Haberler

Çelik'ten Demokrasi Tanımı

Güncelleme:

MÜSİAD davetlisi olarak Adana'ya gelen Hüseyin Çelik, '2023 yolunda Türkiye ve Çözüm Süreci' adlı konferansa konuşmacı olarak katıldı.

Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği'nin (MÜSİAD) davetlisi olarak Adana'ya gelen Hüseyin Çelik, '2023 yolunda Türkiye ve Çözüm Süreci' adlı konferansa konuşmacı olarak katıldı.

Konuşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Çelik şöyle konuştu: "Birileri, 'şu komşunun evi yansa da yumurtamı pişirsem' mantığıyla hareket ediyor. Eğer insanlar saadetlerini başkalarının felaketlerinde ararlarsa, bunun bizim dilimizde adı, 'ahlaksızlıktır.' Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Sayın Başbakan'a ağza alınmayacak laflar söylüyor. Ben buradan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na seslenmek istiyorum, 'Sayın Kılıçdaroğlu, bunu gözlemliyoruz, görüyoruz. Sen siyasi şehvete kapılmışsın. Şehvet, 'istek, arzu' demektir. Allah'ın insana verdiği bir nimettir. Ancak şehvet, iffetle dengelenmezse adamın başına dert açar. Siyasi şehvet, sahibi olmana bir şey demiyoruz. Ama kusura bakma sen siyasi iffetten mahrumsun. Siyasi iffeti olan bir insan, ülkenin Başbakanına; terörist, terörist başı demez. Bölücübaşı demez. Katil demez. Türkiye Cumhuriyeti'nin başına bir katil nasıl oturur?."

HÜKÜMET, 'ÖZÜR DİLESİN' DİYENLERE SESLENİYORUM: SİZDE ÖZÜR DİLEYECEKMİSİNİZ?

Çelik, Gezi Parkı olayları nedeniyle 'Hükümet özür dilesin' diyenlere de seslendiğini belirterek şöyle konuştu:

"28'inde bu hadise meydana geldi, Gezi Parkı'nda bir hareketlenme oldu. Ben 29'unda bir toplantı düzenledim. Ben parti adına açıklama yaptığımda, hükümet adına da açıklama yapmış olurum. Çünkü bu hükümet, partinin içinden çıkan bir hükümettir. Dedim ki 'Çevre konusunda, yeşil konusunda duyarlı olan tüm vatandaşlarımızın duyarlılığını saygıdeğer buluyorum. Böyle bir duyarlılığın toplumda bulunması gerekiyor. Yoksa betonlarla dolmuş, zevksiz, şiirsiz bir dünyada yaşamaya mahkum oluruz. Endişesi olan vatandaşlara söylüyorum. Eğer birileri orada ağaç katlederse, AVM yaparsa, Hüseyin Çelik olarak gider ilk önce ben yatarım' dedim. Bundan öte ne denir. İyi niyetle başlamış, halkın hassasiyetleri tahrik edilerek başlamış olan bir olay bir anda, 14 ayrı illegal örgütün devreye girdiği, ideolojik, siyasi hesapları olanların devreye girdiği, kenarda bekleyenlerin vandalizm haline getirdiği bir hareket haline geldi. 'Hükümet özür dilesin diyenlere sesleniyorum. Bu işin tahrikçilerine tertipçilerine söylüyorum. Siz dükkanı harap edilen esnaftan, günlerdir iş gördürmediğiniz tüccardan özür dileyecek misiniz? Belediye otobüsünü yakarak, fıskiyeleri, mobese kameralarını parçalayarak kamuya verdiğiniz zarardan dolayı özür dileyecek misiniz? Yeşil adına başlamış bir hareketin, çimenleri parçalayan parkları yok eden sonuca varmış olmasından dolayı özür dileyecek misiniz?."

DEMOKRASİ KELLE İSTEME REJİMİ DEĞİLDİR

Gezi Parkı protestolarını Osmanlı dönemindeki yeniçeri ayaklanmalarına benzeten Çelik:

"Birileri baktı ki seçimle, Ak Parti'yle, Recep Tayyip Erdoğan'la bu iş sandıkta olmaz. Acaba başka yollar bulabilir miyiz. Bu memleket birilerinin canını istediğini yapacağı yer değildir. Eskiden yeniçeriler isyan edeceği zaman bir bahane ararlardı. Yeniçeriler, anadan doğma asker oldukları için hangi yemeğin yağlı, hangi yemeğin yağsız olduğunu bilmezler. Bulaşıkçı, pinti bir adammış, bulaşıkları iyi yıkamıyormuş. Kirli tabaklara hoşaf koyuyor, tabağın üzeri bir parmak yağ oluyormuş. Yeniçeriler de zannediyor, hoşaf yağlıdır. Ancak bir gün temiz bir bulaşıkçı gelmiş, tabakları tertemiz yıkamış, öyle koymuş hoşafı. Yeniçeriler bakmış hoşafın yağı yok. Olacak şey bu. Hemen yeniçeriler baş kaldırıyor, hoşafın yağı kesildi diye. Sonra isyan ettiklerinde de şunu yaparlardı. Filan sadrazamın kellesini isterlerdi. Arkadaşlar demokrasi kelle isteme rejimi değildir. Ölümden medet umarak yürütülecek bir sistem değildir. Hareketin başladığı günlerde dedim ki, bu illegal örgütler, bir kaç kişiyi öldürür hareketin sembolü haline getirirler. 1980 öncesi üniversiteye gitmiş bir kardeşiniz olarak söylüyorum. Ülkücü birini öldürür, solcuları tahrik ederlerdi. Solcu birini öldürür, ülkücüleri tahrik ederlerdi. Bu memlekette 5 bin genç birbirini sokakta öldürdü. Ama bu gençlerin sırtından siyaset yapanlar, 5 yıldızlı otellerde pipolarını tüttürmeye devam ettiler. O gençlerin bir kısmı mezara, bir kısmı cezaevine gitti. Şiddet içermeden yıkmadan dökmeden tahrik etmeden bize iletilecek her makul mantıklı talebi dinleriz. Olabilecekleri yaparız, olamayacakları, 'şundan dolayı olmaz' deriz. Demokrasi, taleplerin demokratik yollarla istendiği yerdir. Yıkacağım, dökeceğim sonrada senle pazarlık yapacağım. Böyle bir sistem yoktur."

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Hüseyin Çelik Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title