Başbakan Erdoğan, Almanya'ya Gitti...(1)

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, başörtülü öğrencilere üniversite affı konusunun hükümetle birinci derecede ilgili olmadığını belirterek, "Şu anda gündemimizde böyle bir konu yok. Bunun YÖK tarafından olgunlaştırılması gerekir" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile görüşmek ve Münih'te gerçekleştirilecek Güvenlik Zirvesi'ne katılmak üzere Frankfurt'a gitti. Hareketinden önce Esenboğa Havaalanı'nda bir basın toplantısı düzenleyen Başbakan Erdoğan, açıklamalarının sonunda gazetecilerin sorularını cevapladı. Erdoğan, üniversitelerde başörtüsü yasağını ortadan kaldıran Anayasa değişiklik teklifinin ardından gündemlerinde öğrenci affının olup olmadığının sorulması üzerine, gündemlerinde böyle bir konunun

olmadığını söyledi. Şu anda gündemlerinde sadece Anayasa değişikliğini 10. ve 42. maddelerde yapmak olduğunu belirten Erdoğan, "Bu konu birinci derecede bizimle ilgili değil. Bunun bir defa YÖK tarafından olgunlaştırılması gerekir. Bizim de şu anda gündemimizde olan böyle bir konu yok. YÖK, burada bazı tasarruflarda bulunur mu bulunmaz mı bilemem. Kanunla bu konuda bazı çalışmalar yapılır yapılmaz, bunlar daha sonra değerlendirilecek şeylerdir. Böyle bir adım şu anda gündemimizde olmadığı için cevap vermem

yanlış olur" dedi.

"KURUMSAL MUTABAKATI YÜZDE 70 MUTABAKAT SAĞLADIK"

Anayasa değişiklik teklifine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Başbakan Erdoğan, çalışmanın dün Meclis'te başladığını hatırlattı. "Temenni ederim ki bu müzakereler kızlarımızın mağduriyetinin giderilmesi için geleceğe yönelik önemli bir açılım sebebi olur ve bundan mağdur olan kızlarımız da bu mağduriyetlerinin giderildiğini görürler" diyen Başbakan Erdoğan, parlamento içinde daha geniş bir mutabakatla bu işin olmasını arzu ettiklerini söyledi. Türkiye'de toplumsal mutabakatın büyük ölçüde olduğuna

işaret eden Erdoğan, kamuoyu araştırmalarında bunun yüzde 75 olarak ortaya çıktığını kaydetti. Parlamentodaki siyasi partiler arasındaki mutabakatı 'kurumsal mutabakat' olarak nitelendirdiğini anlatan Erdoğan, geçtiğimiz dönem bu mutabakatın sağlanamadığını ancak bu dönem yüzde 70 civarında parlamento içi bir kurumsal mutabakatın söz konusu olduğunu vurguladı. Erdoğan, bu kurumsal mutabakatın aynı zamanda dışarıdaki kurumlar içinde de yayılmasının söz konusu olduğunu ifade ederek, bir adımın bu şekilde

atıldığını, bunun milletin bir beklentisi olduğunu kaydetti. Erdoğan, bu adımın hayırlı bir sonla neticelenmesini arzu ettiğini de dile getirdi.

"AZAMİ MUTABAKATLA YOLCULUK SÜRECEK"

Başbakan Erdoğan, YÖK Yasası'nın ek 17. maddesinde yeni bir değişiklik düşünülüp düşünülmediğinin sorulması üzerine ise, ek 17. maddenin de bu çalışmanın içerisinde olduğunu ancak önce Anayasa değişikliğinin, ardından kanun çalışmasının gündeme geleceğini bildirdi. Erdoğan, DSP lideri Zeki Sezer'e kendisini ziyareti sırasında da "Siz de bu mutabakat içerisinde yerinizi alın, ama bizden şu anda Anayasa çalışmamızı ertelememizi beklemeyin. Çünkü bu konuda artık adımlar atılmıştır" dediğini hatırlattı. Bu

konuyla ilgili geri adım atmalarının mümkün olmadığını kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Kendilerine 'Kanunla ilgili noktada yardımcı olabilecekseniz burada herhangi bir değişiklik olabilir, ilave olabilir, beğenmediğiniz bir konuyla ilgili katkıda bulunacaksanız seve seve memnuniyetle müzakere eder, mutabakatı daha da genişletebiliriz, geliştirebiliriz' dedim. Ama temin edilemedi, çünkü dün akşamki müzakerelerde bunu gördük. Ancak bu ziyaretler en azından bir ilişkinin altyapısını teşkil etmektedir. Bunlar güzel şeylerdir. Demokrasi içinde bunlar olabilir, ama illa mutabakat yüzde 100 olur

mu, yok. Bunun derecesi olur. Az olur, çok olur, orta olur, tamamen olur. Şimdi azami bir mutabakat var. Bununla da bu yolculuk devam edecek."

BAROLAR BİRLİĞİ VE ÜNİVERSİTELERARASI KURUL'A SERT ÇIKTI

Erdoğan, bir gazetecinin sorusu üzerine başörtüsü düzenlemesine tepki gösteren Üniversitelerarası Kurul ile hafta sonunda tepkilerini ortaya koymaya hazırlanan Türkiye Barolar Birliği'ne de sert çıktı. Erdoğan, Üniversitelerarası Kurul ve Barolar Birliği'nin Türkiye'deki ne tüm öğretim üyelerini temsil ettiğini ne de tüm avukatları temsil ettiğini söyledi. Erdoğan, tepkisini şu sözlerle dile getirdi:

"Yani Barolar Birliği'nin yönetimi olumsuz bir yaklaşım gösterebilir. Bu demek değildir ki tüm Türkiye'deki avukatlar olumsuz bir yaklaşım içerisindedir. Üniversitelerarası Kurul olumsuz yaklaşım içinde olabilir. Bu demek değildir ki rektörler ve öğretim üyeleri olumsuz yaklaşım içerisindedir. Kimsenin iradesine kimse ipotek koyamaz. Kaldı ki burada aslolan milletin kendisidir. Millet adına konuşma yetkisi bu kurumlarda değil, millet adına konuşma yetkisi aslında parlamentodadır. Parlamentoda yazıyor

'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' diye. Burada ise kendi kurumlarında tüm öğretim üyelerini temsil etmedikleri gibi sadece kendileri adına konuşuyorlar. Kendilerini destekleyenler vardır. Biz onlara da saygı duyarız, ama bu tamamen oradaki o kurumun üyelerini temsil ediyor anlamına gelmez. Ne Barolar Birliği ne de Üniversitelerarası Kurul'da. Bu da işin bir gerçeğidir. Yani bir şeyleri de unutturmak noktasına gelmemek lazım. Daha geniş boyutlu düşünmek lazım. Çünkü olay bu kadar dar çerçeve

içerisinde değil. Bizim kurumlardan kastettiğimiz şey; millet adına parlamento içinde bulunan siyasi partilerin tavrıydı. Burada da mutabakat büyük ölçüde var."

TÜSİAD'A CEVAP

Başbakan Erdoğan, gazetecilerin "Hükümetin başörtüsü düzenlemesi nedeniyle AB ve ekonomiyi geri plana çektiği eleştirileri var. Bu eleştirileri nasıl karşılıyorsunuz?" sorusu üzerine de, üstü kapalı olarak TÜSİAD'a cevap verdi. Hükümet olarak asla bir konuya kilitlenmediklerini, böyle bir durumun hükümeti bitireceğini ifade eden Erdoğan, bir hükümetin bütün organlarıyla çalıştığını söyledi. AK Parti hükümetinin de bunu başardığını dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:

"Bunu başardığımız için Mayıs-Haziran ekonomik krizi bizi ciddi manada etkilememiştir. Şimdi de dünyadaki kriz bizi ciddi manada şu ana kadar etkilememiştir. Biz dersimize iyi çalışıyoruz. Bütün bakan arkadaşlarım ve teknokrat arkadaşlarım çalışmalarını gayet iyi sürdürüyor. Türkiye'deki başörtüsüyle ilgili sorun o da gene sorumluluk mevkiinde olan iktidar partisi ile muhalefet partisinin beraber yürüttüğü bir olaydır. Bu dayanışma ile yürütülmektedir. Bunun hiç ekonomimize ters bir yanı söz konusu

değildir. Bu konuda görevimizi iyi biliyoruz. Dersimizi iyi çalışıyoruz. Ama bu konuda herhangi bir şeye gücü yetmeyenler gelip de, 'Efendim işte başörtüsü öne geçti, ekonomik durum bırakıldı, unutuldu'. Asla böyle bir şey söz konusu değil. Ekonomide bütün parametreler bu yıl içinde çok olumlu şekilde başlamıştır, olumlu şekilde devam edecektir. Bundan da kimsenin endişesi olmasın."

(DA-CC-CC-Y)

Haberler