Haberler

Bilgi Üniversitesi'nde de Protesto

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Katıldığı Konferansta Öğrencilerin Protestosuyla Karşılaştı.

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, katıldığı konferansta öğrencilerin protestosuyla karşılaştı.

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, “Ben halkıma sesleniyorum, birleşin, birleştirin bu siyasi partileri. Bu seçimden güçlü bir iktidar çıksın ve ehil insanlar seçilsin” dedi.

Demirel, Bilgi Üniversitesi'nde düzenlenen “Ülkemizde ve dünyada 2007” konulu konferansta, dünyada ve Türkiye'de son dönemde gelişen olayları değerlendirdi.

Türkiye'nin sorunlarını anlamanın yolunun dünyayı iyi anlamaktan geçtiğini vurgulayan Demirel, bugün dünya ülkelerinin yaşadığı en önemli sorunların “yoksulluk ve iklim değişikliği ile mücadele konuları” olduğunu, Türkiye'nin de bu konularda yapması gerekenlerin bulunduğunu anlattı.

Demirel, Türkiye'nin sorunlarını aşması için güçlü, birlik ve beraberlik içinde olması gerektiğini vurgulayarak, Türkiye'nin önümüzdeki 20 yıl içinde kişi başı gelirini 25 bin dolara çıkarıp dünyanın ilk 10 ülkesi arasına girmesi gerektiğini ifade etti.

Bu hedefin mümkün olduğunu ifade eden Demirel, “Her yıl yüzde 5'in altında enflasyon ve yüzde 7 büyümeyle bunu sağlamak mümkün. Türkiye bunu hedef opsiyonu olarak değil, bir mecburiyet olarak görmelidir. Bugün aranan şey, iyi bir yönetimdir. İyi bir yönetimi kim çıkaracak? O birisini bu millet çıkaracaktır” dedi.

Süleyman Demirel, ülkenin muktedir kadrolar çıkarabilecek durumda olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

“Halkın çıkaracağı bu muktedir kadrolar, kendilerini millete sunacak ve ülkeyi ileriye götürecektir. Başka yolu da yoktur. Bu yoldan Türkiye sapamaz, bu yoldan saparsa pirince giderken eldeki bulgurdan olur. İstikrar dediğimiz olay, kuralların işlemesi, yönetimin milletin elinde olması ve milletin rızasına dayanarak gelmesi ve yine milletin rızasına göre gitmesidir. Ülke iyi yönetilmediyse bu yönetime milletin son vermesi lazım. Bundan başka dünyada bugün geçerli başka bir formül yoktur. Bunu kafamıza koyacağız ve başka bir şey düşünmeyeceğiz. Tek partili, çok partili birçok sistemi denedik ve bugün ayaktayız. Bugün zihinlerimiz karışıksa bundan kabus değil çözüm çıkaracağız. Kabusun kimseye faydası yok. Çözümü mutlaka çıkaracağız.”

“BUYURUN BENİ SORGULAYIN...”

Sunumunu bu şekilde tamamlayan Demirel, “Şimdi sıra sizde, buyurun beni sorgulayın” demesi üzerine, salondaki bir grup öğrenci sıralara vurarak ve alkışlayarak protesto eylemi gerçekleştirdiler.

Bir öğrenci “45 senedir sizi dinliyoruz. Bu ülke ABD'ye sizin zamanınızda bağımlı hale getirildi” diye bağırırken, bazı öğrenciler ve öğretim üyeleri de protestocu grubu susturmaya çalıştı.

Slogan atan gruba seslenen Rektör Prof. Dr. Aydın Uğur, “Dinlemek istemeyenler lütfen dışarı çıksın. Burada dinlemek isteyenler de var. Biz ev sahibiyiz. Sayın Cumhurbaşkanımıza lütfen saygılı olalım. Eğer amacınız toplantıyı sabote etmek ise amacınıza ulaştınız” dedi.

Protestocu gruba bazı öğrencilerin de tepki göstermesi ve salondaki öğretim üyelerinin araya girmesiyle, salonda sessizlik sağlandı ve sorulara geçildi.

DEMİREL, PROTESTOLARI SESSİZCE DİNLEDİ

“İnsanların daha iyi yaşadığı bir dünyadan bahsettiniz. 45 yıldır Türk siyasetinin içindesiniz. Bugün Türkiye'nin işbirliği yapması gerektiğini söylediğiniz ABD, Irak'ta çocukları öldüren, AB ülkeleri de bu savaşa destek veren ülkelerdir” sözlerinin ardından yaşanan protestolar sırasında sessizliğini koruyan ve uzun süre salonda sükunetin sağlanmasını bekleyen Demirel, daha sonra şöyle konuştu:

“Sizi dinledim. Anlamaya da çalıştım. Düşündüm ki, bu kadar çok yanlış nasıl bir araya gelir? Bulamadım cevabını. Ben medeni bir ortamda ülkenin göz bebeği olan sevgili gençlerle konuşuyorum ve davet üzerine buraya geldim, onlara bazı şeyler söylemeye çalışıyorum. Gayet tabii ki benim söylediklerimi beğenirsiniz veya beğenmezsiniz onlar ayrı şeyler... Yalnız medeni bir toplum, tahammül ve hoşgörülü bir toplumdur. Sizin burada müsaade etmediğiniz şeylere başka yerde de başkaları size müsaade etmez. Onun için gelin her şeyi uygarca götürelim diyorum. Soru soruyoruz, o kadar yanlış ki söylediğiniz şeyler.

Ben 45 sene Türkiye siyasetinde varım, ama 2 kere askeri darbeye muhatap olmuşum, 7 sene evde yasaklı oturmuşum. Sonra da Türk siyasetinde hiç kimse elimden tutup beni bir yerlere getirmemiş, her geldiğim yere seçilerek gelmişim ve senin söylediğin şeyleri söyleyenler de olmuş, ona rağmen halkın büyük bir çoğunluğu beni işbaşına getirmiştir. Eğer senin söylediğin günahları işlemiş olsam biz aşağılarda sürünürdük. Ya senin söylediklerin doğrudur millet yanlıştır, ya söylediklerin yanlıştır millet doğrudur. Millet doğrudur...”

Süleyman Demirel, başka bir soru üzerine, Türkiye'nin son 60 yıldan beri çok partili sistemi yürütmeye çalıştığını belirterek, ülkenin içinde bulunduğu sıkıntıların bugünden değil, geçmişten kaynaklandığını ifade etti.

Demirel, “Bu ülkede ayrılarak değil, bir araya gelerek yürüyeceğiz. Bir ülkede birbirimize düşman olarak değil, birbirimize hakaret ederek değil, küserek darılarak değil, kol kola yürüyeceğiz. Bu hepimizin menfaatinedir. Bağırarak, çağırarak, dövüşerek, birbirinizin kolunu kanadını kırarak giderseniz çöle döneriz, hiçbir yere varamayız” dedi.

“PARTİLER BİRLEŞSİN...”

Son dönemde yaşanan siyasi parti birleşmeleri ve seçim ittifaklarına yönelik soruya karşılık Demirel, şunları söyledi:

“60'lı yıllardan sonra 2 kere askeri darbeyle karşılaştık. Siyasi parti olmadıkça siyaset yürümez. Halkla devletin irtibatları koptu, siyasi partiler güç kaybetti. Bu da ülkenin idaresini zorlaştırdı. Şimdi Türkiye yeniden bir güçlü demokrasiye dönmek istiyor. Yeniden güçlü demokrasiye dönmek demek güçlü partiler demektir. Böyle parçalanmış partilerle bir yere varamaz Türkiye. Onun için hem halkın bu partilerde, hem de partilerin kendi aralarında birleşmesi lazım. Orta sağda bölünmüş olan partilerin birleşmesi, orta soldakilerin birleşmesi lazım. Bunu Türk demokrasisi için söylüyorum.

Benim gündelik siyasetle alakam yok. Gündelik siyasetle alakam olsa buraya gelmem, Taksim'e Çağlayan'a giderim. Bunları 40 sene yaptım. Partiler birleşsin, güçlü siyasi partiler olsun. Güçlü siyasi partilerden biri iktidar olsun, diğeri de güçlü iktidar olsun. her ülkede güçlü iktidar vardır, olmayan güçlü muhalefettir. Ben halkıma sesleniyorum; birleşin, birleştirin bu siyasi partileri. Bu seçimden güçlü bir iktidar çıksın ve ehil insanlar seçilsin. Ben gündelik polemiklerin içerisinde değilim. Çeşitli laflar her gün bana atılır ki gayet normaldir, çünkü meyveli ağaç taşlanır. Ben bunlara muhatap oluyorum, ama benim düşündüğüm sadece Türkiye'nin iyilidir.”

Başka bir soru üzerine de Demirel, ülkenin zaman zaman zor dönemlerden geçtiğini ifade ederek, bu şartlar altında “Acaba yıkılır mıyız?” gibi endişelerin doğmaya başladığını, bu endişelerin de ülkenin geçmişini ve gücünü iyi bilememekten kaynaklandığını ve artık herkesin bu endişelerinden ve korkularından vazgeçmesi gerektiğini vurguladı.

“TOPLUMDAKİ KAMPLAŞMALAR”

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, bir öğrencinin, “geçmişte yaşanan kamplaşmaların ağır sonuçlar doğurduğunu ve bugün de benzer bir sürecin yaratılmaya çalışıldığını, tecrübeli bir siyasetçi olarak bunu nasıl değerlendirdiğini” sorması üzerine de, toplumda bölünmelerin olabileceğini, ancak bunların kavgaya dönüştürülmemesi gerektiğini belirtti.

“Halkın bir kısmını laik, bir kısmını İslamcı diye ayırmak çok yanlış. İslam bir din, laiklik ise bir düşünce ve yönetim sistemidir” diyen Demirel, laikliğin tanımının Anayasa'da yapıldığını ve herkesin bunu kabul etmesi gerektiğini dile getirdi.

Demirel, “Türkiye, yüzde 99'u Müslüman bir ülkedir. Derseniz ki, bir kısmı İslamcı, o zaman demek ki diğer kısmı da böyle değil. Peki ben İslamcıysam, sen neci oluyorsun? Onun için bunu yapmamak lazım. Bu bölücülüktür. Dinle devlet ayrılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nde laikliğe karşı birtakım tezahürler, birtakım hareketler var, ama bunlara bakıp laik, İslamcı yapmak fevkalade yanlış. Kılık kıyafete bakıp, bunları laiklik karşıtı görmek de yanlış. Kılık kıyafet laikliğe değil, çağdaşlığa aykırı olarak değerlendirilebilir. Türkiye'de bugün hiçbir şey yok, yönetimden kaynaklanan sıkıntılar var. Bunlar da meydanlarda dile getirildi. Herkes bundan nasibini alacaktır. Hepimiz Müslümanız ve hepimiz laik devleti benimsiyoruz” diye konuştu.

“SUÇU KİM İŞLEDİYSE SUÇLU ODUR”

Demirel, bir öğrencinin sorusuna karşılık da, “Soru sormak senin hakkın, cevap vermek de benim hakkım. Dinle...” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:

“Suçu kim işlediyse suçlu odur. Türkiye bir hukuk devletidir ve bir hukuk devletinde savcı o suçu işleyenlerin yakasına yapışır. Suçluyu mahkemeler yargılar. Suç ve suçlu bellidir. Mahkeme kararını vermiştir. Sizin yaptığınız hariçten mahkemedir. Sorunuza karşılık söyleyeceklerim bundan ibarettir. Fazlası demagoji olur. Demagojiye de girmek istemiyorum. Ayrıca onu da iyi yaparım, onu söyleyeyim...”

Süleyman Demirel, “Fikirlerimizi tam olarak ifade edemiyoruz. Bazı şeylerin bize söylenmediğini düşünüyoruz” diye konuşan bir öğrenciye karşılık da, günümüzde artık bilgiye ulaşmanın çok kolay olduğunu, isteyen herkesin bu bilgilere kolaylıkla ulaşabileceğini söyledi.

Bu arada, Süleyman Demirel'in öğrencilerin sorularını yanıtladığı sırada bazı öğrencilerin araya girerek konuştuğu, salondaki diğer öğrencilerin de zaman zaman bu kişilere tepki gösterdiği gözlendi.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Eğitim

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title