Haberler

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Rejimin saldırısı Suriye'de yeni dönemin miladıdır

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, "Önceki gün askerlerimize yapılan saldırı, Türkiye açısından Suriye'de yeni bir dönemin miladıdır. Çünkü bu askerlerimize karşı taammüden yapılmış bir saldırıdır. Suriye'deki gelişmeler, bizi hem İdlib'de hem de tüm sınır hattımızdaki güvenlik stratejimizde değişiklik yapmaya mecbur bırakmıştır" dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine, rejimin İdlib'deki saldırısında şehit olan 7 asker ile 1 sivil personele Allah'tan rahmet, yakınlarına ve tüm millete başsağlığı; yaralanan 12 askere de acil şifalar dileyerek, başladı. Erdoğan, Türkiye'nin Suriye'deki varlığının keyfe keder tercih olmadığını, basit çıkar hesapları sonucu ortaya çıkmadığını söyledi. Suriye'de 2011 yılında başlayan iç çatışmalardan uzak durmak için yıllarca sabrettiklerini, rejimin ve terör örgütünün saldırılarından kaçan 4 milyon Suriyeliye kapıları açmakta tereddüt etmediklerini belirten Erdoğan, Suriye'deki krizin 2015 yılından itibaren tamamen kontrolden çıktığına dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, rejimin ve terör örgütlerinin Türkiye sınırlarını taciz etmeye başladığını, halkın can ve mal güvenliğini doğrudan tehdit ettiğini kaydederek, Türkiye'nin, Adana Mutabakatı'ndan doğan haklarını kullanıp, Suriye'de operasyon başlattığını anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Rusya ile yaşadığımız ve bir provokasyon olarak kabul ettiğimiz ki FETÖ'nün bizzat içinde olduğu uçak krizi bizim açımızdan Suriye meselesini daha da karmaşık hale getirdi. Bu tablo karşısında elimiz kolumuz bağlı kalacak değildik. Suriye hükümeti ile 1998 yılında imzaladığımız Adana Mutabakatı Türkiye'ye gerektiğinde teröristleri takip etmek için Suriye topraklarında operasyon yürütme hakkı tanıyor. Bu hakkın sınırının da terörist neredeyse oraya kadar uzandığını biliyor ve buna inanıyoruz. Bu çerçevede ilk olarak 2016 Ağustos'unda DEAŞ ve PKK/YPG'ye yönelik ilk operasyonumuz olan Fırat Kalkanı Harekatı'nı başlattık. Bu harekatta 3 binin üzerinde DEAŞ'lıyı imha ederek Cerablus ve El Bab bölgesini teröristlerden temizledik. Malum ya bazıları diyor ki 'Sizin Suriye topraklarında ne işiniz var, sizi Suriye oraya davet etti mi?'. Amerika'yı da koalisyon güçlerini de davet etmedi, sadece Rusya'yı davet etti. Ama bizim elimizde kapı gibi bir Adana Mutabakatı Anlaşması var ve biz bu anlaşmanın gereği olarak oradayız."

'BÖLGEYİ TERÖRİSTLERDEN TEMİZLEDİK'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fırat Kalkanı Harekatı'nın DEAŞ'a karşı tek ciddi ve sonuç alıcı operasyon olduğunu vurgulayarak, 2017 yılında Türkiye, Rusya ve İran arasında başlayan Astana görüşmeleriyle Suriye'deki çatışmasızlık alanlarının belirlendiğini hatırlattı. Türkiye'nin 2018 yılı Ocak ayında gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekatı ile Afrin'i de teröristlerden temizlediğini ve 4 bin 500 teröristi etkisiz hale getirdiğini anımsatan Erdoğan, rejimin saldırılarının yoğunlaşması üzerine 2018 Eylül'de Rusya ile Soçi'de, İdlib'de 'gerginliği azaltma bölgesi' oluşturulması konusunda anlaşmaya varıldığını belirtti. Erdoğan, bu çerçevede İdlib'de 12 gözlem noktası kurduklarını, tüm bu süreçleri ABD ve Rusya ile birlikte en üst düzeyde iş birliğiyle yürüttüklerini anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019 yılı Ekim ayında ABD ile mutabakat sağlayarak, Barış Pınarı Harekatı'nı başlattıklarını, Resulayn ve Tel Abyad arasındaki 145 kilometre genişliğe ve 30 kilometre derinliğe sahip bölgeyi teröristlerden temizlediklerini ardından Rusya ile Soçi'de Barış Pınarı Harekatı bölgesinin sağındaki ve solundaki bölgeler için de 30 kilometre derinliğinde güvenli bölgeler oluşturma kararı aldıklarını hatırlattı.

'DEVAM ETMESİNE İZİN VEREMEYİZ'

Bugün gelinen noktada ne İdlib'deki ne de Barış Pınarı Harekatı bölgesindeki güvenli bölge mutabakatlarının gerçek anlamda işlemediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin bundan böyle Suriye'de uygulayacağı stratejiyi şöyle anlattı:

"Önceki gün askerlerimize yapılan saldırı, Türkiye açısından Suriye'de yeni bir dönemin miladıdır. Çünkü bu askerlerimize karşı taammüden yapılmış bir saldırıdır. Türk askerinin kanının aktığı bir yerde hiçbir şeyin aynı şekilde devam etmesine izin veremeyiz. Nitekim anında yaptığımız operasyonlarla 76 kişiyi orada etkisiz hale getirdik. Fazlası var, azı yok. Şayet taraflardan biri uymayacaksa ve bunun bir müeyyidesi olmayacaksa bu mutabakatlar niçin yapılıyor? Biz Suriye'de rejimin Rusya olmadan havada, İran olmadan karada tek bir çakıl taşını dahi yerinden oynatacak gücünün bulunmadığını bilmiyor muyuz? Aynı şekilde Fırat'ın doğusunda bölücü terör örgütünün Amerika'nın desteği ve Rusya'nın müsamahası olmadan varlık gösteremeyeceğini bilmiyor muyuz? Türkiye'ye karşı aslan kesilen rejimin Fırat'ın doğusundaki bölücü terör örgütüne karşı en küçük bir kazanım elde edememesinin gerisindeki sebepleri görmüyor muyuz? Rejim denilen kuklanın küçük bir hizip dışında kendi ülkesinde herhangi bir karşılığı yokken, suni solunum ile yaşatıldığının farkında olmadığımız mı düşünülüyor? Ülkemizde yaşayan Suriyelilerin vatanlarına, şehirlerine, evlerine dönüşlerinin bilinçli olarak engellendiğini bilmediğimiz mi varsayılıyor? Hayır, biz tüm bu gerçekleri ve daha fazlasını biliyoruz. Ama bizim karşımızdakilerden bir farkımız var. Türkiye her ne yapacaksa bunu hiçbir masumun canına, malına zarar gelmeden yapma prensibi ile hareket ediyor. Elbette bunları yaparken vatandaşlarımızın huzurunu, sınırlarımızın güvenliğini, devletimizin bekasını da düşünüyoruz. Her kim 'Türkiye'nin Suriye'de ne işi var?' diye soruyorsa bilin ki ya gafildir ya da taammüden bu ülkenin ve milletin hasmıdır."

'REJİM GERİ ÇEKİLMEZSE TÜRKİYE BU İŞİ BİZZAT YAPAR'

Suriye'deki yeni güvenlik stratejisi doğrultusunda bundan sonra hiçbir ihlale göz yummayacaklarını kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:

"Suriye'deki gelişmeler bizi hem İdlib'de hem de tüm sınır hattımızdaki güvenlik stratejimizde değişiklik yapmaya mecbur bırakmıştır. İdlib'den kontrolümüz altındaki bölgelere ve sınırlarımıza doğru harekete geçen kişi sayısı 1 milyona yaklaştı. Kimsenin böyle bir yükü omuzlarımıza yüklemeye hakkı yoktur. Bu çarpık fotoğrafı süratle düzeltip İdlib halkının evinde güvenle yaşamasını sağlamakta kararlıyız. Bundan sonra vardığımız mutabakatların ihlali anlamına gelen hiçbir adıma göz yummayacağız. Öncelikle İdlib'de rejimin bir an önce Soçi Mutabakatı sınırlarına yani gözlem noktalarımızın gerisine çekilmesini dün akşam da Sayın Putin ile yaptığım görüşmede ifade ettim. Şu anda 12 gözlem noktamızın 2'si rejim hattının gerisinde kalmıştır. Şubat ayı içinde rejimin gözlem noktalarımızın gerisine çekilme işleminin bitirilmesini umut ediyoruz. Rejim bu sürede geri çekilmezse Türkiye bu işi bizzat yapmak mecburiyetinde kalacaktır."

'AİDİYETİNE BAKILMAKSIZIN MİSLİYLE CEVAPLANDIRILACAK'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar rejimin, İdlib'de yaptığı saldırılara gerekçe olarak ateşkes ihlallerinin gösterildiğini kaydederek, şöyle konuştu:

"Rejim nasıl muhalif grupların en küçük bir ihlaline sivilleri de hedef alan ağır saldırılarla karşılık veriyorsa bundan sonra rejimin ihlalleri de askeri unsurlarına yönelik olarak mukabil şekilde cevaplandırılacaktır. Askerlerimize ve birlikte çalıştığımız dost unsurlara havadan veya karadan yapılan her saldırı, kaynağın aidiyetine bakılmaksızın ve herhangi bir ikaz yapılmaksızın misliyle cevaplandırılacaktır. Madem İdlib bölgesindeki askerlerimizin güvenliği sağlanamıyor, öyleyse bunu bizzat yapma hakkımızı kullanmamamıza kimse itiraz edemez. Bunun için TSK'nın hava ve kara unsurları, ihtiyaç duyduğumuz her an tüm harekat bölgelerimizde ve İdlib'de serbestçe hareket edecekler, gerektiğinde operasyon yürüteceklerdir. Fırat Kalkanı Harekatı bölgemizde bir ur gibi duran tehdit kaynağı olan Tel Rıfat bölgesi derhal teröristlerden temizlenerek Suriye halkının yönetimine bırakılmalıdır. Fırat Kalkanı Harekatı bölgemizde huzurun ve güvenliğin daim olabilmesi için bu sorunun çözümü şarttır. Her gün yaşanan tacizler ve bölge dışından gönderilen bombalı araçla bu beklentimizin karşılanamadığını gösteriyor. Madem terör örgütünün saldırıları bu bölgenin garantörü konumundaki ülkeler tarafından durdurulamıyor, öyleyse bizim bu işi bizzat kendimizin yapması kaçınılmaz hale gelecektir. Önümüzdeki günlerde bu çerçevede beklediğimiz adımların atılmaması halinde Barış Pınarı Bölgesi'nde başlattığımız harekatı sağ, sol ve alt taraftan sürdürmekte tereddüt etmeyeceğiz. Türkiye'nin Suriye'deki güvenlik ihtiyaçları karşılanana kadar, İdlib'de ve diğer harekat bölgelerinde izleyeceği yeni yol işte bu şekildedir."

'RUSYA İLE İŞ BİRLİĞİMİZE ÖZEL ÖNEM VERİYORUZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin hiçbir müttefiki ve dostuyla hiçbir ülkeyle karşı karşıya gelme niyetinin olmadığının altını çizerken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ile yaptığı telefon görüşmeleri ile ilgili bilgi verdi. Erdoğan, şunları söyledi:

"Tek gayemiz Suriye'deki kriz sona erene, bu ülke istikrara kavuşana kadar hem Türkiye için hem Suriye halkı için en doğru sağlıklı güvenli ve sürdürülebilir çözümü bulmaktır. Bu yolda bize dostluk gösterenleri de husumet sergileyenleri de asla unutmayacağımızı özellikle belirtmek isterim. Rusya ile dostluğumuzun ve iş birliğimizin sürmesine özel önem veriyoruz. Ticaretten turizme, savunma sanayinden enerjiye kadar geniş bir alanda çok derin ilişkilere sahip olduğumuz Rusya'dan tek beklentimiz Suriye'deki hassasiyetlerimizi daha iyi anlamasıdır. Sayın Putin ile telefonla ve yüz yüze sık sık gerçekleştirdiğimiz görüşmeler, ilişkilerimizin sağlıklı bir zeminde yürümesini sağlamıştır. Dün akşam da kendisiyle verimli ve kapsamlı bir telefon görüşmesi yaptım. Suriye ve Libya'daki beklentilerimizi Sayın Putin'e doğrudan ifade ettim. Ekiplerimiz tüm bu konuları enine boyuna görüştükten sonra kendisiyle tekrar bir araya geleceğiz. Ülkemize verilen sözlerin takipçisi olmayı sonuna kadar sürdüreceğiz. Aynı şekilde Şansölye Merkel ile de görüşme yaptık. ve onunla da Libya'daki gelişmeleri ele almak suretiyle ne gibi adımlar atacağız, bunları konuştuk. Ülkemizin Suriye'deki varlığından rahatsızlık olduğunu birilerinin görüyoruz."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması

-detay

Haber:  Aslıhan ALTAY KARATAŞ/ANKARA, -


Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Türkiye Suriye Güncel Haberler

title