Haberler

Cumhurbaşkanı Erdoğan Canlı Yayında

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu konuyla (üniter yapı) ilgili olarak danışmanımın bir açıklaması olmuş, almışlar onu çarpıtmışlar, ki danışmanım sonra değişik şekilde onu düzeltmeye yönelik açıklamalar yaptı. Ben ne diyorum, sen ona bak. Böyle bir şey yok, benden duydunuz mu? Yok. Bir defa 'Rejimle ilgili kim herhangi bir olaya giderse karşısında ilk defa ben dururum' dedim. 1923'te rejim meselesi bu ülkenin bitmiştir. Ondan sonraki süreç sadece yönetim sistemleri meselesidir, şu anda da değişiklik yapılan konu, bir yeni yönetim sisteminin gelmesidir." dedi.

Erdoğan, TGRT Haber, Beyaz TV ve TVNET'teki "Referanduma Doğru Özel" ortak yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Anayasa değişikliği ile illerin temsiliyetinde adil dağılım sağlanacağını dile getiren Erdoğan, mevcut sistemde İstanbul'da 120 bin kişiye 1 milletvekili düşerken, Doğuda, Güneydoğuda bazı illerde 15-20 bin kişiye 1 milletvekili düştüğünü söyledi.

Temsilde adaletin en önemli adımının milletvekili sayısını 550'den 600'e çıkarmak olduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Kuvvetler ayrılığı noktasında... Kuvvetlenen parlamento, 550'den 600'e çıkıyor ve orada bir güç buluyor. Cumhurbaşkanını yargılarken elinde bir güç var. Aynı şekilde bakanları yargılarken elinde bir güç var. Cumhurbaşkanı hangi şartlarla yargılanıyorsa, başkan yardımcıları da bakanlar da aynı şekilde yargılanıyor, Yüce Divan'a gidiyor. Burada 'Böyle bir şey elimde yok.' diyebilir misiniz? Üstelik orada da yine oranlar var ve bu oranlarla Yüce Divan'a sevk yetkisi var parlamentonun. Bu, parlamentoda mutabakatı, uzlaşmayı getiriyor. O uzlaşma neticesinde parlamento yani yasama Yüce Divan'a gönderme hakkını elde ediyor. Kanun yapma yetkisi, yasama organında. Cumhurbaşkanının kanun yapma, kanun teklifi verme yetkisi yok. Sadece bütçeyle ilgili verebilir. Bütçe konusunda da eğer yasama organı olumsuz bir tavır takınırsa, o zaman bir önceki yılın bütçesi üzerinden haraketle TEFE, TÜFE gibi dengelemelerle bunu yapıyor. Buralardan örnekler de var. 'Türk tipi başkanlık sistemi' ifademin arkasında yatan budur. İlla 'birileri şöyle yapıyor, biz de öyle yapalım' dememize gerek yok. Kendi geleneklerimize, göreneklerimize, örfümüze ve adetlerimize bakarak bir yapı oluşturalım istedik."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasa değişikliği ile ilgili "Cumhurbaşkanının ülkeyi kararnamelerle yönetebileceği" eleştirilerine ilişkin soruya, şu karşılığı verdi:

"Bu konuda 3 karar alma mekanizması var, Anayasa, yasalar, kararname. Başkanlık sistemine geçmeden önce Bakanlar Kurulunun da kararname çıkarma yetkisi olurdu. Daha sonra bunlar Anayasa Mahkemesiyle gözden geçirildi. Şu anda cumhurbaşkanı, hakkında anayasa maddesi olan bir konuda herhangi bir kararname çıkaramaz, yasal düzenleme olan bir konuda da yine çıkaramaz. Bunların dışında boşluk var. Belli bazı alanlarda sıkıntılar olabilir ama bu mesela temel hak ve özgürlükler vesaire falan bu alanlarda değil, bunların dışında. Orada cumhurbaşkanı bir kararname ile düzenleme yapabilir. Nedir bu? Atamalar, şunlar, bunlar vesaire gibi bu tür şeylerde bunu yapabilir. Onlar da zaten burada yasal düzenlemelerle daha da açıklığa kavuşacak. Siz kararname ile hakkında kanun olan bir konuda, mesela kalkıp da muhtarlıkları kaldıramazsınız. Kararname ile böyle bir yetkiniz yok. Niye? Çünkü yasalarla o makamlar oluşturulmuş, hatta temeline baktığınız zaman yerel yönetimler olayı anayasaya dayanır. Kalkıp cumhurbaşkanı muhtarlık filan falan kapatamaz, böyle bir yetkisi yok."

"PKK terör örgütüyle bu konuda verdiğimiz mücadele, üniter yapının en güzel örneğidir"

Bugüne kadar üniter yapı üzerinde olumsuz bir açıklamalarının olmadığını ifade eden Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın "Anayasa değişikliğinin üniter yapıdan federasyona geçişin ilk aşaması olduğu" iddialarının sorulması üzerine, "Onlar zaten al birini vur öbürüne, birbirlerinden farkı yok." dedi.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"14 yıllık yönetimimizde PKK terör örgütüyle bu konuda verdiğimiz mücadele, üniter yapının en güzel örneğidir. Onlar, bizim Güneydoğu, Doğu illerimizde üniter yapıyı sıkıntıya düşürecek açıklamalar yaptığı zaman onların karşısında aslanlar gibi dikilen biz olduk. Bayrağımıza yönelik bir şey olduğu zaman aslanlar gibi onların karşısında dikilen biz olduk. CHP, Hakkari'ye gitti, miting yaptı, bir tane Türk bayrağını o mitingde gösteremedi. Onların çünkü oradaki güç kaynağı HDP'ydi. Onları arkalarına aldılar, onlarla beraber orada miting yaptılar. Bu konuyla ilgili olarak danışmanımın bir açıklaması olmuş, almışlar onu çarpıtmışlar, ki danışmanım sonra değişik şekilde onu düzeltmeye yönelik açıklamalar yaptı. Ben ne diyorum, sen ona bak. Böyle bir şey yok, benden duydunuz mu? Yok. Bir defa 'Rejimle ilgili kim herhangi bir olaya giderse karşısında ilk defa ben dururum' dedim. 1923'te rejim meselesi bu ülkenin bitmiştir. Ondan sonraki süreç sadece yönetim sistemleri meselesidir, şu anda da değişiklik yapılan konu, bir yeni yönetim sisteminin gelmesidir."

Cumhurbaşkanının bir yere gitmesi veya belli bir süre makamından ayrı kalması durumunda yanındaki yardımcılarından birini görevlendireceğini ve yerine o kişinin vekalet edeceğini anlatan Erdoğan, "Bunun da suistimalini yapıyorlar. 'Meclis Başkanı yapsın' diyorlar. Seçimle gelen bir cumhurbaşkanı var ve kabinenin parlamenterlerden oluşmadığı bir yapı var. Bu yapının içerisinde yanındaki yardımcılarının içinden vekalet edecek insanları (seçer). Başbakan bir yurt dışı seyahate giderken başbakan yardımcılarından birini yerine vekaleten koyuyor. Artık cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık birleştirildiğine göre, yeni yapı içerisinde de cumhurbaşkanı bir yere giderken, yerine yardımcılarından -bu 1 mi olur 2 mi olur 3 mü olur, şu anda bu konuda herhangi bir şey söz konusu değil- birini oraya vekaleten koyabilir." diye konuştu.

"Güneydoğu, turizmde çekim alanı olacak"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, terör örgütlerinin çukurlar ve tüneller açarak orada yaşayanlara hayatı zindan ettiğini belirterek, hükümetin Güneydoğuya ciddi yatırımlar yaptığını, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ve TOKİ'nin burada çalışmalar yürüttüğünü söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:

"Öyle zannediyorum ki inşallah kısa bir zaman içerisinde artık Güneydoğu çok daha çekici olacak, güzel bir çekim alanı haline gelecek. Projeleri gördüğüm zaman 'Bu gördüklerim rüya değilse o zaman Türkiye, turizmde çok ciddi bir patlamayı yapacak.' diyorum. Güneydoğu, turizmde çekim alanı olacak. Diyarbakır niçin 10 milyar sadece turizmden getiri elde etmesin? Şu anda olmaz, yatırımcı yok, kaçıyor. Neden? Terörden korkuyor. Şimdi rahatlama başladı. Artık vatandaş, gece geziyor, dolaşıyor. Diyarbakır'ın caddelerinde, sokaklarında bu var. Diğer illerde aynı şekilde bu var. Hendeklerin temizlenmesiyle, yeni binaların yapılmasıyla birlikte inşallah artık Güneydoğu çok daha farklı bir hale gelecek. O zaman oradaki Kürt vatandaşlarım da evlerinden eşyalarını alıp giden kardeşlerim de yeniden oralara inşallah yeniden dönecekler ve oralarda gördükleri huzur, onlara herhalde artık yeni bir değerlendirmeye bu işi tabi tutmanın yolunu açacaktır. Tehditler, şunlar, bunlar minimize oldu. İçişleri Bakanlığımız, jandarmasıyla, polisiyle ciddi tedbirler oluşturuyor. Bu tedbirlerle beraber sandık emniyetini inşallah almış olacaklar."

Kandil, İmralı, Pensilvanya'nın "hayır" dediğini aktaran Erdoğan, "Biz, 'hayır' diyenleri de anlayışla karşılarız, o ayrı mesele ama benim vatandaşım da 'Kim bize hayır dedirtmek istiyor?' sorusunu herhalde soracaktır; 'Kandil'deki, İmralı'daki, Pensilvanya 'hayır' diyorsa, bunlar bu milleti bölmek isteyenler değil mi? Ben bunlarla yürümem.' diyecektir. Ben buna inanıyorum. Bu, benim vatandaşımın iradesine asla ipotek koymak değildir. Zaten benim vatandaşım iradesini bu yönde şekillendirecektir diye düşünüyorum. Bu milletin birliğe, beraberliğe, bütünlüğe, kardeşliğe ihtiyacı var." dedi.

Erdoğan, "Evet oyları noktasında bir yansıma olursa, sizin söyleminiz, devlet politikaları, terörle mücadele... Artık bunları geride bırakıldığımız anlamına mı geliyor?" sorusuna, "Bunları büyük ölçüde aştığımız kanaatindeyim. Bu konuda kesin bir neticeye varmak ne zaman belli olacak? 16 Nisan akşamı. Bakalım oralardan sandıklardan ne gelecek?" yanıtını verdi.

Kamuoyu yoklamalarına ilişkin olarak da Erdoğan, "Ciddi olumlu gelişme var çünkü orada da mitinglerde bunları gördük." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2001'de yola çıktıklarında Güneydoğu Anadolu'da halkın kendilerinden "OHAL'in kaldırılması'nı istediğini aktararak, şunları söyledi:

"Göreve geldik. Aldığımız oy aslında çok yüksek değildi, yüzde 34,4'tü ama parlamentonun yüzde 63'ünü biz aldık. İkinci parti de CHP'ydi. Fakat enteresan, o dönemde tabii biz süratli bir karar aldık. Ben genel başkanım, parlamentoya giremedim, Abdullah Bey o zaman başbakan oldu ve 1 ay içinde olağanüstü hali kaldırdık. Kaldırdık da ne oldu? Terör bitti mi? Maalesef terör bitmedi. Tam aksine terör çok daha farklı şekilde gelişme yollarını aradı. Çünkü bunların derdi başkaydı, bunlar ihanet şebekesiydi. Hiçbir yerde, Türk bayrağını kongrelerinde dahi asmazlardı. Ortada bir sistem var. Onlar o sisteme adapte olamıyorlardı, dert başkaydı. Şu anda oluşturacağımız sistemde de tabii ki birileri buna adapte olamayacak. Biz de parlamenter demokrasiyle 14-15 sene bu ülkeyi yönettik."

(Sürecek)

Kaynak: AA / Güncel

Recep Tayyip Erdoğan Beyaz TV Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title