Haberler

"Bir SSK'yı Yönetemeyenlere Bu Ülke Teslim Edilebilir mi?"

Güncelleme:

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Malum şu anda ana muhalefetin bir genel müdürü var. Bunlara bu ülke teslim edilebilir mi?." dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Malum şu anda ana muhalefetin bir genel müdürü var. Bu genel müdür bir zamanlar da SSK'nın genel müdürüydü. SSK'nın genel müdürüyken ilaç bulamıyorduk. Bunlara bu ülke teslim edilebilir mi? Bir SSK'yı yönetemeyenlere bu ülke teslim edilebilir mi?" dedi.

Başbakan Erdoğan, Almanya'nın başkenti Berlin'de Geniş Katılımlı Vatandaş Toplantısı'nda Türklere hitap etti. Konuşmasına, toplantıya katılan tüm vatandaşlara teşekkür ederek başlayan Erdoğan, "Aşkınız sevdanız muhabbetiniz ahde vefanız için her birinize sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Bugün bir kez daha sizlere Türkiye'deki kardeşlerinizin, akrabalarınızın, dostlarınızın selamlarını getirdik. Bugün resmi bir çalışma yemeğinde bir araya geldiğimiz Sayın Şansölyenin özellikle söyledi; 'Akşam Türk vatandaşlarımıza özellikle selamımızı iletin' dediler. Selamını sizlere iletiyorum. Ayrıca koalisyonun ortağı SPD'nin Genel Başkanı Sayın Gabriel'in de sizlere selamı var onun da selamını sizlere iletiyorum" ifadelerinde bulundu.

"TÜRKİYE EMİN ELLERDE"

"77 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının hasretlerini, özlemlerini, muhabbetlerini bugün bir kez daha Almanya'ya, Berlin'e taşıdık" diyen Erdoğan, Almanya'da ve Avrupa'nın diğer ülkelerinde yaşayan vatandaşların Türkiye'yi çok yakından takip ettiklerini bildiğini söyleyerek, "Şunu buradan büyük bir memnuniyetle ifade etmek istiyorum; Türkiye emin ellerde. Türkiye emniyet içinde. Türkiye istikrarla büyümeye, huzuruna huzur katarak, kardeşliğini pekiştirerek, umudunu çoğaltarak geleceğe emin adımlarla koşmaya devam ediyor. Türkiye engelleri aşarak, barikatları yıkarak zincirlerini, prangalarını söküp atarak 2023'e doğru kararlı şekilde yükselmeyi sürdürüyor" şeklinde konuştu.

"BUGÜN, GERİDE BIRAKTIĞINIZ TÜRKİYE'DEN ÇOK FARKLI BİR TÜRKİYE VAR"

Almanya'da yaşayan Türk vatandaşlarına gözlerinin arkada kalmamasını tembih eden Başbakan Erdoğan, "Şu iki şeyle göğsünüzü gere gere gurur duymanızı sizlerden özellikle istiyorum. Dünyanın en büyük ülkelerinden birinde dost Almanya'da çalışıyor ve yaşıyor olmaktan gurur duymanızı istiyorum. Aynı şekilde dünyanın en büyük ülkelerinden birinin, Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşları olduğunuz, o aziz milletin birer mensubu olduğunuz için dilinizden, kültürünüzden, mensubiyetinizden, en önemlisi de bayrağınızdan, milletinizden, ülkenizden gurur duymanızı sizlerden istiyorum. Bugün, dedelerinizin, babalarınızın, sizlerin geride bıraktığı Türkiye'den çok farklı bir Türkiye var. Bugün, özgüveni yüksek bir Türkiye var. Ekonomisiyle büyük, demokrasisiyle örnek, dış politikasıyla aktif bir Türkiye var" dedi.

"TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN PASAPORTU ARTIK BÜTÜN SINIR KAPILARINDA BÜYÜK BİR DEĞER İFADE EDİYOR"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:

"İşte buraya gelmeden hemen önce Ocak ayının ihracat rakamları açıklandı. Ellerini ovuşturanlar var ya. Şimdi Berlin'den onlara sesleniyorum. Türkiye, 2014 yılına ihracatta tüm zamanların aylık rekoruyla giriyor. Ocak ayında ihracat yüzde 10 artarak 12 milyar dolar oldu. Bu aylık. Göreve geldiğimiz zaman bizim yıllık ihracatımız neydi biliyor musunuz? 36 milyar dolar. Şimdi ayda 12 milyar dolar. Düşünebiliyor musunuz? Nereden nereye? Dünyanın her ülkesine tüm ihracatçımız ulaşıyor. Şuanda bizim ihracatçımızın ulaşmadığı ülke dünyada kalmadı. Bir yeri kapadılar bir başka tarafa. Bir başka yeri kapadılar, bir başka tarafa. Niye? Dedik ya fellik fellik dolaşacağız dünyanın her yerine ulaşacağız. Türkiye Cumhuriyeti'nin iş adamları, ihracatçıları, girişimcileri yatırımcıları gittikleri her ülkede büyük itibar görüyorlar. Türkiye Cumhuriyeti'nin pasaportu artık bütün sınır kapılarında büyük bir değer ifade ediyor, büyük itibar görüyor."

2013 yılının ilk 9 ayında Türkiye ekonomisinin yüzde 4 büyüme kaydettiğinden bahseden Erdoğan, "Birçok gelişmiş ülkenin ekonomisi çökerken, bir kısmı sıfırın altına inerken, OECD raporlarına göre biz ilk 5'in içerisinde yer aldık. Hala Türkiye'de ekonominin küçüldüğünü söyleyenler önce bunu görmek zorundadırlar. Ama bunu görmek istemiyorlar işlerine gelmiyor. Gelse de gelmese de biz emin adımlarla hedefe doğru yürüyoruz" diye konuştu.

Erdoğan sözlerini, "Tabi ki şunu unutmayın; üzümü yenen ağaç taşlanır. ve şunu unutmayın; biz küllerinden ayağa kalkan bir milletiz. Düşünebiliyor musunuz? 230 milyar dolardan milli geliri devraldık. Ne kadar zamanda 79 yılda. 79 yılda 230 milyar dolara ulaşmışız ve biz 230 milyar dolardan devralmışız 10 senede bu rakamı şuan itibariyle söylüyorum 800 milyar dolara ulaştırmışız" ifadeleriyle sürdürdü.

"YOLSUZLUĞUN OLDUĞU BİR ÜLKEDE BUNLAR YAPILABİLİR Mİ?"

Berlin'den bir yerlere bazı sinyallerin verilmesi gerektiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, "Nedir o? Şimdi soruyorum. Birileri ahkam kesiyor. 'Türkiye'de yolsuzluk varmış' diyorlar. Bizim en güçlü olduğumuz nokta burası. En güçlü olduğumuz yerimiz burası. Yahu yolsuzluğun olduğu bir ülkede 230 milyar dolarlık milli geliri 10 yılda 800 milyar doların üzerine nasıl çıkaracaksın? 79 senede 230 milyar dolar ve sen 10 senede bunu 800 milyar dolara çıkarıyorsun. Yolsuzluğun olduğu bir ülkede 79 senede 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapacaksın ve biz 10 senede bunun üzerine 17 bin 100 kilometre bölünmüş yol ilave edeceğiz. Nasıl oluyor bu iş? Yolsuzluğun olduğu veya olacağı bir ülkede siz bu yatırımları yapabilir misiniz? Fakat dert başka" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, göreve geldiklerinde üniversite öğrencilerinin burs olarak 45 lira aldığın hatırlatarak, "Şimdi Kredi Yurtlar Kurumu'nda bursuyla beraber beslenme yardımını veriyoruz ve son rakamla 520 liraya çıktı. Bunlar şuanda burs olarak verilen var kredi olarak verilen var. Kim müracaat ederse etsin ya burs ya kredi muhakkak alıyor. Bizden önce böyle bir şey yoktu. Yolsuzluğun olduğu bir ülkede bunu yapabilir misiniz? Şu anda biz ülkemizde bütün okullarda yavrularımıza ilk, orta, lise hepsine kitaplarını ücretsiz olarak veriyoruz. ve geldiğimizden bu yana hep böyle" dedi.

"HASTANE KAPILARINDA KUYRUĞA GİRİYORDUK"

Bütün bu adımların yanında atılan önemli bir adımın daha bulunduğunu söyleyen Erdoğan, "Nedir o? Sağlık. Sağlık sisteminde hamdolsun artık hastanesi olmayan ilimiz kalmadığı gibi şimdi ilçelerimizde hastaneler yapmak suretiyle bu yolu devam ettiriyoruz. Hastalarımız, anneler kızakların çekilmesi suretiyle doğuma yetiştiriliyordu. Şimdi ise bizler paletli ambulanslarla, o kar kışta ya çıkıyor evinden alıyoruz veya doğuma 1 hafta 10 gün kala istersen Sağlık Bakanlığının misafiri olabilirsin şehirde diyoruz ve doğumu yaptıktan sonra da kendisini uygun zamanda tekrar evine gönderiyoruz. Bitmedi. Tuttuk bu arada 17 tane ambulans helikopter, 4 tane de jet ambulans. Bunlarla yine tüm ülkeye hizmet veriyoruz. Şehirlerarası hizmetler, uluslararası hizmetler hepsi bununla görülüyor. Yolsuzlukların olduğu bir ülkede siz bunları yapabilir misiniz? Nasıl yapacaksınız?" şeklinde konuştu.

Erdoğan, "Hatırlayın hastane kapılarında kuyruğa giriyorduk. ve tedavi için, teşhis için doktor hak getire. Geç onu. Bir röntgen çektireceksin, 6-7 ay sonraya gün veriyorlardı. Şimdi bırakın siz röntgeni, ultrasonografiden tutun tomografiye, emara aklınıza ne gelirse bütün imkanlar artık her ilimizde var. Artık insanını insan yerine koyan bir anlayış var. Yolsuzluğun olduğu bir Türkiye'de bunlar olabilir mi? Hatırlarsınız ilacımızı alamıyorduk. Doktor efendi 5 tane ilaç yazar, gidersin SSK'nın hastanesine çünkü dışarıdaki eczanelerden alamazsın. Çünkü dışarıdaki hastanelerden alamazsın. SSK'nın hastanesinden alacaksın. 5 ilacın ikisi var üçü yok. Üçü var ikisi yok. Sorarsın oradaki eczacıya, 'Ben diğer ilaçları nereden alacağım?' 'Git eczaneden al.' 'Ama ben bunun primini ödüyorum. Niye oraya gideyim? Bana buradan bunu vermeniz gerekmez mi?' 'Yok kardeşim ne yapalım.' Benim zavallı vatandaşım gider onu da eczaneden parasıyla alırdı" dedi.

"BUNLARA BU ÜLKE TESLİM EDİLEBİLİR Mİ?"

Başbakan Erdoğan konuşmasına şu sözlerle devam etti:

"Malum şu anda ana muhalefetin bir genel müdürü var. Bu genel müdür bir zamanlar da SSK'nın genel müdürüydü. SSK'nın genel müdürüyken ilaç bulamıyorduk. Bunlara bu ülke teslim edilebilir mi? Bir SSK'yı yönetemeyenlere bu ülke teslim edilebilir mi? Zaten milletim benim ondan dolayı bunlara teslim etmiyor. ve bunların en önemli sanatı iftiradır. Niye? Öyle yetiştiler. İftira at tutmasa da iz bırakır. Mantıkları bu. Ama sesleniyorum; unutmayın güneş balçıkla sıvanmaz."

Adalet Saraylarının sayısının çoğaltıldığını, artık merdiven altı bir yargının bulunmadığını söyleyen Erdoğan, "Dedik ki bunlar gayet güzel olsun. Hakikaten merdiven altından değil, saraylarda en güzel şekliyle çalışsınlar en güzel şekliyle de kararlarını versinler. Bunun yollarını açtık. Emniyet Sarayları yaptık aynı şekilde. Bir zamanlar karakol dendiği zaman insanın aklına korku tünelleri gelirdi. Acaba içeride ne olacak diye. Artık bu devirler kapandı. Artık işkenceye son dedik ve o dönemleri geride bıraktık. Bunlar artık yok" dedi.

Enerjide ise artık KÖYDES projeleriyle ülkenin hemen hemen bütün köylerine ulaşıldığına dikkat çeken Başbakan Erdoğan, "Yol, su noktasında önemli adımlar attık. Barajlar noktasında ciddi barajlar yaptık, göletler yaptık. Hala yapılmaya devam ediyor. Fakat öyle bir kredibilitesi olan ülke haline geldi ki Türkiye Mayıs ayında bir ihalede, ihalenin bedeli 42 milyar dolar. ve bununla üçüncü havalimanı yapılıyor. Yıllık yolcu kapasitesi asgari 100 milyon yolcu. Peki bizim cebimizden para çıkıyor mu? Hayır. Biz para vermiyoruz. Biz ne veriyoruz? 20 yıllık kullanım hakkını veriyoruz. At binenin, kılıç kuşananındır. Olay bu" şeklinde konuştu.

Erdoğan, "3. köprüyü boğazın üstüne inşa etmeye başladık. Onun da inşa bedeli 2,5 milyar dolar. Şu anda Anadolu ve Avrupa yakasında direkler yükseldi. Son rakamı almadım ama herhalde 180 metreye yükseldi. 250 metreyi bulacak bu. Dünyanın sayılı asma köprülerinden biri oluyor. ve buradan ağırlıklı olarak ağır vasıtalar geçecek. 1. ve 2. köprüden bunlar geçmeyecekler. Hepsi buraya yönlendiriliyor. Otomobiller de geçebilir mi? Onlar da geçebilir. Hedef 1 ve 2'nin yükünü 3. köprüye almak" dedi.

"153 YILLIK RÜYAYI GERÇEKLEŞTİRDİK"

Sultan Abdülmecid'in hayali olan Marmaray'ı bitirerek 153 yıllık bir rüyanın gerçekleştirildiğini vurgulayan Erdoğan, "Şu anda ortalama yolcu sayısı günde 100 ila 150 bin arasında değişiyor. Denizin, boğazın 62 metre derinliğinde. Bunu da biz yaptık. Bizim fiilimizin ulaştığı yere bunların hayalleri bile ulaşamaz. Bitti mi? Bitmedi. Şimdi Marmaray'ın biraz daha güneyinde denizin altından çift katlı bir tünel daha yapıyoruz. Fakat inanın ki denizin altından yapmak çok daha kolay. Çünkü denizin üstünden yaptığımızda zaman zaman sandallarla motorlarla falan gelip provoke etmeye çalışıyorlar. Şimdi denizin altında olduğu için göremiyorlar. ve biz de yola devam ediyoruz. 2015'te inşallah 3. köprü de bitiyor. İnşallah 2. tünel de bitiyor. Tünelden otomobiller geçecek. Marmaray'dan da biliyorsunuz raylı sistem. Oradan da toplu taşıma olarak vatandaşımızı istifade edecek. 5 tane boğazın üzerinde alt ve köprülerle üst geçit. Bunlar şu anda oluyor" şeklinde konuştu.

"BİZ BU MİLLETE EFENDİ OLMAYA DEĞİL HİZMETKAR OLMAYA GELDİK"

Erdoğan şöyle devam etti:

"İzmir-İstanbul arasını 3 saate indiriyoruz. ve İzmit geçişinde dünyanın sayılı asma köprülerinden bir tanesini yapıyoruz. ve zemin denizin altında. Gittik temeline baktık şimdi de Allah nasip ederse bu ayın 15 gibi veya 16'sında inşallah kalkacağız artık suyun üstüne betonlar çıkıyor. Bununla birlikte artık körfezi dolaşmayacak araçlar. Direk köprüden geçecek ve İzmir yolculuğuna devam edecek. Bu otoyolun 5 ayrı noktasında müteahhit firmalar çalışmalarını sürdürüyor. Hızla devam ediyoruz. Niye? Biz zamanla yarışıyoruz. Bizim sevdamız var bu millete, bizim aşkımız var. Onun için hızlı çalışmaya mecburuz. Ama bunların böyle bir derdi yok. Biz dertliyiz. Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Hiç endişeniz olmasın. Her zaman söylüyorum. Dik duracağız dikleşmeyeceğiz. Her zaman. Biz ancak rüküda eğiliriz. İnsan karşısında değil. Onun için kimse böyle bir yola tevessül etmesin. Bu yola tevessül edenler her zaman eli boş döner. Bunu böyle bilmeleri lazım."

"5. UYDUYU ANKARA'DA, KAZAN'DA İNŞA EDECEĞİZ"

Türkiye'nin istikrarla büyümeye devam ettiğini söyleyen Erdoğan, "Bakınız şuanda biz kendi uydularımızı inşa ediyoruz. İşte geçenlerde biliyorsunuz bir Uzakdoğu seyahatimiz oldu. ve oralarda kendi uydularımızı Japonya'da gittik yerinde inceledik ve bu ay fırlatılıyor. Hemen 3 ay sonra da ardından 4.sü geliyor. O da bitiyor o da fırlatılacak. İnşallah 5.sini de Türkiye'de Ankara'da Kazan'da inşa edeceğiz" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin kendi savaş gemilerini, tanklarını, insansız hava araçlarını, kendi milli piyade tüfeklerini, helikopterlerini imal etmeye başladığını belirterek, "Dünyada kendi savaş gemilerini inşa edebilen 10 ülkeden biri konumuna yükseldik. Demokratikleşme alanında tarihi adımlar attık. Çetin bir mücadele sürdürerek vesayetleri ortadan kaldırdık. Çetelerin, mafyatik yapılanmaların, cuntaların, örgütlerin suntasına son verdik. İnançların üzerindeki baskıları kaldırdık. Üniversitelerde okuyan kız çocuklarımıza okunan başörtüsü yasağına son verdik. Kamuda başörtüsünü serbest bırakarak toplumsal barışın önünü açtık. Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkarttık. 4+4+4 uygulamasıyla tüm meslek liselerinin, imam hatiplerinin kapılarındaki kilitleri kırdık. Artık düz liselerde, okullarda Kuran-ı Kerim derslerini, Siyer-i Nebi derslerini, farklı dil ve lehçelerin öğretilmesini okullarda seçmeli ders haline getirdik. İfade özgürlüğünün, düşünce özgürlüğünün önünü açtık. Anlamsız yasakları, kısıtlamaları, engellemeleri kaldırdık" ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE ŞU ANDA HİÇ SOLMAYACAK BİR BAHARLA BULUŞTU"

Yapılanlar arasında en önemlisinin ise 30 yıldır devam eden teröre karşı mücadelede çok çok olumlu bir noktaya gelinmesinin olduğunu söyleyen Erdoğan, "Türkiye şu anda hiç solmayacak bir baharla buluştu. 1 yılı aşkın süredir Türkiye'de terör nedeniyle hiç kimse hayatını kaybetmedi. Hiçbir eve, hiçbir ocağa, hiçbir anne yüreğine, baba yüreğine ateş düşmedi" dedi.

"BİZ TÜRKİYE'DE 700 BİN SURİYELİ'Yİ MİSAFİR EDİYORUZ, AVRUPA 30 BİNİ ALAMIYOR"

Başbakan Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kardeşliğimizi yücelttik, birliğimizi, dirliğimizi daha da büyüttük. 11 yıl boyunca dünyanın her yerinde mazlumların sesi olduk. Filistinli mazlumlarını davasını kendi davamız bildik. Somali'nin yoksulluğuna çare aradık. Myanmar'daki kardeşlerimizin yarasına merhem olmaya çalıştık. Mısır'da halkın oylarıyla seçilmiş bir iktidara karşı yapılan askeri darbeye herkesin sustuğu bir ortamda biz karşı çıktık, dik durduk en güçlü şekilde hakkı savunduk. Suriye'de yaşanan insanlık dramına karşı biz ses yükselttik. Şu anda 150 bini aşkın Suriyeli'nin öldürüldüğü ve kimyasal silahlarla, konvansiyonel silahlarla, varil bombalarıyla öldürüldüğü Suriye'den bizim ülkemize gelen insan sayısı 700 bine ulaştı. Şu anda BM Avrupa'ya 30 bin kişiyi siz alın diyor. Avrupa 30 bini alamıyor. 18 bin kişiyi kabul ediyor. Biz Türkiye olarak 700 bin kişiyi şuanda misafir ediyoruz. İnsani ve vicdani görevimizi yerine getiriyoruz. Bütün dünyanın ilgisiz kaldığı insanlık trajedisini sonlandırmak için gayret ediyor, insani yardım ulaştırmanın mücadelesini veriyoruz. Tüm Ortadoğu'da, Balkanlar'da, tüm kriz bölgelerinde hakkı, barışı, insani ve vicdani değerleri savunuyoruz. Büyük bir ülkeye yakışan tavırlar, büyük ülke olmanın yüklediği sorumlulukla hareket ediyor tarihimizden ve ecdadımızdan aldığımız ilhamla geleceğe yürüyoruz."

"BURADA KENDİNİZİ ASLA VE ASLA YALNIZ HİSSETMEYİN"

"İşte bütün bunlar için ülkenizle gurur duymanızı istiyorum" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Sizler büyük bir ülkenin evlatlarısınız. Sizler tarihiyle büyük, ecdadıyla büyük, milletiyle aziz bir ülkenin evlatlarısınız. Sizin başınız asla öne eğilmeyecek. Sizin özgüveniniz asla eksilmeyecek. Umudunuzu kaybetmeyeceksiniz. Yeğise kapılmayacaksınız. Şairin ifadesiyle; 'Bir zamanlar biz de millet hem nasıl milletmişiz. Gelmişiz dünyaya millet, milliyet nedir öğretmişiz.' Biz böyle bir milletiz. Burada kendinizi asla ve asla yalnız hissetmeyeceksiniz. Ülkenizden milletinizden de dualarınızı eksik etmeyeceksiniz. Benim sizlerden bir isteğim var. Sizler ama Almanya'da ama diğer ülkelerde uyum noktasında asla bir pürüze sebep olmayacak tam aksine inşallah uyumun sigortası olacaksınız. Ben buna inanıyorum. Sizin o yüreğinizden ellerinize, ellerinizden semaya yükselen dualarınız ülkenizin ve milletinizin en büyük muhafızı olacaktır."

"11 YIL BOYUNCA NİCE TUZAKLARLA KARŞILAŞTIK"

Biz 11 yıl boyunca çeşitli tuzaklarla karşılaştıklarını anlatan Başbakan Erdoğan, "Nice kirli senaryoya, nice sabotajlara maruz kaldık. Darbe senaryoları ürettiler. Başarısız oldular. Partimizi kapatmak istediler, sonuç alamadılar. Provokasyon yaptılar, hatta cinayetler işlediler netice elde demediler. Ekonomiyi sarsmak istediler yine başarısız oldular. İşte şu anda da aynısını yapmaya çalışıyorlar. Önce Gezi olaylarında denediler olmadı. Şimdi de 17 Aralık darbe girişimiyle çok sayıda milli değerimizi hedef aldılar yine sonuç alamadılar. Yolsuzluk ve rüşvet kılıfı altında Türkiye'nin milli değerlerine, milli kurumlarına, milli politikalarına saldırı düzenlediler. Milli bankamız Halk Bank'a saldırmak istediler. Milli istihbarat teşkilatımızı yıpratmak istediler. Milli birlik ve kardeşlik sürecini sabote etmek istediler. Küresel ölçekteki projelerimizi yılda az önce söyledim 100 milyon kapasiteli havalimanı projemizi, İstanbul Boğazı'na 3. köprü projemizi, Kanal İstanbul projemizi, Marmaray'ı, hızlı tren projemizi durdurmak istediler. Bunların müteahhitlerinin mal varlıklarına tedbir getirdiler. Niye? İşler dursun. Ekonomiyi hedef alarak moralleri bozmak, kaos oluşturmak, Türkiye'yi yurtdışında karalamak suretiyle istikrarla büyüyen ekonomiyi sarsmak istediler" diye konuştu.

"EĞER YAPACAĞIN BİR ŞEY VARSA BUNU GEL ÜLKENİN İÇİNDE YAP"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunlarda zerre kadar vatan sevgisi yok. Bunlarda zerre kadar millet sevdası yok. Kendi ülkesini gidip farklı ülkelerde karalayan insanlarda vatan sevgisi, millet sevgisi olabilir mi? Eğer yapacağın bir şey varsa bunu gel ülkenin içinde yap. Gücün yetiyorsa orada yap. Ama güçlerinin yetmediğini bilerek farklı yerlerde dezenformasyon yapmak suretiyle bu tür takiyye, yalan her yol var bunlarda. İşte bu saldırıların da yolunu kestik. Bu oyunu da bozduk. Bu tuzağı da altüst ettik. Türkiye üzerine kirli hesaplar yapanların bu kirli hesapları gerçekleştirmek için kullanılan maşaların heveslerini kursaklarında bıraktık.

"HIRSIZLIKLARIN EN BÜYÜĞÜ MİLLİ İRADE HIRSIZLIĞIDIR"

Türkiye tarihinde demokrasiye vurulan darbelerden bahseden Erdoğan, "Şunu lütfen hatırlayın, 27 Mayıs 1960'da Türkiye'de demokrasiye darbe vuruldu. Türkiye yoksullaştı. ve binlerce vatandaşımızı Almanya başta olmak üzere gurbet yollarına düştü. 12 Eylül 1980'de demokrasiye yine darbe vuruldu, yine binlerce vatandaşımız gurbet ellere düştü. 28 Şubat sürecinde aynı şekilde binlerce gencimiz okuyabilmek için ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Neydi suçları? Başörtüleri vardı. Dediler ki, 'Öz yurdunda garipsin, öz vatanında par ya. Sen bu ülkede üniversiteye gidemezsin. Senden ancak olsa olsa hizmetkar, kapıcı olur. Burada okuyamazsın' dediler. ve 10 binlerce yavrumuz bir kısmı Türkiye'yi terk etti. Büyük bir kısmı da psikolojik travma geçirdi. Bunlar yüzünden. Hırsızlıkların en büyüğü unutmayın, milli irade hırsızlığıdır. Milli iradeyi çalanlar her seferinde Türkiye hazinesini boşaltmış, yetimlerin hakkına el uzatmış, Türkiye'yi yoksullaştırmıştır. İşte şuan da milli iradeyi çalmak, Türkiye'yi o eski günlere götürmek istiyorlar. Hiç endişeniz olmasın, hiç kuşkunuz olmasın. Türkiye'de artık milli iradeye, sandığa, demokrasiye en güçlü şekilde sahip çıkan milletin kazanımlarına sıkı sıkı sahip çıkan bir iktidar var. Kim olursa olsun. Yolsuzluğa, hırsızlığa, usulsüzlüğe asla izin vermeyen, göz yummayan, müsamaha göstermeyen bir iktidar var. Bu tür iftiralarla bir yargı darbesinin yapılmasına, milli iradenin tekrar çalınmasına izin vermedik, vermeyeceğiz" dedi.

"YAPTIKLARI PLANLAR TEK TEK DEŞİFRE OLUYOR"

"Bakınız yaptıkları planlar tek tek deşifre oluyor. Yolsuzluk ve rüşvet iftirasıyla kurdukları tuzak, asıl niyetler asıl gayeler tek tek ortalığa saçılıyor" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Çok enteresan, milletvekillerine istifa et talimatı vererek, yeni parti hesapları yaparak, bakanları atamaya heveslenerek Türkiye üzerine kurdukları çirkin senaryo net bir şekilde görülüyor. Hiç kusura bakmasınlar. Geçti o günler. Türkiye'de demokrasi var. Türkiye'de sandık var. Türkiye'de artık hükümetleri millet kuruyor, millet görevden alıyor. Şuna istifa et buna istifa et diyenler, lütfen çok uzaklarda kalmasınlar siyasetin yeri Türkiye. Gelsinler Türkiye'ye siyaseti Türkiye'de yapsınlar. Unutmasınlar bundan sonra da Türkiye'de millet ne derse o olacak. 17 Aralık sürecinden inşallah Türkiye güçlenerek çıkacak. Demokratikleşme adımlarımızı hızlandıracağız. Reformlarımızı daha bir kararlılıkla yapacağız. Kardeşliğimizi daha da yücelteceğiz. AB sürecimizi daha da hızlandıracağız. Huzurla, istikrarla, güvenle Türkiye'yi büyütmeye, 2023 hedeflerine doğru kararlı bir şekilde yürümeye devam edeceğiz."

"SİZLERİN BURADAKİ SORUNLARINIZA ÇÖZÜM ÜRETMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ"

Almanya'da yaşayan vatandaşların sorunlarına çözüm üretmek için her imkanla ve ilgili kurumlarla çalışıldığını ve çalışılacağını söyleyen Başbakan Erdoğan, "İlgili tüm bakanlarımız, milletvekillerimiz hep birlikte sizlerle yoğun irtibat halinde. Çünkü Avrupa'nın en büyük ülkesi 3 milyonu aşkın Türk'ü barındıran Almanya'da çok daha farklı bir çalışmayı birlikte yürüteceğiz. Ben size burada bir müjde veriyorum. İnşallah Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ilk defa sandığa gideceksiniz. ve Alman makamlarıyla yüksek seçim kurulumuzun yaptığı çalışmalar neticesinde 7 ayrı bölgede bu tür dev salonlarda sandıklar kurulacak. ve 4 gün süreyle her turda 4 gün ikinci tura kalırsa ikinci turda da 4 gün bu işe ayrılmak suretiyle inşallah seçimlerimizi yurt dışında gerçekleştirmiş olacağız. Böyle bir adımı atmak da bize nasip oldu. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığımız çok daha aktif şekilde sizlerin yanında olmaya, sizlerin yanında durmaya devam edecek. Eylül seçimleri sonrasında Alman Parlamentosu'ndaki Türkiye milletvekillerinin sayısının 52ten 11'e yükselmesi çok önemli bir başarıdır. Yeni seçilen milletvekillerimizi burada gönülden tebrik ediyor başarılar diliyorum. Bu arada, SPD'den seçilen Aydan Özoğuz hanımefendinin Göç Mülteciler ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı görevine atanması ise sizler için ayrıca bir memnuniyet vesilesidir. Onu da bugün tebrik ettik başarılar diledik" şeklinde konuştu.

"OPSİYON MODELİNİN KALDIRILMASININ ÖNGÖRÜLMESİNİ OLUMLU BİR GELİŞME OLARAK GÖRÜYORUZ"

Almanya'da son genel seçimler sonrasında oluşan koalisyon hükümetinin opsiyon modelini kaldırmayı öngörmesini olumlu bir gelişme olarak gördüklerini ifade eden Erdoğan, "Elbette bu yeterli değil. İnşallah çok sayıda başka ülkenin vatandaşına tanınan yerel çifte vatandaşlık hakkının da şöyle acele etmeyeceğiz tabi, gelecekte Türklere de tanınması talebini yine biz kendilerine ilettik" diye konuştu.

Erdoğan ayrıca, Avrupa ülkelerinde tırmanan yabancı düşmanlığından, özellikle de İslamofobya'dan kaygılı olduklarını muhataplarına her yerde, her fırsatta ilettiğini dile getirerek, "8 kardeşimizin hayatını kaybettiği ırkçı terör davasını çok yakından takip ediyoruz" dedi.

"SEÇMEN KÜTÜKLERİ İÇİN MÜRACAATLARINIZI YAPMAYI İHMAL ETMEYİN"

Almanya'da yaşayan vatandaşların bugüne kadar Türkiye'de yapılan seçimlerde oy kullanamadıklarının veya sadece sınır kapılarında oy kullanmak durumunda kaldıklarının altını çizen Başbakan Erdoğan, "Artık bu zorluk ortadan kalktı. Yapılacak hazırlıkların ardından yerel seçim dışındaki seçimlerde, burada oy kullanabileceksiniz. Ama bir şeyi hatırlatıyorum. Seçmen kütükleri oluşturulacak. Dolayısıyla seçmen kütükleri için müracaatlarınızı yapmayı ihmal etmeyin. Muhakkak seçmen kütüklerine müracaatta isimlerinizi yazdırın ve oy kullanma hakkını elde edin" diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan şöyle devam etti:

"Bir başka önemli gelişmeyi vize konusunda yaşadık. 16 Aralık 2013 tarihinde Ankara'da imzalanan Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması'na paralel olarak Türkiye-AB Vize Serbestisi Diyalogu'nu da başlattık. İnşallah 3 yılın sonunda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için Avrupa'ya vizesiz seyahati başlatıyoruz. Yurtdışındaki gençlerimizin bedelli askerlik haklarında Ankara'da bir toplantı yaptım. ve bu toplantının neticesinde söyleyin bakalım dedim bu rakam ne olmalı ve değişik teklifler geldi. Değişik tekliflerin sonunda 10 bin Euro'dan 6 bin Euro'ya bunu çektik. Almanya genelinde 2 bin 500'ü aşkın STK'mız faaliyet gösteriyor. Gerek buradaki kardeşlerimizin gerek bu sivil toplum örgütlerimizin birlik içinde, dayanışma içinde olmalarını sorunların aşılmasında hayati önem olarak görüyoruz. Sizin buradaki birliğiniz Almanya için de, Türkiye için de çok büyük bir imkandır. Hem iki kültürü tanıyan, hem Almanca'yı hem Türkçe'yi hatta hatta İngilizce'yi konuşabilen insanlarımızın Almanya'da, Türkiye'de büyük katkılar sağlayacağına inanıyorum."

"TÜRKİYE İLE BAĞLARINIZI KOPARMAYIN"

Burada yaşayan vatandaşlara, Türkiye ile bağlarını koparmamaları ricasında bulunan Erdoğan konuşmasını, "Özellikle de gençlerimizin, çocuklarımızın dillerine, kültürlerine, köklerine yabancılaşmalarına lütfen müsaade etmeyin. Sizler Avrupalı Türklersiniz. Yarın Türkiye AB'nin bir üyesi olduğunda Türkiye'ye rehberlik edecek, yol gösterecek olan sizlersiniz. Yaşadığınız ülkeye entegre olurken, o ülkenin dilini en iyi şekilde konuşurken özünüzü, öz kültürünüzü, öz vatanınızı unutmayacağınızı biliyorum. Bunun demokratik mücadelesini hep birlikte veriyoruz, vereceğiz. Her meselenizde yanınızda olmaya devam edeceğiz. Türkiye'de sizin gurur duyacağınız bir ülke inşa ederken, Almanya'da huzur ve emniyet içinde yaşamanız için üzerimize düşeni hakkıyla yerine getireceğiz. Almanya hükümetine yaptıkları ve yapacakları için şimdiden teşekkür ediyorum" sözleriyle sonlandırdı.

Erdoğan konuşmasının sonunda bulunduğu podyumdan kendisini dinleyenlere çiçek dağıttı. - BERLİN

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Dünya

Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Almanya Dünya Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title