Bulgaristan'daki Baş Müftü Sorunu

Edirne'de ve Trakya bölgesinde faaliyet gösteren dernekler, vakıflar, sendikalar, siyasi partiler ile Balkan Rumeli kökenli dernekler, Bulgaristan'da yaşanan Baş Müftülük ile ilgili olayları kınadı.

Edirne Trakya Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Basri Öztürk, Edirne'de ve Trakya bölgesindeki sivil toplum örgütü temsilcilerinin katılımıyla yaptığı basın açıklamasında, Bulgaristan'da Müslümanların seçilmiş Baş Müftülüğüne yönelik saldırı ve tehditlerin yaklaşık 4 aydır devam ettiğini söyledi.

Bulgaristan'da yaşanan insanlık dışı davranışı şiddetle kınamak, kamuoyunu bilgilendirmek ve yetkilileri acilen göreve çağırmak amacıyla bir araya geldiklerini anlatan Öztürk, komünist rejim döneminde Todor Jivkov tarafından Nedim Gencev adlı kişinin Baş müftü olarak atandığını belirtti.

Gencev'in, dini tahsili ve bilgisi olmamakla birlikte Bulgaristan'da devlet tarafından desteklendiğini ve Müslümanların başına emrivaki olarak getirilmek istendiğini vurgulayan Öztürk, 'Devlet, halkın seçtiği müftüleri tanımak istemiyor. Müslümanların yaptığı bütün itirazlar göz ardı ediliyor' dedi.

- AHİM BULGARİSTAN'I İKİ KEZ MAHKUM ETTİ-

Baş Müftülük konusunda Bulgar Devleti'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AHİM) iki kez mahkum olduğunu anlatan Öztürk, buna rağmen Gencev'in haksız girişimlerini engellenmemesinin düşündürücü olduğunu bildirdi.

Son 14 yılda Müslümanların 6 defa kongre yaptığını ve bunu tescil ettiğini belirten Öztürk, şunları kaydetti:

'Ancak, mahkemenin bütün bunları görmezden gelerek, bu kişiyi zorla Bulgaristan'daki Müslümanların başına getirmek istemesi anlaşılır değil. Burada şunu ifade etmeliyiz ki, iki ülke halkı yüzyıllarca iç içe problemsiz yaşadıkları gibi bugün de bu dostlukları devam etmektedir. Sanki birileri iki ülke arasındaki yüzyıllara dayanan komşuluk ve dostluk ilişkilerini bozmak istiyor. Sağduyulu Bulgaristan halkının ve Bulgar yetkililerinin Gencev ve kiralık adamlarının yaptıkları insanlık dışı davranışları tasvip etmediklerini düşünüyoruz. Şu unutulmamalı ki, bu tür suni huzursuzluklar iki ülkenin ilişkilerinin güçlenmesine hizmet etmez. Tüm bunların göz önünde bulundurularak Bulgar yetkili makamlarının, Bulgaristan'daki Müslüman toplumun haklı talepleri yönünde hareket etmesini bekliyoruz. Burada devlet yetkililerimizin de üzerine büyük görevler düşmektedir. Bulgar yetkililerle gerekli çalışmaları yaparak bu sorun bir an önce çözülmelidir.'

(RC-ZBD) - EDİRNE

Haberler