Haberler

CHP TBMM Grup Toplantısı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Dönem Başkanı sıfatıyla İslam İşbirliği Teşkilatı acilen toplantıya çağrılmalı. İsrail'deki büyükelçiyi derhal ama derhal geri çekin.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Dönem Başkanı sıfatıyla İslam İşbirliği Teşkilatı acilen toplantıya çağrılmalı. İsrail'deki büyükelçiyi derhal ama derhal geri çekin. İsrail ile yapılan 20 milyon dolarlık onur kırıcı sözleşmeyi öngören kanunu derhal iptal etmeliyiz. Doğu Kudüs'ün, Filistin'in başkenti olduğunu kanıtlamak için oradaki konsolosluğumuzu derhal Filistin Büyükelçisi olarak bütün dünyaya ilan edin. Hükümetten bunları bekliyoruz ve takipçisi olacağız." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, CHP'liler olarak Filistin davasını her dönem savunduklarını, bundan sonra da onların davasını savunmaya ve yanlarında olmaya devam edeceklerini belirtti.

"Hiç kimse unutmasın. 1960'larda, 68'lerde gencecik çocuklarımız Filistin Kurtuluş Örgütünün ve Filistinliler'in davasını savunmak için Filistin'e gittiler. Bunların başında da Deniz Gezmiş geliyor." diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz Ortadoğu'da barışı savunuruz. Geçmişte bizim çocuklarımız, gençlerimiz Filistin'e gidip mücadele ederken, dönemin hükümetleri onları eleştiriyorlardı 'Sizin ne işiniz var Filistin'de?' diye. O çocuklarımızın mezarları şu anda Filistin'de. Filistinliler, o çocukları bağırlarına basmış vaziyetteler. CHP'liler, Kuvayımilliyeciler olarak nerede bir mazlum halk varsa o halkın yanında olmak bizim boynumuzun borcudur. Biz bunu yapıyoruz zaten. Tarih böyle yazmıştır her zaman. Gönül isterdi ki dünya bu katliam karşısında ayağa kalksın. Kısık seslerle protestolar yapılıyor."

Kendi içinde birlik olmayan, birbirini yiyen, gırtlaklayan, egemen güçlerin oyununa gelen Arap dünyasının, bir araya gelip Filistin'e sahip çıkamadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, bundan daha büyük bir ayıbın tarihte olmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Nasıl olur da sahip çıkmazsınız? Kendi toprağını, vatanını savunan insanlar katledilirken, kısık seslerle protesto bizim içimize sindireceğimiz bir tepki şekli değildir. O zaman hiç tepki vermeyin, hiç konuşmayın. Egemenlerin oyuncağı olan bir yönetimden hayır gelmez. Egemen güçlerin söylemlerini dile getiren iktidarlardan, ülkelerden kendi bölgesine de dünyaya da kendi insanına da hayır gelmez." değerlendirmesinde bulundu.

İsrail'in katliamının akıl almaz olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Demokratik eylemini yapıyor, en güçlü silahlarla onu öldürüyorsunuz. Bunu akıl, insanlık, adalet, vicdan kabul eder mi? Filistinliler öldürülürken onlar kendi aralarında bayram yapıyor. İnsanın ölümü bayram konusu olmaz." diye konuştu.

Vatanı ve ülkesi için mücadele edenlere tarihin hep saygı duyduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, "Filistinlileri kendi topraklarından atacaksınız, başka yerlere göndereceksiniz, her türlü baskıyı yapacaksınız, sonra da dünyaya ders vermeye kalkacaksınız. İnsanlık tarihi bunu kabul etmez." görüşünü dile getirdi.

"Kudüs'ün bir barış kenti olması lazım"

Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz 1092 yılında Kudüs'ün haçlı orduları tarafından ele geçirildiğini ve büyük bir Müslüman katliamı ve yağma yapıldığını anımsatarak, 1092 yılının aslında Filistinlilerin mülteci olarak başka ülkelere sürülmelerinin tarihi olduğunu ve Filistinlilerin bu tarihten beri kendi vatanlarını savunduklarını dile getirdi.

Kudüs'ün 2 Ekim 1187 tarihinde ise Selahaddin Eyyubi tarafından yeniden alındığını anlatan Kılıçdaroğlu, Eyyubi'nin, kimsenin burnunun kanamaması için talimat verdiğini, bu durumun, haçlı seferleriyle Selahattin Eyyübi'nin Kudüs'e bakış açısı arasındaki farkı ortaya koyduğunu söyledi.

Haçlı Seferleri anlayışının bugün de var olduğuna dikkati çeken CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Kudüs'te bugün aynı anlayışın uygulandığını ifade etti.

Kılıçdaroğlu, "21. yüzyılda siz 60'ya yakın Filistinliyi katlederseniz, dünya buna seyirci mi kalacaktır, tarih kendisine bir not düşmeyecek midir? Hepimizin üzerinde durması gereken temel noktalardan birisi budur." dedi.

Kudüs'ün üç semavi din için de önemli olduğunu, tarihi ve kültürel değerlerinin bulunduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, "Bu kadar önemli bir kentin savaş kenti olmasını içimize sindiremiyoruz. Kudüs'ün bir barış kenti olması lazım. Bunu her ortamda hep birlikte dile getirmek zorundayız. Kanlı Pazartesi, unutacağımız günlerden biri değildir." diye konuştu.

"Dört konuda size her türlü desteği veririz"

Hükümetin 3 günlük yas ilan etmesini ve İsrail hükümetini en sert şekilde eleştirmesini olumlu karşıladıklarını belirten Kılıçdaroğlu, ilk olarak Dönem Başkanı sıfatıyla İslam İşbirliği Teşkilatının acilen toplantıya çağrılmasını istedi.

Bu toplantının, "bir araya gelelim, oturalım, konuşalım ve ertesi gün dağılalım" toplantısı olmaması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Burada kararlar alınmalı ve kararlar titizlikle aynen uygulanmalı. Kanlı Pazartesi'yi dünyaya unutturmamak için önemli kararların alınması ve o kararların uygulanmasının takip edilmesi lazım. Birinci isteğimiz budur Hükümetten." ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"İkinci isteğimiz, İsrail'deki büyükelçiyi derhal ama derhal geri çekin. Efendim 'İstişare için geri çektik'. Yok kardeşim istişare için. Ne istişaresi? 3 günlük yas ilan ediyorsun, 60 kişi hayatını kaybetmiş, katledilmiş, 3 bine yakın yaralı var, 'Büyükelçiyi istişare için çağırdık'. Hayır kardeşim. Büyükelçiyi kesin, göndermemek üzere geri çekeceksiniz. İsrail ile Mavi Marmara dolayısıyla yapılan sözleşme bizim onurumuza dokunuyor. Bugün arkadaşlarıma söyledim. Kanun teklifini veriyorlar. İsrail ile yapılan 20 milyon dolarlık onur kırıcı sözleşmeyi öngören kanunu derhal iptal edeceğiz, etmeliyiz. Üç şart vardı. 'Gazze'de abluka kalkacak', kalkmadı. 'Tazminat verilecek ve özür dilenecek'. Ne tazminat verdiler, 20 milyon dolar lütuf diye geçti sözleşmeye, tazminat diye değil, ne yazılı özür dilediler ne de Gazze'de abluka kalktı. O zaman bu katliam sonrasında yapacağımız ilk iş bu kanunu derhal iptal etmektir. Bunu istiyoruz. Dördüncü talebimiz; Doğu Kudüs'ün, Filistin'in başkenti olduğunu kanıtlamak için oradaki konsolosluğumuzu derhal Filistin Büyükelçisi olarak bütün dünyaya ilan edin. Hükümetten bunları bekliyoruz ve takipçisi olacağız."

Hiçbir eleştiri yapmadıklarını, eleştirinin ve kavganın zamanı olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şimdi birlik içinde ve beraber olma zamanında bulunulduğuna işaret etti.

Katliamın bütün dünyaya duyurulması ve hesabının sorulması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Türkiye bütün gücünü göstermeli. Doğusu, batısı, güneyi, kuzeyi hangi kimlikten, inançtan olursa olsun 81 milyon vatandaş bu davaya inanmalı ve bu davayı takip etmelidir. Dört konuda size her türlü desteği veririz. Meclis tatile girecek. Samimiyeti test etmek için açık ve net söylüyorum. Meclis tatile girmeden önce o kanunu getirin Meclise, hep beraber iptal edelim. Belki diyebilirler ki '20 milyon dolar aldık. Ne yapacağız bu parayı?', söz veriyorum, 20 milyon doları ben size bulacağım. Götürün İsrail'e verin o parayı, İsrail hükümetine verin. Bunun takipçisi olacağız ve olmaya da devam edeceğiz."

"Türkiye tarım açısından bağımsız bir devlet değil"

Ramazan ayına girildiğini, İslamiyet'in sabrın, rahmetin ve bereketin dini olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, ülkenin ve dünyanın huzur dolu olmasını istediklerinin altını çizdi.

Filistinlilerin de rahat bir Ramazan ayı geçirmeleri temennisinde bulunan Kılıçdaroğlu, "Ama öyle anlaşılıyor ki o coğrafyada kan ve gözyaşı durmayacaktır. O coğrafyadaki her acıyı paylaşmak bizim namus borcumuzdur. Onlarla beraber olmayı her zaman sürdüreceğiz." diye konuştu.

Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla Mersin'de çiftçilerle bir araya geldiklerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, bütün çiftçilerin borç içinde olduğunu dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, "Görünen o ki topraklar artık bankaların eline geçecek, üretim için bankaların dışarıdan ithal çiftçi getirmesi gerekecektir. Çünkü Türk çiftçisi artık tarım yapamaz duruma gelmiştir. Bunun için Dünya Çiftçiler Günü'nü Avrupalılar, Amerikalılar kutlamalı diyorum. Biz Türk çiftçisi olarak kutlamaya değer herhangi bir şey bulamıyoruz. Türk çiftçisinin geldiği nokta budur." dedi.

Kendi kendine yeten bir Türkiye'den, başkaları tarafından beslenen bir Türkiye noktasına gelindiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eşref Fakıbaba'nın "Kendi gıdasını üretemeyen hiçbir devlet bağımsız olamaz." sözünü anımsatarak, "Günaydın beyefendi, günaydın. Demek sonunda öğrendiniz." ifadesini kullandı.

Tarımsal ithalat rakamlarını da paylaşan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin tarım açısından bağımsız bir devlet olmadığını savundu.

Filistinliler için saygı duruşu

Bu arada Kılıçdaroğlu, grup toplantısında eski Kırıkkale Belediye Başkanı Mustafa Pekdoğan'a partiye katılımı dolayısıyla rozet taktı.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşması öncesinde CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Filistin halkına yönelik şiddeti kınadı. Salonda bulunanları bir dakikalık saygı duruşuna çağıran Özel, "Yaşasın Filistin ve Türkiye halklarının kardeşliği." dedi.

Salonda bulunanlar Türk bayrakları ve Filistin bayrakları eşliğinde grup toplantısını izledi.

(Bitti)

Kaynak: AA / Politika

Filistin Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title