TÜM KATEGORİLER
Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki Darbe Girişimi Davası
Anadolu Ajansı (AA) Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Yayın Yönetmeni Metin Mutanoğlu, bütün Türk medyasının darbe girişimi sırasında el ele vererek, darbe girişimine karşı demokrasinin yanında yer aldığını vurgulayarak, "Biz de halkımızın yanında, sokaktaki insanlarımızın, meydandaki...
Anadolu Ajansı (AA) Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Yayın Yönetmeni Metin Mutanoğlu, bütün Türk medyasının darbe girişimi sırasında el ele vererek, darbe girişimine karşı demokrasinin yanında yer aldığını vurgulayarak, "Biz de halkımızın yanında, sokaktaki insanlarımızın, meydandaki halkımızın yanında yer aldık. Türk basını belki tarihinde hiç olmadığı kadar kenetlendi birbirine, halkıyla kenetlendi ve hep birlikte darbeye karşı koyduk." dedi.
Mutanoğlu ve beraberindeki AA yöneticileri, darbe gecesi TRT'nin işgal edilmesinde aktif rol oynayan darbeci askerlerin yargılandığı Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki darbe girişimi davasının görüldüğü Sincan Cezaevi yerleşkesinde TRT Haber'in canlı yayınına katıldı.
15 Temmuz hain darbe girişiminde TRT'nin hedef alınmış olmasının aslında çok önemli bir projenin parçası olduğunu belirteren Mutanoğlu, darbecilerin medyanın etkin rolünü değerlendirmeye çalıştığını söyledi.
TRT'de darbe bildirisi okutuldukan sonra tüm kanalların TRT yayınına döndüğünü ve TRT yayınını kullanmaya başladığını belirten Mutanoğlu, şöyle konuştu:
"Bu darbe bildirisini okuttuktan sonra TÜRKSAT üzerinden tüm yayınları kesmek ve insanların iletişimini kapatmak istiyorlardı. Yani son nokta artık TRT'nin yayınları olacaktı. Ama bunu başaramadılar. Burada tabii neden TRT'nin seçildiğini görmek gerekiyor. Bundan önceki tüm darbelerde de özellikle 12 Eylül darbesinde, TRT ana merkezdi. Basın üzerinden mesaj vermek istiyorlardı. Burada da hedef seçtikleri yer TRT olmuştur. Biz de bu darbe girişiminin olduğu dakikalarda TRT'nin buradaki fonksiyonlu misyonunu çok önemli olarak görmüştük. Allah'tan o gece TÜRKSAT'taki bu hedeflerini gerçekleştiremediler. Eğer gerçekleştirmiş olsalardı muhtemelen biz bugün o TRT'deki yayının etkisini konuşacaktık. Darbenin gerçekleştiği o dönemleri konuşacaktık ve darbecilerin bugün belki toplum hayatında etkin oldukları bir dönemi yaşıyor olacaktık."
"Darbe gecesi bütün Türk medyası ele ele verdi"
"Biz Anadolu Ajansı ailesi olarak darbe gecesi yapmış olduğumuz büyük mücadelenin TRT'deki arkadaşlarımız tarafından da ortaya konduğunu gördük. Bu süreçte TRT'deki arkadaşlarımız da büyük bir mücadele içerisindelerdi." diyen Mutanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özellikle baskın anında direnen arkadaşlarımız ve bu işe gönülsüz bir şekilde mecbur bırakıldıkları için bildiriyi okuyan arkadaşlarımızla bugün geldiğimiz noktada bu dayanışmayı göstermek istiyoruz. Bütün Türk medyası darbe girişimi sırasında el ele vererek, darbe girişimine karşı demokrasinin yanında yer aldı. Biz de halkımızın yanında, sokaktaki insanlarımızın, meydandaki halkımızın yanında yer aldık. Türk basını belki tarihinde hiç olmadığı kadar kenetlendi birbirine, halkıyla kenetlendi ve hep birlikte darbeye karşı koyduk."
Mutanoğlu, bugün ise darbe girişimine kalkışanların yargılandığı bir yerde olduklarını belirterek, adil bir yargılama yapıldığını kaydetti. Mutanoğlu, şöyle konuştu:
"İlk defa belki Türk tarihinde kendi insanına karşı bu kadar acımasız davranmış olan ve bu kadar büyük bir ihanet içerisinde olan insanlar bugün yargılanıyorlar. Bu yargılamayı da yakından takip ediyoruz. Gerek biz Anadolu Ajansı olarak yakından takip ediyoruz, gerek burada gördüğümüz bütün Türk medyası çok yakından takip ediyor ve bu darbecilerin hakettikleri cezayı bir an önce almalarını bekliyoruz."
"Bu, unutulmaması gereken bir ihanet"
Anadolu Ajansı'nın yanı sıra TRT ekibinin de davanın bütün aşamalarını takip ettiiğini ifade eden Mutanoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bizim asıl görevimiz bunu halkımıza doğru bir şekilde aktarmak. Çünkü insanlarımız belli bir süre sonra olayları unutmaya başlıyorlar. Oysa bu, unutulmaması gereken bir ihanet. Yani bu bizim çocuklarımıza, torunlarımıza aktarmamız gereken bir suç, bir günah. Bizim bunu sürekli hatırlamamız lazım, demokrasiye çok sahip çıkmamız lazım. Aksi takdirde antidemokratik yollarla, darbelerle iş başına gelenlerin ülkeyi nereye götürdüklerini biz darbe yaşanan ülkelerden biliyoruz. Şükürler olsun halkımız ciddi bir uyanış içerisinde ve bu darbeye karşı koyarak kendi geleceğini de kurtardı, belkide bölgesel büyük oyunları da bozmuş oldu."
