Haberler

Cem'in Canını Sıkmayın!

Akşam Gazetesi Yazarı Serdar Turgut, Cem Yılmaz'ın 'O... Çoucuğu' Esprisiyle İlgili Yazdı; Cem'e Sahip Çıktı!

AKŞAM GAZETESİ YAZARI SERDAR TURGUT, CEM YILMAZ'IN 'O... ÇOUCUĞU' ESPRİSİYLE İLGİLİ YAZDI; CEM'E SAHİP ÇIKTI!

Akşam Gazetesi yazarı Serdar Turgut'un bugün gazetede yazdığı yazı:

Cem Yılmaz'ın canını sıkmayın

Espri çok güzeldi Cem... Anlayan anladı, anlayamayanı da boş ver...Sakın ha lüzumsuz ahlak tartışmalarına filan da girme. Çünkü ortada ahlaksızlık durumu gayet tabii ki yok.

İki lafından birinde 'O.... çocuğu' diyebilen bir toplumda kimsenin kimseye ahlak öğretecek hakkı yok

Bir süredir soyut mizah üzerine çalışmalarım sürüyordu.

Sonunda biz Türklerin mizahın soyut olmasından pek hoşlanmadığımıza ve 'mizah ne kadar fazla somut olursa galiba bu bize o kadar iyi gibi geliyor' sonucuna varmak üzereydim.

Soyut mizah, insanın kendisini zorlaması anlamına gelebiliyor. Biraz bağlantılar kuracaksınız, biraz düşüneceksiniz gülebilmek için, ama düşünmek zorlayabiliyor bizim insanımızı.

'Olabilir' dedim buna bile. Ne yapalım; herkes kendini düşünmeye zorlamak zorunda değil. Bize somut mizah gerekiyor. Ana avrat dümdüz giderseniz mizah diye, bu en fazla gülünen şey olabilir tabii ki...

Bu bir gerçek, ama 'bana acı gelen bir gerçek' olarak kabul ettim bunu. Ne yapalım; elde olan malzeme bu kadar. Bu malzeme de size, Levent Kırca'nın yaptıklarını mizah gibi sunmasına imkan verebiliyordu bir zamanlar.

Ortama son derece uygundu o. Onu izlerken hiç düşünmeye, soyutlama yapmaya gerek yok. Her şey olabildiğince hatta haddinden fazla somut olarak veriliyor size.

Aslında mizahı öldüren bir ortamdı bu. 'Hababam Sınıfı'nın birer birer hayata veda etmeye başlayan kahramanları gibi, düşünmeye gerek duyulmadan güldüren mizah da can çekişmekteydi.

Sonra ortaya Cem Yılmaz gibi bir sanatçı çıktı ve ilk başta -insanları pek korkutmamak için olsa gerek- somut ve soyut mizahı karıştırarak, birden soyutuna geçmeden yavaş yavaş yeni bir şeylere gülmeye alıştırmaya başladı.

Yavaş yavaş alışıyordu insanlar ama mizahı somutlaştıkça daha fazla güldükleri bir gerçekti. Bazen gülmeye otomatikman başladıkları da oluyordu. Cem Yılmaz'ı karşılarında görür görmez gülmeye başlayanlar bile var. Bu da mizah tarihi açısından bile tuhaf bir durum.

Dediğim tüm şeyleri daha somut olarak anlamanıza yarayacak olay, Cem Yılmaz'ın yaptığı bir espri ile patladı: 'Bir hikayemiz vardı. Hokkabaz adını verdik. Savaş Ay çıktı, 'babamın hayat hikayesi' dedi. Ne yapsam bir sahiplenme, bir kötüleme... Yeni filmimin adını 'O...u çocuğu' koyacağım. Bakalım kim sahiplenecek? Kimin anasının, babasının hayatı olacak o zaman merak ediyorum'.

Espri bu kadar ve biraz akıl taşıyan insanın anlamaması mümkün değil. Ama bizim insanlarımız yine mümkün olmayanı başardılar. Bunu bile anlayamadılar galiba. Çünkü çok kullanmaya alışkın olduklarından olsa gerek tümü sadece 'O...u çocuğu' bölümüne takılıp kaldı.

Cem Yılmaz önceden bunun olacağını bildiğinden olsa gerek esprisini tamamladıktan sonra açıklamayı da yapmak gereği duymuş. 'Bakalım kimin anası babası üstlenecek' lafını da eklemek gereği duymuş esprisine.

Normal şartlar altında bu bölümü hiç söylemesine gerek yoktu ama anormal şartlar altındayız maalesef. Gülmeyi zor beceren, mizah anlayışı azgelişmiş anal-retentif insanlar çoğunlukta bu toplumda.

Espri çok güzeldi Cem... Anlayan anladı, anlayamayanı da boş ver... Sakın ha lüzumsuz ahlak tartışmalarına filan da girme. Çünkü ortada ahlaksızlık durumu gayet tabii ki yok. İki lafından birinde 'O.... çocuğu' diyebilen bir toplumda kimsenin kimseye ahlak öğretecek hakkı zaten yok.

Dahası mizahçının bazen gerektiği zaman ahlaksız olma hakkı da vardır.

Kaynak: Gecce / Magazin

Haberler

Bakmadan Geçme

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title