"Başkanlık Sistemi ve Türkiye" Adlı Kitap Çıktı
Türkiye'nin Çeşitli Üniversitelerinden Akademisyenler Bir Araya Gelerek, "Başkanlık Sistemi ve Türkiye-ülkeler, Deneyimler ve Karşılaştırmalı Analiz" Konulu Bir Kitap Yayımladı.
Türkiye'nin çeşitli üniversitelerinden akademisyenler bir araya gelerek, "Başkanlık Sistemi ve Türkiye-Ülkeler, Deneyimler ve Karşılaştırmalı Analiz" konulu bir kitap yayımladı.
Mersin Üniversitesi (MEÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İhsan Kamalak tarafından derlenen ve Kamalak'ın bir makalesinin de yer aldığı kitapta, yine MEÜ Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Atilla Güney'in de makalesi bulunuyor. Sosyal Demokrasi Vakfı'nın (SODEV) desteğiyle Kalkedon Yayıncılık tarafından yayımlanan kitap, önsöz ve giriş kısmı dışında toplam 10 bölümden oluşuyor. Kitapta, Yrd. Doç. Dr. İhsan Kamalak tarafından kaleme alınan "Türk Siyasal
Sistemine (Yarı) Başkanlık Sisteminin İthalinin Sonuçları Üzerine Bir Deneme" ve Yrd. Doç. Dr. Atilla Güney tarafından yazılan "Türkiye'de Başkanlık Sistemi Neden Tartışılıyor" başlıklı makaleler yer alıyor.
"Başkanlık Sistemi ve Türkiye" adlı kitabın yayımlanmasının ardından başkanlık sistemi ile ilgili değerlendirmede bulunan Yrd. Doç. Dr. İhsan Kamalak, Türkiye'nin başkanlık sistemine geçmesini "Dimyata pirince giderken, evdeki bulgurdan olmak" diye nitelendirdi. Yarı başkanlık sistemine geçişin olabilirliğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Kamalak, basındaki darbe haberlerini de spekülasyon olarak değerlendirdi.
Türkiye'nin geçmişten gelen geleneğinin parlamenter sistem üzerine kurulduğunu ve cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllardan itibaren parlamenter sistemin geliştirilmeye çalışıldığını ifade eden Kamalak, "Başkanlık sisteminde, yasama organı içinde Türkiye'deki gibi bir parti sistemi yok. Çok partili sistemde, başkanın parlamentodan istediği yasaları çıkarması çok zordur. Başkan, bir yasa çıkarmak istese, parçalı yapı nedeniyle Meclis'te salt çoğunluğu sağlayamaz. Böylece yasa çıkartamaz ve ülkeyi yönetemez.
Yasama ve yürütme organları arasında tartışma çıkar. ABD dışında bütün ülkelerde tecrübeler bunu gösteriyor" dedi.
ABD'deki başkanlık sistemini değerlendiren Yrd. Doç. Dr. İhsan Kamalak, ABD'de iki parti olduğunu, bu partiler arasında ideolojik anlamda bir farkın olmadığını ve Türkiye'deki gibi bir parti disiplininin bulunmadığını savundu. Kamalak, "ABD'de partiler, çeşitli kararlar alıp milletvekilini zorlayamaz. Bu da başkanın yasama organından istediği yasaları çıkarmasına kolaylık sağlıyor. ABD'de başkanla yasama organı arasında çatışma çıkmıyor. Federal sistem adlı bir sistem var. Eyaletler ayrı ayrı bir devlet
gibi. ABD'de başkan Türkiye'de düşündüğümüz gibi güçlü biri değil. Bizde çok güçlü" diye konuştu.
Kamalak, başkanın doğrudan halk tarafından seçilmesinin liderleri güçlendirdiğini de söyledi. Başkanlık sisteminde muhalefetin de pek anlamı olmadığını ifade eden Kamalak, "Eğer Türkiye istikrar anlamında başkanlık sistemine geçmeye çalışırsa, dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olur. Türkiye'de iktidar-muhalefet ilişkileri, kültür, parti gibi siyasal sistemin tüm özellikleri, başkanlık sistemini kaldıracak özellikte değil. Türkiye'de uzun yıllardır çok partili sistem var, iktidar-muhalefet
ilişkileri sert" şeklinde konuştu.
ABD'deki modeli onaylamadığını vurgulayan Yrd. Doç. Dr. İhsan Kamalak, parlamenter sistemin başkanlık sistemine göre çok daha demokratik olduğunun da altını çizdi. Türkiye'de yarı başkanlık sisteminin olabilirliğine vurgu yapan Yrd. Doç. Dr. Kamalak, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin sakıncalarını ise şöyle özetledi:
"Devleti ve milleti temsil eden cumhurbaşkanı siyasileşir ve tarafsızlık geleneği kırılır. Kendisi de gücünü doğrudan halktan alacak olan cumhurbaşkanı, sadece anayasal gerekçelerle değil siyasi gerekçelerle de hükümete karşı kendi seçim vaatleri üzerinde direterek, yürütme organı içinde ikilik/çatışma çıkarma olasılığını yükseltir. Parlamentonun çıkardığı yasalara anayasal gerekçelerin yanında siyasal gerekçelerle de müdahale etme olasılığı artar. Yürütmenin her iki kanadının aynı siyasal parti içinden
çıkması, tarafsız bir devlet başkanı olmayacağından, 1960 öncesi gibi 'çoğunluk diktası' durumunun yeniden yaşanma olasılığı yükseltir. Son olarak, mevcut parlamenter sistemde başka anayasal değişiklikler yapılmasa da siyasal sistemin yarı başkanlık sistemine dönüşmesi olasılığı yükselir."
Türkiye için parlamenter sistemin doğru bir sistem olduğunu savunan İhsan Kamalak, sistemde siyasal partilerin yapısından kaynaklı aksaklıkların olduğunu ifade etti. Siyasi partilerin işleyişlerinde demokratik olmadığını belirten Kamalak, halkın partilere taleplerini iletemediklerini, halktan kopuk olan partilerden de kopmaların olduğunu vurguladı. Basında çıkan darbe haberlerini de değerlendiren Kamalak, "Bu haberler tamamen spekülasyon. Türkiye'de darbe olacağını zannetmiyorum. Türkiye'nin geleceğiyle
ilgili umutsuz değilim. Yaşadığımız ülkeyi terk edemeyeceğimize göre, neler yapılması gerektiğiyle ilgili üzerimize düşeni yapmamız gerekiyor" dedi.
(ÖT-MT-CC-Y)