CHP TBMM Grup Toplantısı
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başörtüsü Düzenlemesiyle İlgili Eleştirilerine Devam Ederek, "Türbanı Siz Giyebilirsiniz Ama Devlete Giydiremezsiniz. Elbette İslam'ın Örtünme Anlayışı Vardır, Ama Bu Türban Değildir" Dedi. Başörtüsünün Yerli ve Geçmişinin Asırlar Öncesine Dayandığını Belirten Baykal, "Ama Türban Yerli Değil, Bizim Değil. Bir Üniformadır. İslam'da Türban Var mı?" Diye Sordu.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, başörtüsü düzenlemesiyle ilgili eleştirilerine devam ederek, "Türbanı siz giyebilirsiniz ama devlete giydiremezsiniz. Elbette İslam'ın örtünme anlayışı vardır, ama bu türban değildir" dedi. Başörtüsünün yerli ve geçmişinin asırlar öncesine dayandığını belirten Baykal, "Ama türban yerli değil, bizim değil. Bir üniformadır. İslam'da türban var mı?" diye sordu.
Baykal, CHP TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, ülkedeki DHKP-C militanlarına yönelik aldığı karar nedeniyle Belçika'yı eleştirerek, "Belçika yönetimi çok ciddi insanlık mahcubiyetine girmiştir" diye konuştu. Baykal, Belçika'nın aldığı bu karar üzerine Türkiye'nin boş sözleri bırakıp, kararlı bir şekilde haklarına sahip çıkacak şekilde çalışmalar yapması gerektiğini savundu.
Başörtüsü konusunda yapılan anayasal düzenlemeler ile Türkiye'nin tarihi bir dönüm noktasına girdiğini savunan Baykal, konunun bir grup genç kızın başına taktığı türbanın ötesinde bir anlam taşıdığını kaydetti. Konunun sadece bir kesimi değil tüm 70 milyonu yakından ilgilendirdiğini anlatan Baykal, "Olay, Türkiye'nin hali ve geleceği, devletin niteliği ile ilgilidir" ifadesini kullandı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 11 Şubat 1994 tarihinde, 'İktidara geldiğimizde çarşaf moda olacak', ve '21. asır dine
dayalı sistemlerin asrı olacak' şeklinde açıklamalar yaptığını iddia eden Deniz Baykal, bu sözlerin bir özlemi yansıttığını öne sürdü. Hükümetin dini Allah ile kul arasından çıkarıp devletin resmi kimliği haline getirmek istediğini ileri süren CHP lideri Baykal, şunları söyledi:
"Laiklik hiç bir şekilde din düşmanlığı değildir. Geçmişte çarpıtma yaparak laikliğin din düşmanlığı olarak takdim ediyorlardı. Tam tersine laiklik dine derin saygı göstermeyi hükmeder. 'Benim inancım devletin kimliği haline gelmelidir' dediğinizde sorun çıkar. Din bir inanç sistemi olarak herkesin yaşayacağı özgürlük alanıdır. Ama, 'Toplum yaşamı dine göre şekillendirilsin' derseniz sorun yaratırsınız. Başörtüsü bizim geçmişimizde olan ve dini yönleri bulunan toplumun bir parçasıdır. Başörtüsü bizimdir,
yerlidir, yüzlerce yıllık geçmişi vardır. Ama türban başka bir şey. İslam tarihinin hangi noktasında türban var? Peygamberimiz döneminde, sahabiler döneminde türban var mı? Yok. Türban üniforma ve siyasi bir simgedir. Türban ithaldir, yerli değildir. Anadolu'da türban var mı? Yok. Fransızca olan türban 'sarık' anlamına geliyor. Sanki türbanı, İslam'ın şartı kelime-i şahadetmiş gibi gösteriyorlar. İslam'ın şartlarında, imanın şartlarında, farzlar arasında bu yok. Dinden bahsetmek, dine saygılı olmak laikliğe
aykırı değildir. Dine husumet sergileyerek laikliği savunamazsınız. Biz dinden yola çıkarak devlete istikamet vermeye çalışmıyoruz. Elbette İslam'ın örtünme anlayışı vardır, ama bu türban değildir. Devletin Anayasası'na yerleştirmek doğru değil, biz bunu söylüyoruz. Siz türbanı giyebilirsiniz ama devlete giydiremezsiniz. Sizin amacınız farklı, siz oraya gitmek istiyorsunuz. Ülkeyi yönetmek insanları birbirine düşürmek değildir."
Başbakan Erdoğan'ın bugün partisinin grup toplantısında 'Beyaz çarşafları giydik' sözlerine atıfta bulunan Baykal, "Biz sizi çarşafta değil, milletine, anayasasına, hukuka, cumhuriyete saygılı bir başbakan olarak görmek istiyoruz" diye konuştu.
Hükümetin Anayasayı değiştirme çabalarını de eleştiren Baykal, "Bu Anayasa Milli Mücadele'nin, Kurtuluş Savaşı'nın ve Mustafa Kemal'in emanetidir" ifadesini kullandı.
(YZE-NÇ-Y)