Çiçek: Ne Biz Ne Başka Bir Hükümet Kıbrıs'ı Feda Edip AB Meselesine (Evet) Der

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ''Ne kendilerinin ne başka bir hükümetin Kıbrıs'ı feda edip AB meselesine (evet) diyebileceğini'' söyledi.

TRT 2'deki ''Günün Konusu'' programında soruları yanıtlayan Çiçek, Kıbrıs'ta çözümü, Türkiye'nin ve Kıbrıs Türk toplumunun samimiyetle istediğini ancak çözümsüzlüğün faturasının hep Türk toplumuna çıkarıldığını ifade etti.

''Çözümden yana olanın cezalandırıldığını çözüme karşı çıkanların himaye edildiğini'' belirten Çiçek, ''Türkiye 'ya AB ya Kıbrıs' tarzındaki bir ikilemin içerisine girmez'' dedi.

''Böyle bir ikilime maruz kalırsak ne olur?'' sorusuna Çiçek, ''Türkiye'nin tercihi bellidir. Ne biz ne başka bir hükümet Kıbrıs'ı feda edip AB meselesine (evet) der'' karşılığını verdi.

AB İlerle Raporu'nu ''dengeli bir rapor'' olarak değerlendiren Çiçek, raporun doğru, yanlış, eksik olan taraflarının bulunduğunu kaydetti.

Çiçek, terör konusundaki bir soru üzerine, Türkiye'nin 25 yıldır etnik terörle uğraştığını ifade etti.

''Hiç bir MGK toplantısı hatırlamıyorum ki birinci konusu terör olmasın'' diyen Çiçek, terörün her zaman gündemlerinde olduğunu, alınacak tedbirleri güncelleştirdiklerini ve dinamik bir süreç olduğu için gelişen şartlara göre ilave tedbirler alındığını söyledi.

Etnik terörün Kuzey Irak'ta önemli bir imkan bulduğunu dile getiren Çiçek, şunları kaydetti:

''Türkiye bu örgütle mücadele ederken Türkiye'nin uğraştığı bir örgüt değil. Örgüt bir taşeron. Örgüt, Türkiye'nin istikrarından, gelişmesinden, büyümesinden, kalkınmasından, bölgesel güç olmasından rahatsız olan kimler varsa onların taşeronudur. Onların hesabına iş yapıyordur. Yoksa, ilkokul mezunu birisinin kendince yücelttiği değerler uğruna dağa çıkması... Onlar da bu işin piyonu durumunda. Esas yukarıda bir kadro var. O kadro nerelerle irtibattadır? Türkiye Cumhuriyeti bunları biliyor ve bunlarla mücadele etmeye çalışıyor. Bu kolay iş değil. Kolay olsaydı dünyanın en önemli güçleri terör karşısında başarı sağlardı. Eğer böylesi bir terör karşısında Türkiye Cumhuriyeti devleti ve bizim halkımız olmasaydı da başka birisi olsaydı şimdiye kadar çoktan bu işte teslim olurdu. Türkiye bu alanda gerçekten çok başarılı. Zayiatları, üzücü olayları var, kaybettiğimiz insanlar var, ama Türkiye başarılıdır. Alınması gereken tedbir neyse hem içerde hem dışarıda almaya çalışıyoruz.''

Terörle mücadeleyle ilgili yapısal düzenlemelerde, Başbakan'ın başkanlığında yapılan toplantıda belli bir noktaya geldiklerini ifade eden Çiçek, İçişleri Bakanlığının yeni bir yapılanmaya gittiğini ifade etti. Bu hafta ya da gelecek hafta bu işlerin biteceğini belirten Çiçek, ''Bundan böyle bu işin planlaması, stratejisi her şey İçişleri Bakanlığı bünyesinde olacaktır'' dedi.

Ülkede bütün siyasi partilerin sorumluluğu olduğunu belirten Çiçek, rüştünü bile ispat etmemiş çocukların orta yere sürülmesinden kimsenin menfaatinin olmayacağını kaydetti. Çiçek, ''Bu, doğru bir yol değildir'' diye konuştu.

''Bizim bizden başka dostumuz yok'' diyen Çiçek, Birinci Körfez Savaşı'nda Kuzey Irak'tan 600 bine yakın insana Türkiye'den başka kimsenin kucak açmadığını anlattı.

Çiçek, ''Bunu en iyi anlayacak olan Barzani ve Talabani'dir. Kimler kendisine ne söz verdi? Kimler kazık attı? Türk devleti ne dedi ne yaptı? Buna bir baksınlar. Burada çizgisi düzgün olan Türkiye Cumhuriyeti devletidir'' şeklinde konuştu.

Çiçek, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat'ın görevi bırakmasıyla ilgili olarak ''Zorunluluktan mı yoksa sağlık problemi mi?'' sorusu üzerine, ''Arkadaşım görevden alınmadı, kendisi ayrıldı. Ben olayın şahidiyim. Ben biliyorum ki bir rahatsızlığı var. Geçmişte de ayrılmak istedi. (Biraz daha kal) denildi. Ben, Sayın Başbakan, başka arkadaşlarımız (biraz daha sabır) dedik. Bu defa kendisi ısrarlı olunca Başbakan bunu kabul etti'' dedi.

Cemil Çiçek, ''Yolsuzluklarla partinizin yeterince mücadele ettiğiniz inancında mısınız?'' sorusu üzerine, şunları söyledi:

''Yolsuzluk organize bir iştir. Yolsuzlukla mücadele mevsimlik değildir onun için devamlı mücadeleyi gerektirir. Bu konuda herkesin yardımcı olması lazım. Bizde eksik olan yardım noktasıdır. Ben bu kadar bağırdım, çağırdım, ama Allah'ın kulu da bana (benden rüşvet istediler, bende bu bilgi var) diye gelmedi. Alan razı veren razı... Herkes konuşuyor dışarıda rüşvete karşı olduğunu, ama kimse yardımcı olmuyor. Elde etiğiniz başarıdan sonra hiç bir zaman (tamam artık bundan sonrasına gerek yok) diyemezsiniz. Halen gazetelere bakıyoruz yeni yeni operasyonlar yapılıyor. Biz de bu işin üzerine kararlılıkla gidiyoruz. Bu konuda epey düzenleme yaptık. Eksiklik yok mu, olabilir. Yeni düzenleme de yapılabilir.''

Haberler