra edileceğine ilişkin mevzuat gereğince öğrencilerimizin okullara taşınmasında, firma ve araç seçimlerinde Valiliğimizin ya da Milli Eğitim Bakanlığının herhangi bir belirleyici yetkisi bulunmamaktadır. Bu yetki; okul aile birliği yönetim kurulu başkanının başkanlığında, okul aile birliği yönetim kurulunca belirlenen bir temsilci, okul aile birliği yönetim kurulunca çocuğu servisle taşınan veliler arasından 4 veli, varsa okul eğitim vakfı yönetim kurulunca belirlenen bir temsilcinin katılımıyla oluşturulan bir komisyon tarafından kullanılmaktadır.

Bunun yanı sıra aynı mevzuat; öğrenci velilerinin istemeleri halinde, çocuklarını herhangi bir okul servisi aracı işleteni ile anlaşarak taşıtabileceğini de hüküm altına almıştır.

Mezkür mevzuat; daha önce okul idareleri tarafından yapılan öğrenci taşıma ihale ve sözleşmelerinden kaynaklanan sorun ve şikayetlerin önlenmesi amacıyla sivil bir oluşum olan Okul Aile Birliği yönetimlerine ve bunun yanı sıra istenmesi halinde yeterli sayıdaki velinin bir araya gelerek okul servisi taşımacılığı niteliğini haiz işletmelerle de öğrenci taşıma sözleşmesi yapma imkanı getirmiştir. 06.09.2017 tarihinde Ümraniye İlçemizde yaşanan müessif olay, velilerle öğrenci taşıma sözleşmesi yapmak amacıyla okul çevresinde bulunan servis işletmecilerinin aralarındaki tartışma neticesinde gerçekleşmiştir.

Valiliğimizce okul servis araçlarının denetim ve takibi, bundan sonra da artan bir hassasiyetle sürdürülecektir.

2017-2018 Eğitim-Öğretim yılının kazasız, güvenli, huzurlu ve başarılı bir şekilde geçmesini temenni ediyor; öğrencilerimize başarılar diliyoruz."

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Recep Tayyip Erdoğan Kazakistan Ümraniye Politika Güncel Haberler

title