Haberler

Bakan Güler Trabzon'da

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Türkiye'nin Doğu-batı ve Kuzey-güney İstikametinde Giderek Bir Enerji Koridoru Haline Geldiğini, Uygulanan Projeler Sonucunda Avrupa Karşısındaki Öneminin Daha da Artacağını Söyledi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Türkiye'nin doğu-batı ve kuzey-güney istikametinde giderek bir enerji koridoru haline geldiğini, uygulanan projeler sonucunda Avrupa karşısındaki öneminin daha da artacağını söyledi.

Bakanlığına bağlı 8 genel müdürle birlikte katıldığı Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası'ndaki (TTSO) "Enerji Politikamız ve Bölgemizdeki Yeni Gelişmeler" konulu toplantıda konuşan Bakan Güler, Türkiye'nin şu anda 25 AB üyesi ülke arasında elektrik ve doğalgazı en ucuz kullanan birkaç ülkeden biri olduğunu dile getirdi. Bölgedeki işadamlarına da yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmaları çağrısında bulunan Bakan Güler, "Trabzonspor adına gelir sağlayacak bir enerji santrali yapılması" gibi ilginç bir de öneride bulundu.

Toplantının amacını "Türkiye'nin mevcut enerji potansiyeli ve yürütülen çalışmalar hakkında bilgi vermek, Karadeniz Bölgesi'ndeki sanayici ve yatırımcıları yeni enerji kaynak ve yatırımları hakkında bilgilendirmek ve bölgede fındık ve çay dışında yeni yatırım sahalarının varlığını göstermek" olarak açıklayan Bakan Güler, enerjinin sürekli gündemde olduğunu ve son yıllarda hükümetin ve bakanlığının gayretleriyle Türkiye'de de enerjinin gündemin ilk sıralarında bulunduğunu söyledi. Türkiye'nin dünyanın en büyük enerji projelerini bir arada yürüten sayılı ülkelerden biri olduğunu dile getiren Bakan Güler, Türkiye'nin rüzgarını, güneşini ve yeraltı kaynakları yeni keşfettiğini ve bu konudaki eksikliğin de hızla giderildiğini kaydetti.

"ENERJİ DİPLOMASİSİ"

Dünyada dış politikanın büyük ölçüde enerjiye bağlı olarak şekillendiğine ve bunun 'enerji diplomasisi' olarak adlandırıldığına işaret eden Bakan Güler, kendisinin her hafta bu konuyla ilgili olarak yabancı ülke büyükelçileri ve büyük şirketlerin yöneticileriyle görüşmeler yaptığını söyledi. Bulunduğu konum itibarıyla Türkiye'siz bir enerji denklemi olamayacağını savunan Bakan Güler, "Türkiye eskiden edilgen bir şekilde şartlara göre hareket ediyordu. Şimdi şartları bizler oluşturuyoruz. Bu durumu iyi görürsek, geleceğe dönük olarak yeni bir dünyayı oluşturuyoruz. Burada pozisyonumuzu almamız lazım" dedi.

Türkiye'nin enerji terminali ve koridoru programı hakkında da bilgi veren ve dünya petrol ve doğalgazının yüzde 70'inin Türkiye'nin doğusunda bulunan alanda yer aldığını dile getiren Bakan Güler, Türkiye'nin bu enerjiyi tüketen en büyük pazar olan Avrupa ile bu bölgenin arasında bir koridor işlevi gördüğünü kaydetti. Enerji koridoru söylemlerini laftan çıkararak icraata geçirdiklerini ifade eden Bakan Güler, bununla ilgili yapılan çalışmalarla ilgili şunları söyledi:

"Bu projelerden bir tanesi yüzyılın da projesi olan Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Projesi'dir. Bu günde 1 milyon varil petrol demektir. İkinci proje Şahdeniz Projesi'dir. Bu da Azeri doğalgazını taşıyor. Şahdeniz Projesi'ni temmuz ayında ilk kez Yunanistan'a doğal gazı verecek şekilde planlıyoruz, oradan da İtalya'ya gidecek. Azeri kardeşlerimizin gazı bu. Bunu Avrupa'ya ilettiğimiz zaman Avrupa da enerji bakımından bize bağlı olacak. Bizler cek-caklarla konuşmuyoruz. Bunları yaptık, bitti. Buna ilave olarak ayın 24'ünde Samsun-Ceyhan boru hattının temelini atıyoruz. Bunun önemi nedir? Bu proje İstanbul Boğazı'ndan geçen petrol yükünü azaltacaktır. Bu da hem fiyatların düşmesini sağlayarak petrol ticaretini etkileyecek hem de boğazdaki tehlikeleri azaltacaktır."

"CEYHAN'DA ENERJİ BORSASI KURULABİLİR ÖNERİSİ"

Ceyhan bölgesinin Türkiye'nin enerji merkezi olacağını ifade eden Bakan Güler, "Rotterdam Avrupa'nın bir petrol merkeziydi. Şimdi Ceyhan'ı onun gibi bir merkez yapıyoruz ve Türkiye'nin önemi enerjide daha da artıyor. Bunlar lafla değil projeler gerçekleşerek oluyor. Bu gerçekleştiğinde Ceyhan'a bir enerji borsası da kurulabilir. Nabucco Projesi de Türkiye'nin en büyük kozlarından bir tanesi olacak. Hem bu hat boyunca sıralanan 5 ülke hem de Balkan ülkeleri enerji konusunda tekrar bizlerle etkileşim içinde olacak ve Avrupa enerji kaynaklarını üçten dörde çıkartacak. Türkiye'nin önemi daha da fazla artacaktır. Biz AB'ye girmek istiyoruz, ama Avrupa da Türkiye'nin bu özelliğinden dolayı ülkemizin ağırlığını çok daha fazla hissediyor. Bir diğeri de Mısır'dan gelip Suriye üzerinden Kilis'e gelecek olan doğalgazdır. Eskiden doğalgazda sadece Rusya'ya bağımlılıktan bahsediyorduk. Şimdi kaynakları çoğaltarak bütün yumurtaları bir sepete koymamış olacağız. Bu çok önemli. Bir de Irak'tan gelecek olan doğalgaz meselesi var. Görüşmelerimiz sürüyor. Bu projeler Türkiye'yi hem doğu-batı hem de kuzey-güney yönünde çok önemli bir koridor konumuna getirmiş oluyor" diye konuştu.

Elektrik projelerinden de bahseden Bakan Güler, "Türkiye'nin elektriği ile Avrupa senkronize olacak şekilde projeler geliştiriyoruz. Saat farkından dolayı pahalı elektriği Avrupa'ya satıp, oradan ucuz elektrik almamız da mümkün olacak. Türkiye enerji konusunda bir enerji koridoru haline geliyor. Afrika ülkeleri de bizden faydalanmak istiyor" şeklinde konuştu.

Yeni stratejik enerji hedefleri hakkında açıklamalar yapan Bakan Güler, "Ya kaynak coğrafyası olacaksın ya da geçiş yolu. Enerji kaynaklarımızı araştırıyoruz. İthalatçı pozisyondan ihracatçı pozisyona geçişimiz var" dedi.

"HÜKÜMETİN ENERJİ POLİTİKASI"

Enerji politikalarının uygulamalarından da bahseden Bakan Güler, "Uzanlar'ın kanun dışı uygulamasına son vermeseydik bu uygulama 2058 yılına kadar kanunsuz bir şekilde devam edecekti. Uzanlar'dan 11 baraj ve 43 trafo merkezini geri aldık. Bunlar milletin malıydı. 5'i ısınma amaçlı 4'ü de sanayi kurumlarında olmak üzere 9 ilde doğalgaz vardı. bunu 47'ye çıkardık bu yıl sonunda 60'a çıkacak. 18 yılda 9 vilayetten 5. yılda bunu 60 çıkarıyoruz. Göreve geldiğimizde Bulgaristan'dan elektrik alıyorduk bunu kestik. Artık Irak, Suriye, Gürcistan ve Nahcıvan'a elektrik veriyoruz. Verilen maden ruhsat sayısı 5500'lerden 17 binlere çıktı kanundaki değişiklikten sonra. Elektriğe de zam yapmadık, indirim yaptık. Elektrikte yerli kaynak kullanımı yüzde 38 idi. Biz bunu yüzde 45'e çıkardık. Dış kaynak kullanımını da yüzde 62'den yüzde 55'e indirdik. Kayıp kaçakla mücadelemiz sürüyor. 1 milyon 100 binin üzerinde kaçak yakaladık. Kayıp kaçak oranı yüzde 25'lerden yüzde 15'e düştü. Bu kayıpların yüzde 8-9'u teknik kayıptı. Şimdi hatlar yenileniyor ve kayıp oranı daha da düşecek" diye konuştu.

Enerji fiyatları ile enflasyon arasındaki bağıntıyı da açıklayan Bakan Güler, "Enerji fiyatları artınca enflasyon da artar. Bizim dönemimizde enerji fiyatları düşünce enflasyonda da düştü. Zam yapmayışımızın sadece sanayiye katkısı 7 milyar dolar oldu. Konut sektörüne ise 3.5 milyar dolar katkı sağladı. Bu, her eve günde 5 ekmek katkı demektir. Türkiye elektrik ve doğalgazı AB üyesi 25 ülkenin ortalamasının çok altında bir fiyatla kullanıyor. Bir ara dünyanın en pahalı elektrik ve doğalgazını kullanıyorduk. Bu yüzden de yatırımcılar Bulgaristan ve Romanya'ya kaçıyordu. Ama uygulamalarımız sonucunda en ucuz enerji kullanan ülkeler arasındayız. Şimdi 20 milyar dolarlık yeni yabancı yatırım geliyor. Pahalı enerji olsa gelmezler" şeklinde konuştu.

Yerli enerji kaynaklarının ekonomiye kazandırılması için de çalışmalar yapıldığını ifade eden Bakan Hilmi Güler, yapılan kömür araştırma çalışmaları sonucunda 16 milyar dolar değerinde 800 milyon tonluk bir kaynak bulunduğunu ve kömür arama seferberliği başlatıldığını söyledi.

Konuşmasının son kısmında salondaki Karadenizli işadamı ve sanayicilere seslenen Bakan Güler, Karadeniz Bölgesi'nin yenilenebilir enerji kaynakları açısından büyük bir potansiyeli bünyesinde barındırdığını belirterek, yatırımcıları bu alanlara yatırım yapmaya çağırdı. Bakan Güler, "970 projenin 196'sı Trabzon'da ve bu projelerin 30'una kazma vuruldu. İşadamlarına bu alanlara yatırım üretilen enerjinin 10 yıllık alım garantisi bulunuyor. Ekonomide hangi malın 10 yıllık müşteri garantisi var" dedi.

"TRABZONSPOR İÇİN DE BİR SANTRAL KURALIM"

Bakan Güler'in, Trabzonspor için de gelir sağlayacak bir santral kurulması teklifi salonda bulunanlardan alkış aldı. Karadeniz Bölgesi'nin başta su olmak üzere yenilenebilir enerji kaynakları açısından ciddi bir potansiyele sahip olduğunu kaydeden Bakan Güler, bölgenin rüzgar jeotermal enerjisi de üretilebileceğini söyledi. Trabzon bölgesinin maden bakımından da çok önemli potansiyeli bulunduğunu dile getiren Güler, "Trabzon'da endüstriyel mineraller var. Ayrıca altın, kurşun, çinko ve bakır da çok önemli bir yekün teşkil ediyor. Allah Trabzon'a tabiat güzelliği kadar yeraltı zenginliklerini de verdi. Bunları çok iyi bir şekilde değerlendirmemiz lazım. Türkiye'yi artık eskiden olduğu gibi Ankara'dan yönetmiyoruz. Yatırımcıların ayağına geliyoruz. Türkiye'de su konusunda 20 milyar dolarlık bir enerji piyasası var. Petrol ve doğalgaz fiyatları arttıkça yenilenebilir enerji kaynaklarının değeri de artıyor. Elbirliği yapalım ve bu yatırımları burada yapalım. Siz de ömür boyu gelir kazanmış olun. Fındığın ve çayın dışında gelir kazanmış olun. Bu konuda mühendislerimizi de hizmetinize verelim. Ben de bir mühendis olarak sizin hizmetinizdeyim" şeklinde konuştu.

Karadeniz'deki petrol arama çalışmaları hakkında da bilgi veren Bakan Güler, temkinli konuşarak, "Karadeniz'deki petrol araması doğal gazla birlikte yoğun bir şekilde devam ediyor. Beklentilerimiz oldukça yüksek. Ancak matkabın ucu delmeden 'var ya da yok' demiyoruz. Çalışmalarımız devam ediyor" dedi.

Çeşitli tartışmalara konu olan ve aralarında Sinop'un da bulunduğu yerlerde nükleer santral kurulması çalışmalarına da değinen Bakan Güler, nükleer enerjinin çok önemli bir enerji kaynağı olduğunu ve bu konunun çok çarpıtıldığını söyledi. Bakan Güler, dünyanın gelişmiş birçok ülkesinde enerji ihtiyacının nükleer enerjiden elde edildiğini dile getirerek, nükleer santrallerle tarım ve yerleşim alanlarının iç içe bulunduğu gelişmiş ülkelerden çeşitli misaller verdi.

Türkiye'nin enerjide dışa bağımlığını azaltmak için şimdiden tedbir almaya başladıklarını kaydeden Bakan Güler, petrol ve doğal gaz arama çalışmalarına da ağırlık verdiklerini ve Karadeniz'in dibinde bulunan zengin hidrokarbon/metan kaynaklarıyla ilgili bir araştırma grubunun da kurulduğunu söyledi.

(MU-ÖS-CC-Y)

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title