Brüksel'deki Dünya Güvenlik Konferansı
Brüksel'de Devam Etmekte Olan 4. Dünya Güvenlik Konferansı'nın Üçüncü Gününde Demokrasi ve Terörizm Konusu Ele Alındı.
Brüksel'de devam etmekte olan 4. Dünya Güvenlik Konferansı'nın üçüncü gününde demokrasi ve terörizm konusu ele alındı.
Merkezi New York'ta bulunan East-West Institute (EWI) tarafından Brüksel'de düzenlenen konferansta, hükümetlerin yanı sıra uzmanların ve iş dünyasının da görüşlerine yer veriliyor. Konferansta konuşan önemli isimlerden Norveç eski başbakanı Kjell Magne Bondevik, 'toplumların diyaloğu' konusu üzerinde dururken, toplumlararası diyaloğun önemine işaret etti.
Bondevik, "Terörün haklı bir bahanesi olamaz. Teröre din de gerekçe gösterilemez. Bu toplantıda teröre gerekçe olarak yoksulluk gösterildi, ancak bu da kabul edilemez. Çünkü teröristlerin genellikle fakir değil orta sınıf ailelerden geldiğini görüyoruz. Genellikle aşırı ideolojiler teröre zemin hazırlıyor. Bu Müslümanlık veya Hıristiyanlıkla alakalı değil çünkü Müslümanlar ve Hıristiyanlar her zaman birbiriyle çatışmaz. Biz doğudan neler öğrenmedik ki zamanında oralardan Avrupa'ya bilim, sanat geldi. Güney Afrika'da siyah beyaz ayrımına karşı Müslümanlar ve Hıristiyanlar birlikte mücadele etmedi mi? Mısır'da Müslümanlar ve Hıristiyanlar barış içinde yaşadı. Ne zamanki İngilizler ülkeyi istila etti onları beraberce dışarı attılar" dedi.
"Nefret, kin, tahammülsüzlük teröre çözüm olamaz" diyen Bondevik, "Çocuklarımıza nefret değil insan haklarını ve insanlara saygıyı öğretelim. Okullarda da bu gösterilsin liderler de bu mesajı versin. Çoklu kültürlerin, farklı dinlerin birbirine saygılı olmasına ihtiyacımız var. Terörün hiçbir zaman askerle yenilemez, birbirimizi tanımak ve diyalog kurmakla saygı duymakla önlenir" şeklinde konuştu.
Bondevik'in sözleri üzerine söz alan Malezya'nın Belçika Büyükelçisi Muhammed Kemal Yan Yahya ise "Dünyanın herhangi bir yerine bomba konulduğunda ilk olarak müslümanlar akla geliyor. Dünyada İslam fobisi var, bu bir gerçek. Bazı siyasi durumlar değişmediği sürece terörün devam edeceğini düşünüyorum. Örneğin, Filistin İsrail tarafından işgal edildi. ABD de sürekli ve sadece İsrail'i destekleyerek çifte standart uyguluyor. Danimarka'da peygamberimizin karikatürleri yapılmıştı, bunun adını 'ifade özgürlüğü' koydunuz. Hakaret nasıl ifade özgürlüğü olabilir? İfade özgürlüğü ise Yahudi soykırımıyla ilgili karikatürü yapanı neden yargıladık, buna neden ifade özgürlüğü demedik? Fakirlik teröre neden değil dediniz ama ülkemizde aşırı sol grupları fakirliği yenerek yok ettik. Dünyaya bakıldığı zaman fakirlik teröre nedendir. Sol gerillaların hepsi eşitlik ve yoksulluğu yenme amacındadır" ifadelerini kullandı.
Buna karşılık ise Norveç eski Başbakanı Bondevik, "Filistin Kurtuluş Örgütü'nü (FKÖ) önceden bir terör örgütü olarak görüyorduk ama şimdi umut olarak görüyoruz. İnsanlar değişirse bakışımız da değişir. Özgür batıda ifade özgürlüğünün olduğu bir gerçek ve olmalıdır da. Ancak insanlar Muhammed peygamberin Müslümanlar için ne kadar önemli olduğunu bilmiyor. Bunun için insanları diyaloğa çağırıyoruz. Siz nasıl İncil'in benim kadar hissedemezseniz biz de Muhammed peygamberi hissedemeyebiliriz. Ancak bu kimseye kimsenin dinine hakaret etme hakkı vermez. Danimarka'da bu büyük bir problem oldu. Biz ise önlem olarak önde gelen Müslümanları bir araya topladık ve birbirimize saygılı olmamız gerektiğini anlattık. Nitekim problem de yaşamadık. Ne yazık ki Danimarka bunu başaramadı. Danimarka'nın okul kitaplarında maalesef 'bütün Müslümanlar terörist değil, ancak bütün teröristler Müslüman' yazıyor. Bu örnekten aramızda diyalog olmadığını görüyoruz. Terörün dini ırkı olmaz" diye konuştu.
(MC-CY-CY-ÖK-D)