Cumhurbaşkanı Gül, Bahçeşehir Üniversitesi'nde Konuştu

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'deki yüksek öğretim kurumlarının yaygınlaştırılması için öğretim elemanı açığının hızla kapatılması gerektiğini belirterek, "Devlet üniversitelerini de, vakıf üniversiteleriyle rekabet edecek geleneğe, kaynak ve imkanlara kavuşturmalıyız. Başta YÖK olmak üzere bu yeni durum için hepimizin düşünmesi ve çözüm üretmesi gerektiğini düşünüyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 75. Dil Bayramı kapsamında Türk Dil Kurumu (TDK) tarafından Dolmabahçe Sarayı'nda gerçekleştirilen programın ardından, Bahçeşehir Üniversitesi'nin 2007-2008 akademik yılı açılış törenine katıldı. Gül, üniversitenin Beşiktaş'taki yerleşkesine gelişinde öğrenciler ve öğretim üyeleri tarafından ayakta alkışlandı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, üniversitelerdeki akademik yıl açılış törenlerinin Türk yüksek öğretiminin sorunlarının ve beklentilerinin yanı sıra, geleceğe dönük

açılımların ortaya konmasına olanak tanıyan zeminler olması sebebiyle önem taşıdığını söyledi. Gül, "Sonuçta hepimiz aynı amaçlar için çalışıyor, gençlerimizin çağın gereklerine göre en iyi eğitimi almalarını, üniversitelerimizin standartlarını yükseltmeyi, imkanlarını artırmayı ve toplum yararına güzel hizmetler yapmayı istiyoruz" dedi.

Gül, üniversitelerin sorunları ve sıkıntıları bulunsa da, evrensel düzeyde bilgi üretme, yayma, ülke sorunlarına çözüm getirme, gençlerin sağlıklı ve sürekli gelişiminin yolunu açma çabalarını önemsediğini vurguladı. Türkiye'nin bir süredir vakıf üniversiteleri ile yoğun bir şekilde tanıştığını belirten Gül, "Ülkemizdeki yüksek öğretimin önündeki bu büyük yığılma devam ettiği sürece biz de çözüm aramaya devam edeceğiz. Bir taraftan yeni devlet üniversiteleri açacağız ama bir yandan da vakıf

üniversitelerinin kuruluşlarını belli bir kriter ve denetim anlayışı çerçevesinde destekleyeceğiz" dedi.

Gül, Türkiye'deki yüksek öğretim kurumlarının yaygınlaştırılması için öğretim elemanı açığının hızla kapatılması gerektiğini söyledi. Gül, "Bu konuda vakıf üniversiteleri de bazı sorumluluklar üstlenmeli ve öğretim üyesi yetiştirme konusuna özel önem vermelidirler. Devlet üniversitelerini de, vakıf üniversiteleriyle rekabet edecek geleneğe, kaynak ve imkanlara kavuşturmalıyız. Ben başta YÖK olmak üzere bu yeni durum için hepimizin düşünmesi ve çözüm üretmesi gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.

Dünyanın büyük bir değişim sürecinden geçtiğine dikkat çeken Gül, "Ülkeler geçmişle karşılaştırılmayacak farklılıkta yeni koşullarla karşı karşıyadır. Bilginin toplumun itici gücü haline geldiği günümüzde değişimlerin farkına varan, bilgi çağının koşullarını karşılayabilmek için ihtiyaç duyulan yapılanmaları hayata geçiren, nitelikli insan gücüne sahip ülkelerin dünyada söz sahibi olacakları kuşkusuzdur. Ülke olarak yaşadığımız süreçte hedeflerimizi gerçekleştirebilmek, ülkemizin uluslararası alandaki

saygınlığını arttırabilmek için, doğru bir vizyonla geleceğe yönelmek, Türkiye'yi nerede görmek istediğimize karar vermek durumundayız. İşleyen bir demokrasiye ve istikrarlı bir ekonomiye sahip, evrensel değerleri benimsemiş, her alanda gelişen uygarlığın olanaklarını tüm vatandaşlarına sunabilmiş, daha iyi ve daha güçlü bir Türkiye'ye ulaşmayı amaçlıyoruz" dedi. Dünyanın her yerinde bilimsel gelişmelerin odak noktasının üniversiteler olduğunu belirten Gül, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

"Özgür düşüncenin filizlendiği üniversiteler, geçmişimizi bilerek bugünlerin sağlam temeller üzerinde kurulmasına hizmet ederken, hazırlayacakları yarının koşullarını öngören uzun vadeli projeksiyonlarla ülkemizin geleceğin dünyasında hak ettiği yeri almasına katkıda bulunmak durumundadır. Bir üniversitenin görevi, öğrencilerine yalnızca teorik bilgileri aktarmak değildir. Hayatın içinden gelen ve yüklendiği misyonu, hayatın değişen koşulları ve toplumun beklentileri doğrultusunda şekillendiren

üniversitelere, sağlıktan sanayiye ve tarıma tüm sektörlerin ve toplumun tüm kesimlerinin ihtiyacı vardır. Çünkü üniversiteler toplumun ve ülkelerinin gerçeklerinden kopuk yaşayamaz. Üniversiteler ülke sorunları, sıkıntılar ve güncel tartışmalar konusunda ortaya koyacağı görüşlerle topluma önderlik etmelidir. Bu, sorunun tanımından çözümüne kadar çok boyutlu bir süreci içermektedir. Toplumu aydınlatma, toplumun sesinin duyurulmasına aracılık etme ve kamuoyu oluşturma üniversitelerin temel görevlerinden

biridir. Üniversitelerin değerlendirmelerini, demokrasinin, çoğulculuğun, sağduyunun, aklın ve bilimin rehberliğinde ortaya koymaları; toplumun ortak paydada buluşturulmasına ve sorunların aşılmasına en önemli katkıyı sağlayacaktır."

Konuşmasında öğrencilere de seslenen Gül, "Üniversite eğitimi, öğrencilerin farklı kavram ve değerlerle tanışmasını ve önemli birikimler edinmesini sağlayan bir süreçtir. Hepimiz siz gençlerimizin değişimin gücü ve yarınlarını anahtarı olduğunuzun bilincindeyiz. Sorumluluklarınız büyük, yükünüz ağır. Edindiğiniz bilgi ve birikimleri toplum yaranına kullanma, büyük Atatürk'ün öngördüğü gibi Türkiye Cumhuriyeti'ni muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarma çabası içinde olacağınızdan kuşku duymuyorum"

dedi.

Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan ise, "Gerçek bir üniversite; baskılara boyun eğmeyen, dogmalardan uzak, gerçekleri araştıran bir yapıya sahip olmalıdır" diye konuştu.

(EY-RA-OK-Y)

Haberler