Bakan Çelik, Üniversitelerdeki Kontenjan Artırımını Değerlendirdi
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, YÖK'ün Üniversite Kontenjanlarını Artırma Yönündeki Kararını Desteklediğini Belirterek, Bu Kararın Yurt Kapasiteleri Bahane Edilerek Popülist Bir Yaklaşım Olarak Değerlendirilmesinin Doğru Olmadığını Söyledi.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, YÖK'ün üniversite kontenjanlarını artırma yönündeki kararını desteklediğini belirterek, bu kararın yurt kapasiteleri bahane edilerek popülist bir yaklaşım olarak değerlendirilmesinin doğru olmadığını söyledi. Telekulak tartışmalarına da değinen Çelik, kendisinin dinlenme gibi bir endişesi olmadığını, izin alınmadan, mahkemelerden karar alınmadan illegal bir şekilde kim dinlenirse dinlensin buna kesinlikle karşı olduklarını kaydetti.
Bakan Çelik, Uluslararası Türkçe Olimpiyatları'na katılan farklı ülkelerden çocukları kabulü sonrasında basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. Çelik, YÖK tarafından üniversitelerdeki kontenjan sayısının 71 bin artırılmasıyla ilgili kararı nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, meslek yüksek okullarının düşük kapasiteyle çalıştığını, dolayısıyla bu okullardaki kontenjan artırımının herhangi bir yükünün söz konusu olmadığını söyledi. Lisans programlarındaki kontenjan artırımını ise 'hayırlı bir karar' olarak nitelendiren Çelik, iddia edildiği gibi yurt probleminin söz konusu olmayacağını vurguladı. Ülke çapında 230 bin kişilik yurt kapasitesi olduğunu, 16 yurdun inşaatının devam ettiğini ve 23 yurdun da ihalesinin sürdüğünü kaydeden Bakan Çelik, "2008 içerisinde bizim 39 tane daha yurdumuz devreye girecek. Mesele böyle olunca yurt problemi diye bir problemden söz etmek mümkün değil" dedi.
Türkiye'de şu anda 1.5 milyon örgün öğretime devam eden öğrenci olduğunu, bunların 750 bininin de kendi illerinde yüksek öğrenimine devam ettiğine işaret eden Çelik, yurt için potansiyel kabul edilecek öğrenci sayısının da 750 bin olduğunu söyledi. Çelik, "Yurdu bahane ederek bu kararı popülist bir karar olarak değerlendirmek mümkün değildir. Ülkemizde her yıl 1.5 milyonla 2 milyon arasında öğrenci üniversite kapılarına yığılıyor" diye konuştu.
Üniversitelerdeki kontenjanları artırmanın iki yolu olduğunu, bunlardan ilkinin üniversitelerin öğrenci kapasitesini artırmak, diğerinin de yeni üniversiteler kurmak olduğunu ifade eden Çelik, hükümetleri döneminde 51 yeni üniversite kurduklarını ve toplamda 127 üniversite bulunduğunu söyledi. Çelik, "Yeni kurulan üniversitelerin kapasiteleri azdır, ama bunlar da kısa sürede ayakları üzerinde duracak hale geldikleri zaman üniversitelerimizin önündeki bu yığılmalar, belki sıfıra inmeyecektir ama asgariye inecektir. Bu da büyük bir rahatlama getirecektir. Dolayısıyla YÖK'ün kontenjan artırımı yönündeki kararını destekliyorum" şeklinde konuştu.
CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın odasının dinlenmesiyle ilgili bir soru üzerine ise Bakan Çelik, İçişleri Bakanı'nın bugün TBMM'de cevap verdiğini söyledi. Çelik, şunları kaydetti:
"İzin alınmadan, mahkemelerden karar alınmadan illegal bir şekilde kim dinlenirse dinlensin biz buna kesinlikle karşı oluruz. Kaldı ki İçişleri Bakanımız Sayın Önder Sav'ın resmen dinlenmediğine dair beyanatta bulundu. Ama bütün bunlara rağmen Sayın Baykal, 'hükümet bizi dinletiyor' şeklinde ısrarına devam ediyor. Hükümetin beyanı esastır. Ama benim kişisel görüşüm; kim olursa olsun, mahkemeden karar alınmadan, yani ancak hukuk çerçevesinde bu dinleme olabilir. Bunun dışında keyfi olarak şu veya bu şahsın dinlenmesi bizi rahatsız eder." Bir gazetecinin "Sizin dinlenme gibi bir korkunuz var mı?" şeklindeki sorusuna Çelik, "Böyle bir korkum da yok, böyle bir tehdit de almadım. Böyle bir endişem de yok" yanıtını verdi. Telefondan özel görüşmelerini rahatça yapıp yapmadığının sorulması üzerine ise Çelik, "Ben dinlenme gibi bir endişe yaşamadım. Dinlendiğime dair bir endişe de bundan sonra söz konusu olamaz. Kaldı ki biz devletin hukuk nizamı içerisinde işleyişini sağlamaya çalışan insanlarız. Dolayısıyla bizim de bu manada endişemiz olursa gerisini siz o zaman düşünün" dedi.
(MÜG-CC-CC-Y)