Bakan Ekren: "Operasyon Halinde Iraklılar İçin Değil, Teröre Destekleyenlere Karşı Tedbir Alınacak"

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, Kuzey Irak'a operasyon halinde alınacak ekonomik tedbirler hakkında, "Özellikle sınır ötesi operasyonda Kuzey Irak halkını, vatandaşını mağdur etmek değil, ama doğrudan doğruya teröre destek veren, onlara ivme kazandıran, faaliyetler konusunda tedbirler alınacak" dedi.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın (İMKB) yeni başkanı Hüseyin Erkan'ı ziyaretinin ardından Etiler Akmerkez'deki Türkiye Bankacılar Birliği'ne geldi. Bankalar Birliği yöneticileriyle bir araya gelen Bakan Ekren, Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince ile birlikte görüşme öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Devlet Bakanı Nazım Ekren, Bankalar Birliği yöneticilerinin Ankara'da yaptığı ziyaretin ardından kendilerine ziyarette bulunduklarını belirterek, "2006 yılı sonu itibariyle bankacılık sektörünün Türk finansal sektörü içindeki payı yüzde 87.8 yani yüzde 88. Bankacılık sektörünün gayri safi yurt için hasıla oranı da ortalama yüzde 86. Bu sektör finansal hizmetler sektörü içerisinde önemli bir yere sahip. Milli gelir içinde son gelişmeleri göz önüne alırsak oldukça büyük bir orana sahip. Ama üzerinde

durulması gereken en önemli konu, onu da tartışcağız, Lüksemburg hariç Avrupa Birliği'ne (AB) üye ülkelerin bankalarının oradaki bankaların gayri safi yurt içi hasılaya oranı yüzde 319-320. Bundan dolayı, sektörün önündeki engelleri kaldırarak, idari ve finansal yönde sağlamlaştırıcı bir çerçevede yeniden uygulamaya koyarsak biz de ciddi bir potansiyele sahip oluruz" dedi.

Bakan Ekren, 2001 yılında yaşanan krizden sonra bankacılık sektöründe önemli bir konunun da toplam kredilerin toplam aktiflere oranının giderek artması olduğunu hatırlatarak, devletin mali baskınlığının zaman içinde azalması, bankaların artık özel sektörle daha yakın bir ortamda karşı karşıya gelmesi ve bu sürecin devamıyla ilgili Bankalar Birliği'nin görüşünü almak istediklerini belirtti. Böyle bir süreçte bile krediler artarken aktif kalitenin iyileştiğinin gözlemlendiğini aktaran Nazım Ekren, "Bu

sorunu tedavi etmeye başladığımızın da önemli bir göstergesi. Yeni yasa ve kanunları da buradaki görüşmemizde ele alacağız. Bankacılık Kanunu da burada değerlendireceğiz. Bankacılardan alacağımız görüşleri de değerlendireceğiz" diye konuştu.

Bakan Ekren, Devlet Bakanı Mehmet Şimşek'in cari açıkla ilgili yaptığı açıklamalar hakkındaki değerlendirmelerinin sorulması üzerine ise şöyle konuştu:

"Cari açıkla ilgili geçtiğimiz haftalarda yaptığı açıklamalarla ilgili biz de açıklama yapınca yanlış anlaşılmalar oldu. Ne söylediği, ne ifade ettiği konusunda kendisiyle görüşmeden bir şey söylemek istemiyorum. Cari açıkla ilgili konjöktör değişmediği sürece hükümetin tavrında herhangi bir değişiklik yok. Türk ekonomisi değişim ve dönüşüm sürecinde. Bu açıdan etkin bir yönetim yapmak istiyoruz. Ancak yine de Bankacılar Birliği ile yaptığımız görüşmeyi önümüzdeki günlerde reel sektörle de yapacağız.

Bunun reel tarafını da tartışacağız."

Sınır ötesi operasyon halinde alınacak ekonomik tedbirler hakkındaki görüşleri de sorulan Bakan Ekren, "Tezkere çıktından sonra hükümet olarak basın bildirisi yaptık. Terörle mücadeleyle ilgili diplomatik, siyasi, ekonomik, askeri, kültürel en uygun birleşimi bulup, arzu ettiğimiz sonuçlara ulaşmak için bunları nasıl kullanırız onu açıladık" ifadelerini kullandı.

Bakan Ekren, Güneydoğu ziyareti ve sebepleriyle ilgili olarak da şu açıklamalarda bulundu:

"Ziyaretin asıl sebebi Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) benim Bakanlığıma bağlandı. Daha önce planlamış bir ziyaretti. Bunu projeyi yerinde incelemek, yapılanları orada görmek için bu ziyaret yapıyorum. Dokuz ili belirlenen bir programla gezeceğiz, Siirt'i de gezeceğiz. Burada temel amacımız devletin ve özel sektörün zaman, mekan ve kaynak ayırarak şu ana kadar gerçekleştirdiği aşamaları yerinde görüp etkinliğini artıracak şekilde sonuçlandırmak, hayata çabucak geçirmek için neler yapılabilir onu görmek,

bu bölgedeki ekonomik imkanların herhangi bir nedenle zaafa uğramasından daha çok kalıcı hale gelmesini sağlayacak tedbirler uygulamak. Özellikle sınır ötesi operasyonda sadece Kuzey Irak halkını, vatandaşını mağdur etmek değil, ama doğrudan doğruya teröre destek veren, onlara ivme kazandıran, faaliyet konusunda tedbirler alınacak. Türkiye'nin başka bölgedeki ekonomik ve sosyal anlamda geri kalmışlık var. Güneydoğu Anadolu Projesi'nin tamamlanması bu birikimi, bu tecrübeyi gördükten sonra ülkenin her

tarafında da ihtiyacı olan bölgelere benzer uygulamaların yapılması amaçlanmaktadır."

Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince ise, Bakan Ekren'in bugüne kadar gelmiş bakanlar arasında kendilerine en yakın isim olduğunu belirterek, "Ortak paydamız Türkiye'nin özellikle çok büyük güçlükler ve büyük mali portföyün üstesinden gelerek gerçekleştirdiği bankacılık reformu sonucu bu sektör, yani ekonominin kalbi diyebileceğimiz sektöre en uygun şekilde çalımde azalması, bankaların artştırma, büyütme ve geliştirme çabasıdır. Biz yalnız İstanbul'un bir finans merkezi olması

gibi bir ifade değil, Türkiye'de liberal hayatta özellik serbest piyasa ekonomisinin gelişmesini istiyoruz" dedi.

Türkiye'nin çok büyük güçlerinden birinin de mali sektördeki oluşum olduğunu kaydeden Özince, "En donanımlı sektör biziz. İnşallah yeni hükümetin katkılarıyla daha da ileri götüreceğiz. Ne yazık ki 2007 yılı, yılın önemli bir bölümü iç ve dış gelişmeler daha ziyade siyasi istikrarsızlıklar nedeniyle sektörü geçmiş yıllardaki gibi büyümesini mümkün kılmamıştır. Buna karşın Haziran ayı bilançolarında Türk bankaları fevkalade performans göstermiştir. Eylül ayı bilançolarıyla ilgili şu ana kadar 1 bankanın

açılaması var. Dolayısıyla sektörle ilgili bir değerlendirme yapmaya gerek yok. Dünyada bankacılık sürecinin bu kadar yaygın olduğu bir ortamda açıklanan ve açıklanacak olan bilançoların yatırımcıların kalitesine baksınlar. Açıklanan bilanço bence fevkalade. Türk bankalarının bugün yaygın olarak dünyanın en gelişmiş bankalarından 2 katı sermaye yeterliliği vardır. Basel 2'yi şeklen geciktirdik ama bütün kuralları yerinde uygulanmaktadır. Türk bankalarının 2007 yılında fevkalade gelişim gösterdi. Yıl

sonunda göreceğiz. Ancak dünyanın bize benzer ülkelerinin pek çoğundan daha fazla gelişme gösterecektir. Yabancı yatırımcılar biraz daha detaylı düşünebilirlerse Türk bankaları hisse senedi almalarını tavsiye ediyorum" şeklinde konuştu.

"İlan edilen bilanço dahil Türk bankalarında aktif bir kötüleşme yoktur" diyen Özince, uluslararası piyasalarda bankalardan kaynaklanan dalgalanmalara da değinerek konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türkiye bu krizlerden etkilenmeyecek değil. Bunu olumlu bir etki haline çevirmek hedefimiz olacaktır. Olumsuz etkilenme muhtemelen Türkiye'ye yönelik krizlerin ve sermayenin gelir beklentilerini yükselmesi şeklinde olabilir. Bunu da fevkalade endişe verecek bir düzeyde olacağını düşünmüyorum. Türk bankacılık sektörünün henüz kredilendirme kapasitesi dahi kullanılmamıştır. Türkiye'de hala çok ciddi banka büyüme potansiyeli vardır. Fevkalade önemli reformlar gerçekleşti. Çok güçlü sermayedarlar sektöre

kazandırıldı. Yöredeki en büyük finansal sermaye ortaya çıkmıştır. Söylediğimiz olumsuz gelişmelere rağmen uluslararası değerlendirme yapanlar dahi 2008 yılında Türkiye'de bir yavaşlama olmayacağını söylüyor."

(EY-ED-ÖZ-Y)

Haberler