Haberler

Bakan Soylu, Çanakkale'de 'Evet' Oyu İstedi (2)

İÇİŞLERİ Bakanı Süleyman Soylu Çanakkale'de referandumda 'evet' oyu isteyip, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na yüklendi.

AK Parti Çanakkale Merkez İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen Barbaros Mahallesi Üye Buluşma Toplantısı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun katılımıyla yapıldı. Salonu dolduranlar ellerindeki Türk bayrakları ve AK Parti flamalarını sallayıp, 'Türkiye için evet, millet İçin evet' diye haykırdı. Bakan Soylu da elindeki türk bayrağını sallayarak salondakilere eşlik etti. AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, AK Parti İstanbul Milletvekili Harun Karaca, AK Parti Çanakkale İl Başkanı Yeşim Karadağ ve belediye başkanlarının da katıldığı toplantıda AK Parti Merkez İlçe Başkanlığı'nın tanıtım filminin gösterimi yapıldı. Toplantıda konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, salondaki ruhun alelade bir parti ruhu, bir siyaset anlayışı olmadığını belirterek, "Bu salondaki ruh 1915'i bütün ama bütün anlayışıyla kucaklayan bir ruhun kendisidir. Zaten burada olması gerekende budur. Çünkü önümüzdeki seçim alelade bir seçim değildir. 1915'de yazılan o kahramanlık destanı nasıl geleceği şekillendirmişse ve biz bugün nasıl hür ve özgür bir şekilde yaşayabiliyorsak, 780 bin kilometrekarede ay yıldızlı bayrağımızı nasıl dalgalandırabiliyorsak yani başımızdaki şu camiden semalara 'Allahuekber' denilen o ezan Muhammedi nasıl ulaşıyor ve o bizim bağımsızlığımızın, özgürlüğümüzün, kardeşliğimizin, tarihimizin ve geleceğimizin teminatı ise bugüne dek inancını, gücünü, kardeşliğini, yeniden hatırlatmış ve dünyaya göstermişse işte bizleri buraya taşıyan anlayışla, aynı ruh, aynı anlayışın kendisidir. Bugün elbette bu ülkenin içinde yaşadığımız meselelere bakarken tarihimiz hep birlikte görmek durumundayız. Şu Çanakkale Boğazı'na 1915'de gelen kara bulutları, o kara zihniyeti, bu ülkenin hatta bu Ortadoğu coğrafyasının her köşesinden gelen şehit ve gazilerimizin gayretleri ile nasıl püskürttüysek bugünde aslında ellerimizden ellerini boğazımızdan hiç çekmeyen bu karanlık zihniyete karşı aynı mücadeleyi şehitlerimizin torunları olarak vermek zorundayız. Biz onları Çanakkale'den kovduk. Ama hani bir deyim vardır ya, 'Kapıdan kovsan bacadan girer' misali, o gün mücadele ettiğimiz zihniyet aradan geçen 102 yıl boyunca asla pes etmemiştir. Hedefleri bu milletin iradesinin iş başına gelmemesini temin etmektir. İşte bunun için yıllardır, 'Ey millet siz bir devlet kurarsanız, iktidar olursunuz. Ama muktedir olamazsınız' diye bir anlayışı sürekli bizim üzerimizde tutmaya çalıştılar. Tek parti döneminde bu milleti vatandaş ve halk diye ayıran bu zihniyettir. Yıllar sonra AK Parti döneminde bu ısrarından vazgeçmeyen, 'Profesörle çobanın oyu bir midir?' diyen zihniyetle aynı zihniyetin ta kendisidir. Menderes döneminde 6-7 Eylül olaylarıyla beraber bu ülkeye fitneyi sokmaya çalışan zihniyette bu zihniyetin ta kendisidir. Aynısını 59 yıl sonra 6-7 Ekim olaylarıyla tekrarlayan zihniyet yine aynı zihniyetin ta kendisidir. Millet iktidarını bu ülkenin gelişmesinin birliğini, kardeşliğini, 'Ezan-ı Muhammedi'yi hazmedemeyip, 27 Mayıs'ta darbe yaptıran zihniyette bu zihniyetin ta kendisidir. Aynısını 15 Temmuz 2016'da tekrarlayan zihniyetle aynı zihniyetin ta kendisidir. 'Birinci boğaz köprüsünden kimse geçmez. Seyhan Barajı'nı köstebekler deler, yıkılır. Hayır, yapmayın' diyen, bu millete zenginliği, özgürlüğü, standardı yüksek bir hayatı çok gören 'Ancak bu milleti biz idare ederiz siz değil. Siz kimsiniz? diye, bize bazen kuru kalabalıklar, düşükler, kuyruklar, köylüler, başı açık, başı örtülü ayırıp, bu ülkeyi birliğini ve beraberliğini bu ülkenin geleceğini engellemeye çalışanlar bu zihniyetin ta kendisidir. Onlar için ilke yok. Onlar için yukarıdan aşağıya maddelere ve sımsıkı sarılmak zorunda oldukları gelenekleri, görenekleri, adetleri yok. Onlar için bir tek şey var. Birilerine yani bu ülkede Çanakkale harbinde, bu ülkenin bağımsızlığını kazanan bu büyük millete başkalarına uşaklık yaparak, zillet içerisinde yaşatmaktır" dedi.

KILIÇDAROĞLU'NA YÜKLENDİ

Muhalefete de yüklenen Bakan Süleyman Soylu, "Diyorlar ki, 'Biz yöneteceğiz.' Hadi, yönetin de görelim bakalım. Milletin oyu olmadan yönet de görelim bakalım. İşte yeni sistemi istememelerin sebebi o. Yeni sistem yüzde 50'nin üzerinde oy alırsan millet sana 5 yıl boyunca sana istikrarlı bir hükümet verecek. O yüzde 50'yi alabilmek içinde geleceksin, ter dökeceksin değil mi? Korkmayacaksın. Güneydoğu'ya gittiğinde 'Aman Türk Bayrağı olmasın sakın' diye oraya talimat verip, PKK'nın tasallutu altında miting yapmayacaksın. Kılıçdaoroğlu, korkarak yüzde 50'ye ulaşmazsın. Gelir, bugün onlarla beraber kol kola girersin. Yüzde 50'ye ulaşamazsın korkusu o. Sen yüzde 25 ile bu ülkeyi idare edeceksin öyle mi? Geçti o günler artık. Öyle bir şey kalmış değil. Bu memlekette bunu bundan sonra da gerçekleştirebilmek mümkün değildir. Efendim diyorlar ki, 'Bu nasıl olacak? Başbakan olmadan, Cumhurbaşkanı ile beraber olmadan böyle bir sistem yürür mü? Tamam razıyız. Aldık, kabul ettik. Sen Kılıçdaoğlu, yanına bir Kılıçdaroğlu daha al beraber gelip başkanlık yapın. Bir muhtar, iki muhtar olarak gelin muhtarlık yapın. Bir Belediye Meclis üyesi, iki Belediye Meclis üyesi. Böyle bir şey mümkün mü? Yani yeni sistemi öyle yerlerden vurmaya çalışıyorlar ki her yer e çare arıyorsun. Her yerde acaba biz bu eski Türkiye'yi nasıl ne şekilde yerinde tutarız. Kılıçdaroğlu, uzaya gitsen de çare yok. Millet kararını verdi"dedi. Bakan Soylu, şöyle devam etti:

"Bir muhalefet milletvekili kalkıp, diyor ki, "İşte o köyde terörle mücadele yapıyorsunuz. O köyde şehit olan evladımızı sormuyor. Gözü terörle mücadele ederken, ilk mücadeleyle karşı karşıya kaldığında karşı taraftan gelen hain kurşunla kör olan Özel Harekatçımızı sormuyor. Daha ötesi var. Daha ötesi Şanlıurfa Viran şehirde oradan çıkıp, o bombayla beraber sadece ve sadece kendisine süt vermek için annesinden izin alan 11 yaşındaki o sabiyi sormuyor. 'Terör ne oldu? O örgütteki adamlar ne oldu?' diye bana onun hesabını soruyor. Sen git onu Kandil'e sor. Bize sorma. Diyor ki 'Ben, Diyarbakır'da baro başkanlığı yaptım. O eski defterlerinin Diyarbakır'da ne olduğunu, Diyarbakırlılar iyi biliyor. Zaten sen doğru düzgün birisi olsaydın. Cumhuriyet Halk Partisi'nden Diyarbakır'da mebus seçilirdin de İstanbul'a gidip de başkasının hakkını almazdın. Senin Diyarbakır'da ne olduğunu, nasıl teröre hizmet ettiğini ve bu ülkede nasıl bir noktaya getirdiğini herkes biliyor. Buradan Kılıçdaroğlu'na çağrım var. Çok net ve açık bir şekilde partinizin içerisinde bulunan bu PKK sempatizanlarına izin vermeyin. Bu millet bunun hesabını sorar."

Referandumun önemine değinen Bakan Soylu, "İşte o 16 Nisan'da evet oyu çıktığı andan itibaren 60 darbesi de tarihin karanlıklarına gömülecek. 71'de, 80'de, 28 Şubat'ta, 27 Nisan'da, gezi olayları da, 17-25'de, 6-7 Ekim'de, 15 Temmuz'un o FETÖ haininin yaptığı da tarihe gömülecek. ve ülkem dolu dizgin yoluna devam edecek" diye konuştu.

Bakan Soylu, konuşmasının sonunda salondakilerden 16 Nisan'daki referandum oylaması için 'evet' oyu sözü aldı. Soylu ardından Bayramiç İlçesine geçti. - Çanakkale

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Cumhuriyet Halk Partisi Kemal Kılıçdaroğlu Süleyman Soylu Diyarbakır Politika Güncel Haberler

title