Haberler

Başbakan Davutoğlu Canlı Yayında

Başbakan Ahmet Davutoğlu, İpek-Koza Grubu'na kayyum atanmasına ilişkin, "Bu bir hukuki süreçtir.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, İpek- Koza Grubu'na kayyum atanmasına ilişkin, "Bu bir hukuki süreçtir. Hükümet bir seçim hükümetidir. Hükümetin doğrudan müdahil olması söz konusu değil. Yargı, hukuki bir süreç işletiyor. Buna itiraz yapılacaksa yine hukuki yollarla yapılmalı. Ama buradan hareketle Türkiye'yi ilzam edecek, Türkiye'yi dünyaya kötü gösterecek bir tutum içine girmenin bir karşılığı yoktur" dedi.

Davutoğlu, Kanal 7 ve Ülke TV'de ortak yayınlanan "İskele Sancak Özel" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Koza-İpek Grubu'na yönelik kayyum atanması ve bunun üzerinden başlatılmak istenilen "Basın özgürlüğü" tartışmasına ilişkin soruya Davutoğlu, "Başından itibaren bu konularda tutumumuz son derece açık oldu. Bu hukuki bir süreçtir. Çok net söylüyorum hükümetimizin bu konuda herhangi bir müdahalesi olmamıştır, müdahil olmayı düşünmedik, doğru da görmedik. Hakuki bir süreç işliyor" karşılığını verdi.

Türkiye'yi zan altında bırakacak, baskı uygulayarak, varsa, gayrikanuni işlere kılıf hazırlayacak her eylemin, her yaklaşımın yanlış olacağına vurgu yapan Davutoğlu, "Basın özgürlüğü konusunda Türkiye'de nasıl bir serbestiyet olduğu herhalde, bizlere, Cumhurbaşkanımıza, AK Parti'ye, bana şahsen yapılan hakaretleri, basında, şu seçim kampanyasında her halde herkes görüyor. Herkes fikrini özgürce ifade ediyor" diye konuştu.

Davutoğlu, hiç kimsenin hukuki süreçlerden azade olmadığının altını çizerek, şöyle devam etti:

"Nasıl siyasiler hukuki süreçlerden azade değillerse, gerektiğinde hesap vermek konumundaysalar -ki hepimiz öyleyiz- nasıl iş adamları ya da her hangi bir vatandaş, yanlış bir iş yapıyorsa, bir şekilde yargıya hesap veriyorsa, silahlı kuvvetler mensupları, birtakım iddialar da mesnetsiz olmasına rağmen nasıl gittiler hesap verdiler ve sonra hukuki süreç bir noktaya geldi ve konuyla ilgili olmayanlar da serbest bırakıldı. Aynı şekilde gazeteciler de hukuk karşısında eşit, diğer meslek grupları da eşittirler. Onlar da gazetecilik eylemleri dışında, yanlış işlere girmişlerse, onun hesabını verirler. Dolayısıyla bu konuyu bu şekilde ele almak lazım. Bu bir hukuki süreçtir. Hükümet bir seçim hükümetidir. Hükümetin doğrudan müdahil olması söz konusu değil. Yargı, hukuki bir süreç işletiyor. Buna itiraz yapılacaksa yine hukuki yollarla yapılmalı. Ama buradan hareketle Türkiye'yi ilzam edecek, Türkiye'yi dünyaya kötü gösterecek bir tutum içine girmenin bir karşılığı yoktur."

Ekonomi çevrelerinin, seçimin nabzı konusunda nasıl bir hava yansıttıklarına ilişkin soru üzerine Davutoğlu, İstanbul'da tüm organize sanayi kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri, Türkiye'deki iş dünyasının önemli isimleri ve B20 bazında çalışan iş adamları ile bir araya geldiğini hatırlatarak, "Kritik bir süreçten geçiyoruz. Biz onlara kendi perspektifimizi anlatıyoruz" dedi.

"Gelişmekte olan ülkeler arasında en iyi performans sergileyen ülkelerden biriyiz"

Davutoğlu, Türkiye'nin, küresel ekonomik krizin yaşandığı bir dönemde, ekonomik kalkınmasını devam ettirmek zorunda olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugün gördüğümüz sorun, bir ekonomik sorun değil, bir siyasal sorun da değil sadece. Bir ekonomik-politik sorun var dünyada. Türkiye'ye de yansıyabilir. Siyasal anlamda belirsizlikler, ekonomik sorunların derinleşmesine yol açıyor. Ekonomik sorunların derinleşmesi, siyasal alanda belirsizlikleri artırıyor. O zaman bizim yapmamız gereken, siyasal alandaki belirsizlikleri asgariye indirip, ekonomik alandaki sorunları, doğrudan noktasal olarak çözmek. Onun için iş dünyasına özellikle 1 Kasım seçimleri sonrasında ve bugün Türkiye'nin küresel şoklara, ekonomik şoklara dirençli olduğu, mali disiplin ve parasal politikalar itibarıyla, bankacılık sistemimiz itibarıyla hiçbir risk unsurunu bugün barındırmadığımız, aksine risk algısının gittikçe düştüğünü -48 baz puan düştü son haftalarda bildiğim kadarıyla- dolar karşısında Türk parası değer kazandı, birçok pozitif göstergeler var, sanayi üretimi arttı ağustos ayında. Bütün bunların da ortaya koyduğu şekliyle Türkiye dış şoklara karşı dirençli hamd olsun. Gelişmekte olan ülkeler arasında en iyi performans sergileyen ülkelerden biriyiz. Hükümetimiz, geçici bir hükümet olarak görülmesine rağmen, seçim hükümeti olması bağlamında."

"Yapısal reformlara ihtiyaç var"

Davutoğlu, Türkiye'nin demokratik ve ekonomik istikrarı birlikte sağlaması gerektiğine vurgu yaparak, "Biri olmadığı zaman diğeri etkileniyor. Demokratik istikrar olmadığı zaman ekonomi bozuluyor. Ekonomik istikrar olmadığı zaman demokrasiyi sürdürmekte zorlanıyorsunuz" yorumunu yaptı.

Türkiye'nin hem siyaset hem de ekonomi alanında, "yapısal reformlara" ihtiyacı olduğunu belirten Davutoğlu, "Bunları iş dünyası ile paylaştık. Genel yaklaşımı da olumlu görmekten memnun olduk" dedi.

"2 Kasım sabahı tek parti ya da koalisyon sonucuna göre söyleyeceğiniz ilk söz ne olacak" sorusu üzerine Davutoğlu, balkon konuşmasında ortaya çıkan sonuca göre ifadelerde bulunacağını dile getirdi.

"İnsan gücümüzü artıracağız"

Tek başına iktidar olacaklarına inandığını vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Şunu ifade etmek istiyorum; Türkiye'nin doğalgazı, petrolü yok. Başkasının böyle diğer ülkelere yaptığı gibi milyarlarca, bazen yüz milyarlarca avro verecek, bizi çok seven, bizim için bunları feda edecek ülkeler grubu da yok. Türkiye'nin güvenmesi gereken iki şey var; bir, insanımız iki, demokrasimiz. İnsanımızın gücünü artıracağız, iyi yetiştireceğiz, niteliksel anlamda güçlendireceğiz, demokrasimizi koruyacağız. Özgürlükleri, demokrasiyi koruyacağız ve dolayısıyla tek başımıza iktidar olduğumuzda da bu iki güç kaynağımıza hitap eden bir mesaj vereceğim."

Davutoğlu, ciddi bir oy oranına, milletvekili sayısına ulaşılması halinde de sivil anayasa için hemen harekete geçeceklerinin altını çizerek, şöyle konuştu:

"Ulaşmasak da Meclis'te bulunan partilere çağrıda bulunacağız, 'Gelin sivil anayasa yapalım. Artık yeter darbe anayasalarına karşı tutumunuz'. Sonra da yapacağımız birçok reformlar var. Bunları zaten beyannamede vurguladık. Tek tek sorunları çözeceğiz. Şeffaflık yasası, imar yasası... Bu verdiğimiz sözleri yerine getirecek olan yasal düzenlemeler. Bütün bunlar, ilan ettiğimiz, 25 öncelikli dönüşüm programı içinde yer alan eylemlerin bir an önce gerçekleşmesi. 1350 eylem. Yapılan reformlar, Alevi vatandaşlarımızın sorunu ile ilgili söz verdiğimiz, cemevlerinin hukuki statüsü de dahil olmak üzere bu sorunlara çözüm bulucu adımlar... Hepsini birer birer hayata geçireceğiz."

Davutoğlu, "Ama önce yapılacak şey bütçedir. Şu anda bütçeyi hazırladık ama Meclis olmadığı için bu bütçe ister istemez kadük olacak. Meclis çalışmadığı için. Eğer biz iktidar olursak -ki inşallah öyle olacak- aynı bütçeyi resmen Meclis'e sunmak için gerekiyorsa bazı revizeler yapabiliriz ama Meclis'e bütçeyi sunacağız" ifadesini kullandı.

(Bitti)

Kaynak: AA / Güncel

Ahmet Davutoğlu Türkiye Kanal 7 Koza Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title