Çevre ve Orman Bakanı Pepe Kocaeli'nde... -"gelişmiş Ülkelerden 30-40 Yıl Sonra Çevre Suçlarının Tanımını İlk Kez 2006 Yılında Yaptık. Bu, Türk Hukuk Sistemi ve Çevre Hukuku Açısından Devrim Mahiyetinde İleri Adımlardır"

Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, ''Gelişmiş ülkelerden 30-40 yıl sonra çevre suçlarının tanımını ilk kez 2006 yılında yaptık. Bu, Türk hukuk sistemi ve çevre hukuku açısından devrim mahiyetinde ileri adımlardır'' dedi.

Helikopterle, İstanbul'dan bazı törenlere katılmak için Kocaeli'ne gelen Bakan Pepe, göreve yeni başlayan Vali Gökhan Sözer'i ziyaret etti.

Ziyaretin ardından AA muhabirinin, Yeni Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) ''çevre suçları''nı düzenleyen 181. ve 182. maddelerinin yürürlüğe girmesiyle ilgili sorularını yanıtlayan Pepe, yasayla, caydırıcı hapis ve para cezalarının getirildiğini bildirdi.

Yasanın Türkiye'deki çevre hassasiyetlerinin gelişmesi açısından çok önemli olduğunu ifade eden Pepe, şunları söyledi:

''Cezaların caydırıcı özelliği var. Ceza dediğin zaman caydırıcı olmalı. Daha önceki cezalar maalesef, tabiri caizse kuşa dönmüş cezalardı. Bu cezalar, bazılarının böyle bir şeye niyet etmelerine bile engel olacak kadar ağır yaptırımlar ihtiva ediyor. Bir taraftan hapis, bir taraftan da para cezaları var. 3 trilyona kadar para cezası var. Bir firmayı düşünün bir seferde 3 trilyon para cezası verdiğinizde tasını toprağını toplayıp gitmesi lazım.''

-TÜRKİYE KENDİ GELECEĞİNE SAHİP ÇIKIYOR-

Kabahatler Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve Çevre Kanununda yapılan düzenlemelerle Türkiye'nin aslında kendi geleceğine ve çevresine sahip çıktığını ifade eden Pepe, ''Türk hukuk mevzuatında ilk olarak çevre ile ilgili suçlar tanımlanmıştır. Gelişmiş ülkelerden 30-40 yıl sonra çevre suçlarının tanımını ilk kez 2006 yılında yaptık. Bu, Türk hukuk sistemi ve Çevre Hukuku açısından devrim mahiyetinde ileri adımlardır'' diye konuştu.

Türkiye'nin çevre ile ilgili çok önemli bir süreci geride bıraktığını belirten Bakan Pepe, şöyle devam etti:

''Bundan sonra Türkiye'nin çevre ile ilgili işinin daha kolay olacağını söylüyorum. Diğer taraftan, yapılan her şeyin AB'ye endekslenmesini doğru bulmuyorum. AB'ye girmezsek her tarafı pislik mi götürecek?, Hayır, yine çöpümüze, suyumuza, havamıza, toprağımıza sahip çıkacağız. Bunları, Avrupa Birliği'ne bire bir endekslemenin doğru olmadığını düşünüyorum. Çünkü, bizim insanımız temiz bir çevrede, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına anayasal olarak sahiptir.''

-İSTANBUL'DAKİ HAFRİYAT DÖKÜM ALANLARI-

Pepe, İstanbul'da Rumeli ve Anadolu yakasındaki toprak döküm sahalarını incelediklerini, bu sahalarda düzenli bir çalışmanın olmadığını tespit ettiklerini bildirdi.

Bunun için ilgili bürokratlara talimat verdiğini anlatan Pepe, ''Bu hafriyat alanları daha önce herhangi kurala, kaideye tabii olmadan kapanın elinde kalıyordu. Biz, buraları normal yöntemlerle açık ihale usulü ihale ediyorduk. Geçen sene sadece bir kısmından 20 milyon YTL gelir elde ettik. Bu azımsanacak bir rakam değil'' dedi.

İstanbul'da daha fazla hafriyat döküm alanı açılması için İstanbul Büyükşehir Belediyesinin bu yönde müracaatı olduğunu da bildiren Pepe, şunları kaydetti:

''İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile görüştük. İstanbul Rumeli ve Anadolu yakasında 2 tane büyük 50 milyon metreküplük hafriyat döküm alanı belirledik. Bu alanları tahsis edeceğiz. İstanbul'da senede milyonlarca metreküp çıkan hafriyat ciddi bir pazar oluşturuyor. Bu işin, birilerinin iştahını kabarttığını biliyorum. Fiyatların yükselmesini önlemek için daha büyük yeni alanlar açacağız.

Aynı anda 100 milyon metreküplük alanlar açacağız. O zaman tabii rekabet olacak, fiyatlar aşağıya düşecek. İnşaat yapan, hafriyat yapacak insanların elleri daha da rahatlamış olacak. Kısaca balans görevi görüyoruz.''

Bu arada, Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'nin, İstanbul'da yapması planlanan toprak döküm sahalarındaki incelemeleri ve Atatürk Hava Limanı'ndaki basın toplantısının programındaki yoğunluk nedeniyle iptal edildiği belirtildi.

Haberler