"Denizli Ekonomisinin Aktörleri" Ödül Töreni

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin ekonomisi en büyük ilk 10 ülke içinde yer alma hedefini gerçekleştirmek için öncelikle engel çıkaran yasaların revize edilmesi gerektiğini, bunun başında da anayasanın geldiğini belirtti.

Hisarcıklıoğlu, Denizli Ticaret Odası, Denizli Sanayi Odası ile Denizli Ticaret Borsası tarafından düzenlenen "Denizli Ekonomisinin Aktörleri" ödül töreninde yaptığı konuşmada, zengin olmak isteyen Türkiye'nin, bunu başarması için ülkedeki girişimci sayısını artırması gerektiğini söyledi.

120 milyon nüfuslu Japonya'da 6 milyon 300 bin girişimcinin bulunduğunu buna karşın, 71 milyon nüfuslu Türkiye'de bu sayının 1 milyon 300 binde kaldığını kaydeden Hisarcıklıoğlu, Türkiye'de 3 milyon işsiz bulunduğunu, 2 milyon kişinin de bir yıldan fazla zamandır iş bulamadığını kaydetti.

Hisarcıklıoğlu, her yıl 800 bin gencin istihdam nüfusuna katıldığını belirterek, "Bu 10 yıl sonra yılda 1 milyona çıkacak. Peki bunlara iş bulamazsak nasıl zengin olacağız? İşte zengin olmanın ve Türkiye'nin en önemli sosyal sorunu olan, anketlerde de birinci sorun çıkan işsizlik sorununun çözümü girişimci sayısını artırmaktan geçiyor" dedi.

-"KIZ-ERKEK EVLAT AYIRIMI YAPMAYIN"-

Türkiye nüfusunun yarısı kadın olmasına karşın girişimci kadın sayısının 70 binle sınırlı olduğuna işaret eden Hisarcıkoğlu, "1 milyon 300 bin girişimcinin 70 bin kadın, 1 milyon 230 bini erkek. Onun için dedik ki Türkiye çapında kadınlarımızı örgütleyelim, genç kızlarımıza rol model olsunlar. Onun için onları destekliyoruz tüm Türkiye genelinde. 81 ilin 79'unda kadınlarımız örgütlendi. Ne kadar yoğun çalışırsa o kadar mutlu olacağız" dedi.

Hisarcıklıoğlu, gençlere ve kadınlara sahip çıkılması gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Artık devlet kapısında iş yok. İşi özel sektör verecek. Özel sektörün verebilmesi için de bu girişimcileri desteklememiz lazım. 36 milyon gencimiz var 28 yaş altında. Bunların girişimci olması lazım, 36 milyon kadın var, bunları girişimci olmaya teşvik etmek lazım. Allah iki tane büyük dinamizm vermiş onları kullanın diye. İşte onlar da rol model olacaklar. Haksızlık ve adaletsizlik üzerine kurulan her düzen yıkılmaya mahkumdur. Burada ödül alacaklar var, şirketleri üç ve dördüncü nesle sirayet ediyor ki, kutluyorum.

Size bir şey soracağım: Türkiye'de 100 yıl önce sanayi üretimi var mıydı? Vardı. Denizli'nin ilçelerinde bile vardı. Peki hangisi devam ediyor? Gelenek devam ediyor da şirket devam ediyor mu? Yok. Peki gidin Avrupa'ya, adam yazmış fabrikasına 1700, 1800 yılında kuruldu diye. Hepsi ayakta. Bizimki neden ayakta değil peki? Kurumsallaşamadık, doğru. Ama ne yaptık? Arkamızda haksız ve adaletsiz bir düzen bıraktık. Kızlar ile oğlanları ayırt ettiniz. Benim ricam, ne olur çocuklarınız arasında ayırımcılık yapmayın. Damat gelecek diye kızlarınızı mirasınızdan sakın mahrum etmeyin. Sizden sonra müesseseler devam etmez haberiniz olsun."

-"YENİ BİR SANAYİ STRATEJİSİ GEREKİYOR"-

Aralık 2009-Aralık 2010 resmi rakamlarına göre istihdamın arttığını bildiren Hisarcıklıoğlu, Türkiye'de özel sektörde çalışan sayısının 1 milyon 200 bin kişi arttığını, bunun 1 milyon 100 bininin sigortalı çalıştığını, "özel sektör kayıt dışı çalışıyor" diyenlere cevabın böylece verildiğini dile getirdi.

Türkiye'nin toparlanmada dünya genelinde 20. sırada yer aldığını anlatan Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:

"İhracatı artırabilmek, önümüzdeki ülkeleri geçebilmek için yeni stratejilere ihtiyacımız var. Özellikle Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerindeki sıkıntıların bir kısmı bize maliyet olarak geri dönecek. Petrol ve doğalgaz fiyatlarını yukarıya çıkaracağından dolayı gelişmiş ülkelere yapmış olduğumuz ihracatta bir talep daralması yaşanabilir. Onun için hızla bir sanayi stratejimizi, ihracat yapabilme noktasına dönük olarak muhakkak yeniden yapılandırıyor olmamız lazım. Neyi nerede, hangi ilde, ilçede neyi teşvik edeceğiz tekrar masanın üzerine yatırmamız lazım."

-YENİ ANAYASA-

Türkiye'de yeni bir anayasa ihtiyacı olduğunu 2000 yılından bu yana her platformda söylediklerini ifade eden Hisarcıklıoğlu, "Eğer Türkiye ilk 10 ekonomi içinde olacaksa, önümüze engel çıkaran yasaların revize edilmesi lazım. Bunun başında da yeni bir anayasa geliyor. Yeni bir anayasa noktasında mutakabat var, içerikte yok. Burada da herkesin katkı sağlaması gerekir. 72 milyonun mutabakat sözleşmesine herkesin dikkatini, herkesin ilgisini vermesi lazım. Herkesin hassas olduğu konulara dikkat edecek ve milletin ortak paydası haline gelecek anayasayı çıkarmamız lazım" dedi.

Hisarcıklıoğlu, siyasi partiler ve seçim kanunlarının demokratik hale gelmesi gerektiğini belirterek, vekille milletin arasındaki bağı güçlendirmeyen bir sistemle katılımcı demokrasiye ulaşmanın mümkün olmadığını söyledi.

-"İDARİ REFORM ŞART"-

Kamuda idari reforma ihtiyaç olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"72 milyon için var olan kamunun bizim önümüzü açıyor olması lazım. Cebimize giren 100 liranın hepsinin bizim olmadığını, bizim hırsız olmadığımızı anlıyor olması lazım. Bizim tam tersine iş, aş, millete hizmet etme, vergi vererek onun maaşını ödediğimizi anlıyor olması lazım. Bunu anlamazsa bize hizmet edemez. Bize hizmet etmesi için sistemin değişmesi lazım, insanların değil. Sistem üreteni, alanı, satanı istihdam edeni, vergi vereni yolsuz, uğursuz görürse o zaman nasıl önümüz açılır bizim?"

Hisarcıklıoğlu, verilen vergi cezalarının yüzde 90'ının mahkemelerden döndüğünü belirterek, "Mahkemelerde ben uğraşacağım, bana ceza yazana bir şey yok. Hak ve adalet aynı terazide olmalı ki o zaman sistem yürüsün" dedi.

-IMF TÜRKİYE TEMSİLCİSİ LEWIS-

IMF Türkiye Temsilcisi Mark White Lewis ise Denizli'ye 15 yıl önce geldiğini, geçen sürede ilin gelişmede çok önemli mesafe kat ettiğini gördüğünü belirterek, "Denizli'de farklı girişimcilerin faaliyetlerini görebiliyoruz. IMF'nin temsilcisi olarak bu kentte bulunmak bu bakımdan benim için bir şans. Denizli'nin gelişmesiyle ilgili bilgileri edinmek önemli bir fırsat. IMF olarak 187 üyemiz var. Onların birçoğu bu krizden olumsuz etkilendi. Denizli de bu krizden etkilenen şehirler arasında. Ama yukarıya doğru tepkisini verdi" dedi.

Denizli Valisi Yavuz Erkmen ise Denizlili sanayici ve iş adamlarının daha çok istihdam yaratmak ve refahı artırmak için çalıştığını, Denizli'nin global krizden bir yıl gibi bir sürede çıktığını, 2010 yılına girilirken 133 bin olan istihdam rakamının yıl sonunda 153 bine yükseldiğini vurguladı.

Denizli Belediye Başkanı Osman Zolan, Denizli'nin ekonomisiyle Ege Bölgesi'nde öne çıkan, farklı bir imajı olan bir il konumunda bulunduğunu, bunu da ilin sanayici ve iş adamlarının yarattığını ifade etti.

Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, Denizli'nin 1980'li yıllarda başlayan ekonomik gelişmede sergilediği performans ile dikkatleri üzerinde toplayan bir sanayi kenti konumuna ulaştığını kaydetti.

DTO Başkanı Necdet Özer, Denizli'nin doğal güzelliklerinin yanı sıra dinamik ve girişimci yapısıyla üreten, ürettiğini dünyanın en gelişmiş ülkelerine pazarlayan, dünya ticaretine entegre olmuş illerin başında geldiğini dile getirdi.

DSO Başkanı Müjdat Keçeci, geçmiş yıllarda en fazla vergi ödeyen, en fazla ihracat yapan kuruluşları ödüllendirdiklerini hatırlatarak, "Kazanan da biz, ödül veren de bizdik. Oysa ödüllendiren devlet olmalıydı. Bu nedenle iki yıldır o törenleri yapmıyoruz. Şimdi marka yaratan, istihdam yaratan, ARGE'ye önem veren, yenilikçi olan, tasarım yapanları ödüllendiriyoruz" dedi.

DTB Başkanı İbrahim Tefenlili, güçlü ekonominin daha güçlü bir Denizli anlamına geldiğini, teşvikten yeterince pay alamamasına rağmen Denizlili müteşebbislerin yatırımlarını sürdürdüğünü belirtti.

Konuşmaların ardından markalaşma, istihdama katkı, yeni yatırım, tasarımda başarı, faaliyetini sürdürmekte olan tarihi firma, ARGE ve yenilikçilik, ihracat ve İstanbul Sanayi Odası'nın ilk 500 sıralamasında yer alan firmalara ödül verildi. Törende toplam 30 firma ödül alırken, sanayici kimliği ile eski Denizli Belediye Başkanı Nihat Zeybekci'ye de "özel ödül" verildi.

- DENİZLİ

Ekonomi Haberler