Haberler

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Arınç Açıklaması

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Suriye tarafından düşürülen Türk uçağına ilişkin elde bulunan bilgilerin aksini kanıtlayacak hiçbir resmi bilgi ve belge olmadığını belirterek, "Uçağın rotası bellidir, vurulduğu yer ve uçağın düştüğü yer de"...

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Suriye tarafından düşürülen Türk uçağına ilişkin elde bulunan bilgilerin aksini kanıtlayacak hiçbir resmi bilgi ve belge olmadığını belirterek, "Uçağın rotası bellidir, vurulduğu yer ve uçağın düştüğü yer de kilometre olarak bellidir. Bütün bunların aksine yorumlar yapmak suretiyle ve bir hayali rapordan bahsedilmek suretiyle bu uçağın aslında Suriye karasularında veya hava sahasında düştüğü ifade ediliyor. Bunlar kesin verilere bağlanmış ve bizim radarlarımızın veya elimizdeki belgelerin aksini gösterecek nitelikte hiçbir resmi yanı olmayan yorumlardan ibaret, sözler ve hareketlerdir" diye konuştu.

Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklama yaparak, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Terör örgütü PKK'nın 15 Ağustos yaklaştıkça taktik değiştirdiği yönünde yorumların yapıldığının anımsatılarak, devletin buna karşı yeni bir taktiğinin söz konusu olup olmadığı ve yeni eylemler olacağı yönünde istihbari bilgiler olup olmadığının sorulması üzerine Arınç, 15 Ağustos tarihinin terör örgütü tarafından önemli bir yıl dönümü olarak bilindiğini ve ona göre eylemlerle bu tarihi yaşatmak istediklerini söyledi.

Bülent Arınç, şöyle devam etti:

"İstihbarat kurumlarının hem bu yıl hem de geçtiğimiz yıllar hem de önümüzdeki perspektif için örgütün faaliyet alanını, yaptıkları çalışmaları, stratejilerini analiz ediyor, bunlara göre her gün, her an yeni tedbirler ve stratejiler geliştiriyor.

Hüseyin Aygün'ün kaçırılması 15 Ağustos'a yönelik bir eylem midir- Bütün bunlar başka ihtimallerle birlikte değerlendiriliyor ama ortada bir sonuç var, o sonuçta sayın milletvekilimizin özgürlüğünden mahrum edilmesi ve kaçırılmasıdır. Şüphesiz örgütün 2012 yılına yönelik daha çok ses getirecek eylemler, kişilere, gruplara, siyasi partilere yönelik birtakım eylem tasavvurları bulunabilir. Bunları tek tek açıklamam her halde doğru olmaz. Ancak iyi bir istihbaratla, iz takibiyle pek çok eylemin de çok önceden önlenebildiğini biliyoruz, özellikle patlayıcılar, uyuşturucu nakilleri, hedef alınan kişiler ve kurumlara karşı koruma tedbirlerimiz sürekli geliştiriliyor. 2012 yılını kendileri için adete bir ölüm kalım yılı olarak ilan etmiş olsa bile örgüt, Türkiye'nin de bir devlet olarak bütün kurumlarıyla buna karşı aldığı tedbirler vardır, kimsenin endişe etmesine de gerek yoktur."

-Suriye tarafından düşürülen Türk uçağı-

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bir gazetecinin Suriye tarafından düşürülen Türk uçağının Suriye hava sahasında mı yoksa, uluslararası hava sahasında mı düşürüldüğünü sorması üzerine, düşürülen uçakla ilgili daha önceki Bakanlar Kurulu toplantılarının ardından ayrıntılı bilgi verdiğini anımsattı.

Konuya ilişkin olarak bazı gazetelerde farklı haberler yapıldığını ifade eden Arınç, şunları söyledi:

"Bir veya iki gazetede iki şey söylenip yazılıyor. Bir, 'Türk Silahlı Kuvvetleri hükümeti yanılttı'. En masumane tabiriyle. Yani buna inandırdı ve hükümette bunun üzerinde ısrarcı oldu. Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değil. Türk Silahlı Kuvvetleri'ni temsilen yapılan açıklamanın yanında sayın Başbakanımız ve hükümetimiz de böyle bir şeyin kesinlikle söz konusu olmadığını ifade ediyor. Yine de bir veya iki gazetemizde, 'düşürülen uçağın Suriye hava sahasında veya karasularında düşürüldüğü' iddia ediliyor. Bizim elimizdeki bilgilerin aksini kanıtlayacak hiçbir resmi bilgi ve belge yok. O da şudur, uçağın rotası bellidir, vurulduğu yer ve uçağın düştüğü yer de kilometre olarak bellidir. Bütün bunların aksine yorumlar yapmak suretiyle ve bir hayali rapordan bahsedilmek suretiyle bu uçağın aslında Suriye karasularında veya hava sahasında düştüğü ifade ediliyor. Bunlar kesin verilere bağlanmış ve bizim radarlarımızın veya elimizdeki belgelerin aksini gösterecek nitelikte hiçbir resmi yanı olmayan yorumlardan ibaret, sözler ve hareketlerdir.

Bize göre vurulan yer, düşülen yer bellidir. ve biz kendi radarlarımızın kaydettiği görüntülerin dışında bize katkı sağlayacak başka üçüncü ülkelerin de kayıtlarını elde etmeye çalışıyoruz. Bunların ulaşabildiklerimiz var, ulaşamadıklarımız var. Ama eğer bunun aksi olsaydı, yani uçağımız Suriye hava sahasında düşürülmüş olsaydı bu Suriye'yi haklı göstermek için yeterli miydi- Çünkü hava sahasının ihalali her ülkede kolaylıkla olabilmektedir. Özellikle jet uçaklarının kendi süratleri dikkat edildiğinde, Rusya'nın Türkiye hava sahasını, Suriye'nin Türkiye'nin hava sahasını, Yunanistan'ın Türkiye'nin hava sahasını veya bizim onların hava sahalarını zaman zaman ihlal ettiğimiz söz konusu olabilir. Ama bu konuda yapılacak şey, hemen füzeyle veya bir başka şeyle düşürmek değil, öncelikle ikaz etmektir. İkazın arkasından uçakları göndermektir. Onun arkasından başka eylemde bulunmaktır. En sonunda da bir tecavüz durumu varsa o uçağın bir şekilde düşürülmesidir. Bunların hiçbirisine gitmeden Suriye'nin uçağımızı düşürmüş olmasını, meşru, haklı, makul kabul edebilir misiniz- O yüzden, 'yok orada değil, burada düşürülmüştür' şeklinde bir senaryoyu önümüze getirenlerin öncelikle buna da cevap vermeleri gerekir. Sorunun cevabı belki şununla bitmelidir; Elimizde bulduğumuz uçağa ait parçalar üzerinde çalışmalar henüz sonuçlanmamıştır. Sonuçlandığı takdirde de elbette hükümetimiz, Türk Silahlı Kuvvetleri bunun sonuçlarını açıklayacaktır."

Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, "İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde işkenceci müdürün terfi ettirildiği" yönündeki bir soru üzerine de "Bir memurun tayiniyle ilgili bir konuyu veyahut da atanmış olmasından 'doğru mu, yanlış mı' şeklinde sonuç çıkarılmaya çalışılan bir konuyu Bakanlar Kurulu'nun gündemine almak herhalde doğru değil. Yani bu her defasında konuşulabilecek bir gündem, bir ağırlıklı madde değildir. Benim geçtiğimiz gün bir Ankara temsilcileriyle ilgili bir iftarda yaptığım konuşmalar gazetelerde eksik-fazla yayınlandı. Onların üzerine bir şey koymak niyetinde de değilim" dedi.

-AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik'in sözleri-

Bülent Arınç, bir gazetecinin, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik'in dün akşam katıldığı bir televizyon programında, "birkaç Mehmet öldü diye Meclis'i olağanüstü toplayacak halimiz yok" ifadelerini kullandığının anımsatılarak, bu açıklamaları nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine, Hüseyin Çelik'in bu ifadelerinin Bakanlar Kurulu'nda görüşülmediğini, ancak kendisinin Hüseyin Çelik ile konuştuğunu söyledi.

Arınç, "Hüseyin Çelik Bey'in konuşmasının tamamını aldığınız zaman, böyle yanlış bir anlam çıkarılması mümkün değildir. Meclis'in toplanması ve Cumhuriyet Halk Partisi tarafından olağanüstü toplantıya çağrılmasının gereksizliğini anlatırken çok önemli birkaç cümle kurmuş Sayın Hüseyin Çelik. Bence bunların tamamını aldığınız zaman Mehmetçiği veya Mehmetleri veya şehit olan kardeşlerimizi küçümsemek gibi bir anlam kesinlikle çıkarılamaz" diye konuştu.

-"59 bin 166 Suriye vatandaşı Türkiye'de bulunuyor"-

Suriye'den gelenlerle ilişkin soruyu da yanıtlayan Arınç, hasta ve refakatçiler dahil 59 bin 166 Suriye vatandaşının Türkiye'de bulunduğunu bildirdi.

Suriye vatandaşlarının Hatay, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa-Ceylanpınar ve Kahramanmaraş'taki barınma merkezlerinde konakladıklarını anlatan Arınç, "Biz özellikle Halep'te yaşanan son gelişmelerden ve Bayırbucak Türkmenlerine yönelik son tecavüzlerden sonra bu sayının daha da artabileceğini öngörüyoruz, şu anda Gaziantep, Karkamış, Nizip ve Osmaniye cihetlerinde yine barınmacılar için hazırlıklar yapılmaktadır. Umarım ki düşüncelerimizin aksi gerçekleşir ve Suriye'den sığınmacı olanlar Türkiye'yi bir kurtarıcı olarak görmezler ve orada da sükunet, huzur ve istikrar avdet eder" dedi.

-Suriye sınırına tampon bölge-

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un Türkiye ziyaretinde Suriye sınırına güvenli bölge kurulmasının gündeme gelip gelmediği sorusu üzerine de Arınç, şöyle konuştu:

"Sayın Clinton ile Sayın Davutoğlu'nun basın toplantısını her halde herkes takip etti, burada yapılan konuşmaları bütün dünyaya mesaj olarak geçti. Burada özellikle Suriye halkının çektiği açıların kısmen de olsa hafifletilmesi ve Esed yönetimine baskı uygulanması amacıyla Türkiye tarafından alınan önemlerin etkinliği gözden geçirilmiş, insani yardımlar başta olmak üzere önümüzdeki dönemde atılabilecek adımlar konusunda görüş alışverişinde bulunulmuştur. Burada tampon bölge veya uçuşa yasak bölgeleri içerisine alabileceğimiz cümle her iki ülkenin ilgili birimlerinin yetkililerinden oluşan heyetlerin bir araya gelip durum değerlendirmesi ve gelişen durumlar karşısında da farklı senaryolar dahilinde planlar yapması üzerinde mutabık kalınmıştır. Yoksa spesifik olarak tampon bölge veya bir başka gelişme söz konusu edilmemiştir. Bundan sonra daha etkin işbirliği yapılacak. İki ülkenin yetkilileri sık sık bir araya gelmek suretiyle Suriye'deki gelişmeleri ve bunlara karşı alınabilecek önemleri senaryolar ve planlamalar dahilinde öngörmüş olacaklardır."

Bülent Arınç, açıklamaların ardından gazetecilerin Kadir Gecesi'nin ve Ramazan Bayramı'nı kutlayarak, "İnşallah Hüseyin Aygün'ün de aramıza katılmasıyla bir ikinci bayram daha yaşamamızı ümit ediyorum" dedi.

(Bitti)

Muhabir: Kadir Karakuş

Yayıncı: Selçuk Aval - ANKARA

Kaynak: AA / Güncel

bülent arınç türkiye Suriye Politika Güncel Haberler

title