Çağan Irmak Alternatifsiz

Beş yıl boyunca devam eden 'Yaprak Dökümü' adlı dizide 'Leyla' karakterini canlandıran Gökçe Bahadır, ilk sinema filmi 'Dedemin İnsanları'nda Çağan Irmak'la çalıştığı için çok şanslı olduğunu söyledi. Bahadır, Irmak'ın dedesinin öyküsünden yola çıkarak mübadele dönemini anlattığı filmde, Irmak'ın annesi Nurdan Hanım'ı oynuyor. Oyuncuyla; dün gösterime giren ilk filmini, hayallerini, Irmak'ın yönetmenliğini konuştuk.

ÇAĞAN İŞTAH AÇIYOR

'Dedemin İnsanları' için düğünüzünü bile ertelediniz. Değdi mi peki?

Kesinlikle değdi. Zaten değeceğine düşündüğüm için erteledim. Çağan Irmak'la çalışmayı çok istiyordum. Bu proje karşıma çıkınca resmen dünya durdu. Her şeyi göze alabildim.

Eşiniz Ali Sunal bu kararınıza nasıl tepki gösterdi?

O da erteleme konusunda beni destekledi. Çok istediğimi iyi biliyordu, hiç düşünmedik.

Filmi bittikten sonra izlediğinizde ne düşündünüz?

Çok beğendik, Ali de bayıldı. Hem beni, hem de filmi çok başarılı bulduğunu söyledi.

Çağan Irmak'la çalışmayı neden bu kadar çok istediniz?

Çağan'ın bütün filmlerini, öğrencilik yıllarında çektiği kısa filmleri bile izlemiş biriyim! Kendisinin sıkı takipçisiyim yani... Her filminde kendimi oradaki kadın karakterin yerine koyardım; "Ben de oynasaydım keşke" derdim. Çağan, oyuncunun iştahını açan bir yönetmen... Filmlerinin DVD'sinde kamera arkası bölümü olur hep. O bölümde; oyuncularla nasıl çalıştığını gördüm. Onlarla olan diyaloğu beni çok etkiledi. Ben çok heyecanlı bir insanım. Çağan'da da aynı heyecanı gördüm. Filmlerindeki hayal gücünden etkilendim. İzlerken oradaymış gibi hissediyorsun. Alıp götürüyor seni...

Çalışma dönemi nasıl geçti?

Senaryoyu okuduktan sonra, beni bir heyecan sardı. İlk sinema filmim olduğu için, üzerimde büyük sorumluluk vardı. Beklenti ne kadar yüksekse, iş o kadar zorlaşıyor. Çağan'la oturup karakter üzerinde saatlerce konuşacağımızı sandım ama her şey kendiliğinden gelişti. Çağan sette öyle güzel bir enerji yayıyordu ki; ona bir şey sormama gerek kalmadı. Zaten senaryoda benim ne yapmam gerektiği yeterliydi. Okuyunca; kareler bir bir gözümün önüne geldi. Sadece şiveyle ilgili endişelerim vardı. Çünkü şive kayması en korktuğum şeydir. Onu da Çağan'la çalıştık.

Filmi sadece dede-torun ilişkisini anlatan bir film olarak sınırlandırmamak gerekiyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

Çağan dedesinin hikayesini anlatmak istemiş ve en güzel şekilde de anlatmış. Bence, kendi dedesinin hayatını ve kendi çocukluğunu sinemada izlemek; onun için de enteresan bir deneyim olsa gerek. Dede-torun ilişkisi sadece bir başlangıç... O hikaye altında; karı-koca ilişkisinin, komşuluk ilişkisinin ve ailenin önemi anlatılıyor. İnsani değerlerin altı göze sokulmadan çiziliyor. Çoğumuzun bilmediği ve tanık olmadığı olayları da izliyoruz.

ANESİNİ ANLATMADI

Canlandırdığınız 'Nurdan'ı nasıl tanımlarsınız? Karakterle kendinizi özdeşleştirdiniz mi?

Özdeşleştirmek değil de rolle birlikte başka bir dünya açıldı bana... 80'lerde geçen bir filmden bahsediyoruz. Ben o dönem bebektim. Yani yabancısı olduğum bir dünya. Mübadeleyi az çok tarih kitaplarından okuduğumuz kadarıyla biliyoruz. Filmin öyle de bir etkisi olacak; gençler o dönemi merak edecek. 'Nurdan'ı ise çok sevdim. Çok güçlü, ailesini hep bir arada tutmaya çalışan bir kadın. Biraz da matrak biri...

Çağan Irmak annesinin fotoğraflarını gösterip size nasıl biri olduğunu anlattı mı?

Hayır, anlatmadı. Tipoloji çalışmadık. Tamamen özgün, bağımsız bir karakter oldu.

#Sayfa#

ÇAĞAN OLSUN DA NE ROLÜ OLURSA OLSUN

Size gelen teklife "Çağan Irmak filmi olsun da, ne rolü olursa olsun" diye mi baktınız?

Aslında ilk öyleydi. 'Çağan'ın filmi olsun da, arkadan geçen kadını da oynarım' mantığındaydım. Çünkü onunla aynı seti, aynı havayı solumak istiyordum. Rolün çok da önemi yoktu benim için. Her oyuncu Çağan Irmak tecrübesini yaşamalı. Kendisi çok iyi bir yönetmen olmaktan öte; çok iyi bir insan ve insanlara çok değer veriyor. Şu anda bir alternatifinin olmadığını düşünüyorum. Umarım bundan sonra da onunla çalışmaya devam ederim.

Çağan Irmak da çalıştığı oyuncularla farklı setlerde tekrar bir araya gelmeyi seviyor. Çetin Tekindor, Hümeyra gibi isimler; Irmak'ın vazgeçilmezleri. Siz de onlardan biri olabilirsiniz belki...

Keşke! Tabii ki ben de vazgeçilmezleri arasına girmek isterim. Ama bunu Çağan'a sormak lazım! Sonuçta bir yönetmenin; alıştığı bir oyuncuyla çalışması güzel olmalı. Hümeyra'ya, Çetin Tekindor'a her şeyi gönül rahatlığıyla emanet edebiliyor. Çünkü öyle karakterler yazıyor ki; oyuncunun o rolün hakkını vermesi gerekiyor. O da, emin olduğu kişilerle çalışıyor.

İŞE YOĞUNLAŞTIM ÇOCUK İÇİN ERKEN

Bu filmle birlikte, kariyerinizde yeni bir sayfanın açıldığını söyleyebilir miyiz?

Evet! Bu film benim için çok güzel bir adım oldu. Sinemaya Çağan'la başlamak, başlı başına bir olay! Çağan sayesinde beyazperdede bana bir kapı açıldı. 'Yaprak Dökümü'nden sonra bu iş beni daha da pişirdi. Böyle imkanlar verildiği sürece, farklı rollere girebildiğinizi gösterebiliyorsunuz. Bu film sayesinde böyle bir tipe de bürünebildiğimi göstermiş oldum. Beni sokakta gördüklerinde 'Leyla' diye çağırıyorlardı, bundan bir an önce kurtulmak istiyorum. Umarım filmden sonra 'Nurdan' diye çağırırlar.

İlk defa anne rolündesiniz. Bu sizi heyecanlandırdı mı?

Çocukları çok severim. Onlarla hiçbir zaman iletişim sorunu yaşamamışımdır.

Siz anne olmak istiyor musunuz?

Çok istiyorum. Filmi çekerken, anneliğin başka bir dünya olduğunu anladım. Heves de ettim ama kariyerime yoğunlaşmış durumundayım. Şu an erken...

Sabah : http: //www.sabah.com.tr

Magazin Haberler