Haberler

Canikli, İhraç Edilen ve Açığa Alınan Üst Düzey Fetö'cü Sayısını Açıkladı

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, “FETÖ ile mücadele kapsamında 2 tane AYM üyesi, 131 tane Yargıtay üyesi, 43 tane Danıştay üyesi, 5 tane HSYK üyesi, 2 tane orgeneral, 10 tane korgeneral, 6 tane tümgeneral, 148 tane tuğgeneral, 24 tane vali, 101 tane vali yardımcısı, 115 kaymakam, 712...

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, "FETÖ ile mücadele kapsamında 2 tane AYM üyesi, 131 tane Yargıtay üyesi, 43 tane Danıştay üyesi, 5 tane HSYK üyesi, 2 tane orgeneral, 10 tane korgeneral, 6 tane tümgeneral, 148 tane tuğgeneral, 24 tane vali, 101 tane vali yardımcısı, 115 kaymakam, 712 profesör, 837 doçent, bin 356 yardımcı doçent, 1 müsteşar, 4 müsteşar yardımcısı, 2 kurum başkan yardımcısı, 2 kurum başkanı, 8 üst kurul üyesi, 8 genel müdür, 188 daire başkanı uzaklaştırıldı ve ihraç edildi" dedi.

TGRT Haber televizyonunda "Neler Oluyor" programında İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber televizyonu Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ın sorularına cevap veren Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, şu ana kadar ihraç edilen ve görevden uzaklaştırılanların pozisyonları ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

"2 AYM üyesi, 131 Yargıtay üyesi, 43 tane Danıştay üyesi"

"FETÖ ile mücadelede alt tabakadaki memurlarla uğraşılıyor, üst tabakadaki yönetici kadrosuna bakılmıyor" eleştirilerine cevap veren Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, bu algının doğru olmadığını, birilerinin kamuoyuna bu algıyı pompalamaya çalıştığını kaydetti. İhraç edilenlerin pozisyonlarına yönelik bilgiyi ilk kez açıklayan Nurettin Canikli, "Yargı mensuplarından başlayalım, şu ana kadar 3 bin 821 ihraç olmuş yargıda, görevden uzaklaştırma 558. Bunların 2 tanesi AYM üyesi, yargının en üst elemanı. 122 tane, açığa alınanlarla beraber 131 tane Yargıtay üyesi, 43 tane Danıştay üyesi, 5 tane HSYK üyesi, 2 bin 306 hakim, açığa alınanlarla beraber 2 bin 522 hakim, bin 183 savcı, 474 askeri hakim, 15 tane askeri Yargıtay. Tamamı bunların en üst yargı mensubu" dedi.

"2 orgeneral, 10 korgeneral, 6 tümgeneral, 148 tuğgeneral"

Diğer üst kadrolarla ilgili bilgileri de paylaşan Nurettin Canikli, "TSK; 2 tane orgeneral, 10 tane korgeneral, 6 tane tümgeneral, 148 tane tuğgeneral, hem açığa alınma hem ihraç, 11 tane de diğer rütbeli generaller. Rütbeli subay bin 882, subay 6 bin 563, astsubay bin 589. Emniyet; emniyet müdürü dahil rütbeli ihraç edilen toplam emniyet mensubu sayısı 8 bin 356. Hepsi rütbeli, emniyet müdüründen üst seviye. Rütbesiz 12 bin 114. Açığa alınanlarla beraber rütbeliler 10 bin 294, rütbesizler 26 bin 704, 12 bin ihraç, diğerleri açıkta. Mülki idare amiri; 24 tane vali, 101 tane vali yardımcısı, 115 kaymakam, bunlar ihraç. Üniversiteler; 712 profesör, bunların içinde rektör, dekan olan var. 837 doçent, bin 356 yardımcı doçent. 1 Müsteşar, 4 müsteşar yardımcısı, 2 kurum başkan yardımcısı, 2 kurum başkanı, 8 üst kurul üyesi, 8 genel müdür, 188 daire başkanı, açığa alınanlarla beraber 230 tane daire başkanı. 122 müşavir. Kariyer ve taşra uzamanı 2 bin 647, müfettiş bin 635, müdür 925. Neredeyse memurların sayısına yakın sayı söz konusu. Taşradan örnek vereyim, 22 bölge müdürü, 15 bölge müdür yardımcısı, 62 tane il müdürü, 54 il müdür yardımcısı, 45 ilçe müdürü. Şu sayılara baktığınızda operasyonun önemli bir bölümünün kesinlikle üst yönetim üzerinden gidildiği görülür. Şu rakamlar karşısında yukarı ile mücadele edilmiyor, aşağı ile mücadele ediliyor hükmü verilebilir?" şeklinde konuştu.

"ByLock kullanan aktif milletvekili ve bakan yok"

"Bizim şu anda elimizde aktif milletvekilleri ve bakanlarla ilgili ByLock kullandığına dair hiçbir somut bilgi yok. ya da ByLock kullanan bakan ya da milletvekili yok" açıklamasında bulunan Canikli, Kılıçdaroğlu'nun bazı milletvekillerinin ByLock kullandığı yönündeki iddiasına da değindi. Canikli, "Bakın böyle bir şey varsa bize bilgi belge geldiğinde gereğini yapıyoruz. Bu mücadelede beyanlar üzerinden yola çıkarak işlem gerçekleştirmedik. Somutlaştırılmadığı zaman başka amaçlarla kamuoyu ile paylaşılmıştır" ifadelerini kullandı.

Canikli, Kılıçdaroğlu'nun kendilerine bu konuda bir bilgi vermediğini belirtti.

"O örgüte mensup, gizli bırakılmış insanların olduğunu biliyoruz"

"FETÖ ile mücadelede alt tabakadaki memurlarla uğraşılıyor, üst tabakadaki yönetici kadrosuna bakılmıyor" eleştirilerine cevap veren Nurettin Canikli, FETÖ'nün kriptolar dışında büyük oranda temizlendiğini söyledi. Kriptolar olduğunu bildiklerini belirten Canikli, "Kriterlere takılmamış, iz bırakmamış. Ama biz biliyoruz ki, terör örgütünün çalışma yöntemlerinden bir tanesi, belli amaçlar için bazılarını özel olarak ayırmış, hiçbir şekilde bağlantısı yok, tırnak içinde söylüyorum, onları kendi açılarından tamamen temiz tutmuş, bunu biliyoruz. Zaman zaman ortaya çıkan belge ve bilgilerle bunların varlığını biliyoruz. Hiçbir izleri yok, o yapıyla ilgili olduğunu gösteren hiçbir belge, delil, bilgi yok. Buna rağmen o örgüte mensup, gizli bırakılmış insanların olduğunu biliyoruz. Her kurumda teorik olarak olması mümkündür. Şu ana kadar finansal kaynak sağlayan kurumların tamamı kapatıldı, yaklaşık 4 bine yakın. Kamudan 110 bine lakın ihraç gerçekleştirildi, yargıda, iş aleminde tutuklu olanlar var. Mücadele bitmedi, devam edecek. Tamamen temizlenene kadar, kriptoların büyük oranda temizlenmesine kadar bu görev bitmeyecek" diye konuştu.

Canikli, FETÖ ile mücadelede çerçevesinde bu zamana kadar beyan üzerine ihraç ve iade yapılmadığını belirterek, yapılanların objektif kriterler çerçevesinde belirlendiğinin altını çizdi. Canikli, bir belediye başkanının damadının tahliye edilmesine ilişkin kamuoyunda oluşan tepkiye yönelik, "Objektif olmayacak şekilde tahliye kararı verilmişse o zaman gereği yapılacaktır" dedi.

Yargının FETÖ ile ilgili bazı konularda aldığı bazı kararların vicdanları rahatsız ettiği, bir belediye başkanının damadının tahliye edilmesi kararıyla ilgili soruya cevap veren Canikli, "Yargı kararını vermeden önce, hükümette veya bir organına danışma gibi durum söz konusu değil. Yapılan yorumlara göre bu gerçeği hatırlatmak gerektiğini anlıyoruz. Bu tahliye ciddi anlamda tepki oluşturdu kamuoyunda. Bu önemli bir hassasiyet. Burada bizim görevimiz bu tahliyenin objektif olarak yapılıp yapılmadığının incelemesini sağlamaktır. Onu da yapacak merci bellidir, soruşturma da başladı zaten" dedi.

"Bu tahliye ciddi anlamada tepki oluşturdu kamuoyunda"

Yargının FETÖ ile ilgili bazı konularda aldığı bazı kararların vicdanları rahatsız ettiği yönündeki soruya cevap veren Canikli, "Şöyle bir algı oluşturulmaya çalışılıyor, 'güçlü iş adamları dışarı çıkıyor, diğerleri kalıyor.' İçerideki şu anda tutuklu iş adamlarına baktığımızda güçlülerin tamamı ya aranıyor, kaçak ya da içeride. İsimlendirmek istemiyorum, geriye gidip gazete kupürlerine bakılırsa kimleri kastettiğimiz ortadadır" ifadesini kullandı.

Bir belediye başkanının damadının tahliye edilmesine ilişkin konuşan Canikli, "Yargı kararını vermeden önce, hükümette veya bir organına danışma gibi durum söz konusu değil. Yapılan yorumlara göre bu gerçeği hatırlatmak gerektiğini anlıyoruz. Bu tahliye ciddi anlamada tepki oluşturdu kamuoyunda. Bu önemli bir hassasiyet. Burada bizim görevimiz bu tahliyenin objektif olarak yapılıp yapılmadığının incelemesini sağlamaktır. Onu da yapacak merci bellidir, o çalışma da başladı zaten. HSK bu soruşturmayı yapıyor. Hatırlar mısınız, Adil Öksüz konusuyla ilgili de aynı tartışma söz konusu olmuştu. HSYK soruşturmasını yaptı ve o hakim hem ihraç edildi hem de gözaltına alındı. Bu da araştırılacak, kamuoyuna yansıyan bilgiler doğruysa, objektif olmayacak şekilde tahliye kararı verilmişse o zaman gereği yapılacaktır. Buradan yola çıkarak 'çevresi olan iş adamları serbest bırakılıyor, kimsesi olmayanlar içeride kalıyor' gibi bir durum söz konusu değil, tam aksine en büyüklerinin hepsi içeride ya da kaçak" diye konuştu

"Avrupa başta PKK olmak üzere tüm terör örgütlerine her türlü desteği sağlıyor"

Suriye'deki iç savaş ve DEAŞ ile mücadele konusuna değinen Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, "Esasında olayı tam irdelemek için geriye gitmek lazım. Bu tür operasyonlar aslında yeni değil. Bölgede etnik orijinli ve terör örgütleriyle kumanda edilecek siyasi bir organizasyonun hayata geçirilmesi çok öncelere dayanan bir plan. Rahmetli Özal'ın başbakan ve daha sonra da cumhurbaşkanı olduğu dönemde ağırlıklı olarak bu projenin bayraktarlığını Amerika'nın yaptığını görürüz. Bunun hayata geçirilmeye başladığı dönemdir o. Bugüne geldiğimizde istedikleri gibi dizayn edememişler, ama son yıllarda hareketlilik hızlandı. Avrupa da işin içine aktif bir şekilde girdi. Avrupa başta PKK olmak üzere tüm terör örgütlerine her türlü desteği sağlıyor. Artık bu açıkça yapılıyor. Orada yeni siyasi şekillenme çerçevesinde Türkiye'nin güneyi, Suriye'nin kuzeyi sınırlarımızda devletçik, etnik yapı üzerine kurulu, belli amaca yönelik, daha kolay yönetme amacına matuf şekillendirilen siyasi yapı oluşturulmaya çalışılıyor. Bunu gözden uzak tutarak bu olayın doğru değerlendirilmesi mümkün değil" diye konuştu.

"Yeni ABD yönetiminin bu yanlıştan döneceğini tahmin ediyoruz"

Türkiye'nin PYD-YPG'nin varlığına müsaade etmesinin mümkün olmadığının altını çizen Canikli, "Amerika bu konuda uzun yıllardır çalışıyor. Obama yönetiminin Suriye'deki hadiseler üzerinden DEAŞ'ı bir araç olarak kullanarak burada hayata geçirilmeye çalışıyor. Bize başka bir şey söyleniyor, tüm konuşmalarda Türkiye'nin güvenliğinin tehlikeye düşmeyeceği söyleniyor. Bunların hiçbiri gerçekleştirilmek istenenle örtüşmüyor. En somutu Münbiç'te yaşananlar, PKK'nın organik bağı içinde bu yan örgüt durumunda olan PYD'nin çekilmesi konusunda mutabakata varılmıştı. Bunun taahhüdünde bulunmuşlardı ama bugün gelinen noktada bu uygulamada başka bir şey var. Obama yönetiminde bunlar senarize edildi. Son karar bunun devamı niteliğinde. Biz bunlara rağmen yeni yönetimin bu yanlıştan döneceğini tahmin ediyoruz. Türk milletinin böyle bir yapının varlığına müsaade etmesi mümkün değil. Açık bir terör örgütü, bu örgüt topraklarımızı bizden koparmak istiyor. Uzun yıllardan beri artan şiddetle saldırıları söz konusu. Bu ülkenin bütünlüğünün ortadan kalkmasını sağlamaya yönelik bir terör örgütü var. Hiçbir ülke kendi bütünlüğünü tehdit eden bir projeye izin vermez, veremez. Bu beka meselesi. Bu oluşumun hayat bulmasına müsaade etmek Türkiye'nin özgürlüğünün, bütünlüğünün, büyük oranda tahrip edilmesi demektir" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin rahatsızlıklarının ABD ziyaretinde görüşüleceğini söyleyen Canikli, "Böyle bir şey olabilir mi, elbette gidilecek, elbette görüşülecek. Ortada bir sorun varsa bunu çözmenin ilk yöntemi normal olandır. Biz bu görüşmeler neticesinde meramımızı anlatacağımızı inanıyoruz. Tüm kanalların kullanılması gerekiyor. Orada bir eksik olursa esas biz görevimizi yapmamış oluruz. Bu milletin haklarını koruma hakkı verilmiş bir kadro olarak görüşeceğiz. Önümüzdeki günlerde göreceğiz. Obama yönetiminin kararlarının Trump yönetiminin nasıl karşıladığını. Orada açıklamalardan sonra yönetimin mesajı da önemli. Geçmişteki sözler realize olmadı ama bu sözler önemli. Oradaki yapının korunması Türkiye'yi ilgilendiriyor ama sadece Türkiye'yi ilgilendirmiyor. Başta bölge ülkeleri olmak üzere küresel ölçekte denge kuruluyor. Bu dengenin gündeme gelmesi herkese söz söyleme hakkı verir. Çok sayıda gücün devreye girmesi kaosu da tetikleyebilir. Bu gibi sıkıntı dönemlerinde olayların nasıl gelişeceğini tahmin etmek mümkün olmayabilir" ifadelerini kullandı.

"Bakış açısı tamamen ters"

Canikli, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden genel başkan olma sürecine ilişkin şu açıklamalarda bulundu:

"Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin sonucu olarak Sayın Cumhurbaşkanımız tekrar partiyle bir araya gelecek. 21 Mayıs'taki kongrede delegelerimizin teveccühüyle parti genel başkanlığına gelmesi Bakıldığında Cumhurbaşkanımız, parti genel başkanıyken cumhurbaşkanı seçildi. Anayasanın kuralı gereği hukuki olarak partisinden ayrıldı. 'Cumhurbaşkanı genel başkan olduğu zaman icraatlarında tarafsız olmaz' gibi ters mantık gündeme getiriliyor. Bakış açısı tamamen ters, ayrıca cumhurbaşkanlığı artık bir icra makamı, 2007'den sonra. Hizmet bütün topluluğu kapsar. Bunun sayısız örneklerini bu kadro ortaya koymuştur. Bugüne kadar hiçbir partinin göstermediği objektif yaklaşımı bu kadro gerçekleştirmiştir. 16 Nisan'da oyladığımız sistemin gereği olarak bu yapılacak, ondan sonra hükümet, MYK, MKYK nasıl olur, o konuda takdir yetkisi olan makam takdirini kullanır. O konuya yönelik değerlendirme yapmak doğru olmaz."

Muhalefetin ortalığı germesinden dolayı toplumda yükselen bir hararet olduğunu, bölünmüşlük algısı oluşturulmaya çalışıldığını kaydeden Canikli, "Orada iki temel konu var. Biri toplumda muhalefetin ortalığı germesinden yükselen hararet. Bu da bazıları tarafından toplumun ayrışması olarak ifade ediliyor. Bunu ortadan kaldırmalıyız. Bölünmüşlük görüntüsünün kaldırılması gerekiyor. Buna yönelik icraatlar yapılıyor. 15 yıldır iktidardayız. 15 yıl boyunca insanların yaşam biçimlerinde, kendilerini ifade ediş tarzlarında, özgürlükleri kullanma konusunda en ufak bir azalma olmamıştır. İnsanların yaşayış biçimleri dahil olmak üzere hatta bakın şuan OHAL var. Bu süre içinde normalde OHAL dönemlerinde anayasa bize temel hak ve hürriyetlerin sınırlanmasına, askıya alınmasına imkan verir. OHAL'in en büyük özelliği budur ama biz hiçbir temel hak ve hürriyetin kısıtlanmasında daraltmaya, gecikmeye gitmedik. Terörle daha etkin mücadele etmek için araç olarak kullanıyoruz ama bir algı var. Bizim de algının ortadan kalkması, bölünmüşlüğün olmadığını ortaya koyacağız. İkincisi de ekonomik refahın çok daha üst noktalara gelmesi bu noktada sıçrama yapılması. Buradan daha ileriye gitmemiz gerekiyor. Kişi Başına milli gelir 20 bin dolarların üzerine çıkması lazım. Türkiye ekonomi anlamında yeni bir moda geçecek" dedi.

Yanlış karar iddiaları ile ilgili tüm taleplerin incelendiğini kaydeden Canikli, "Tüm talepleri, neren gelirse gelsin inceliyoruz. Yanlışlık tespit ettiğimiz zaman düzeltiyoruz. En son KHK'da 236 iade gerçekleştirildi. Önceki KHK'da 400'ün üzerinde iade gerçekleşti. Gerekli bilgileri istedik. Açlık grevinde bulunan kişilere, 'hassasiyetle incelemeyi devam ettiriyoruz ve gerçekten terör örgütleriyle bağlantıları yoksa iade yapılır' demek istiyoruz" şeklinde konuştu.

"Örgüt içi evlilikleri teşvik edildiğini ve hatta planlamalar yapıldığını biliyoruz, bu da ihraç için karine değil, orada tedbir çerçevesinde onları takibe alıyoruz" açıklamasında bulunan Canikli, bugüne kadar ihraçların ve iadelerin hiçbirisinde beyanat üzerine işlem yapılmadığının altını çizerek, "Bizim belirlediğimiz objektif kriterler çerçevesinde gerçekleştiriliyor" dedi. - ANKARA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika

Nurettin Canikli Danıştay Yargıtay Türkiye Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title