Haberler

Başbakan Erdoğan: Dağdakilerin İndiğini, Cezaevlerinin Boşaldığını Göreceğiz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Şiddet sorunun çözüm yöntemi değildir."

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Şiddet sorunun çözüm yöntemi değildir. Çocuklarımızın canı üzerinden, kanı üzerinden hesap yapanlara Diyarbakır'ın 'yeter artık' demesini istiyorum. Artık kimse yoksul Kürt çocuklarının, yoksul Türk çocuklarını kanı üzerinden rant hesabı yapmasın. Hiçbir devlet, hiçbir lobi, bizim çocuklarımızı kullanarak kimse çıkar hesabı içine girmesin. Allah'ın izni ile gelecek çok daha farklı olacak. Dağdakilerin indiğini, cezaevlerinin boşaldığını, 76 milyonun kucaklaştığını, bir olduğunu, beraber olduğunu, birlikte büyük Türkiye, yeni Türkiye olduklarını göreceğiz" dedi.

Başbakan Erdoğan, yaklaşık bin 300 tesisin açılışının yapılacağı Kantar Kavşağı'ndaki törende Diyarbakırlılara hitap etti. Diyarbakırlılara "Ey Diyarbakır, kardeşlik şehri Diyarbakır, sizi yürekten, hasretle selamlıyorum" sözleri ile seslenen Erdoğan, "Bugün buradan Diyarbakır'dan Şanlıurfa'yı, Mardin'i, Hakkari'yi, Birgöl'ü Bitlis'i, Van'ı, 81 vilayetimizin tamamını selamlıyorum. Diyarbakır'ın kardeşi olan Mekke'yi, Medine'yi, Kudüs'ü, Şam'ı, İstanbul'u Erbil'i buradan selamlıyorum" dedi. 81 yıl önce 21 Haziran 1932 yılında Şemdinli'den, sınırdan çok önemli misafirler geldiğini, topraklarının bombalandığını, eşlerinin, dostlarının, akrabalarının katledildiğini, sürgüne hüküm giydiklerini anlatan Erdoğan, "Buradaki kardeşleri onları muhabbetle karşıladı. Tarih boyunca yaptıkları gibi sofradaki ekmeklerini onlarla paylaştılar. Gelenlerden bir tanesi, 'Biz Türkiye'de asılmayı, idam edilmeyi bekliyorduk. Zira, Türkiye üzerlerinde bizi asmaları için baskı vardı. Ama biz Türkiye'ye seve seve geldik. Çünkü, ölsek de Türkiye'de ölsek diyorduk.' Bunu söyleyen Molla Mustafa Barzani'ydi" dedi.

-"KUZEY IRAK KÜRDİSTAN BÖLGESİNDEKİ KARDEŞLERİMİZİ DE SELAMLIYORUZ"-

Barzani'nin 81 yıl önce kardeşlerinin ülkesi Türkiye'ye misafir olduğunu anlatan Erdoğan, "Bugün de Molla Mustafa Barzani'nin oğlu, değerli dostum Mesud Barzani'yi Diyarbakır'da misafir ediyoruz. Tıpkı babanız gibi, amcalarınız gibi, kardeşlerinizin toprağına, onların ülkesi Türkiye Cumhuriyeti'ne Diyarbakır'a hoş geldiniz. Sizin şahsınızda Kuzey Irak Kürdistan bölgesindeki kardeşlerimizi de selamlıyoruz. Sezai Karakoç diyor ki "Diyarbakır sadece Türklerin değildir, Diyarbakır sadece Kürtlerin değildir, Diyarbakır sadece Arapların değildir, tıpkı Erbil gibi Diyarbakır hepimizindir.' Biz Erbil'de kendimizi kendi şehrimizde hissettik, sizde kendisini şehrinizde hissedin diyorum. Diyarbakırlılar bugün hasrete vatan hasretini, anne, baba, kardeş hasretine burada Diyarbakır'da son veriyoruz. Bugün büyük kucaklaşmaya şahit oluyoruz" diye konuştu.

-"AH O DA BURADA OLSAYDI"-

Tam 37 yıl süren anlamasız, acı, kederli, hüzünlü özleme bugün son verdiklerini belirten Erdoğan, Türkiye'nin sesini, bu toprakların sesini vatanıyla, aşkıyla, sevdasıyla buluşturduklarını ifade ederek Şivan Perver'e "Hoşgeldin diyorum, evine, anne , baba ocağına, vatanına hoş geldin diyorum" diye seslendi. Konuşmasında Ahmet Kaya'yı da anan Erdoğan, "Keşke biri daha aramızda olsaydı. Ne var ki vatana hasret, dosta hasret şekilde 13 yıl önce bugün bir 16 Kasım'da gurbette hayata veda etti. Diyarbakır'ın Malatya'nın evladını, sevgili dostum Ahmet Kaya'nın vefatının 13. seneyi devresinde rahmetle yad ediyorum. Ah diyorum ah, o da burada olsaydı. Ben Pınarhisar'a giderken o da uğurlamaya gelmişti. O da şarkı ve türkülerde bu kardeşinizi uğurlamaya gelmişti. Öyle bir dostluk vardı. Şivan Perver'i İbrahim Tatlıses ile keşke bir arada göreydi" dedi.

-"ÇÖZÜME YANAŞMADILAR TEK BAŞIMIZA BU YOLDA İLERLEDİK"-

Başbakan Erdoğan, Diyarbakır'ın, kardeşlik şehri olduğunu belirterek, "Biz kardeşiz, ezelden kardeşiz, ebede kadar kardeşiz. Biz sadece yol arkadaşı değiliz, kader arkadaşıyız. Biz pazara kadar değil mezara kadar, mahşere kadar biriz beraberiz" diye konuştu.

Yüzyıl önce bu topraklarda adeta cetvelle sınırlar çizildiğini ancak muhabbete de sınır çizilemeyeceğini belirten Erdoğan, ortak tarihe, ortak medeniyete, ortak geleceğe sınır çizilemeyeceğini ifade etti. Gönüllerin hiçbir zaman birbirinden ayrılamayacağını, geleceğe aynı aşkla, aynı inançla yürüneceğini kaydeden Erdoğan, ne yaşandıysa birlikte yaşandığını, renginin, tonunun, şeklinin farklı olabileceğini ancak aynı zulmün aynı dışlanmanın bu toplumda birlikte yaşandığını anlattı. Vatan hasretini yaşayanlardan çok dinlediğini anlatan Erdoğan, "Bizi tehdit ettiler, vazgeçmedik, bize ne engeller çıkarttılar, engelleri aştık, zorluklar çıkardılar, tuzaklar kurdular, sabotajlar yaptılar ama biz bir tek geri adım bile atmadık. Çözüme yanaşmadılar ama tek başımıza bu yolda ilerledik. Biz bu işi çözeceğiz dedik. Ezelden beri nasıl kardeşsek, ebediyen kardeş kalacağız dedik. Baldıran zehri içmemiz gerekiyorsa içeceğiz dedik" ifadelerini kullandı.

-"ASİMİLASYON POLİTİKALARINA SON VERDİK"-

İnkar, ret ve asimilasyon politikalarına son verdiklerini belirten Erdoğan, 23 Nisan 1920 ruhu ile yeni bir Türkiye inşa ettiklerini belirtti. Yeni Türkiye'nin her etnik, her inanç unsuru ile inşa ettiklerini kaydeden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"1920'de TBMM'de Türk, kürt, Arp, Laz, Çerkez, Boşnak nasıl bir ve beraber olduysa Cumhuriyeti nasıl birlikte kurdularsa yeni Türkiye'yi de o ruh, o öz, o kardeşlik ruhu ile öyle yeniden imal ediyoruz. Diyarbakırlı kardeşim, Kürt kardeşim, Türk kardeşim, Zaza kardeşim, Arap kardeşim, bu Cumhuriyet senin Cumhuriyetindir. Bu Cumhuriyet ne kadar İzmirlinin ne kadar İstanbullunun ne kadar Ankaralının Cumhuriyetiyse işte o kadar da senin Cumhuriyetindir, bu devlet senin devletindir, bu bayrak senin bayrağındır, sen herkes gibi, 76 milyon gibi bu ülkenin öz be öz vatandaşı, bu Cumhuriyet'in, bu vatanın, bu bayrağın, bu devletin sahibisin. Artık hiç kimse, hiç kimseyi hor göremez, kimse kimseye ikinci sınıf muamelesi yapamaz. Hiçbir bölge kendi kaderine terk edilemez. bir kimlik inkar edilemez. Yeni Türkiye'de ayrımcılık, öteleme, horlama olamaz. Yeni Türkiye'de inkar, ret, asimilasyon olamaz."

-"NİFAK, AYRIŞMA VE NEFRET OLMAYACAK"-

Bundan sonra bu topraklarda nifak, ayrışma, nefret, ötekileştirmenin olmayacağını ifade eden Erdoğan, başı açığında başı örtülünün de Türkiye'nin birinci sınıf vatandaşı olduğunu kaydetti. Erdoğan, şöyle konuştu:

"Yeni süreçte bir tek parti zihniyetinin yeni bir tek parti döneminin dayatmaların, baskıların, zulümlerin, inkar ve reddin oluşmasına asla imkan vermeyeceğiz. Doğu Anadolu'da Güneydoğu'da yeni bir tek parti anlayışının hüküm sürmesine imkan vermeyeceğiz. Farklılıklara tahamül edemeyenler bu bölgeye refah getiremezler. Yazarlara, şairlere, gazetecilere, sanatçılara, sesiyle, sözüyle gönüller fethetmiş ozanlara tahammül edemeyenler bölgeye barış getiremezler. Kendileri gibi düşünmeyenlere kastedenler bölgeye demokrasi getiremezler. Kendilerinden başkasına hayat ve siyaset hakkı tanımayanlar bölgeye birlik getiremezler. Meselesi hizmet olmayanlar, millete aşkı sevdası olmayanlar bu bölgeye tebessüm getiremezler. Bizim aracılara, tercümanlara ihtiyacımız yok. Biz gönül diliyle konuştuk."

-"DAĞDAKİLERİN İNDİĞİNİ, CEZAEVLERİNİN BOŞALDIĞINI, 76 MİLYONUN KUCAKLAŞTIĞINI GÖRECEĞİZ"-

Nevruz'da "bahar kalıcı olsun" dediğini ifade eden Erdoğan, huzurdan, bahardan, kardeşlikten rahatsız olanların olduğunu söyledi. Uyuşturucu satamadığı için rahatsız olanların olduğunu anlatan Erdoğan, kardeşliğin pekişmesinden, Türkiye'nin büyümesinden kepenklerin kapanmamasından rahatsız olanların bulunduğunu anlattı. Karanlıkta yaşamayı alışkanlık haline getirenlerin olduğunu kaydeden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Bunlar bu güzel süreci sabote etmek için her yolu deniyorlar, deneyecekler. Dün Nusaybin'de huzura, kardeşliğe kurşun sıktılar. Bunlara imkan vermeyeceğiz. Diyarbakır'dan benim sizden ricam var. Siz bu sürece sahip çıkarsanız, bu süreç büyüyecektir. Siz bahara sahip çıkarsanız bu bahar kalıcı olacak. Söz, silahtan etkilidir. Siyaset, şiddetten çok daha etkilidir. Zalimin değil, kendi halkının, kendi kardeşlerinin, mazlumların yanında durmak esastır. Ayrılıktan, çatışmadan, savaştan yana değil her zaman barıştan, dostluktan, kardeşlikten yana olmak önemlidir. İşte onun için Kak Mesut başarılı oldu. İşte onun için Mesut kardeşim tarih yazdı. Şiddet sorunun çözüm yöntemi değildir. Çocuklarımızın canı üzerinden, kanı üzerinden hesap yapanlara Diyarbakır'ın 'yeter artık' demesini istiyorum. Artık kimse yoksul Kürt çocuklarının, yoksul Türk çocuklarını kanı üzerinden rant hesabı yapmasın. Hiçbir devlet, hiçbir lobi, bizim çocuklarımızı kullanarak kimse çıkar hesabı içine girmesin. Allah'ın izni ile gelecek çok daha farklı olacak. Dağdakilerin indiğini, cezaevlerinin boşaldığını, 76 milyonun kucaklaştığını, bir olduğunu, beraber olduğunu, birlikte büyük Türkiye, yeni Türkiye olduklarını göreceğiz. Hiç endişeniz olmasın."

-"DİYARBAKIR YENİ SÜREÇTE HAKEM OLSUN"-

Diyarbakır'ın yol gösterici bir şehir olduğunu ifade eden Erdoğan, Diyarbakır'ın huzurlu olması durumunda Erbil'in, Kamış'lının refah içinde olduğunu kaydetti. Yeni süreçte Diyarbakır'ın sorumluluğunun büyük olduğunu ifade eden Erdoğan, "Diyarbakır'ın yeni süreçte hakem olmasını, sürece ışık tutmasını istiyorum. Bugün sizlere sadece değerli Mesut Barzani kardeşimle gelmedim. Bugün sizlere sadece 37 yılın hasretini dindiren sadece Şivan Perver'le gelmedik. Değerli sanatçı dostum Tatlıses'le gelmedim. Bugün buraya hizmet şölenini gerçekleştirmek için geldik. Diyarbakır'a 740 milyon TL'lik yatırım kazandırıyoruz" dedi. 400 çiftin nikahını kıyacaklarını belirten Erdoğan, konuşmasını, "Değerli kardeşim Mesut Barzani'ye Erbil'den geldikleri için heyecanımızı paylaştıkları için teşekkür ediyorum. Şivan Perver'e ülkesine, topraklarına ana-baba ocağına 37 yıl sonra hoşgeldin diyorum" ifadeleri ile bitirdi.

Kaynak: ANKA / Güncel

Recep Tayyip Erdoğan Şivan Perver Diyarbakır Erbil Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title